Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

bozan

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    1.109
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    2

bozan tarafından postalanan herşey

  1. bozan

    ne olacak?

    Yazının bu bölümü umuma açıktır. İsteyen okur istemeyen Kurgu-Tay yapar. Kendi bileceği iştir. Siyas-ET: AKP modern dünyayı keşfedip oyunu kurallarına göre oynadıkça oyunu arttırmaktadır, diğer partiler ise sadece oynamaktadır. Bu gidişle biraz daha oyalanacağa benziyorlar. Burada sıkıntı Tüketimin kendini tüketeceği anın ne kadar sürüp sürmeyeceği ile ilgilidir. Bu manada Üre ve Üret yeni sloganı ile en azından tükettiğini boşa harcayıp boş yere boşaltım kirliliğine neden olma adlı bir yürüyüş, bir tiyatro eseri bir şiir ve bir parti ortaya çıkabilir. ( bu arada senin ürünün çok güzel olmuş demeyi kendime vazife bilirim). İdman Dünyası: Hepiniz dürüst, hayırsever, kanuni ve de süleymansınız. O kadar ki her birinizin adından birer deterjan markası üretilebilir... Cema-AT: Siyasete resmen girdiğiniz günden beridir anlamadığınız şudur, halkın gözünde az çok var olan ulaşılmaz ve ilahi tarafınız artık yoktur. Boyunuzun ölçüsünü almanız için bir seçime girmeniz yeterlidir. Kurgu-TAY: Hemşehrimi tartaklamanız bizi üzmüş, ortaya çıkardığınız tablo güldürmüştür. ( bu yazının bundan sonraki bölümünü terörcüler, örgütçüler, dinciler, laikçiler, köfteler ve öpülmekten hoşlanmayanlar okumasın, zira biz Ya öptür Ya Hüptür'cü değiliz, canı isteyeni öperiz) Kehribarım, şekerparem seni kocaman öpüyorum... Bozan
  2. Üç Sual Bir Yanut... 1. Vicdani Ret : Ulusalcı kalabalığın çeşitli forum sitelerinde anlaşmazlığa düştüğü meselelerin birisi de şu vicdanen ret meselesi. Ulusalcıların türkçeleştirmesi ile BULUNÇSAL RET..Neyi bulduğuna şimdi bakacağız..Bu arada bir de bunun insani bir hak olduğundan bahsedenler var. Ulusalcıların söyleYEmeyişiyle İNSANSAL HAK. Oysa zaten askerliği hayvanlar değil insanlar yapmaktadır. Üstelik askerlik Uluslcıların yaptığı ve zaman zaman taptığı anayasaya göre yalnızca bir ödev değil aynı zamanda bir HAK. Yani benim güzel AYŞEM Tatile çıkacaksan HAKKI'yla çıkacaksın... Sonuç; Bulunçsal retin insansal bir hak olduğunu savunan kalabalığın iddia ettiği gibi vicdancıların ekseriyeti eline silah almaktan imtina edenler değil..Bunları savunanlar neden mlkp,tikko,dhkpc,pkk(e diyelim de ikinci kanal küsmesin) ( alfabede harf kalmadı)..gibi örgütlerin eli silahlı adamları olmak zorundadır? En son harekatını çiçekler üzerine kadıköyde sergileyen sözde devrimci özde istihbarat elemanlarının eline düşmeci sol örgütlerin vicdan dedikleri budur. saf ulusalcıların anlayamadıkları da budur...Öpüldünüz... 2. Üniversite öğrencileri..: Üniversite öğrencileri yürüdü, gösteri yaptı, haklarını aradı, harçları protesto etti gibi söylemlerle kamu oyu yaratmaya çalışan üstelik bu haberleri verirken marifetmiş gibi güvenlik elemalrından yedikleri sopaları zumlayan zihniyet en azından zavallıdır. Zira Türkiyede tokatçı ali dışında devrimciliğe inanan kimse kalmamıştır. Onunda tokatlayarak neleri devirdiğini hepimiz gördük... Bu türlü görüntülerde dayak yiyen öğrenci olarak gösterilenler umumiyetle üniversitede 8 ya da 9. yılını devam eden sakallı kotlu gitarsaplı tipilerle, kara kuru kızlardır. Akıllı olanın aklı başına 6. sınıfta gelir ve hayata döner akıllı olmayan ise bir ömür gösterilerde sopa yer..Bizim fakültede de vardı Evrim diye birisi sopalarla tanışmadan benle tanıştı da yıllar önce hayatın hakikatlerini bende tecrübe ederek kendisini kurtardı.. Tekrar öpüldünüz.... 3. Bana şekerparemi soruyorlar, bin yıllardr devam eden eoterizm geleneğinde bir sırrın ifşa edildiği nerede görülmüş...Ahhh benim şekerparem...sen vicdansal retçileri bitkisel olarak reddet...Ben Evrimleri kurtarmaya devam edeceğim... Öpüldün şekerparem... bozan
  3. Sevgili siyaset..Ah siyaset, siyaset yalansız olur mu diyorlar? Olma mı? Siyaset bizlere yalan söylüyor bazan... Demokrasi, üniversitede okuyan talebeleri gazlayıp Silahlı güçlerin göz yaşartıcı gazlarının önüne atmak gibi birşey değildir. Üstelik demokrasi Kadıköyde Çiçekleri Ezme harekatında olduğu gibi cinsel ve psikolojik sorunlarını halkın çiçeklerinden çıkarmak gibi birşey de değildir. Hedefe ulaşmak için( hedef çoğu zaman bir devletin çıkarlarına yaranmaktır, sırasında RUSYA olur sırasında İRan) her yolu ve bunun yanında silahlı mücadeleyi savunarak dağa çıkmak, adam öldürmek, halkı soymak hasılı terörize olmak da hiç değildir. Siz bakmayın siyasetin ''vicdani retçilik'' yalanına nedense Vicdani retçileri desteleyenler Stalinist, Leninist, Saddamist örgütlerin eli silahlı çılgınları arasından çıkıyor...işte bu demokrasi değildir... Kadıköyde çiçekleri ezen zihniyet tazecik yavruları analarından koparıp, karkızlarla ve gitar saplı tipileri ile beraber önce meydana sonra dağa sonra da mezara götürüyor işte bu da demokrasi değildir...Hasılı değildir... Sense şekerparem değili olmayan bir dirsin....Sen bizim herşeyimizsin... Bozan..
  4. Sonuç mu? Ben yazayım sana... ABD ve yandaşlarından yana olmak ya da Onların karşılarındakinin yanında olmak ikilemine sıkışmış bir ülkenin kandırılmış evlatları. Aslında kandırılmış demek bazan yanlış anlama da çekilebiliyor. Bile bile lades olmuş, gizli servis elemanlarının avuçlarına düşmüş, çirkin kuru kızlarlarla, uzun saçlı gitar saplı tuhaf tipilerin yangın var gibi bağırışları arasından Abdciler ile abdcilerin karşısındakicilerin tepişmesinde olan çimenlere oluyor.... Hasılı velkelam...İyi olmuş az bile yapmışlar...Madem bir mücadeleye giriyorsun sonucuna katlanacaksın... Sonuç...ABD'nin alternatifi ne Stalinist ne de Saddamist örgütlerdir.. Gözlerinizden öperim...Şekerpareyi çok severim... bozan...
  5. bozan

    ne olacak?

    Madem adem adem-i malumata malum olamamaktan şikayetdar o halde bu Dâr- hakikati izaha açalım... Uşak sarı kuşaklı kapıları aç....Girsin içeriye çeri eşliğinde çelebiler, ellerinde yeni derlenmiş bilgiler... Dünyadan kısa kısa Amerika : Ne uzar ne kısalır. Yeni bir amerika yaratamaz ama avrupa kadar da eskiyemez...tam hakimiyet ve kontrolü devam eder..zira..gücünü kaybedecek herhangi emare taşımamaktadır. Amerikanın yakında zamanda gücünü kaybedeceğini ve toptan müslüman olacağını söyleyen bazı tuhaf yaratıklara rastlamıyor değiliz. Bilmiyorlarki bu haliyle müslüman olurlarsa zaten güçlerini kaybeceklerdir. Avrupa : Daha güçlenecek iktisadi dinamizme sahiptir. Zira o avrupadır, yeni amerikalar ondan doğar eski babiller doğudan...Türkiyeyi içine almamakta nazlanmaya devam edecektir. Zira Türkiye büyük hatta epey büyüktür ama işlev gücü düşüktür. Avrupanın içine hızlı girip bütün yükünü boşaltıp çabucak sönebilir. Oysa avrupaya küçük ama işlevselliği yüksek bir ortak lazımdır. Afrika: İnsanlar açlıktan ölmeye devam edecek. Önümüzdeki dönemde Kemaloğlu'nun ya da onun yerine geçecek kişinin daha doğru bir zamanlama ve daha doğru bir mekanlama ile bölgeyi ziyaret edip hiç bir işe yaramayan bu ziyaretin bir kısım takipçisi tarafından haddinden fazla baratıacağı şimdiden meydandadır. Dünyanın diğer bölümü: dünyanın ötesi amerikan senatosunun Türkiyeyi umursaması kadar bizim umurumuzda olacaktır.. Şikeciler: Sen kötü ol iyinin cezasını tanrı verir öz deyişinde olduğu gibi neticeleneceği meydandadır... Tutukluluk süreleri : Ben sende tutuklu kaldım ayşede hüküm giydim nefisede serbest kaldım. Bir de ne göreyim ben yine tutuklu oldum...Olay budur oku oku kudur... Bedelli : Şefkat tepe, bedelli tepe oldu.... Bedelsiz..Şekerpare biz seni bedelsiz sevenlerdeniz... hadi öptüm....Hatta öpdükten sonra öpüldüm Bozan
  6. bozan

    ne olacak?

    bozan hakkınızda şöyle denilmiş ne buyurursunuz? ''Dünya siyasetini takip eden birçok insan bunu öngörüyordu zaten. Ama hiç birisi tanrının parçası olduğunu iddia etmiyor.'' şöyle buyuruyorum ''Tanrının bir parçası olduklarını söylememekle isabet etmişler benim Tanrının bir parçası olduğumu söylemekle isabet ettiğim gibi'' ve şöyle söylemişler ''Efsaneye göre insanın yaratılmasına çok bozulan ve bu gelişme üzerine oyunu bozan başka biri de ateş parçası olduğu gerekçesiyle insana secde etmeyi reddetmişmiş... '' ne buyurursunuz? şöyle buyuruyorum ''Şu küçük insanlar kendilerine secde ettirmeye ne kadar da meraklılar?'' Ubis sunt tres humanus ibis sunt duo deus Işığın yanmaya devam edecek, sen istemesen bile, sevgili şekerpare, ben seni mecdeleli meryem gibi seviyorum. sana ancak Bir Tanrı eli değimiş olmalı, benim elim değmediğine göre, Başka tanrılar yeryüzüne inmiş olmalı. bazen bozan
  7. bozan

    ne olacak?

    (8. ağustos 2008 saat 13:24..'de aşağıdakileri yazmıştım.. Bu durumda çanlar iki mühim ülke için çalıyor diyebiliriz ki bunlardan birisi Mısır ve Hüsnü Mübarek ikincisi de Kaddafili Libyadır. Mısırın yapısı Kaddafili Libya kadar iktisadi ve sosyal açılımlara dayanıklı görünmüyor bunu da hesaba kattığımızda Mısırın demokrasi lehine daha çabuk ve sessiz çözüleceğini öngörebiliriz ne ki mısırda böyle bir altyapı eksikliği ciddidir, bu da ülkenin sıkıntısını arttırmaktadır. ) Yukarıdaki öngörülerime yenilerini ekleyeceğim...Bunlar da gerçekleşecek...Hala Tanrı'dan bir parça olduğuma inanmayanlara duyurulur.. Hep bozan...
  8. seninle dönen gün yarına bir mısradır,

    uzaktan, ışıkları yanmaya başladı yeni göçenlerin,

    tanımadığımız çardaklarda alıştığımız hayatlar,

    şimdi gün dönüyor, sana doğru,

    ve yeni mısralar dökülüyor gökyüzünden,

    yağan yağmurlar gibi.

    arasıra bulutlara as kirpiklerini,

    yağmur olsun bana..

  9. olur, neden olmasın?

  10. seni daha çok sevebilir miyim?

  11. ben de seni çok seviyorum bende de sen varsın. zaten sen olmazsan benim anlamım ne?

  12. kendimi çok seviyorum bende sen varsın dipdiri.

  13. bozan

    mühim değil.

    Sen bu satırları okurken ya da okumazken dünyada değişen fazla bir şey olmayacak. Çiftler çiftleşmeye, tekeler türemeye, oğlaklar oğuldamaya, falan devam edecektir. Bunlar mühim değil. Bak kişi en mühimi şudur aşılarını yaptırmayı ihmal etmeyeceksin. Yoksa hasta olurlar bak bana! Ben yaptırmadım da ne oldu. Ama mühim değil. Bak kişi bir yazıyı önce yazan okur zaten bu yüzden yazanlar aynı zamanda okur okuyanlar ise aynı zaman da yazar olamaz. Durum fena değil. Devam edebiliriz. Bak kişi en güzel yaptığımız en kötü resmi gönderiyorum. ( hani boş sandalyalı olan. Hatırladın mı? İçinde ne senin ne de benim olduğum yalnızca denizin , kumulun ve hüsnünde toplanan bir mesanın olduğu bu tabloyu gönderiyorum. Tülek Terlan Duvarına yapıştırsın. Mühim değil. Bak kişi ben hala hiçbir şeye inanmıyorum. Bak kişi ben bir kadını asla aynı kadınla iki defa aldatmam. Aslında kişi bunu bana sen öğrettin. Kadınlarla ya da kadınsılarla eğlenmeyi. Bak kişi sırrımızı ifşa eden ben değildim. Bak kişi ben Nariye’de doğduğumdan bu yana takıyordum o nazar boncuklarını ama sen yine de aşılarını zamanında yaptır. Ben olsam dünyayı Tülekten uzak tutardım sen en azından dünyanı ondan uzak tut. Bak kişi yoldayım ve geliyorum. Fakat yol o kadar hızlı ilerliyor ki benim hızım ilerlemeye yetmiyor. Olduğum yerde çakılıyorum hatta zaman zaman geriye bile gidiyorum. Bir manada gericiyim aslında her manada zira geride Sen varsın. Hatta burada da sen varsın, durunca yani. Bak kişi incir yemeyi unutma. Gelecekte de sen varsın. Bak kişi Çağlalar düşmek üzere sokaklara hiçbirini kaçırma. Bak kişi gelecekte olan şu kara/kuru bir gölge ve ardında sen. Şimdi haberlerde söyledi. Deprem olacakmış belki de olmayacakmış Bak kişi bunlar mühim değil. Bak kişi bu bir fasıla idi, son değil. Hepimiz halet-i ruhiyemizi buna göre ayarlayalım istersen. Bak kişi bana foto/shop yapma. Hala dünya dönüyor ve hala mühim değil. bozan
  14. Hala aynı denize bakıyoruz hala aynı gökyüzüne, birlikte göklendiğimiz mavi dünyaya bakıyoruz; işte bu yüzden söylediklerine inanmıyorum. Söyleyemediklerinin peşindeyim, fotoğrafın kesilmiş tarafındayım, tarihin unutulmuş tarafında yani bu hayallerimin tamamladığı, kimsenin erişmesine müsaade etmediğim en güzel yanındayım buyüzden sana inanmıyorum. Şuna da bakmıyorum artık, biz gökyüzünde yüzerken ayağımıza takılan Şuna ehemmiyet vermiyorum. Bıraksa bizi daha güzel olmaz mı? Hiç demediğim kadar çok söylüyorum aynı kelimeleri, benim tek mavim sensin. Saçına takılan tek kurdela benim. Seni MAVİYORUM. Herşeyinle bir bahar kadar güzelsin, gözlerinin en karanlık ışıltısı bana güneşin en parlak karaltısından daha yakın. Sen Olmayı beceremediğim bensin. Şunu'n çıkması ne kadar zorsa aramızdan Seni MAVİYOR olmamın bitmesi işte bu kadar zor. Beni saçlarına, ipek sahtiyan, saçlarına hiç takmadığını söyleme, buna inanmıyorum. Gözlerim artık yoruldu, denize bakmıyorum deme buna inanmıyorum. Sen Yeryüzünün Gökyüzü ile bir araya gelip yaptığı en güzel esersin. Beni inanmadığım gerçeklerine bırakma, Beni avut, hayallerimizdeki en güzel tablolarla, Turuncu toprak rengi tablolar, Beni Şuna bırakma... Bozan
  15. Evet, zaten son ilmi tetkikler Kürt sorununu japonların yarattığı hususunda hem fikir... bozan
  16. bozan

    başlıksız

    Cevaptır… Lütfen, başkalarının sözlerini ardınıza bırakın. Korkmayın, kelimeleriniz sizin onların kelimelerinden çok daha güzel. Sizin kelimeleriniz güzel, dizeleriniz güzel, devrik cümleleriniz güzel, gölgeniz, gölgeleriniz güzel, lütfen kendinizi bu kadar saklamayınız.. Sevdanız sizin hiç üşüyemez, siz güneşsiniz, Şems’i Mevlana’dan ayıramayan bu insanlar sizin sevdanızı sizin ateşinizden hiçbir zaman ayıramayacaktır. Yeter ki küllerinizi ateşgahtan taşımayınız, ebedi ateşimiz, ateşgedeleri sonu olmaksızın yakmaya devam edecektir. Bugünden sonrasını ancak bugünü olmayanlar arayacaklardır, siz bugünü en çiçekli, bugünü en mavili kişi olarak kalınız ve bırakınız yarını bugünü olmayanlar özlemlesin… Ve sevgili papatya, seveceksiniz hep seveceksiniz… Keşke sevmemek her kişinin yazısı olsaydı, lakin muhafaza ettiğiniz ateş etrafınızı ve kendiniz o kadar çok yakıyor ki sevmemeniz ve sevilmemeniz kabil değil… Siz ne sevilmek hürriyetinde ne de sevmemek hürriyetindesiniz ve fakat mesut olmak mecburiyetindesiniz… Muhabbetle kalınız… bozan
  17. bozan

    başlıksız

    Yakın olmak mı zor uzakta kalmak mı? Baharı envai çeşit kokularıyla karşılar ruhumuz, baharı, senin baharını...Kucak açmak mı zor boşluğa koşmak mı? Bir yaz gecesi yasemen çiçekleriyle memlu balkona sarılır gölgemiz, gölgelerimiz...Karanlığa birlikte yürümek mi zor yoksa aydınlıkta bir başına kalmak mı? Bir üzüm vadisini düşün demiştim mesela Turfan'da...Bir üzüm vadisi, bir sen, bir asma dalları talvarlara dolanan, bir hakikat ışığı güneş, gözlerimizi yakan...Sana doğru koşmak mı zor senden öteye kaçmak mı? Elma çiçeklerini açmış bir ağaç, elma çiçekleri saçlarına ilişir, saçların bir başka bahara erişir, düşünmek mi zor mavilerini, mavilerinden atlas perdeler yapmak mı? Seni bir kaç defa kaçırdım, birinde çocuktum adın bir başka şeydi hatırlamak istemediğim. Birinde gençtim kütüphanelerde dolana dolana, otobüslerde salına salına ve bir başkasının kütük defterine adını yazdırdım konuşa konuşa...Şimdi adını hatırlamak ızdırap veriyor lakin bir de rüyalar olmasa sevincini getiren... Birinde ise artık ihtiyarlamıştım seni kaçırmak için ya da kaçırmamak..İhtiyarlık dizlerde bir ağrı, gözlerde bir perde ama düşünce o kadar daha berrak ki gençliğimden...Bu defa kaçırmamak elimde değildi.. Şimdi papatya elinden kaçırmak mı zor yoksa kaçırmamak mı? bozan
  18. bozan

    ne olacak?

    Ne olmasın? 1. Odalar; Artık sinema, müzik ya da yazar dünyasından paratapıcıları tarafından senaryosu kötü oyuncu kalitesi daha kötü, atatürk filmleri çekilmesin, inanın artık çekilmiyor. atatürk filmi diye okullar da kendilerini zorunlu hissedip, bütün öğrencileri kültürel bir faaliyetmiş gibi gerine gerine bu kötü filmlere yollamasın. korkmayın asker birşey demez, böylece beş para etmez filmler için kimseyi zengin etmiş olmayız. 28 şubatta da okullara bir kamyon insan, bayrak, istiklal marşı panosu falan satıp köşeyi vurmuştu, sıkıysa alma da görelim hesabı...bunlar bitsin olmasın artık... 2. Salon; Hiçbir kadı ya da o müddei umumi durumdan vazife çıkartıp parti purtu kapatmasın. Yalnızca dincilerin değil kürtçülerin de partisi kapanmasın. Millete bak bizim partimizi kapatıyorlar demekten başka yaptığı birşey olmayan partiler sırf işgüzar müddei umumiler tarafından iktidara taşınmasın. aynı yerden sokulmak hoşunuza gidiyorsa onu bilmem... 3. Oturma odası; Yapılan her icraatı anayasa mahkemesine götürmekten başka bir iş yapmayan iktidara gelmek hususunda hiçbir öngörüsü olmayan ve anlaşılan bunu da pek istemeyen ne olduğunu kendisi de bilmeyen partiler artık meclise taşınmasın. Yeni bir lider bulsunlar baştan örgütlensinler, plan proje geliştirsinler. Olmadı bu forumdan bir Çılgın Türkü lider seçsinler ama kütfen aynı kafayla seçime gitmesinler... 4. Yatak odası; kimse artık darbecilik oynamasın, serdar dontaç şarkı yapmasın, ronaldo futbolu bıraksın, mafya babaları klüp başkanı, esrar kaçakçıları iş adamı, iş adamları gazete patronu, sendika başkanları para babası olmasın... 5. Balkon; koca göbekli bürokratlar anadan doğma nevruzcu kesilip ateşin üzerinden atlamasın, silahlar sussun, bir zamanların parti purtu hesabına devlete işçi olarak girip iş yapmayıp, devlet iş verince de yerim dar diyenler kalmasın. 6. Koridor; Müslüm baba dean martin'in mambo italiano'sunu söylesin ama hip hop yapmasın. 7. Mutfak; Sana gelince sevgili papatya, sen mutfakta el işi hamurlu humurlu yiyeceklerinle kilo almayasın. Yok göze görünen kısmınızla alakalı olduğumuz için değil, lakin sıhhatiniz için böyle yapmalısınız. Sağlıcakla kalınız... bozan
  19. Matematikçilerden hiç haz etmem. Bilgisayarcılardan da. Ben kendi şahsıma siteye gelmiş olmanızdan dolayı memnun değilim. Saygılar sunarım...
  20. bozan

    Heves ve ses

    heves ve ses ellerini buraya yazıyorum, düşününce başını yasladığın, sarılı otları dudaklarına taşıdığın, konuşurken sağa sola salladığın, uzaktan uzağa giden gemilere, beni de alın diye kaldırdığın, ellerini buraya yazıyorum... çiçekler toplamak onlara düşer, çiçekleri saçlarına iliştirmek de, çiçekler, saçların ve ellerin, gölgeler gibi yanına düşer... adımlarına eşlik ediyor, bir ileri ama çoğu zaman da geri, kaçamıyorsun kendinden, kaçamıyorsun çiçeklerden ve ellerinden, rüzgar saçlarına eşlik ediyor. pencerenin buğusuna isimlerini yaz, gelip de durmayan isimlerin, hiçbir limanda duramayacak, hiçbir denize doymayacak, gemilerin, çiçekler, saçların ve ellerin... b.
  21. bozan

    BU ADAM KİM?

    Tamam buldum. İsmet İnönü
  22. bozan

    Kırk Dörtlük

    XII Yakışır,eteklerin dizlerde olsun, Denizin dizindeki kumlar gibi, Mavi olsun dalgaları çağrıştırır, Yakışır, ne giyersen giy yakışır. bozan
  23. bozan

    Kırk Dörtlük

    XI Bir yaz gecesi çıkmışlar atalarım Alaiye'den, Bütün düşlerini almışlar yanlarına, Bütün hülya vü ümitlerini, Bir seni bırakmışlar bir başına. bozan
  24. bozan

    Kırk Dörtlük

    X Ancak üç yanlış bir doğruyu götürür, ancak üç; Biri Denizi sevmemek dalgalarla gelen, Biri yıldızları sevmemek andığında biri, Biri seni... bozan
  25. bozan

    Kırk Dörtlük

    IX Şimdi bırak yağmuru ardında kalsın, Islansın ayaklarımızın izleri, Ayakların çıplak, narin, hisli, Ayakların yarınlara kalsın... bozan
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.