Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

hazann

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    3
  • Katılım

  • Son Ziyaret

1 Takip eden

Profil Bilgileri

  • Cinsiyet
    Kadın

hazann - Başarıları

Çaylak

Çaylak (2/14)

  • İlk İleti
  • İçerik Başlatan
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. Tolga ÇANDAR 1959 yılında Muğla’nın Milas ilçesinde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Milas’ta tamamladıktan sonra Ankara’ya, Orta Doğu Teknik Üniversitesi’ne gitti. ODTÜ Mühendislik Fakültesi İnşaat Bölümü’nde öğrenim gören Çandar, tiyatro çalışmaları için ODTÜ Oyuncuları’na, halk müziği çalışmaları için de Türk Halk Bilimleri Topluluğu’na devam etti. Üniversitenin üçüncü sınıfında iken, üç arkadaşı ile birlikte kurdukları ÇAĞDAŞ TÜRKÜ topluluğu adı altında ilk albümleri olan"Bekle Beni"yi yaptılar. Bu albüm aynı zamanda Tolga ÇANDAR’ın profesyonel müzik yaşamına adım atmasına zemin hazırlar. Bekle Beni albümünde olduğu gibi, yine Eftal Küçük ve Tolga Çandar bestelerinden oluşan "Delikanlıya" adlı bir albüm daha yapan topluluk, dağılır. Bunun üzerine Çandar müzik yolculuğuna yalnız devam eder. Bir yandan beste çalışmalarına devam eden Çandar, diğer yandan da "Türküleri Ege’nin" adlı bir albüm hazırlar. Bu albümün gördüğü yoğun ilgi, Tolga Çandar’ın müzik yolculuğunda izleyeceği yolu da belirlemiş olur. Müzik çalışmalarının yanı sıra çeşitli dergilerde yazılar da yazan Çandar, Felsefe, sosyoloji, siyaset bilimi konularına ilgi duymaktadır. Çandar’ın en büyük tutkularından birisi de havacılıktır. 1977 yılında ODTÜ dokuz ay sürecek olan boykot sürecine girince, okulun geleceği konusundaki belirsizlik ortamında Çandar, Hava Harp Okulu sınavlarına girer. Sınavları başarıyla tamamlar ve İzmir Cumaovası meydanında (bugünkü Adnan Menderes havaalanı) T-41 uçağı ile eğitim uçuşlarına katılır, ancak uçuşları tamamlamadan, sekizinci sorti sonunda kamptan ayrılır ve ODTÜ’ye geri döner, ancak içindeki uçma isteği hiçbir zaman yok olmaz. Çağdaş Türkü topluluğu ile yaptıkları "Bekle Beni" ve "Delikanlıya" adlı albümlerden sonra Çandar, sırasıyla "Türküleri Ege’nin", "Harman", "Türküden Şarkıya", "Sen Türkülerdesin", "Kar Yangını", "Türküleri Ege’nin 2", "Sular Gibi", "’Türküleri Ege’nin 3" ve soprano Seza Kırgız ile birlikte seslendirdikleri "Aşikar" adlı albümlere imza attı. Belgesel film müzikleri ve tiyatro müzikleri de yapan Çandar evlidir ve 8 yaşında Karya adında bir oğlu vardır. en son çalışması olan DOĞU çalışması dinlenmeye ve keyif almaya değer bir çalışma anadolu müzikten çıkan bu çalışmayı tavsiye ederim. 01 - MAVİ YELEK MOR DÜĞME 02 - VALLAHİ O YARDIR 03 - BAYDİĞİN BAŞINDA & MEVLAM BİR ÇOK DERT VERMİŞ 04 - VARIP NEYLEMELİ SILAYI 05 - ALİ PAŞA AĞIDI 06 - GELE GELE GELDİK BİR KARATAŞA 07 - HANİ YAYLAM 08 - YÜZÜNÜ SEVDİĞİM SEYRANA ÇIKMIŞ 09 - NECİBEM 10 - EVLERİNDE BİR İPEKTEN HALI VAR 11 - BEN MEYLİMİ ÜÇ GÜZELE DÜŞÜRDÜM 12 - KAR MI YAĞMIŞ ŞU HARPUT’UN BAŞINA
  2. Süryanilerin müzikal çığlığı Diaspora Süryanilerinin arşivinden yararlanılarak hazırlanan "Anadolu'nun Solan Rengi, Süryani Halk Ezgileri" albümü her dinleyenin kendi tarihsel, kültürel mirasından belki ortak tınılar da duyabileceği bir çalışma. Yakup ustanın baba toprağı Diyarbakır'dan ayrılışının üzerinden neredeyse çeyrek asır geçmişti. Ama çekiyordu işte bu şehir Süryani Yakup ustayı. Her sene sektirmeden Nisan-Mayıs aylarında birkaç günlüğüne de olsa memleket hasretini gideriyordu, Diyarbakır sokaklarında. Ama sadece bu kadar mı? Elbette hayır... Peynir... İlla ki peynir! Diyarbakır'ın genç kız saçı gibi ilmek ilmek örülmüş, örüklü erimiş peyniri. Onu, Diyarbakır'a gelip kendi gözetiminde yaptırmalı ve İstanbul'a götürmeliydi. Belki peynir bahaneydi. Ama ne gam! Gittiği diyarlarda kendine ait olan ne vardı ki! Götüreceği birkaç baş erimiş peynir, bir de memleket özleminden, memleket havalarından gayrı! "Her yıl geldiğimde tanıdıklar azalıyor" diyordu, dokumacı ustası Yakup. Bir de eski köylülerin kalmadığından yana dertliydi Yakup usta. Eski köylüler kente geldiğinde daha bir uyum sağlama gayretinde miydiler ne? Şimdikiler öyle mi? Kenti kendilerine benzetmede eşleri menendleri yok... Ama bu kez Yakup usta, gözlerinin içi gülerek, elinde bir CD ile gelmişti. İstanbul'dan bir dostum, Turgut Alaca göndermişti, yeni çıkan "Anadolu'nun Solan Rengi-Süryani Halk Ezgileri" CD'sini. Bekletmeden, o heyecanla dinledim. Toplam on bir parça özenle seçilmiş. Daha çok diaspora Süryanilerinin arşivlerinden yararlanılmış. Süryanice bilmediğimden sözlerini anlayamadım. Ama melodi o kadar yakın, o kadar tanıdık geldi ki... Ezgiler beni Midyat'ın Süryani köylerindeki düğünlere götürdü. Ezgilerin melodik ritmine eşlik etmeye çalışırken, Tur Abdin'de Mor Gabriel Süryani Kadim Manastırı'nın 1700 yıllık duvarlarında yankılanan ilahilerin müzikal alt yapısını da düşünmeden edemedim. Asuri müziğinin varisleri Yakın zamanda okuduğum Peder Gabriel Akyüz'ün "Süryani Müziği"* kitabına başvurdum. Süryaniler, Hıristiyanlığı ilk kabul edenler olduklarından aynı zamanda Asuri Sanat Müziği'nin de varisi olmuşlar. Zaten Asuriler aynı zamanda proto-Süryaniler. Süryanilerin dinlerine olan sadakatleri, kendi ifadeleri ile "tekrar putperestlik tuzağına düşmemeleri" için ellerinde bulunan o döneme ait tüm müzik eserlerini yakmalarını beraberinde getirmiş. Doğal olarak Süryani müziğinin düzeni; l. yüzyılda başlayıp lV. yüzyılda genişlemiş. Vll. yüzyılda zirve noktasına ulaşmış, Xll. yüzyıla kadar canlılığını korumuş. Xll. yüzyıldan sonra bölgede yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle gerilemeye ve erimeye yüz tutmuş. Süryani müziğinin genel olarak sekiz dizisel makamdan oluştuğunu yine Gabriel Akyüz'ün yukarıda sözü edilen kitabından öğreniyoruz. Bunlar; sıcaklık, soğukluk, sertlik, yumuşaklık, eğlendirici, hüzünlendirici, coşturucu ve gurur kırıcı huyu olan makamlar. Görüldüğü gibi bizzat hayatın içinden ve hayatın kendisiyle örtüşen makamlar. Ve bu sekiz ana makam, yapılan bütün çalışmalar sonucunda 1500 dolayında nağme ve makama bölüştürülüyor. Ve kilise takvimine göre uygulanan ayinlerin her bir bölümü bu makamlardan biri ile hayat buluyor. Gel çığlıklarımı dinle Din dışı müziklerinde de genel olarak bölgeye ait enstrümanların zengin biçimde kullanıldığını görüyoruz: Ud, cümbüş, kanun, darbuka, bağlama, keman, davul, zurna. Doğal olarak aynı ve komşu coğrafyada birlikte yaşanılan halklarla ortak kültürel miras, akrabalık ve etkileşim. Kürt, Ermeni, Arap ve Türkler. Ve tabii ki bu halkların müzik kültürleri. Her dinleyenin kendi tarihsel, kültürel mirasından belki ortak tınılar da duyabileceği, ama özgün ve farklı Süryani müziğinin sesini de hissedebileceği bir müzikalite "Süryani Halk Ezgileri". Ezgiler, dile geliyor ve diyor ki; "Gel çığlıklarımı dinle.../ Yolculuğundan geri dön. / (Gittiğin) dünya sana bir şey kazandırmaz. / Ancak günahkar ve umursamaz biri olursun. / Gurbette ne yapacaksın. / Kötü genç olma, geri dön. / O sessiz uykularda çığlıklarımı dinle." Süryani Halk Ezgileri / Anadolu Müzik Yapım ŞEYHMUS DİKEN NOT: Bu yazı Radikal Gazetesinin Radikal 2 ekinde 11-08-2002 tarihinde yayınlanmıştır 1-O LİLYA LİLYA Söz: Müzik: 2-AZİZA D'LİBLEY Söz: Müzik: 3-PARPALYATEH D'YENNA Söz: Müzik: 4-EDANA P'KHODBA Söz: Müzik: 5-SHİNEH D'PRASHTA Söz: Müzik: 6-MIBADRİNA HERKE UTAMO Söz: Müzik: 7-TLİO HLİTO ŞARİFTO Söz: Müzik: 8-IMUNE KUMDAĞLAT ALİ Söz: Müzik: 9-ETİNUHTO HUSUNE Söz: Müzik: 10-VAYLOG ZABNO Söz: Müzik: 11-KOTİL BOLİ HABİBTU Söz: Müzik: http://youtu.be/so2yyXqUey8
  3. ZUĞAŞİ BEREPE Albüm Adı: Va Mişkunan Yapım: Anadolu Müzik Yapım Yılı: 1995 Zuğaşi Berepe (Lazca: Denizin Çocukları), Lazca sözlü rock yapan ilk müzik grubuydu. 1992-1998 arası etkinlik göstermiştir. 1992 yılında Mehmedali Barış Beşli'nin Lazca sözlü ve politik içerikli rock müzik yapma fikri üzerine M. B. Beşli, Kazım Koyuncu ve Metin Kalaç tarafından "ŞK'U" (biz) adıyla kurulur, daha sonra Zuğaşi Berepe adını alır. İlk albümleri "Va Mişk'unan"'ı (Bilmiyoruz) 1995 yılında Anadolu Müzik etiketiyle yayınlarlar. Bu albümde gruba elektro gitarist İlhan Karahan da katılmıştır. Albümde sert rock tınılarına, bir Karadeniz müzik enstrümanı olan tulum da eşlik eder. Albümde sol-politik mesajlar da gözardı edilmemiş, "Ernesto", "Oxoşk'va do Oropa Şeni" (Özgürlük ve Aşk İçin) adlı Lazca şarkıların yanısıra "Ben" adlı Türkçe parçada sol/devrimci söylemler kullanılmakta ve Laz halkının kurtuluşunun sosyalist bir düzende gerçekleşebileceği savunulmaktadır. Aynı albümde "Avlask'ani Cuneli' (Avlun Güneşlidir), "Golas Empula Yulun" (Yaylada Bulut Geziyor) gibi otantik Laz şarkıları da seslendirilmiştir. 1-AVLASKANİ CUNALİ Söz: --- Müzik: -- 2-GOLAS EMPULA YULUN Söz: ... Müzik: .... 3-BOZO Söz: ... Müzik: ... 4-BERERTTAŞA Söz: ... Müzik: .... 5-VA MİŞKUNAN Söz: ... Müzik: .... 6-ERNESTO Söz: ... Müzik: .... 7-BEN Söz: ... Müzik: .... 8-OXOŞKVA DO OROPA ŞENİ Söz: ... Müzik: ... etnik müzik severlere tavsiye ediyorum....
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.