lecke

kime sorsak herkes kendisi için giyindiğini söyler. kendime olan saygımdan ya da ben kendimi böyle rahat hissediyorum der. fakat kimse ben kendimi beğendirmek, dahası, toplumda kendime uygun bir eş bulmak için kendimi iyi göstermeliyim o yüzden böyle giyiniyorum demez. bence kim olursa olsun tamamen kendini beğendirip, kendine bir eş bulmak için davranışlarını ve görüntüsünü oluşturur. hayatımızda belirlediğimiz davranışların, hareketlerin, düşüncelerin tamamı bu amaç üzerine kurulu NESLİN DEVAMI! freud cinsellikten bahsederken belkide yarım bıraktı işini. devam edip bunun üzerinde yoğunlaşmalıydı. çaba harcayıp elde etmeye çelıştığımız kavramlar neslimizi devam ettirmek üzerine. statüko yu bu şekilde incelediğimizde de bu sonuç çıkıyor ortaya. içimizde aslan belgeseli seyretmeyen yoktur. erkek, kabarık yelesiyle binbir çalım( bizde olunca karizma oluyor) içinde dolaşıp diğer erkeklerle kavga eder( öss-kpss-toefl-misket oyunları uzun eşek ve dahası) kazanan dişiyle beraber olacaktır( mevzu bahis dişiye örnek:laetitia casta). fakat burada başarının sonucunu doğrudan alırken insan familyasında vehbinin kerrakesi öyle değildir. statüyü kazanınca iş bitmiyor tabi! alanını işaretleyeceksin belirli yerlere pisleyerek( insan hayvanında bu pislemeye yatırım adı veriliyor!) ( ya da devlete kapaa atmak olarakta tabir edebiliriz) sonra o alanı ve içinde yaşayan topluluğun güvenliğini sağlayacaksın( bizim familyada biraysel silahlanma, çelik kapı vb.) korunan topluluğu herkes bilir; önce namus adını alır sonra çekirdek aile falan! kavramlar arasındaki benzerliği kurmanızda yardımcı olsun diye size örnekler vereyim. insan ailesi aslan ailesi mücadele ya da ekmek kavgası gruba sahip olma aile reisi lider aslan başarılı hayat aslan yelesi flört kur- diğerinin genital bölgesini koklama sex çifleşme para kazanma beslenip dahada irileşme statü alana sahip olma evlat sevgisi üremeden dolayı misyon tamamlama boşanma rakibe yenilmek terk edilme doğal seleksiyon vs. vs.

nietzsce hümanist yapısını daha doğrusu hıgh-human-ist yapısı yüzünden oldukça yoğun eleştirilere maruz bırakılmış olsada onu anlayacak insanların gün gelip ortaya çıkacağını yürekten hissediyordu. haklıydıda! çektiği acılar yüzünden hırçın olmasını ve yetiştiriliş şeklini göz önünde bulundurmak gerekli uslubunu yargılarken. kadınlar konusunda ki keskin söylemlerini ise ben çektiği yoğun aşk acısına bağlıyorum ve birazda anlıyorum sanırım. yaşadığı toplum onun için yeterince sıkıcı değilmiş gibi birde anlatacak çok şeyi olan bir insanın (hele de anlattıklarının çok büyük bir kısmının doğru olduğunu düşünürsek) dinleyecek kulak bulamaması yeterince yıkıcı olsa gerek. ben tüm nietzsche meraklılarına İNSANCA PEK İNSANCA yı öneriyorum. aforizmaları kesinlikle haklı ya dedirtecek türden. saygılarımla!

neden herkes nietzsche hakkında kötü düşünmeye çalışıp kendini yıpratıyor anlayamıyorum! hatta bana göre öylesine haklı ki insanların rahatsız olup ona saldırmasının asıl nedenide bu. sanki nietzsche'yi yerden yere vurunca kendileride ona eşdeğer bir nitelik kazanıyor. evet zerdüşt böyle buyurdu! isteyen onun bu buyurusuna cevap vermeyebilir. hayatın tadını çıkarıyorum diyen insanları uyarıyor yalnızca: ''aldığınız tad sizi yanıltmasın'' diyor en kaba ifadeyle. hayata polianna kıvamında bakanlar rahatsız oluyor diye haksız olmamalı BENCE. pembe bulutlar olunca dünyayı saran olumlu iyi insan oluyorda yağmur bulutlarından bahsedince mi kötümser olunuyor? gerçekler sadece korkak insanlara zor gelir. toplum gökyüzünün rengini gömek için sırt üstü yere düşmeli. daha çok söyleyeceğim var, bu daha başlangıç