Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

enveree

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    3
  • Katılım

  • Son Ziyaret

enveree - Başarıları

Acemi

Acemi (1/14)

  • İlk İleti
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. bunlar biraz talihsiz açıklamalar olmuş ama bilirsiniz ki milliyetçilik böyle bir anlayış içermez. her ideolojide ve dinde benimsenmeyen açıklamalar olmuştur. google da arasanız 5 dk da türklüğe hakaret eden uydurma hadisler bile bulmanız mümkün Egemen halkın bu şekilde tutum takınması güzel değil, kabul ediyorum. ancak bu durumu sadece millet ekseninde ele almak yanlış. bu yapılanın adı da faşizm değil de asimilasyon olur gibi geliyor. ve asimilasyon tarihte milletten çok din ekseninde yapılmıştır. yani kendi milletini dayatmaktan çok kendi dinini dayatmak şeklinde. halen de müslüman devletlerdeki dini azınlıkların çok rahat oldukları söylenemez. kendi dinini öğretme konusuna bi diyeceğim yok ama din değiştirmeyenleri cezalandırmayı sanırım siz de tasvip etmezsiniz. bunları söylerken amacım kesinlikle dini karalamak değil. sadece durumun millet veya ümmet sevgisiyle alakalı olmadığını, ayrı bi azınlık-çoğunluk sorunu olduğunu açıklamak. Türkler diğer müslüman toplumlara gidip İslamı biz yücelttik en büyük biziz gibi sözler söylüyor değiller. Türkler İslamı yücelttiler sözleri Türk karşıtı hadislerin bile kullanılşdığı karalamalara cevaptır. bir etkiye tepkidir. "Tanrı Türkü korusun" o kadar da bencilce sayılacak bir söz değil. yani "Allahım bana yardım et" demek başkalarına yardım etme demek değildir. peki insanlar neden Türklüğe sığınıyorlar Türklere yardım istiyorlar derseniz de, maalesef bu topraklardaki insanlar kendi milletlerinden başka dost bulmakta zorlanmışlardır. osmanlılar zamanında bile Fatih, Kanuni orduları batıya cihat için yönlendirdiği anda doğudaki müslüman devletler kılıcını kuşanmıştır. cihat yapmak isteyen padişahların ömrü batı-doğu arasında mekik dokumakla geçmiştir. daha on yıl öncesine kadar yunanistan, suriye, ırak, iran hepsi pkk ya destek verip bizleri öldürmesi için silahlandırmıştır. bu elbette dinimizin suçu değildir. ama uygulamadaki bu sorunun halkın kimi dost göreceğine yansımasını da çok yadırgamamak gerekir. Türkiyede yaşayan herkesin Türk olması, anayasada Türklüğün tanımının bu şekilde yapılmasından ileri gelir. bu üstkimlik, altkimlik konuları gerçekten çok hassas. bunun tartışması ayrı bi başlık oluşturur. ama şunu söylemek isterim ki bugün dünyada insanlar rahat bi şekilde İspanyol asıllı Amerikanım, Türk asıllı Almanım diyebilmekteler. Kürtler ve Ermeniler de Ermeni asıllı Fransızım, Ermeni asıllı Amerikanım diye gönül rahatlığıyla söyleyebiliyorlar. ama Kürt asıllı Türküm demek rahatsız edici oluyor onlar için. Ermeni asıllı Türküm diyen gruplar var ama çok da fazla değiller. bunun da faşizm olarak adlandırılması kesinlikle yanlış. ülkemizin adı Türkiye. Türkiye kelimesi Türklerin yeri, Türklere ait olan anlamını taşır eğer ki insanlara biz Türküz siz değilsiniz burası bizim dense idi bu faşizm olurdu. hepimiz Türküz bu vatan hepimizin demek faşizm değildir. saygılar
  2. kardeş senin de f.gülen hareketinde olmayan ne kadar insan olduğundan haberin yok galiba söz konusu hareketin zararsız, masum bir hareket olduğunu düşünmek gerçekten zor. en başlıca ve klasik sorun f.gülen efendinin amerikada ne işi olduğu sorusu. bi zamanlar (1453 sonrası bi zamanlar) ortadoks dünyasını kontrol edebilmek için osmanlılar ortadoks cemaatinin liderini istanbulda tutmuşlar. peki amerikalılar bizim cemaatin liderini niye ağırlıyorlar? sağlık sorununun falan hikaye olduğu çok açık. böyle büyük (büyük olduğu açık ama dünyayı ele geçirmek biraz zor ) bir müslüman cemaati önderi sırf sağlığım bozuldu diye hıristiyan topraklarında yaşayacak kadar alçalmaz. benim merak ettiğim gülen beyin orda niye bulunduğunu cemaattekiler de bilmiyor mu, yoksa kendi aralarında olaydan haberdarlar da bize mi masal anlatıyorlar. bu hareketle ilgili kafamdaki kötü düşüncelerden biraz bahsettim ama art niyetli bir hareket damgası vuracak kadar bilgi sahibi olmadığımı da belirtmeliyim. zaten tüm düşüncelerim de kötü bir hareket olduğu yönünde değil. toplumda birlik beraberlik, sosyal yardımlaşma konularında iyi çalıştıkları kesin. insanların gönüllü yardımlaşmalarda bulunması, bu hareketteki abilik müessesesi falan sadece gönüllü sosyal organizasyon çerçevesinden bakıldığında takdire layık. ama asıl sorun bunun niye yapılıyor olduğu. neden bu insnların kapalı toplantılar yaptığı, bu değirmenin suyunun nerden geldiği, neden kamu kurumlarına ve askeri kurumlara sızmaya çalıştıkları. burdan bu hareketin siyasi amaçları olduğu sonucuna varabiliriz. peki bu amaç nasıl bir amaçtır bize ne getirir ne götürür. bu gizem, hareketi benim için ürkütücü bir hale getiriyor. ülkemde bir grup insan çok iyi görünen işler yapıyor görünüyor, ama diğer taraftan her yerde kadrolaşmaya, iş hayatında birbirlerine destek olarak ekonomik güçlerini artırmaya, (cemaatin içindekiler kabuş etmeseler de) fikirlerini( tutumlarını, cemaat ruhlarını) gençlere empoze etmeye çalışıyorlar. peki bunlar olunca ne olacak. yani f.gülenin yargıda, bakanlıklarda, orduda istediği kadar adamı olduğunda, büyük bir insan topluluğu kendisini kayıtsız şartsız desteklediğinde, ülke ekonomisinde büyük pay sahibi olduklarında ( şimdikinden de büyük) ne olacak. tamam derdimiz buydu amacımıza ulaştık hadi hep birlikte pikniğe gidelim demeyeceklerdir heralde. bu biraz soruya daha fazla soruyla cevap vermek oldu gibi. konu fethullahcılar olunca soru çok cevap yok. halbuki bi web sitesi yapsalar, fethullahcılık.com şöyle linkleri olsa "misyonumuz" "vizyonumuz" "hizmetlerimiz" "projelerimiz" "sıkça sorulan sorular"..... biz de ne olduğunu öğrensek bu işin de rahat etsek.
  3. selamlar çok fazla bilgili olduğumu söyleyemem ama Kuranda secde nasıl yapılır sorusuna biyerlerde okuduğum ve bana da mantıklı gelen açıklamayı aktarmak istedim okuduğum açıklamada hatırladığım kadarıyla secdenin o zamanlarda İslamiyetten önce de bilinen bir kavram olduğu bu yüzden nasıl yapılacağının ayrıca açıklanmamış olabileceğini yazıyordu. bana da mantıklı gelmişti yani yatmaktan bahsederken "yatmak yere paralel uzanmaktır" gibi bir açıklamaya gerek duyulmaz. bir de başlardaki bir mesajda geçen hadis inkarcılığı konusunda fikir belirtmek istiyorum. ben de İslamiyetin Kurana göre yorumlanmasının doğru olduğunu düşünüyorum. Hadislere göre mezhepler oluşturulmasını doğru bulmuyorum. ama bunu sünneti yoksaymak Peygamberimize önem vermemek olarak görmüyorum. Benim açımdan sorun oluşturan, hadislerin ne derece doğru ve geçerli olabileceği. yani Buhari 810 yılı civarında doğmuş hadisleri yazdığında hadislerin söylendiği zamandan ortalama 200 yıl geçmiş. biz şu anda 200 yıl öncesinin kaydını çıkarmak istesek ne derece başarılı olabiliriz ki. ortalama 25 yaşında çocuk sahibi olsa bir insan( o yıllarda 15 yaşında evlenildiğini gözönünde bulundurursak mantıklı bir varsayım), 200 yıl içinde 8 nesil geçer. bir insanın kendinden önceki 8 nesli de tamamen güvenilir olsa da 8 nesil öncesinden bir sözün veya olayın deforme edilmeden aktarılması çok zor görünüyor. bitirirken vurgulamak isterim ki yazdıklarım bir otoritenin bu böyledir şeklinde beyanı değil, sağdan soldan bişeyler okuyup yarım yamalak hatırlayan birinin yazısıdır. saygılar
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.