kardelen1

Haziran ayı öğrenciler için en güzel ay idi.Yaz gelince herkes ya tatile gider,ya köyüne gider,ya biryere gitmez ama bulunduğu yerde tatilin tadını çıkartırdı. Oysa çarpık eğitim sistemi yüzünden en korkunç ay olarak kalıverdi Haziran.Çünkü alternatifi olmayan 1 O K S İle sene kaybı şartıyla birde Öss sınavına tabi tutuluyor gençlerimiz. Ergenliğin en zor geçişlerinde birde sınav stresi olunca gelin gerisini siz düşünün.Bu gençleri bu kadar sıkıntıya sokan sistem , şapkasını önüne alıp iyice bir düşünsün.Kalbi duran gençlerimizden tutun da sınav heyecanını hayatının bütün önemli kararlarında üzerinden atamayanlardan çıkın. Dünyanın hiçbir yerinde bizim sistemin olmaması çok ilginç.Ve bunu göz önüne almayan yetkililerin duyarsız tutumu daha da ilginç....Herşeyerağmen sınava girecek bütün öğrencilere başarılar.

Mevsimler sen kokarken Ay, geceye sürgün biliyorum.. Zemheri artığı umutlarımla Geceye inat yürüyorum. Gözlerini arıyorum, Karanlıkların düştügü kaldırımlarda.. Cehennem yangınlarından Kirpiklerine firar ediyorum. Ateşini söndüremezsem hasretinin, Korkma canım, Ateşlere gözlerini verdim diye... Sen; saçlarını bırak rüzgara, Küllerimden saçlarına gülleri işlemeden Ölümü dudaklarından öpmeyeceğim. Takvimler, yaprağından acıyı elerken Yıldızlar, karanlığa küskün biliyorum. Alnıma, kavgalarını alıp Cellatlığına soyunuyorum Gecmiş yıllarının.. Suskunluğunu almayın kurşunların. Yarimi yaralamadan, Gözbebeklerinden öpeyim ölümün... Menzil, bir kez ıskalarsa da gögsümü Ben serileyim elvedası topraga... Şafakları sökerken karanlıklardan Her sabah sana gülümsüyorum. Şimdi gülümseme zamanı ey yâr. Dünden miras kalsa da acıların, Hep güllerle anılacak ömrün. Aydınlığa çevir yüzünü, Meleklerin kirpiklerine yazılacak Bahar kokan o naif gülüşün.. ALINTI

hoşbuldum teşekkür arkadaş

Üniversitelerimizde zehir gibi beyinleri janjanlı şartlarıyla kendi ülkesine çeken amerika onları verimlilik devirleri bitene dek yanında taşıyıp,işlev bitiminde türkiyeye geri göndersede, anadolularda heba olan binlerce öğrencimizi göz ardı etsekte,müziğimizi bile ingilizce yapıp yarışmaya soktursakta, binlerce soysuzluğa göz yumsakta SENİ İLELEBET YAŞATACAĞIZ CUMHURİYET

Demokrasi, halkın kendi kendini yönetmesi, ya da halk egemenliğine dayalı yönetim şeklidir. Halk bilinçsizliğin kuyularında çırpınırken kendisini yönetmeyi bırakın,yönetenlerini bile tanıyamamakta.Seçim arifesinde olduğumuz şu dönemlerde kaç kişiye soruyorsam aldığım yanıt şu bilmiyorum boş kullanıcam oy tercihimi. Bu çok önemli bir durum hatta vahim.Düşünsenize birileri ülkeyi yönetecek ama halk duyarsız.Sebep ne?hayal kırıklığından dolayı bir boşlayış ne olursa olsun nasılsa onayladığımız lider de sandalyeye gelene dek yanımızda. Bu bir yılda olmadı yada birkaç seçimde bunu buralara taşıyan sizlersiniz sayın demokrasi bayrağı altındaki siyasetçilerimiz .Vuruldunuz ey halkım bizim bize hayrımız yok ne yaparsanız yapın dediniz.İşçinize emekçinize sahip çıkmadınız.Ömrünü harcayıp bir emekli maaşını aldırdınız tamam .Ama o parayla bir ayı sizler geçirmeyi denedinizmi?Bir ev sahibi olsam gözüm arkada kalmaz diyen selehattin amca son nefesinde affedin sizi sokakta kirada bıraktım olurken... Demokrası yada politika var diyen parmak kaldırsın.

Allahu taalanın peygamberler vasitasıyla insanlara bahşettiği ilahi bir kanundur (DİN) Kitap vermiş,peygamber göndermiş,akıl mantık vermiş.Demiş ki ey kulum oku ama iyi oku mutlaka mantıklı bir sebep bulacaksın her yasakta,yada her emirde...... Dememiş ki sen okuma ama git başkalarından dinle onların kendi mantıklarına göre sende dini yaşa.Bu bence en önemli sebep yozlaşmadaki. Din neden vardır ?en sevdiğim zevk aldığım şeydir vurdulu kırdılı acılı belalı bir film izlerken ,birden sabah olur ve o ses duyulur ezan sesi bu ses insana huzur verir ister inan ister inanma ama bu ses mutlaka güzel bir okuyucudan dinlendiğinde içlere huşu akıtır.Zor anımızda ağzımızdan çıkan ilk söz allahım yardım et ise acılar içersinde kıvranan birini gördüğümüzde halimize şükrederken allahım sana hamd olsun diyorsak, birşeylerin eksikliğini sezdiğimizde başvuracağımız bütün kapıların yüzümüze kapandığında dualara başvurduğumuzda en ulvi duygudur (DİN)ve iyiki vardır Abartmadan mantık çerçevesinde yaşanıyorsa.İyiki vardır .......

Gül ve Naz Cürm-ü meçhul sevdamın tutuştur köşesinden Ört gecenin üstüne üşümesin düşlerin Gül kalbini titretir ürperirim sesinden Söze sitem düşürme küsmesin gülüşlerin Zamansız gitmelerin derin yara içimde, Günün ilk ezanları, şahidimdi göçümde Gökte akan yıldızlar gülümserken saçımda Göze sitem düşürme susmasın gülüşlerin Ömrün son baharında gonca aç niyaz ile Mü-tebessüm anında, hazana es naz ile Çile armağanındır şükret bin bir haz ile Sabrı veren Rabbindir pusmasın gülüşlerin Mühürlüdür yüreğim hükümdarsın tahtıma Adın alnıma damga, nişan olsun bahtıma Seher vakti serçeler şahit iken ahtıma Nedameti benliğe asmasın gülüşlerin Sevdam mevsimlik değil, gözlerim senet aşka Cihan önüme gelse sevemem senden başka Can cana akıyorken, nefesim bitse keşke Yar benden başkasına esmesin gülüşlerin Sevim Yakıcı

Hasretin düşer yüreğimin orta yerine Garip bir hüzün sarar ruhumu Her zaman yaslıdır bu şehir sensiz Fakir odamda döner durur yokluğun Dalar gider gözlerim uzaklara Silindi rüyalarımı süsleyen renkler Ne kar tanelerini tutuyor ellerim Nede melekler teselli ediyor beni Düşlerim kapkara artik Düşlerimde bile yalnızım Birden çalsan diyorum kapımı Ansızın uyandırsan beni Kurtarsan bu kâbustan Kurtulsam bu maphustan Güneşi getirsen bana Yani sen gelsen diyorum Ellerim acıyor ellerim bağlı simdi Ellerim tutsak ellerim saklı Ellerim kayboldu karanlığında gecelerin Ellerime yokluğunun kelepçesi vuruldu Sana çiçek veremem can Resmin puslu vaktine dutsu düşlerimin Mezar olacak bana bu dört duvar Yokluğun kadar gerçek bu ecel Yokluğun kadar büyük içimde acı Azar azar oluyorum sen bunu bilmiyorsun Mezar olacak bana bu dört duvar Resmin puslu vaktine düştü düşlerimin Simdi ben yokluğuna tutsağım Olum içiririm sensiz her güne İste bu ben senin fakir sairin Gökyüzüne sekil veren o ressamım ben Bir sen yoksun görünmüyorsun Gökyüzünde döner durur bir kartal Ben yaralıyım vurgun yedim gözlerinden Ter ateşliyim yanıyorum Bir yudum su olsan diyorum çatlayan dudaklarıma Yüreğim kurak topraklar gibi Gözlerim karanlık kuyu dibi Sevdamı kurşunladılar can Kahpelerin hesabi var ömrüme Bir sen yoksun görünmüyorsun.............. ALINTIDIR

Gidersem... Kara bir bulut örter hayallerini Kor olur düşerim ellerine, sağanak sağanak Donar gözpınarında sımsıcak sevgim Buz tutar umutların henüz filizlenmeden Bir yaprak olur düşerim ayak ucuna Çözülür dizlerin basamazsın İlişir gözlerin bakamazsın Çigneyemezsin istesende sonbahar hazanlarımı... Gidersem... Kızgın kum olurum sahilinde Kuduran dalgaların üşütemediği Ayışığı hüznü değen yüzünde Ulaşmaz serin dalgalar yanan topuğuna Kavrulur ayakların... Şafaklar küser.. Uzadıkca u z a r gecelerin Karanlığın olurum öğle vaktinde Sisler sarar mum kokulu düşlerini Erir arzuların yorgun gönlünde Uykun zehir olur, yastığın diken Zaman isyan eder..bitmez Zorlasan kipriklerini Kapatmaya gücün yetmez Gidersem... Yalnız kalırsın kalabalıklar içinde Kaybolursun tanıdığın sokaklarda Bulamazsın adresini Yaşlı bir adamdan sorarsın Sokak numaranı... Kar yağar düşlerine Aklanır okşanmadan kara saçların Isıtamazsın kırağı çalmış yüreğini Boş kalır sevda köşkün Dolduramazsın, Benim yerime..Hiç kimseyi koyamazsın Gidersem... Kalem tutmaz ellerin Kırılır şiirlerin..yazamazsın Buruşturup atarsın kağıtları Aklında kalmaz mırıldandığın Unutkanlık sarar, hatırlamazsın Bensiz yapamazsın Bölünür yanık türkülerin Beddua makamında çalar şarkılar Mızrak olur öksüz şiirlerim İntizar dolar dualarım Cehennemi yaşarsın Gidersem... A ç m a d a n - s o l a r s ı n Gizemler kokusunu rengarenk çiçekler İlkbaharda boynunu büker karanfiller Güzelliğini yitirir güller Çözemezsin.. Hep öyle sanırsın Nemlenir gözlerin Matemi yaşarsın Yasa döner tüm eğlencelerin, Nişanların.. düğünlerin.. Gözgöze danseden çiftlere Bomboş bakarsın Gidersem... Hem beni, hem kendini Yakarsın HİLMİ YAZGI

Kaç bahar yaşadım, kaç bahar sensiz Islak gülüşlerde, ruhsuz.. bedensiz.. Bu mevsim de geçti bak yine sensiz __ Eylül‘ü yitirdim avuçlarında __Cansız resimlerde bakışlarında.. Hazan yaprakları tek tek düşerken Zaman hasretinle akıp geçerken Kaneviçe gibi işlemek varken __Eylül‘ü yitirdim avuçlarında __Söküldüm sevdanın nakışlarında.. Belki de son tango, belki son dansım Zaten hiç olmadı, hiç yoktu şansım Boşa umutlanıp gelir sanmışım __Eylül‘ü yitirdim avuçlarında __Umuda kor olup yakışlarında.. Adı yaşamaksa ben hâla varım Varlığım yük artık ona yanarım Çağlamıyor sustu, kuru pınarım __Eylül‘ü yitirdim avuçlarında __Yaş olup gözümden akışlarında.. Olmasın her ay'ım sevdama konu Bak, yine bitiyor hüzünlü sonu YAZGI'm her Eylül'de hatırla onu __Koluna 'ayrılık' takışlarında __Koluna 'ayrılık' takışlarında.. ALINTI

Selam arkadaşlar doğru yere mi yazdım bilmiyorum ama,doğru yerde değilsemde mazur görün yeniyim:)Dilerim güzel paylaşımlarımız olur .