Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

katakuta

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    1.124
  • Katılım

  • Son Ziyaret

katakuta tarafından postalanan herşey

  1. Cevabı çok basit yazmak zorunda.O dönemim adetlerine göre evlatlığın eşi ile evlenmek öz evlat ile evlenmek kadar çirkin görülen bir davranış.Muhammed zeynep ile evlenmeye karar verdiğinde elbetteki çevreden '' bu nasıl bir peygamber evletlığının karısına göz koymuş'' şeklinde müthiş tepkiler geliyor. Ne yapsın şimdi muhammed, yaw kusura bakmayın tamam adet böyle ama gönlüme söz geçiremiyorummu desin? ahzap 40- Muhammed, sizin adamlarınızdan hiçbirinin babası değildir.(yani, zeydinde babası değildir dolayısıyla zeydin karısı ile isterse evlenebilir) Ama Allah'ın Resulü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkiyle bilendir. Muhamedde bu tepkiler karşısında yine her zaman yaptığı gibi allahı yardıma çağırıyor yani demek istiyorki, bana kızmayın benim suçum yok,bunu bana allah emretti. Ahzap 37- Hem hatırla o vakti ki, o kendisine Allah'ın nimet verdiği ve senin de ikramda bulunduğun kimseye: "Hanımını kendine sıkı tut ve Allah'tan kork" diyordun da nefsinde Allah'ın açacağı şeyi gizliyordun. İnsanlardan çekiniyordun. Halbuki Allah kendisini saymana daha lâyıktı. Sonra Zeyd o kadından ilişiğini kestiği zaman, biz onu sana eş yaptık ki, oğulluklarının ilişkilerini kestikleri hanımlarını nikâhlamada müminlere bir darlık olmasın. Allah'ın emri de yerine getirilmiştir.
  2. Biz neden allahtan kaçalım kii sürekli kaçan kendisi.En son 1400 sene önce bir şeyler söylemiş ondan sonra ne sesi çıkıyor nede soluğu,ortalarda göründüğüde yok.
  3. Lütfen söylediklerimim çarpıtmayın.Benim kendimi temize çıkarmak gibi bir niyetim yok. Zaten bende o insanların aç sefil durumlardan rahatsız olduğum için bunları gündeme getiriyorum.Sonuçta ben veya sen insanız gücümüz sınırlı,istediğimiz çok şeyi yapamıyoruz. Eğer madem allah varsa ve iddia edildiği gibi sonsuz bir güce sahipse,öncelikle allahın yardım etmesi gerekmezmi? Kendisine inanmayan bir çok kavimleri yok ettiğinden bahseder kuranda. Helak etmeye yok etmeye gücü yetiyorda,kasırgalar,tufanlar göndermeye gücü yetiyorda, yardım etmeye gelince neden ses seda yok allahtan diye ben bunu elbette sorgularım, sizin elbette hoşunuz gitmeyecek. Evreni yaratmaya,canlıları yaratmaya gelince binbir türlü övgülerle faturasını allah çıkartıyorsunuz ama dünyadaki adaletsizliklere gelince allahı devre dışı bırakıyorsunuz,işte bende bu yaman çelişkiyi gösteriyorum.Ayrıca allahın bazı insalara torpil yapıp bazılarını açlığa mahkum bıraktığını gösteriyorum. Ve bunların hiç birini kafamdan değil sizin kitabınızda okuyorum. Maide 111- Hani Havarilere: " Bana ve Resulüme iman edin" diye ilham etmiştim. Onlar da: "İman ettik, bizim şüphesiz müslümanlar olduğumuza şahit ol" demişlerdi. 112- Havariler:" Ey Meryemoğlu İsa, Rabbin bize gökten bir sofra indirebilir mi?" dediler. İsa da: "İnanıyorsanız Allah'tan korkun" dedi. 113- Havâriler: "İstiyoruz ki ondan yiyelim, kalblerimiz iyice yatışsın, senin bize doğru söylediğini bilelim ve bunu bizzat görenlerden olalım" dediler. 114- Meryemoğlu İsa da: "Allah'ım, Rabbımız, bizim üzerimize gökten bir sofra indir ki, bizim için, önce ve sonra gelenlerimiz için bir bayram ve senden bir mucize olsun. Bizi rızıklandır, sen rızık verenlerin en hayırlısısın!" dedi. 115- Allah buyurdu ki:" Ben onu size indireceğim. Fakat bundan sonra içinizden kim inkâr ederse, ben ona âlemlerden hiç kimseye yapmayacağım bir azabı yaparım". Bakara 57 Ve sizi bulutla gölgeledik, size kudret helvası ve bıldırcın gönderdik ve "Verdiğimiz güzel nimetlerden yeyiniz" (dedik). Hakikatta onlar bize değil sadece kendilerine kötülük ediyorlardı Araf 160 Biz İsrailoğullarını oymaklar halinde oniki kabileye ayırdık. Kavmi kendisinden su isteyince, Musa'ya, "Asanı taşa vur!" diye vahyettik. Derhal ondan oniki pınar fışkırdı. Her kabile içeceği yeri belledi. Sonra üzerlerine bulutla gölge yaptık, onlara kudret helvası ve bıldırcın eti indirdik. (Onlara dedik ki) "Size verdiğimiz rızıkların temizlerinden yeyin. "Ama onlar (emirlerimizi dinlememekle) bize değil kendilerine zulmediyorlardı. Ya bunlarada masal diyeceksiniz faturasını allaha çıkarmayacaksınız. Yok doğrudur diyorsanız allahın bazı insanlara kıyakçılık yaptığını kabul edecek ve dünyadaki adaletsizliğin faturasıında allaha ait olduğunu kabul edeceksiniz. Tercih sizin.
  4. Allahın üretim hataları neden bizim ayıbımız oluyormuş hayret bir şey. O insanları o şekilde benmi yaratttım ? Allah yarattığına göre bal gibi allahın ayıbı.
  5. Benim gülmeye ihtiyacım yok.Eğer allah becerebiliyorsa veya gücü yetiyorsa afrikadaki açlıktan ölen o biçareleri güldürsün karınlarını doyursun onsan sonra bu dine inanmazsam başıma tonlarca taş yağdırsın. Muhammedin cinsel arzuları için meleklerini seferber edip peşpeşe ayeletler gönderen allahın meleklerine ne oldu yoksa emeklimi oldular?
  6. Nasıl yani bizlerin dediği gibi çelişki üstüne çelişki.Kuranda çelişki olmadığı halde sırf gıcıklık olsun diye bizmi uyduruyoruz bunları.Oysaki bu çelişkileri görebilmek için öyle uzman olmaya gerek bile yok azıcık sağduyu ve korkusuz mantık bunun için yeterde artar bile. Korkunuzun sebebi ne idi ? Sanırım cevabı şu cümlenizde Yazdıklarınızdan çıkarsayabildiğim kadar çok aşırı duygusal birisiniz.Bundan dolayıda yaşadığınız bazı olayları Allahın varlığı ile bağdaştırmışsınız. Bu sorgulamak araştırmak sayılmaz. Bu bir rahatlama psikolojiisidir. Bazı insanlar altından kalkamadıkları sorunlarla karşılaştıklarında kimileri alkolü,kimileri uyuşturuculara başvurur, sizde dine yönelmişsinz. Olay bundan ibaret. Zaten anne babalar onun için çocuklar mışıl mışıl uyusun diye başlarında masal okur.Etkili bit yöntem yani. , Peki bunun cevabını kimden ve nasıl aldınız neden yazmıyorsunuz.Size bunun cevabını veren şahıs, söz konusu ayeti nasıl eğip bükmüş çok merak ediyorum. Aşkın gözü kördür,sizin görmemeniz gayet normal.Çocuklarda masallardaki kahramanları gerçek sanar.
  7. Bakın hala inandım inandım diyorsunuz ama sorguladım diyemiyorsunuz.Müslümanlar kuranı sorgulayayamaz çünkü ebedi cehennnem tehlikesi var onlara göre.Sorguluyorum diyen bir insan kurana inanıyorum diyemez. Al-i İmran 60 Gerçek, Rabbinden gelendir. Öyle ise şüphecilerden olma. Enam 114 (De ki): Allah'dan başka bir hakem mi arayacağım? Halbuki size Kitab'ı açık olarak indiren O'dur. Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, Kur'an'ın gerçekten Rabbin tarafından indirilmiş olduğunu bilirler. Sakın şüpheye düşenlerden olma! Araf 2 (Bu), kendisiyle insanları uyarman, inananlara öğüt vermen için sana indirilen bir kitaptır. Artık bu hususta kalbinde bir şüphe olmasın. Yunus 94 (Resülüm!) Eğer sana indirdiğimizden (bu anlattığımız olaylardan) kuşkuda isen, senden önce Kitab'ı (Tevrat'ı) okuyanlara sor. Andolsun ki, Rabbinden sana hak gelmiştir. Sakın şüphecilerden olma Hud 110 Andolsun biz Musa'ya Kitab'ı verdik; fakat onda ihtilaf edildi. Eğer Rabbinden bir söz geçmemiş olsaydı, elbette onların arasında hüküm verilmişti (ve işleri de bitirilmişti). Şüphesiz ki onlar Kur'an hakkında derin bir şüphe içindedirler bu ayetler kuranda var iken hiç kimse ben sorguladım diyemez,hele şu ayetlere bakın Müddesir 16- Hayır, çünkü o bizim âyetlerimize karşı bir inatçı kesildi. 17- Ben onu dimdik bir yokuşa sardıracağım. 18- Çünkü o bir düşündü, ölçtü, biçti. 19- ********* nasıl da ölçtü, biçti. 20- Yine *********, nasıl ölçtü biçti. 21- Sonra baktı. 22- Sonra kaşını çattı, surat astı. 23- Sonra arkasını döndü ve büyüklük tasladı. 24- "Bu, dedi, başka değil öğretilegelen bir sihirdir." 25- "Bu, sadece bir insan sözüdür." 26- Ben onu Sekar'a (cehenneme) sokacağım. 27- Bilir misin sen, nedir o sekar? 28- Ne geriye bir şey kor, ne bırakır. 29- Durmadan derileri kavurur. İşte kuranın allahının sorgulayanlara karşı tavrı. Adam düşünmüş taşınmış ve sonunda demmki aklına yatmamışki kuranın insan sözü olduğuna karar vermiş. Allah onu ikna edeceği yerde derilerini kavurmakla tehdit ediyor. Hiç bir müslsüman ben kuranı sorgılayarak inandım diyemez dese bile kimseyi kandıramaz.Kuranı sorgulamanın cezası cehenmede ebedi kebap olmaktır.
  8. Ben o insanların yerne karar vermiş değilim.Eğerbir yerde araştırma olduğu iddia ediliyorsa mutlaka sorgulanmalıdır. Bir şeyin doğru olup olmadığın sorgulayabilemk içinde şüphe etmek olmazsa olmz şarttır. Siz benim yazdıklarımı aslında farkında olmadan desteklemişsisiniz Bunu itiraf eden bir insan kalkıpta ben sorguladım,araştırdım diyemez,derse bile kimse ona inanmaz. Hiç şüphe duymadan ve çelişki görmeden inanmak körükörüne inanmaktır.
  9. Savaşla ilgili ayeetlerin tarihi gerçeklere ters olduğunu,muhammedin, suçlu durumdan mazlum durumuna gelebilmek için bu ayetleri keyfne göre kurana koydurduğunu yukarıda açıkladım. Onun için bana gerçeklerle alakası olmayan bu ayeteleri çarşaf çarşaf asmanızın hiç bir anlamı yok.
  10. Dünya sadece türkiyeden ibaret değil.Benim yaşadığım bu ülkede hiç bir aile dualarla, masallarla çocuklarını avutmaya çalışmıyor. O durumda olan çocuklar için modern rehabilite merkezleri var,devlet elinden gelen her türlü sosyal yardımı yapıyor.Burda devlet değil vatandaşını, köpeğini bile sokakta Allah habire üretim hatası yapıyor,onun hatalarını düzeeltmek ise yine insanlara düşüyor. Ne mecburiyeti var insanların allahın hataları ile uğraşmaya ? Burda devlet değil vatandaşını, köpeğini bile sokakta bırakmıyor ama allah bir sürü hatalı üretim yaratmış sonra salmış dünyaya ne sahip çıkıyor nede yardım ediyor. Herşeyi insanlar yapacaksa allahın allahlığı nerde kaldı?
  11. Sizin neyi kabul etmediğiniz beni ilglendirmiyor. Zaten sizleri menun etmek için yazmıyorum.Soruya cevap verin veremiyorsanız eyvallah
  12. Sevgili anne ve babalar, Dokuz ay boyunca heyecanla beklediğiniz bebeğinizin Down Sendromlu olduğunu öğrendiniz. Yaşadığınız hayal kırıklığı nedeni ile yeni doğmuş bebeğinize karşı sevginizi yeterince gösterememektesiniz. Çünkü beklediğinizden, düşündüğünüzden daha da önemlisi istediğinizden farklı bir çocukla karşı karşıyasınız. Ne yapacağınızı, nasıl davranacağınız bilmiyor ve kendinizi yapayalnız hissediyorsunuz... Ama o sizin inandığınız Tanrının bir armağanı!!! Her şeyi mükemmel yaratan Tanrınızın... Merhaba, Kızınız Özlem'in doğumundan dolayı sizleri tebrik ederiz. Bizim de Hakan isimli 6 aylık oğlumuz var. Hakan'da Down Sendromlu. Bu bakımdan neler hissettiğinizi anlıyoruz. İlk günlerde böyle bir durumu kabul etmek çok zordu. Güzel hayaller kurmuş ancak bunun yerine çok farklı şeylerle karşılaşmıştık. Ümit ettiğiniz küçük kızı yitirdiğiniz için yakınmaktan, ağlamaktan korkmayın. Hakan doğduktan sonra ilk geceler hep içki içtim çünkü bu sayede uykuya dalabiliyordum. Tanrı unutmuş olsada!!! O bir canlı ve sizin çocuğunuz... Down Sendromlu çocukları olan anne ve babaların sözleri... "Ne yaparsanız yapın yaşam allak bullak oluyor!" "Bağırmak ve kaçmak istedim, ama nereye? Bebek buradaydı ve bana ihtiyacı vardı." "Normal şekilde önemsemek yeterli olmuyordu." "Tüm dünya bize umutsuz ve üzgün görünüyordu." "Niye bizim bebeğimiz, sorusu aklımdan çıkmıyordu." "Anne ve baba için ebedi sevmeyi öğrenmek çok zor." Down Sendromu, nedir O? En basit tanımıyla Down Sendromu çocuğunuzun vücudundaki hücrelerin 46 yerine fazladan bir kromozoma, yani 47 kromozoma sahip olmasıdır. Down Sendromu bir hastalık değil genetik bir farklılıktır. Öyleyse bu çocuklar kainatı yaratan Tanrının değil başka bir Tanrının çocukları. Var mı aksini iddia eden_? Merhaba.. İsmim Muhammed. Ama ben bu ismin kurduğu dinin açıklayamadığı bir hilkat garibesiyim. Ailemin benim için döktüğü göz yaşlarının bile farkında değilim... Zira allah cennette tomurcuk memelerden bahsedecek kadardetayları anlatırken beni es geçmiş. Ama bende bir canlıyım. Nefes alıp verebiliyorum. Diyorsunuz ki yemesi yasak olan domuzlarda nefes alıp veriyorlar.. Bu domuzlar bile Kuran a geçmişken aynı Tanrı beni unutmuş.. Ben neyim peki? Domuz kadar değerim yok mu ki Kuranda benden bahsetmemiş? Down Sendromunda 46 kromozom yerine 47 kromozom vardır. Peki bu nu Koskoca kainatı yaratırken ol diyen Tanrı insanı eli ile yoğuröuş ama ben neden o Tanrısallığın mükemmelliği dışındayım? Çok mu zordu Tanrı için beni normal yapmak? ,%95 Down Sendromu vakasında 21.ci kromozomun 3 kopyası vardır buna "trisomy 21" denir. Kromozomlar kan ve doku örnekleri üzerinde çalışılarak test edilir. Her bir kromozom belirlenir ve işaretlenerek büyükten küçüğe doğru numaralandırılır. Kromozomların bu görüntüsüne Karyotip denir. E be göya Tanrı olacaksın kara delikler yaratmışsın, şeytanlara atış talimi kandiller yaratmışın, Kuran da Muhammede kolaylıklar sağlamışsın güzel kadınları koynuna alsın diye Peki be Tanrı benim suçum ne? E yani bir kromozom için beni ve ailemi neden üzersin ki? Bebek ölümleri şehirlerde yüzde 23.3; nüfusu binin altında olan yerleşim yerlerinde bu oran %49.5'dir. Bebek ölüm hızı açısından bölgesel farklılıklar aşılamamıştır. Hiç aşı olmayan çocuk oranı yüzde 4'tür. Türkiye'de her üç çocuktan biri sağlıklı beslenemediği için gelişme ve büyüme bozukluğu içinde büyümektedir. Dünyada her yıl 600.000 çocuk ölmektedir... Türkiye'de 0-18 yaş grubunda 9 milyon özürlü ya da özel ihtiyaçları olan çocuk yaşamaktadır. Özürlü çocukların okullaşma oranı yüzde 2 civarındadır. neredesin Allah? Ben doğduğumda bir gariplik olduğunu doktorlar ve ailem biliyorlardı. Ama ben bu garipliğimin farkına sokakta oynamaya başlarken fark ettim. Önceleri ne olduğunu tam kavrayamadım. Ne de olsa çocuktum gülüyordum, eğleniyordum... O zamanlar etraftan Allahı da duymuştum. Her şeye kadir olduğunu öğrendiğim zamanla tıp dilinde Dwarfism dedikleri cüce olduğumuda aynı yaşlarda öğrendim. O yüzden o andan itibaren çocuk aklımla bile Allah ı pek sevmedim. Her şey büyüyordu etrafımda Ayşe Teyzenin yaşıtım kızı Hatice, bahçemizdeki ağaçlar ama büyümeyen bir şey vardı. O da ben. Asıl annemi ağlarken gördüğümde Allah ı sevmemiştim. Annem hem ağlıyor hem de Allah ım benim günahım ne diyordu. O zamanlar günah nedir ben de bilmiyordum, oysa şimdi annem in ağlarken sorduğu soruyu ben soruyorum. Allah ım benim günahım neydi. Bir günah varsa bu benim mi, annemin mi, yoksa babamın günahımıydı.. Eğer günah anneminse benim ve babamın suçu neydi? Eğer babamınsa annemin ve benim suçum neydi? Eğer benimse babamın ve annemin suçu neydi? Evet ben bir cüceyim. Allah ı pek sevmesemde bana çocuklukta öğretilenlerden dolayı ona karşı pek sesimi çıkartmadım. Demişlerdi ki cennete gideceğim.. Hoşuma gitmişti.. Oysa şimdi soruyorum ben cennette ne olacağım. Ayet der ki? "Önce yaratan, ölümden sonra tekrar diriltecek olan O'dur"; (er-Rum, 30/27); "De ki onları ilk defa yaratan diriltecektir. O her türlü yaratmayı bilendir" (Yasin, 36/79). Bana o kadar çok masal anlattılar ki şimdi hatırlayamadım öldükten sonra kemiklerimizden tekrar dirilecekmişiz. Kimi cennete, ki mi cehenneme gidecekmişiz.. İyi ama benim kemiklerimden yine cüce ben olacağım. Bu dünyada cücelik bir imtihanda, öbür dünya da neden cüce olacağım? Kuran benimle ilgili hiç bir şey dememiş. Hani o bütün evrene hitab ederdi. Ahhh zavallı ben!! Allah a küskündüm ama cehennem korkusu ile belli edemezdim. Ta ki geçen gün bir haber okuyana kadar. O zaman işte Tanrıya küfür ettim. Tanrıyı kendim gibi küçülttüm. Haber şuydu.... Cücelik anne karnında engellenecek Doğduktan sonra cüce olma riski taşıyan bebekler üzerinde bir süredir araştırma yapan Pamukkale Üniversitesi Tıp Fakültesi (PAÜ) Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi (PAMGEN), çalışmalarını başarıyla tamamladı. PAMGEN'in araştırması, bebeğin ırsi hastalığının hamilelik döneminde öğrenilebilmesine imkan sağlıyor. PAÜ Tıp Fakültesi Dekanı ve PAMGEN Başkanı Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, çalışmalarının dünyada yayınlanan tıp dergilerinde en çok okunan çalışmaların başında geldiğini söyledi. Bağcı, doğum öncesi bebeğin herhangi bir taşıyıcı hastalığı olup olmadığını belirlemek amacıyla anne karnına enjektörle girilmesinin, anne ve bebeğe zarar verebildiğine dikkat çekti. Kendi araştırmalarının ise, anneden alınan kan örneğiyle bebeğin DNA'larını ayırdığını ifade etti. Eh be güya her şeye gücü yeten Tanrı madem tıp bunu düzeltebiliyor o zaman senin gücün nerde kalıyor. Derdin ne senin ha? Sen artık benim Tanrım değilsin... Ben başka Tanrı nın çocuğuyum. Yok bana kızma hemen. Eğer senin yarattığın bir çocuk olsaydım, o zaman sen bana bende sana yakışmazdık. En iyisi sen beni yok say...Zira Kuranda ki ayetlerine ben ters düşer senin yüceliğine gölge düşürürüm. Eğer insan aklı bu garabedi düzeltebilecekse benim gibi yüz yıllardır cüce hayata gelenlerin günahı neydi? Senin düzeltemediğini insan düzeltecek ey her şeye kadir Tanrı. Sen artık benden daha cücesin... Yok say beni her ne kadar ben tekim desende bende başka Tanrının çocuğuyum. Kuranda benden söz etmemişsin de o yüzden.. En büyük Tanrının yarattığıkları taş duvarın etrafında dönüp dururken yaratanların en güzeli olan Allah (Müminun 14 ) arşta tahtına oturmuş halde yarattıklarının ahenk içinde taşın etrafında dönüşünü seyrederken kendinden geçer ve iyi ki yaratmışım insanları ne güzelde dönüyorlar, onlar döndükçe benimde kafar acaiiiip iyi oluyor diyerek dönenleri seyrederek kendi kendine iyi de ben niye 7 kere dönmelerini söylemiştim ki unuttum diye kendisine sorar. Dünyanın diğer tarafında ise açlıktan ölmekte olan bir çocuğun başına akbaba konmuştur. Her şeyi gören Allah o taraflarda dönme işi olmadığı için pek görmez olanı biteni.. Zaten o taşaın etrafından dönenlerden ve o taşa dönüp eğilip tapınanlardan sorumludur. Hah unuttum birde namusa çok önem verir. O yüzden ekstradan Muhammed in kırdığı cevizlere kulp bulmak için Kuran a bir sürü ayet sokuşturmuştur. Azmı uğraşmıştı Zeynebi Muhammed in koynuna vermek için!! Hatta bir ara bu kadar çapkın bir peygamber seçtiği için kendi kendine söylenmiştir.. 128.000 peygamber yolladım ama Muhammed gibisini görmedim bile demişti. Neyse biz açlıktan mlen çocuklara dönelim... Peki ama bu çocuklar kendilerine özgü bir yaratıcının ürünü mü? Belki de onları daha küçük bir Tanrı yaratmıştır, kim bilir? Müslümanın taş etrafında dönerken akıttığı göz yaşı yoksa açlıktan ölen çocukların inlemelerinden daha mı değerli? (EN'ÂM suresi 101. ayet): O, göklerin ve yerin eşsiz yaratıcısıdır. O'nun eşi olmadığı halde nasıl çocuğu olabilir! Her şeyi O yaratmıştır ve her şeyi hakkıyla bilen O'dur. Bu ayet diyor ki onları da ben yarattım.. Ama size ne ben Allah ım.. Allah Allah bende insanım, hümanistim. Hadi sana Yallah Yallah FURKÂN suresi 2. ayet): Göklerin ve yerin mülkü O'nundur.O bir çocuk edinmemiştir,mülkünde ortağı yoktur .Her şeyi yaratmış, ona ölçü , biçim ve düzen vermiştir. Ahh ya bak bu ayeti atlamışım. Demek ki açlıktan ölen çocuklar Allah ın bu ayette kast ettikleri. (NEML suresi 64. ayet): (Onlar mı hayırlı) yoksa ilk baştan yaratan, sonra yaratmayı tekrar eden ve sizi hem gökten hem yerden rızıklandıran mı? Allah'tan başka bir Tanrı mı var! De ki: Eğer doğru söylüyorsanız siz kesin delilinizi getirin! İşte sana delil Allah. Hani nerede senin gökten ve yerden verdiğin rızıklar. Yerde bir mok yok o bebek için. Gökten gelende akbaba!!! Allah Allah Dönemem Estağfrullah Ben diyem Allah Sana Eyvallah E tabi sonrada Git
  13. Andlaşmadan önce müslümanlarla müşrikler arasında hemen hiç bir ilişki yoktu. Hudeybiye'den sonra ise iki taraf arasındaki ticari ve ailevi ilişkiler canlandı. Hz. Peygamber istediği yerde İslam'ı rahatça tebliğ etme imkanına kavuştu. Bu nedenle hem Mekke'de, hem de çevre kabileler arasında İslam'ı kabul edenler hızla arttı. Öyle ki, Hudeybiye ile Mekke'nin fethi arasında geçen iki yıl içinde müslüman olanların sayısı, Hudeybiye'den önceki ondokuz yıl boyunca müslüman olanların iki katına ulaşmıştı. Andlaşma maddelerinden müslümanları en çok üzenlerden birisi, Mekke'den kaçan müslümanların iade edilmesi hakkındaki madde idi. Daha andlaşma imzalanır imzalanmaz zincirlerini sürükleyerek gelen Ebu Cendel'in, "Müslüman olduğum için bu kadar zulümlere işkencelere uğramıştım. Beni tekrar aynı işkencelere atmak mı istiyorsunuz? Beni yine müşriklere mi teslim edeceksiniz?" çığlıklarına rağmen antlaşma gereğince Kureyş adına andlaşmayı yapan müşrik Amr oğlu Süheyl'e teslim edilmesi, müslümanları gözyaşları içinde bırakmıştı . Süheyl b. Amr, oğlu Ebû Cendel'i çeke çeke Kureyşlilerin yanına götürdü. Müslümanlar, onun feryadına dayanamayarak ağlamaya başladılar (Vâkıdî, Meğâzı, ll, 608'den naklen Asım Köksal, İslâm Tarihi, Vl, 204). Hz. Muhammed (s.a.s), Ebû Cendel'i şu sözleriyle teselli ediyordu: "Ey Ebû Cendel, şu toplulukla aramızda yazılan barış yazısı tamamlandı. Sen biraz sabret, katlan, yüce Allah'tan da bunun ecrini dile. şüphesiz Allah, senin ve senin yanında bulunan zayıf mü'minler için bir genişlik ve çıkar yol ihsan edecektir. Ve Efendimiz (sav), gözyaşları içinde Ebu Cendel?i geriye iade etti. Fakat ona, yakın bir gelecek içinde, müjdeli bir şeyler fısıldadı: ? Hz. Ömer, bu geri çevirmenin dış görünüşüne bakarak çok üzülmüş, din için bu kadar hakarete katlanmanın sebebini anlayamadığını söylemişti. Mekke'ye girip, Beytullah'ı ziyaret etmeyi uman sahabe bu gerçekleşmediği gibi Hudeybiye Andlaşması gibi aleyhlerine olan bir sözleşmeyi kabul etmek zorunda kalmışlardı . Mekke'den kaçan fakat Medine'ye kabul edilmeyen müslümanlar Mekke Şam kervan yolu üzerindeki İs mevkiinde üslendiler. Kısa zamanda sayıları üçyüze ulaşan müslümanlar müşriklere karşı gerilla savaşı yürütmeye başladılar. Kureyş'in kervanlarına saldırıyor, ellerine düşen Mekkeli müşrikleri öldürüyorlardı. Kureyş müşrikleri bu durum karşısında müslümanları Mekke'de tutmanın zarardan başka bir şey getirmeyeceğini, gerçekten iman etmiş bir mü'mini hapsetmenin serbest bırakmaktan daha zararlı olduğunu anladılar ve ilgili maddenin andlaşmadan çıkarılması için başvurdular. Bunun üzerine Rasûl aleyhisselam isteklerini kabul ederek İs'teki müslümanları Medine'ye çağırdı. İbn Hişam, Sîre, 3/321-333; İbn Kesîr, el-Bidâye, 4/188-193 Peygamber onların yaptıklarından sorumlu değilse niye taktik vermiş acaba? Yada en azından kervanları basan müslümanlara, yahu ne yapıyorsunuz, bu yaptığınız insanlık dışı,kötü bir davranıştır derhal bundan vazgeçin demeyi akıl edememiş galiba?
  14. Evet ayetleri koyun bakalım kimin saçmaladığı belli olsun. Hatta dahada beterini söyliyeyiym. İyilik yapanlar cehenmeme,kötülük yapanlar ise cennete gidecek kurana göre.
  15. Buyurun başörtüsü talebenizi siyasi arenada iletin,toplumsdal destek sağlayın,ne diye gereksiz yere burda tartışıyorsunuz ki ?
  16. Kurtulmak istediğimi nerden çıkardın. Siz nasıl insanlarısnız anlamak mümkün değil.Ben cehenneme gitmek istiyorum kardeşim niye zorla beni cennete ikna etmek istiyorsun ki ? Yüz kere söyledik ama hala islamla alakası olmayan hikayeleri anlatıyorsunuz. Dünyada başklarına kötülük yapanlar değil allaha inanmayanlar cehenneme gidecek. Cehennemlik insanların tek suçu allaha ,ayetlerine inanmamak. İkide bir zırt pırt bu şunu öldürürse ,o buna şöyle haksızlık yaparsa şeklinde duygu sömürüyle insanları kandırarak cehennemin avukatlığını yapmayın. Dolayısıyla verdiğin örneğin benim sorumla alakası yok.
  17. Müslüman, kızlar, dinlerine göre saçlarını göstermemeleri gerekiyorsa, ya da öyle düşünüyorlarsa ne yapsınlar? Neden Üniversitede türban takamasınlar? Bireylerin, dinlerini/dinsizliklerini serbestçe yaşayabilecekleri laik bir ülkede neden türban takamasınlar? Ben bir şey öneriyorum. İnsanların dinlerini/dinsizliklerini serbestçe yaşamaları gerekli. Tamam. Ama her dine tanınan imkanlar dinsizlere de tanınacak. Dinsizler de her mahallede günde 5 kere, din kitapları saçmadır,dinler masaldır diye bağıran hoparlörler kurabilecekler. Her mahalleye, dinsizliği tanıtan bir kütüphane, toplantı salonu kurulabilecek. Okullarda, din derslerine denk, dinlerin saçma olduğunu öğreten dersler konulacak. Kuran kursları gibi dinsizlik kursları da açılabilecek. Dinsizlere karşı şiddet kullanılması durumunda ise, futbol maçlarında olduğu gibi, her olayda, bir kaç hafta tüm camiler, mescitler, kiliseler, sinagoglar kapatılacak, ezan susturulacak. Dinsizler şiddet kullanırsa da aynı şekilde davranılacak tabii. Camilerde mayo ile dolaşmak serbest olacak Türbanın serbest olmasını isteyen müslümanlar, var mısınız? Hodri meydan.
  18. Allahın şimdiye kadar kimseye gökten beşkuruşluk yardım yaptığı görülmemiştir ama yasaklamaya geelince pek heveslidir maşallah.Şu günde çalışma,şu günde balık avlama, bir ay oruç tut.
  19. Gidenler görmüşlerdir,mekke tarıma alverişli olmayan bir şehir. Ana gelir kaynağı ticaret kervanları ve ayrıca yıllık tertip edilen kermes şeklindeki hac toplantıları. Yukarıda kimlerin anlaşmaya ihanet ederek mekkelilerin tek gelir kaynaklarını talan ettiklerini bizzat islami kaynaklardan alıntı yaparak gösterdim. Fakat muhammed buna rağman herşeyi lehine çevirebilmek için haksız yere müşrikleri anlaşmayı bozduklarını iddia etmiş ve bu iddiayı kurana koydurmaktan da çekinmemiştir. Çünkü kuranda müşrklerin anlaşmayı bozduklarına dair ayetler vardır,oysaki tarihi kaynaklar bunun aksini söylemektedir. Hem suçlu hemde güçlü olmak böyle bir şey galiba. Bu durumda kimlerin vatanını korumak durumda kaldığı gayet açık değilmi ? Ne yapsın mekkeliler elleri kolları bağlı outurup muhammed ve arkadaşlarının yağmalarına gözmü yumsunlar? Muhammed mekkeden medineye kaçınca adamlar belki kurtulduk diye düşündüler, ama muhammed yine rahat durmadı,yaptığı anlaşmaya bile ihanet ederek mekkelilerin tek gelir kaynağını yok ederek o insanları ölüme mahkum etti.Siz bu durumda olsanız savaşmazmısınız ? Şimdi müslümanlara sormak gerekir,sizin ülkenizin böyle en önemli gelir kaynağını birileri talan etse razı olurmusunuz.? Yoksa müslümanlardan başa hiç bir milletin vatanı olamaz diye mi düşünüyorsunuz ?
  20. Tarihçi Cyrano,yaBu şeklide bir soru sordum ama cevabı gelmedi. Ama ben yinede islami kaynaklardan hudeybiye anlaşmasını buraya alıntılıyorum.Forumu okuyanlar gerçeklerin nasıl saptırıldığını görsünler. -http://www.enfal.de/itarih21.htm- Anlaşma maddelerinden birincisi. 1-Müslümanlarla müsrikler on yil süreyle savasmayacaklar, birbirlerine saldirmayacaklar.
  21. 24 Ağustos 2007 Cuma 22:28 TSI Rahibe Teresa inançsız mıydı? ANASAYFA / DÜNYA 24.08.2007 - 18:13 LONDRA - Hıristiyan aleminde Tanrı inancının adeta yeryüzündeki sembolü haline gelen, hayırsever faaliyetlerinden ötürü 1979'da Nobel Barış Ödülü alan, hatta bu yıl Vatikan'dan 'Azize' unvanı alması beklenen Rahibe Teresa'nın, hayatının son 40 yılında, Tanrı ve Hz. İsa'nın varlığı konusunda büyük kuşkular yaşayarak son nefesini verdiği ortaya çıktı. Haber, İngiliz The Guardian gazetesinin serbest yorum köşesinde, "Rahibe Teresa ateist miydi?" başlığıyla verildi. Makedonyalı Arnavut bir Katolik olan ve yoksul çocuklara yardım için gittiği Hindistan'ın Kalküta kentinde 1997'de 87 yaşındayken ölen Rahibe Teresa'ya, 4 yıl önce Vatikan tarafından 'mübarek insan' unvanı verilmişti. Azizelikten bir önceki aşama sayılan bu sıfata ölümünden sonra kavuşan Rahibe Teresa ile ilgili gündemi sarsan yeni bilgiler, Kalküta'ya gidişinden sonra üst düzey rahiplere, sırdaşlarına ve dostlarına yazdığı gizli mektuplardan derlendi. 'DUA ETMEYİ BIRAKTIM' DEMİŞ 18 yaşında rahibe olan ve 1949'da Hindistan'a giden Rahibe Teresa'nın mektupları, kendisinin Kalküta'ya geldikten sonra adeta inançlı ruhunu kaybetmeye ve Tanrı'nın varlığını sorgulamaya başladığını gösteriyor. Bu kuşkular içinde son nefesini veren Rahibe Teresa'nın, bir keresinde 'Dua etmeyi bıraktım' dediğine de dikkat çekiliyor. VASİYETİ: MEKTUPLARIMI İMHA EDİN "Ölümümden sonra hepsini imha edin" şeklindeki vasiyetine rağmen Kilise'nin bugüne kadar sakladığı mektuplar, Vatikan'ın Rahibe Teresa'ya 'Azize' unvanı vermesi için çabalayan Peder Brian Kolodiejchuk tarafından derlendi. Kolodiejchuk, "Bu mektuplardaki sözleri, Rahibe'nin yaşadığı ruhsal işkenceyi gösteriyor. Acı çekmesi onu daha da kahramanlaştırıyor" dese bile, dünya medyasında durum daha farklı algılandı. 'GÜLÜMSEYİŞİM BİR MASKE' Hıristiyan aleminin hayırsever kahramanıyla ilgili olarak Kolodiejchuk'un kaleme aldığı 'Rahibe Teresa: Gel ve Işığım Ol' adlı kitapta Rahibe Teresa'nın çeşitli mektuplarındaki şu ifadeler göze çarpıyor: "İnancım nereye gitti? Ruhumun derinliklerinde tam bir boşluk ve karanlık var. Tanrım, eğer varsan beni affet... Bu derin Tanrı özlemim geri tepti. Artık inanç yok, coşku yok aşk yok. Dua ederken dilim söylüyor ama yürekten konuşmuyor. Gülümseyişim aslında herşeyi örten bir maske. Kalbim Tanrı aşkıyla doluymuş gibi konuşuyorum... 'Bu ne ikiyüzlülük' dersiniz... Ben ne için çalışıyorum? Eğer Tanrı yoksa ruh da olamaz. Eğer ruh yoksa, ey İsa demek sen de doğru değilsin." (DIŞ HABERLER) (www.gazeteport.com.tr)
  22. Kuranda olmayan bir şeyin islamdan olmadığını söyleme şansını kaybettin.Miraç konusunda kuranda olmadığı halde nasıl bahaneler ürettiğine bak istersen.Kaldıki suçladığın o insanlar senin gibi bahanede üretmiyor alllahın emri diye recmi uyguluyorlar.Kuranda yok demek kolay ama neden yoktur onuda araştırıdın mı? Bunca hadis alimi durduk yerde peygambere iftiramı atıyorlar ? Peki öyleyse tevratta ne işi var recmin ?Sana göre oda allahın kitabı.
  23. Peygamberin cinsel arzuları için bir çok ayet indiren allah,bu düzensizliği gidermek için ayetler göndermeyi akıl edememiş galba?
  24. Sen ya soruyu anlamadın yada işine gelmiyor. Ben zina cezası nasıl uygulanır,masum olduğu halde zina cezasında ölenlern durumu nedir diye sormadım.Allahın neden bazı insanlara torpil yaptığından bahsediyorum. Kuranda vahiyle müdahele edilerek bazı insanların iffetli oldukları söyleniyor değilmi ? Bu torpil neden diye doruyorum.Madem haksız yere zina cezasında ölenler şehit oluyorsa,onlarda şehit olsaydı iyi olmazmıydı ? Recme gelince sen yok demekle koskoca 1400 yıllık gelenek yok olmaz.Sanki ben uydurmuşum gibi hava estirmene gerek yok. Hala bir çok islam ülkesinde recm uygulanır
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.