Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

asanusta

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    9
  • Katılım

  • Son Ziyaret

asanusta Hakkında

  • Doğum Günü 03-02-1969

Diğer Bilgiler

  • Website URL
    http://asanusta.blogcu.com
  • ICQ
    0

Profil Bilgileri

  • Cinsiyet
    Erkek
  • İlgi Alanları
    http://asanusta.blogcu.com
    türk taş dünyası,değerli taşlar forumu

asanusta - Başarıları

Çırak

Çırak (3/14)

  • İlk İleti
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde
  • İçerik Başlatan

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. asanusta doğum gününüz kutlu olsun!

  2. asanusta doğum gününüz kutlu olsun!

  3. asanusta doğum gününüz kutlu olsun!

  4. asanusta doğum gününüz kutlu olsun!

  5. asanusta doğum gününüz kutlu olsun!

  6. asanusta doğum gününüz kutlu olsun!

  7. asanusta doğum gününüz kutlu olsun!

  8. Sevgilim bu nasıl aşk hikayesi Ne sen varsın ne ben varım Baktım senli benli sayfalara Yazdığımız her şey yarım Ne söz vermiş tutmuşuz Yemin etmiş unutmuşuz Birbirimizden giderken bile Konuşmamışız susmuşuz Gelip kapına dayansam Elimde bir demet çiçek Ben özürdilerim sen affedersin Per perişan geldim kabul edersin Sadece sarılıp birbirimize ağlayalımmı ne dersin Ne söz vermiş tutmuşuz Yemin etmiş unutmuşuz Birbirimizden giderken bile Konuşmamışız susmuşuz Sevgilim bu nasıl aşk hikayesi Senli değil benli değil Nasıl çekip gittik birbirimizden Sebep neydi belli değil Ne söz vermiş tutmuşuz Yemin etmiş unutmuşuz Birbirimizden giderken bile Konuşmamışız susmuşuz Gelip kapına dayansam Elimde bir demet çiçek Ben özürdilerim sen affedersin Per perişan geldim kabul edersin Sadece sarılıp birbirimize ağlayalımmı ne dersin http://www.4shared.com/embed/295387447/615645b7/preview.swf
  9. Sevgilim bu nasıl aşk hikayesi Ne sen varsın ne ben varım Baktım senli benli sayfalara Yazdığımız her şey yarım Ne söz vermiş tutmuşuz Yemin etmiş unutmuşuz Birbirimizden giderken bile Konuşmamışız susmuşuz Gelip kapına dayansam Elimde bir demet çiçek Ben özürdilerim sen affedersin Per perişan geldim kabul edersin Sadece sarılıp birbirimize ağlayalımmı ne dersin Ne söz vermiş tutmuşuz Yemin etmiş unutmuşuz Birbirimizden giderken bile Konuşmamışız susmuşuz Sevgilim bu nasıl aşk hikayesi Senli değil benli değil Nasıl çekip gittik birbirimizden Sebep neydi belli değil Ne söz vermiş tutmuşuz Yemin etmiş unutmuşuz Birbirimizden giderken bile Konuşmamışız susmuşuz Gelip kapına dayansam Elimde bir demet çiçek Ben özürdilerim sen affedersin Per perişan geldim kabul edersin Sadece sarılıp birbirimize ağlayalımmı ne dersin -http://www.4shared.com/embed/295387447/615645b7/preview.swf-
  10. durumunu güncellememiş

  11. TÜRKİYEDE YARI KIYMETLİ TAŞLARIN DURUMU Kuyumculuk sektöründe özellikle son yıllarda büyük ilgi görmeye başlayan yarı kıymetli taşların bir bölümü Türkiye'de var; jeolojik oluşum koşulları düşünüldüğünde başka türde taşların bulunma olasılığı da çok yüksek. Ancak Türkiye'de üretim potansiyeli bulunan yarı kıymetli taşların daha sağlıklı değerlendirilebilmesi için öncelikle konuyla ilgili eğitimin yaygınlaştırılması ve yatakların bulunduğu yörelerde yaşayanların bilinçlendirilmeleri gerekiyor. Kuyumculukta genellikle gümüş ile birlikte kullanılan mineral ve taşlar, yarı kıymetli taşlar olarak tanımlanagelmişlerdir. Yarı kıymetli taşlar kuyumculuk ve süsleme eşyası yapımında ağırlıklı olarak kullanılırlar. Altın ile kullanılan, ancak dünya çapında gelişmiş kullanılma alışkanlığı yaratılamadığı için pazarda önemli yer tutmayan özel taşlar (oltu taşı, irize opal) da yarı kıymetli taşlar grubunda yer alırlar. Bu tanımlamalar bize kıymetli ve yarı kıymetli taşların sınıflamasında kesin bir sınırın olmadığını göstermesine karşın elmas, yakut, safir ve zümrütün dışında kalan, kuyumculuk ve süsleme sektöründe kullanılan mineral ve taşlar yarı kıymetli taşlar sınıfında yer alırlar. MİNERALOJİ Yarı kıymetli taş olarak değerlendirilen çok sayıda mineral ve kayaç vardır. Bunlardan bir kısmı yurdumuzda bulunur ve bir kısmının da bulunma olasılığı jeolojik oluşum koşulları göz önüne alındığında oldukça yüksektir. Bu çerçevedeki bazı yarı kıymetli taşların özellikleri yarı kıymetli taşlar kendi içlerinde de çeşitlenirler. Çeşitler arasında değer açısından oldukça büyük farklar vardır. DÜNYADAKİ VE TÜRKİYEDEKİ BAŞLICA YATAKLAR Opal çeşitleri dünyada başlıca Avustralya, Macaristan, Meksika, ABD-Nevada ve Türkiye'de bol miktarda bulunurlar. Ateş opal Meksika ve Türkiye'de Kütahya ili, Simav ilçesi, Karamanca köyünde bulunur. Karamanca ateş opalleri riyodasit-riyolit olarak tanımlanabilen kayaçların boşluklarında kırmızı, sarı, beyaz şeffaf veya bu renklerin çeşitli tonlarında oluşurlar. Osmanlı İmparatorluğu döneminde Almanlar tarafından işletilmiştir. Günümüzde terkedilmiş ocakların aynalarından ve pasalarından 1mm-1cm boyutlarında ateş opal toplamak mümkündür. TUPRAG tarafından altın madeni olarak ruhsatlanmıştır. Kıymetli Opal veya diğer adıyla İrize Opal'in ana yurdu Avustralya olarak kabul edilebilir. Türkiye'de de özellikle Eskişehir, Bilecik, Kütahya ve Afyon illerinde volkanik faaliyetlerin etkin olduğu yörelerde ve serpantinleşmiş ultrabazikler üzerine gelen Eosen konglomeralarında hemen hemen her çeşit ve renkte opal oluşumlarına rastlanılır. Opal oluşumları magnezit yataklaşmaları ile yakın ilişkilidir. Eskişehir Dereyalak köyü civarından ekonomik boyutta opal çakılları, konglomeraları oluşturur. Eskişehir-Sivrihisar-Karkın süt opalleri ağsal damarlar halinde serpantinitleri kesmiş olarak gözlenirler. Dünyadaki jadeid yatakları Guatemala, Japonya, Rusya ve ABD'nin Kaliforniya eyaletinde ve Myanmar(Burma)'da bulunmaktadır. Kretase sonu ve Eosen yaşları arasında oluşan kristalen şist ve plutonik kayaçlarla çevrelenmiş serpantinler içinde bulunur. Ultrabazik ve bazik kayaçların zengin olduğu ülkemizde, nefrit ve jadeidin bulunma olasılığı oldukça yüksektir. Özellikle başkalaşıma uğramış ofiyolit kuşakları gözden geçirilmelidir. Dünyanın hemen her ülkesinde kuvars oldukça çok bulunmaktadır. Mor kuvars (ametist) Brezilya'daki zengin rezervli yataklar bulunmadan önce çok pahalı taşlar grubuna giriyordu. Türkiye kuvars ve çeşitleri değişik yörelerde bulunmaktadırlar. Balıkesir-Dursunbey-Göğü köyü civarında volkanik kayaçlar içinde çatlakları dolduran ametist kristalleri vardır. Ordu-Fatsa'da liman yapımında kullanılan taş bloklarında ametist damarları gözlenir. Yozgat-Şefaatli, Gümüşhane ve Şebinkarahisar yörelerinde bulunur. Balıkesir-Biga-Dikmen köyü güney doğusunda şistler içinde krizopras bulunur. Eskişehir-Sivrihisar-Dumluca köyü civarında Mihalıccık-Sazak arasında Osmanlı İmparatorluğu döneminde işlenmiş krizopras oluşumları vardır. Aydın-Karacasu-Damdere köyü civarında şeffaf ve hafif dumanlı kuvars kristalleri bulunur. Aydın-Koçarlı ilçesi Mersinbeleni Köyü civarında dağ kristali (şeffaf kuvars) ve dumanlı kuvars kristalleri yaygındır. Aydın-Çine ilçesi Topçam, Kırksakallar, Yeniköy, ve Ovacık köyleri civarında dağ kristalleri ve dumanlı kuvars kristalleri bulunmaktadır. Beypazarı-Kırbaşı-Aşağı Çamlar köyü civarındaki feldspat ocaklarında 10-70 cm boyutlu kristal kuvarslar bulunmaktadır. Kriptokristalin kuvars oluşumu, masif ve bantlı kalsedon oluşumları oldukça yaygındır. Balıkesir-Gönen-Alacaoluk köyü; Çanakkale-Biga Dikmen köyü; İzmir-Aliağa Güzelcehisar Barajı çevresi, Bergama Şakran bucağı, Seferhisar Doğanbey beldesi; Eskişehir-Mayıslar köyü ve Bolu-Kıbrıscık köyü civarında mavi kalsedon oluşumları bulunur. Ankara-Çubuk ilçesinde çizgili kalsedon oluşumu agat olarak değerlendirilmektedir. Beril ise Rusya, Kolombiya, Seylan, Madagaskar ve Brezilya'da boldur. Manisa-Gördes ilçesinde bulunan ve feldspat üretimi yapılan pegmatitlerde beril vardır. Zaman zaman açık yeşil renkli ve zümrütü andırır şeffaflıkta beril kristalleri bulunmaktadır. Yozgat-Doğankent-Oruklar köyü yakınlarında granitaplit ve pegmatitlere bağlı olarak rubellit (pembe turmalin) kristalleri bulunmuştur. Gelişmiş dilinimleri nedeniyle işlenememektedir. Diyaspor yatakları Türkiye, Urallar, Yunanistan, ABD ve Çek Cumhuriyetinde vardır. Türkiye diyasporları kalite bakımından yüksek değerlidir. Menderes masifi kenar zonlarında yer alan zımpara yataklarında gözlenir. Muğla-Milas-Mersinet-Küçükçamlıca tepe boksit-alümina ocak işletmesinde damarlar halinde, şeffaf, sarı-yeşil renkli diyaspor kristalleri bulunur. Feldspat çeşitleri yarı kıymetli taş olarak kullanılmaktadır. Yurdumuzda Aydın-Çine feldspat işletmelerinde şeffaf feldspat kristalleri mevcuttur. Simav-Söğütcük yöresindeki pegmatitlerde, iyi kristallenmiş feldspatlar bulunur.bursa-elmasbahçeler mevkiyinde turmaline rastlanmıştır. Gröna çeşidi pirop, Güney Afrika ve Rusya'da boldur. Grossular, Srilanka, Madagaskar, Meksika ve Kanada'da bulunur. Yurdumuzda Aydın-Yatağan-Hacımescitlen köyü civarında şistler içinde 1-6 cm boyutlu almandin kristalleri vardır. Eskişehir-Sarıcakaya- İğdir dere kumları içinde ufak pirop kristalleri görülür. Olivin, Burma ve Kızıldeniz'de St. John adasında, Mısır, Seylan ve Brezilya'da bulunur. Osmanlı sarayında Mısır'dan geldiği söylenen ve Zebercet olarak adlandırılan iri kristal olivinler vardır. MADEN İŞLETME YÖNTEMLERİ Yarı kıymetli taşların işletilmesi basit madencilik işlemleriyle gerçekleştirilir. Genellikle açık ocak işletmeleri olarak kazma, kürek ve kayacı kırıcı olarak el murçları ve gerektiğinde ufak benzinli kırıcı ve deliciler kullanılır. Pegmatitlerde yarı kıymetli taş cepleri, içerdikleri yarı kıymetli taşları tahrip etmeyecek şekilde dikkatli kazma işlemleriyle temizlenirler. Jeolojik yapının ve yarı kıymetli taşların litolojideki dağılımına göre mekanize işletmeler de şekillenebilmektedir. Bugün Avustralya Queensland'da Cragg asil opal madeninde 41 iş makinesi çalışmaktadır. Bölgede yeni bir ocak açılırken önce 75 cm çaplı sondaj ile 20 metre derinliğe kadar kuyu açılır. Opal varlığını gösteren işaretler aranır. Şayet bir işaret bulunursa işçi ekibinden bir kişi ip ile kuyuya inerek renk kontrolü yapar. Üretim yapılabilecek bir bölge bulunmuşsa buldozerler ile opal bulunan tabakanın üstü temizlenir. Derinliği 2,5 ile 12 metre arasında 60x15 m genişliğinde bir alan açılır. Opal varlığına göre yapılacak üretim ile açık ocağın şekli belirlenir. Bulunan en büyük opal 1m x 60 cm x 25 cm boyutludur (1907). Myanmar (Burma) jadeidleri serpantinleşmiş peridotitler içinde dayklar halinde birincil olarak ve bunlardan türeyen ikincil blok ve çakıllardan oluşur. Jadeid dayklarını tanımak kolaydır, tarihsel boyutta üretim, dayka yakın bir yerde ateş yakıp üzerine su dökerek kayaçta çatlaklar oluşturmak şeklinde yapılmıştır. Şimdilerde basit kırıcı ve kazıcılarla jadeid daykı öncelikle temizlenir sonra patlayıcılar ve çekişli kırıcılar kullanılarak üretim sağlanır. Ülkemizde yarı kıymetli taş üretiminde belli yeni maden üretim yöntemleri, genellikle uygulanmamaktadır. Aydın-Koçarlı yöresinde kuvars işletmesi ve Eskişehir Mayıslar Köyü mavi kalsedon işletmesinde basit maden üretim yöntemleri kullanılır. Mayıslar'da limonitli cevherleşme zonundan delme patlatma ile üretim yapılmaktadır. Buradan çıkartılan kalsedonların işlenmesi için tesis kurma çalışmaları vardır. İşletme başvurusu bulunan Bolu-Kıbrıscık mavi kalsedon yatakları, 1.5 m kalınlığında bir damar halinde oldukça yaygın yataklaşma gösterir. Bilinen diğer oluşumlardan yöre köylüleri tarafından basit kazma yöntemleriyle üretim ve stoklama yapılmakta, taş toplayıcı ve pazarlayıcılarına satılmaktadır. KULLANILAN ALANLAR VE PAZARLAMA Yarı kıymetli taşlar kuyumculuk sektöründe ve çoğunlukla süslemecilikte kullanılırlar. Agatlardan laboratuar havanları yapılır. Pazarlama daha çok Almanya, İtalya, ABD, Hong Kong ve Tayvan'da yoğunlaşmıştır. Almanya'da bir zamanlar taş üretim merkezi olan Idar Oberstein bugün için bir taş işleme ve pazarlama merkezi haline gelmiştir. Dünya yarı kıymetli taş üretiminin çoğu Idar Oberstein borsasından geçer. Ancak örneğin Hong Kong da 1950'li yıllardan beri jadeid ticaretinin merkezidir. Yurdumuzda üretilen yarı kıymetli taşlar, genellikle yurtdışına çeşitli yollardan çeşitli adlar altında ihraç edilmektedir. Son on senede yarı kıymetli taşları işleyen tesisler için çeşitli yatırımlar yapılmak istenmiştir. Örneğin KOSGEB destekli obsidiyen taşından bijuteri üretim projesi Kars ilinde gerçekleştirilmiştir. Anadolu Üniversitesi bünyesinde Devlet Planlama Teşkilatı tarafından desteklenen projelerle \"Kıymetli ve Yarı Kıymetli Taş Atölyesi\" kurulmuştur. İlk olarak Dokuz Eylül Üniversitesi bünyesinde Buca Meslek Yüksek Okulu'nda bu konuda eğitim veren bir bölüm açılmıştır. Daha sonraları Muğla, Afyon Kocatepe ve Mersin Üniversitelerine bağlı meslek yüksek okullarında programlar açılmıştır. Ankara, İstanbul ve İzmir'de bulunan basit kesme, şekillendirme, tamburlama yöntemlerinin uygulandığı atölyeler ile kıymetli ve yarı kıymetli taş ve mineralleri satan hobi mağazaları yurtiçi üretimine kısmen pazar yaratmaktadır. SEKTÖRÜN SORUNLARI Sektördeki başlıca sorun belli bir üretim ve pazarlama düzeninin kurulamamış olmasıdır. Bunun nedenleri yarı kıymetli taş oluşumlarının küçük boyutta olmaları, Maden Kanunu'nda bu sektöre dönük özel koşulların yer almaması, Uzakdoğu ülkelerinden çok ucuza işlenmiş taş ithalatı yapılmasıdır. Küçük boyutlu taş yataklarında işletme masrafları, kalıcı tesis kurulduğu zaman kârlılığı ortadan kaldırmaktadır. Kalıcı tesis kurulmadığı durumlarda ise taş yatakları yöre köylülerince veya bölgeye gelen yöre dışı kişilerce kaçak olarak çıkarılmakta; taş toplayıcılar ve pazarlamacılar aracılığı ile değişik kılıflar altında yurtdışına çıkartılmaktadır. Ufak boyutlu atölyelerin dışında yapılan ve yapılmaya çalışılan fabrika yatırımları, ucuz ithalat karşısında sonuçsuz kalmaktadır. ÇÖZÜM ÖNERİLERİ Yarı kıymetli taş oluşumlarının talanını önlemek için yataklaşmanın yakınındaki yöre köylülerinin bilinçlendirilmesi ve köye ekonomik girdilerin sağlanması gerekir. Girişimlerimiz sonucunda bu amaçla Anadolu Üniversitesi bünyesinde Devlet Planlama Teşkilatı'nca desteklenen iki proje ile bir atölye-laboratuar kurulmuş olmasına rağmen, çeşitli olumsuz gelişmeler nedeniyle köy düzeyine inilememiştir. Üniversitelerde yer alan meslek yüksek okullarında uygulanan öğretim programları ile yöre köylüleri de bilinçlendirilmelidir. Orman köylülerini meslek edindirme amacıyla kurulan Bilecik ve Düzce'de bulunan okulların benzerleri, yarı kıymetli taşların bol bulunduğu yörelerde de kurulmalıdır. Değiştirilme çalışmaları yapılan Maden Kanunu kapsamında küçük maden işletme koşulları tanımlanmalı, kolaylıklar sağlanmalı ve kaçak üretimler yasallaştırılmalıdır. Hiç değilse en az bir yarı kıymetli taş borsası kurulmalı ve çeşitli şekillerde üretilen taşlar bu borsada değerlendirilmelidir. Bugün için bile hangi cins taşın hangi yöreden ve ocaktan çıkarıldığı bilinebilmektedir. Zaman içinde bu konuda yetişmiş eksperler olacaktır ve taşlar belgelenerek yasallaşma sağlanabilecektir... asanusta
  12. TAŞLARIN ÖZELLİĞİ NEDİR ? Lav taşları uzun süre ısıyı üzerinde tutma özelliğine sahiptirler. Lav taşları sıcak ve soğuk çakraların üzerinde uygulanabiliyor. Doğal elementlere sahip olması ve merkez kaynağının da volkanlar olmasından dolayı toprak altındaki bütün minerallere sahiptir. Örneğin ; Çinko, demir, magnezyum, potasyum, kalsiyum vs.. gibi değerli minerallere sahip olduğu için bedenin üzerine yerleştirildiği zaman sıcak ise her hangi bir çakrada bloke ödem, sirkülasyon, duygusal, zihinsel ve ruhsal dengeyi sağlayacak kadar değerli ve etkili taşlardır. Sıcak taş terapisi terapist tarafından uygulanmaya başlamadan önce vücudun belli çakralarına taşlar yerleştirilir. Taşların ısınma derecesi 120 Fahrenayttır. Taşların ısısı termal etki ile kasların derinliklerine kadar nüfuz ederler. Ardından taşlara aromatik özlü yağlar sürülerek deriye yaklaşık 1,5 cm mesafeden nüfuz ettirilir. Taşlardan emilen ısı kan dolaşımının hızlanmasını, doku ve hücrelerin daha çok oksijenle beslenmesini, lenf drenaj hareketinin daha sağlıklı bir biçimde harekete geçirilmesini sağlar. SICAK TAŞ TERAPİSİNİN ÖZELLİKLERİ Sıcak taş terapisinde toprak ananın beş elementinden ( hava, su, ateş, toprak, metal ) yararlanılır. Vücudumuzdaki elementlerle lav taşlarının elementlerini karşılaştırdığımız zaman neredeyse eşit değerdeki elementlere sahip olduklarını görürüz. Beden ve lav taşları birbirinden verme-alma enerjisi sayesinde gerginlik, yaralanmalar, sindirim problemleri, bel ağrısı, stres, baş ağrısı, kas-kemik-eklem rahatsızlıkları, bağırsak problemleri, bilinç altına yerleşmiş istenmeyen duygusal hatıralar gibi bedendeki ve ruhtaki rahatsızlıkları giderir. SICAK TAŞ TERAPİSİNİN VÜCUT ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ NELERDİR ? Sıcak taş terapisi kronikleşmiş sıkıntılar üzerinde etkili olmaktadır. Aynı zamanda daha öncede bahsettiğimiz gibi duygusal, zihinsel ve fiziksel anlamda da enerji verir. Bu terapiyi uygulayan kişiler kendilerini baştan aşağı arınmış hissederler. Kendi doğasına dönmek isteyen ve birisi için dengeli ve harika bir yoldur. Uzun süreli uygulamalarla kas dokusu ve eklemler yoluyla deriye nüfuz etme sağlanır. Kasların üst tabakasına yayılım 1,5 cm gerçekleşebilir. Uygulama kan akışını hızlandırdığı için bir sonraki ısıya maruz kalmasında çevredeki dokuların hyperemik olabileceği göz önüne alınmalıdır. Kan akımının hızlanması damarların genişlemesinden kaynaklanmaktadır. Damarlardaki tıkanıkları kapıya benzetirsek kapılar, kan basıncının bölgesel olarak artmasına ve tıkanmış bölgelerin kanlanmasına neden olur. İç sıcaklığın 34 Fahrenayt olduğu durumlarda metabolizma hızı % 10-15 artar. Bu da kırmızı ve beyaz kan hücrelerini arttırır. Toksinlerin atılmasını uyarıcı, zayıflık durumunda ise ilk yardım sağlayıcıdır. Hücre metabolizmasına oksijen taşıyarak kan ve lenfin kullanılmayan kısmının hareketini sağlar. Bu terapi ile kalp atış hızı ve kapıların genişleyerek solunumun artmasını da sağlamak mümkündür. Bu durum sıcak taş uygulamasının ne kadar geniş yapılabileceğini gösterir.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.