Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

y/k

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    341
  • Katılım

  • Son Ziyaret

y/k Hakkında

  • Doğum Günü 14-07-1982

Diğer Bilgiler

  • Website URL
    http://

Profil Bilgileri

  • Cinsiyet
    Erkek
  • Yer
    İstanbul

y/k - Başarıları

Düzenli Gelen

Düzenli Gelen (8/14)

  • İlk İleti
  • Ortak Nadir
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. Admin

    y/k doğum gününüz kutlu olsun!

  2. Admin

    y/k doğum gününüz kutlu olsun!

  3. Admin

    y/k doğum gününüz kutlu olsun!

  4. Admin

    y/k doğum gününüz kutlu olsun!

  5. Admin

    y/k doğum gününüz kutlu olsun!

  6. Admin

    y/k doğum gününüz kutlu olsun!

  7. y/k doğum gününüz kutlu olsun!

  8. :))) ilahi innocent, benbakmıştım ama Brad Pitt'e taş çıkarttığını bilmeden baktım vallahi hehhe arkadaş listeme ekleyeyim diye gelmiştim, İsmail YK arkadaşımı :) tanrım çok rezilim ben ya İsmail YK demiştim di miii
  9. y/k

    İtiraf Ediyorum

    Hiç yoktan özür dileyebiliyorum Aklıma gelmişken bir itirafda daha bulunayım. Mahallemize zamanında yapılan bir apartman vardı. Fenerbahçe Apt. Biz arkadaşlarla aldık sprey boyaları ve BEŞİKTAŞ apartmanı olarak değiştirdik. Apartman sakinlerinden özür diliyorum ama o apartmana o ismi verenden özür dilemiyorum.
  10. İşte güzel bir konu Nazım ve Atatürk... Nazım hayranı olduğum bir şairdir. Ve okuduğum bazı kaynak gösterilen kitaplarda Nazım'ın, Atatürk'ü sevmediği söyleniyordu. Hatta Nazım, Atatürk'ün arkasından için bol "S" olan küfürler bile etmiş. Atatürk de, Nazım hayranı birisi değildi. Yani ikiside birbirini sevmezdi. Ki sevmek zorunda da değiller birbirlerini. Nazım'ın şiirlerine gelince, Nazım Hikmet sadece aşk şiirleri yazsaydı severdiniz değil mi? Mesela bir şiirinde; "trrrrum, trrrrum, trrrrrrum! ... Trak tiki tak! Makinalaşmak istiyorum" diyen Nazım'ı şair olarak görmeyenlerin örnek gösterdikleri şiirinin bir parçası. O dönemleri bilmedikleri için zaten sürekli bu şiiri örnek gösteriyorlar. Neden bu şiirinin yanında "Davet" şiirini örnek gösteremiyorlar? Çünkü herkesin hayalinde yaşayan bir düzenin davetini yaptığı için. Nazım Hikmet'i vatanhaini olarak görenler Nazım'ın "Vatan Haini" şiirini okumalarını tavsiye ederim. Keşke onun gibi VATAN HAİNİ olabilsek! Nazım'ı siyasi görüşleri için sevenler vardı ama artık yok. İnanın yok. Eğer Nazım severler, Nazım'ı siyasi görüşü için sevseydi Türkiye yi "Türkiye Komünist Partisi" yönetiyor olurdu. Orhunca arkadaşım bazı sorular sormuş o sorulara genel bir cevap veriyim. Nazım Hikmet, bildiğiniz gibi Harbiye Mektebini bitirdi. Yani askeri lisede öğrenim gördü. Kruvazöru güverte subayı iken, sağlık nedeniyle askerlikten çıkarıldı. Bunları söylemenin sebebine gelince bir subay neden askerlikten ve savaştan kaçsın? 1922'de Nazım Hikmet "Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesinde" öğrenciydi. 30 Haziranda Nazım'ın yazdıklarını yanlış hatırlamıyorsam "Yeni Hayat ve Aydınlık" dergilerinde bulabilirsin. İstanbul Devlet Kütüphanesi gazete arşivleri bölümünde bulabilirisin. Kendi vatanında düşünüp, kendi vatanında yaza bilseydi eğer vatanını, vatanında severdi! Atatürkçüyüm diye geçinen insanlar var. O insanlar Atatürkü ne kadar tanıyorlar acaba? Özelliklede Atatürk'ü siyasetle birleştirdikleri zaman tam bir Atatürkçü oluyorlar. Nazım Bilindiği gibi komünist bir insandı fakat hiçbir zaman din ile yanyana gelmeyen bir insandı. Bugün hala Atatürk ve din yıllardan beri gündemde. Neden çünkü Atatürkçülerimiz, Atatürkü tanımadığı için. Aynı Nazım severlerin Nazımı bilmediği ve çıkarları uğruna kullandıkları gibi!
  11. y/k

    İtiraf Ediyorum

    Bende bazı itiraflarda bulunayım bare... Lise yıllarındayken kimya veya fizik hocamızın önlüğünün arkasına gazete kağıdından yaptığım kuyruğu takan ve onu yakan benim. Önlük de birazcık yanmışdı. Affet be hocam Yine lise yıllarındayken kızların soyunma odasına torpilleri atıp, iki arkadaşın bayılmasına sebep olan benim. Affedin be kızlar Yine lise yıllarındayken Atelye dersinde soyunma odasında sigarayı yakıp ve birazcık içtikten sonra sigaranın üzerine torpili koyup aradan yaklaşık 3 dk. geçtikten sonra patlamasına sebep olan da benim. Arkadaşlar, hocam af edin. Yine lise yıllarındayken bir hocamızın aldığı yeni arabasını sprey boyayla boyayan ve arkadaşlarımı da buna teşvik eden benim. Affet be hocam Yine lise yıllarındayken içtiğim bira kutularını tuvalet deliğine tıkayan ve tüm muslukları kırıp tuvaletin sular altında kalmasını da sağlayan benim. Affedin arkadaşlar Yine lise yıllarındayken kızlar tuvaletinden aynaları çalan da benim. Affedin kızlar Sevgili Ali Poyrazoğlu sen Muammer Karaca Tiyatrosunda oyununu oynarken, kulis'in yan tarafında bulunan bir koli içinde ki "Ödünç Yaşamlar" kitabından bir tane çalan benim. (Yine lise yıllarındayken) Şimdilik bu kadar yeter aklıma geldikçe yazarım.
  12. Bu post bizim bildiğimiz post mu? Eğer benim bildiğim post sa çok diğeceğim var. Arkasına modernizm şeysini takıpda sanat ve siyaset yapmak hatta modern olmak nasıl oluyor bu zamanda onu bilemiyeceğim. Ama bizler tarihimize, kültürümüze, geleneklerimize birazcık bakıp bizim olan post'u anlayabilseydik kıçımıza modernizm şeysini takdırmamıza gerek kalmazdı. Takıldım post'a, anlamıyorum modernizm den napiyim, suç benim mi?
  13. Bence Mevlana'nın ilk 18 beyiti yeterince anlatıyor: Dinle, bu ney neler hikâyet eder, ayrılıklardan nasıl şikâyet eder. Beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryâdımdan erkek ve kadın müteessir olmakta ve inlemektedir. İştiyâk derdini şerhedebilmem için, ayrılık acılarıyle şerha şerhâ olmuş bir kalb isterim. Aslından vatanından uzaklaşmış olan kimse, orada geçirmiş olduğu zamanı tekrar arar. Ben her cemiyette, her mecliste inledim durdum. Bedhâl (kötü huylu) olanlarla da, hoşhâl (iyi huylu) olanlarla da düşüp kalktım. Herkes kendi anlayışına göre benim yârim oldu. İçimdeki esrârı araştırmadı. Benim sırrım feryâdımdan uzak değildir. Lâkin her gözde onu görecek nûr, her kulakda onu işitecek kudret yoktur. Beden ruhdan, ruh bedenden gizli değildir. Lâkin herkesin rûhu görmesine ruhsat yoktur. Şu neyin sesi âteşdir; havâ değildir. Her kimde bu âteş yoksa, o kimse yok olsun. Neydeki âteş ile meydeki kabarış, hep aşk eseridir. Ney, yârinden ayrılmış olanın arkadaşıdır. Onun makam perdeleri, bizim nûrânî ve zulmânî perdelerimizi -yânî, vuslata mânî olan perdelerimizi- yırtmıştır. Ney gibi hem zehir, hem panzehir; hem demsâz, hem müştâk bir şeyi kim görmüştür Ney, kanlı bir yoldan bahseder, Mecnûnâne aşkları hikâye eder. Dile kulakdan başka müşteri olmadığı gibi, mâneviyâtı idrâk etmeye de bîhûş olandan başka mahrem yoktur Gamlı geçen günlerimiz uzadı ve sona ermesi gecikti. O günler, mahrûmiyyetten ve ayrılıktan hâssıl olan ateşlerle arkadaş oldu –yânî, ateşlerle, yanmalarla geçti - . Günler geçip gittiyse varsın geçsin. Ey pâk ve mübârek olan insân-ı kâmil; hemen sen vâr ol!.. Balıktan başkası onun suyuna kandı. Nasibsiz olanın da rızkı gecikti. Ham ervâh olanlar, pişkin ve yetişkin zevâtın hâlinden anlamazlar. O halde sözü kısa kesmek gerektir vesselâm.
  14. Potansiyel var sende Süper bir fikir olması gereken o zaten. Mesela Mevlana'nın düşüncesini anlatan onun insancıllığını anlatan bir film süper olurdu.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.