Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Temizsiyahkedi

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    1
  • Katılım

  • Son Ziyaret

1 Takip eden

Temizsiyahkedi - Başarıları

Acemi

Acemi (1/14)

  • İlk İleti
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. ÖNEMLİ NOT; Eğer sorduğun sorular gerçekten cevabını öğrenmek için ise cevabını öğrenirsin, fakat sadece müslümanları küçük duruma düşürmek için ise öğrenemezsin o yüzden cevabı okurken "Boş özgeçmiş" ile, yani ön yargılarından kurtularak öğrenmeye çalış inşallah. 1-Öncelikle kader "Bütün, olmakta ve olacak olanları önceden ve değişmeyecek biçimde düzenlediğine inanılan doğaüstü güç" anlamına gelir fakat kuranda,İsra süresi 13. Ayette "Biz sizin kaderinizi ancak çabanıza bağlı kıldık." Şeklinde geçer. O zaman kaderin sözlük takımını ve mealin tanımı ile düzeltecek olursak. Kader, maziyat ve mesaibdedir ki yeisin ve hüznün ilacıdır. Yoksa maâsi ve istikbaliyatta değildir ki sefahete ve atalete sebep olsun. ..... yani kader geçmişin hüznünden kurtulmak içindir, geleceği kadere bağlamak için değil. Şimdi asıl soruya gelirsek,sorduğun soru şu: "Kaderimiz çiziliyse kararlarımızdan niye sorumlu tutuluyoruz?" Aslında "Özgürlük, başkasının özgürlünün kısıtlandığı yerde biter." Sözü kısmen soruyu cevaplıyor. Bu sefer de şöyle bir soru çıkıyor:"E, bunu yapacağımı allah önceden yazdı." Şimdi eğer yapacağın iyi bir şey ise onu evet, Allah yazmıştır ama kötü birşey ise onu sen yapmışsındır. "Kesb-i şer, şerdir fakat halk-ı şer, şer değildir." 2-"Allah kullarına rızkı bol bol verseydi, yeryüzünde azarlardı." Şuayb:27 Biz seçimlerimizde özgürüz, kader sadece Tanrı'nın bizim seçimlerimizi önceden bilip takdir etmesidir diyerek bu işin içinden gerçekten çıkamayız. Bu sorunun cevabını ise Şuayb:27 de <<rızkı>> kelimesini genişleterek bulabiliriz. "PEKİ ALLAH BİLİYORSA, BEN ONU YAPACAKSAM, NEDEN CEHENNEME GİRİYORUM? " üstteki soruda verdiğim cevapla aynı bunun cevabı da.Üsttekini tekrar oku kardeşim. 3- Evet, seçme duygusu fıtratta olan bir duygu. Nasıl ki; Kin beslemek, düşmanlık etmek gibi duygular fıtratta varsa, Seçme yeteneği de var. Kin duygusunu allah bize vermiş ama bize bu kin yeteneğini insanlara karşı kullanın dememiş. Düşmanlık duygusuda aynı öyle. Insanlara düşmanlık etmeyin, düşmanlık duygusuna düşman edin demiş aslında. Kuran bize kin beslemeyin, adavet etmeyin demiyor; çünkü bunlar fıtratta olan birşey, bunu yok edemezsin ki, yapman gereken doğru olan yönde kullanmak. Kin mi beslemek istiyorsun.Şeytana kin Besle sana yaptırmak istediğini yapma. Intikam mı almak istiyorsun; Şeytanın istediklerini yapmayarak ve cenneti kazanarak, şeytandan tam intikamını alabilirsin. Dediğim gibi;bunu yok edemezsin ki, yapman gereken doğru olan yönde kullanmak. Iste duygusunu da doğru yönde kullanmak. O zaman yanlış yön neden var sorusunun cevabını ise yine tekrarlayarak söylüyorum ""Kesb-i şer, şerdir fakat halk-ı şer, şer değildir." 4-"Neden allaha tapma zorunluluğumuz var?" Cevap: Senin allaha tapma zorunluluğun degil ihtiyacın var. Çünkü insan zayıf ve acizdir. Her daim kendine ihtiyacı olamayan birine ihtiyaç duyar. Her şeyi zıddıyla olmasının sebebi ise değerle alakalı. Fakir olmasaydı, zenginliğin değeri anlaşılmazdı gibi. Ayrıca bir üstteki soruda dediğim gibi itaat etmeme duygusunu vermiş ama doğru yönde kullanman için vermiş. Düşünsenize itaat duygusu olmasaydı insanların hali ne olurdu. Devrimler olmazdı, insanlar birbirinin kölesi olurdu. Demek ki, herşeyde bir hayır var. "Kesb-i şer şerdir, halk-ı şer şer değildir. " 5-Şimdi bir öğretmen düşünelim. Bir sınıfa giriyor ve her öğrenci ile tek tek konuşuyor. Yılların tecrübesi o öğretmen her öğrencinin yıl içerisinde ve yıl sonunda nasıl olacağını biliyor. Ama yinede öğrencilere ders anlatmak ve sınava sokmak zorunda. Bu onun zorunluluğu. Eğer öyle yapmasa öğrenciler şikayetçi olur ve bu onun adil olmadığını gösterir. Onun gibi de allah'ın da sorumlulukları vardır ve bu bize kitap ve peygamberle dinini anlatma zorunluluğudur. Yoksa hepimiz şikayetçi olurduk. 6-<<hür irade verdiği ve istediğini seçme yeteneğiyle donattığı kullarından, bu yeteneği kullanma hakkını esirgememelidir.>> Dediğimi tekrarlıyorum; Bu isteği seçme hakkını kullardan esirgemiyor. Sadece doğru yönde kullanmanı istiyor. Bizde buna imtihan sırrı diyoruz.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.