Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Uğur İskender_151510

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    11
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Uğur İskender_151510 - Başarıları

Çaylak

Çaylak (2/14)

  • İlk İleti
  • Ortak Nadir
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. Denizin tatlı ve tuzlu kısmının karışmadığının önceden kur'an'da belirtilmiş olması kur'an'ın Allah'ın kelamı olduğunu ispatlar. Bundan başka bir kanıta ihtiyaç yoktur ki kur'an da kanıta ihtiyaç duymaz zaten. Aklını kullanabilen herkes Allah'ın varlığına inanır ve birçok bilimadamı da bu dine inanmaktadır. Onlar aptal mı da bu dine inanıyorlar? Onlar da bilimadamı. Onlarla, nonteist bilimadamlarının arasındaki tek fark, müslüman olan bilimadamlarının, "anlayabilmesi". "Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul az" atasözü de tam da bu olayı özetlemektedir.
  2. Yahu ben senin vereceğin hadisi ne diye kabul etmeyeyim arkadaşım? Halkın saptırılmasından neyi kastettiğini anlamadım, şunu biraz açarsan daha iyi olacak. Hadislerde sonradan değiştirilen hükümler vardır. Mesela daha yeni hadisler, önceki hadisleri geçersiz kılan hükümler içerir ama kur'an'da böyle bir durum söz konusu değildir. Senin dediğin ayete gelirsek, o ayet, o zamanın şartlarına göre yazılmıştır. Yani aslında "onları bulduğunuz yerde öldürün" hükmü o dönemde Hz. Muhammed'e zulmedenleri kapsamaktadır. Bunu da o ayetin tefsirini okuyarak anlayabilirsin. İslamda zaten hiçbir insanın inancına karışamazsın. Allah, inanmayanlar için "onlarla tartışmayın ve onlara küfretmeyin, yoksa onlar da sizin dininize küfrederler" diye buyurmuştur. Hatta Allah, Hz. Muhammed'e bile "biz seni onlara bekçi olarak göndermedik" demiştir. Yani Hz. Muhammed'e bile dinini zorla kabul ettirme, sen sadece tebliğini yap demiştir. Dediğinde haklısın. Bu zaten islam dininde olmayan bir şey fakat bu dini yanlış anlayan birçok müslüman, inançlarından dolayı birçok insanı hor görmekte ve onlara küfretmektedir. Bu, islamın değil, onu yanlış anlayan müslümanların hatasıdır. Bunu yazan Allah'tır ve ona inanmayanların ebediyyen cehennemde yanacakları, hatta ona inansalar bile imanın şartlarının hepsine kalben iman etmeyenler de buna dahildir. Allah, müslümanlara diğer insanlara inançlarından dolayı kötü davranmamamız ama onlarla da dost olmamamız gerektiğini söylemiştir. Onun dışında ona inanmayanları da küçümseyen ifadeler kur'an'da yer almaktadır. Allah seni yaratmış, sana el vermiş bir şeyi tutup, kavrayabilesin diye, sana ayak vermiş yürüyeiblesin diye, sana kulak vermiş duyabilesin diye, sana göz vermiş görebilesin diye, sana burun vermiş koklayabilesin diye ve son olarak sana akıl vermiş doğruyu yanlıştan ayırabilesin ve onu bulabilesin diye. Allah seni bir sürüngen olarak da yaratabilirdi ama bunu yapmamış, kendinden sonra en üstün olduğunu söylediği insan olarak yaratmış. Sen bütün bunlara karşın hâlâ Allah'ı inkar ediyorsan Allah elbette seni yakacaktır. Allah'ın yerinde bir insan olsaydı, hatta ben olsaydım insanları çok daha ağır bir imtihana sokardım. Onun dışında bazı insanlar doğuştan özürlü olarak doğmaktadır, onlar da eğer imanlı ölürlerse öldüklerinde mükafatlandırılacaklardır. Gerçek şeriat insan haklarına falan aykırı değildir. Şeriat senin inancına karışamaz. Gerçek şeriatı bir araştır istersen ama doğru kaynaklardan araştır. Şeriatta hiçbir şekilde insanlık dışı bir hüküm bulunmamaktadır ve Allah'ın hükümlerinden kasıt liderlerdir. Kafir olunmasının bir nonteiste göre hiçbir öneminin olmaması doğaldır ama öldükten sonra bunun ne kadar önemli olduğunu bütün insanlık görecek. Senin cahil dediğin insanlar insanlık olarak nirvanada olan insanlardır. Belki bilgi olarak cahillerdi ama insanlık olarak çok üstün kişilerdi. Üzerine kocaman kaya koyulduğu halde dininden vazgeçmeyen insanlardı bunlar. Diyelim ki kur'an cahil insanlar tarafından yazıldı, e peki günümüzdeki bir sürü alim, onu da geçtim ondan yıllar önceki alimler de mi cahildi arkadaş? Kur'an günümüzde de geçerli bir kitaptır ve kur'an'a göre yaşamaya gayret eden müslümanlar da vardır. Bir futbolcu formasında içki firmasının reklamının olmaması için her ay kendi maaşından tazminat ödüyordu. Onun dışında zaten kur'an yoruma açık bir kitaptır ve günümüz alimleri tarafından o günün şartlarına göre yeniden yorumlanmaktadır.
  3. Kur'an'da Ayşe'nin 18 yaşında evlendiğinin kanıtı olduğunu ben de düşünmüyorum ki zaten böyle bir şey olmadığının cevabı verilmiş. Senin de dediğin gibi henüz adet görmemekten kasıt çocuk yaşta değil de kadının başka nedenle adet görmemiş olmasıdır. Bu itiraz gayet de geçerlidir çünkü kur'an 600 kusür sayfalık bir kitaptır ve her şeyi açık açık, en ince ayrıntısına kadar açıklamak mümkün değildir. Öyle olsaydı eğer kitap ciltlere sığmazdı. Zaten o zaman peygamber efendimiz vardı ve o ayetten ne kastedildiğini biliyordu, onun dışında da şimdi alimler var. Hiçbir ayeti direkt okuyarak yorumlamamak, önce onun tefsirini okumak ve ayetin neyi kastettiğini anlamak gerekir. Bu kitap üstünkörü veya rastgele yazılmamıştır. Kur'an'da hücrelerle ilgili ayetten de bahsedildiğini duymuştum. Tabii sen, birçok nonteist gibi, değişen dünyaya göre ayeti kılıfına uyduruyorlar diyeceksin. O zaman zaten hücre diye bir şey keşfedilmemiş. Tabii ki o zamanın ve ondan sonra doğacak olan bütün insanlığın anlayabileceği bir üslupla yazılmıştır bu kitap. Ömer Çelaklıl demiş sanırım, kur'an'da hücreden bahseder diye. Tabii ki o zamanki insanların anlayabileceği şekilde bahsediliyor. Onun dışında bunca alim var ve Ömer Çeakıl da doktor. Bu kadar alim aptal mı da bu dine inanıyor kur'an'ı inceliyor? Ömer Çelakıl mesela doktor. Kur'an'da bir yanlışlık olsa adam inanmaz zaten bu kitap yalan söylüyor der. Bu kitapta çok güzel ve herkesin anlayabileceği bir üslup kullanılmıştır. Mesela yerin yürüdüğüyle ilgili mi ne ayet var. Yer sürekli hareket halindedir mi ne yazıyor yanlış hatırlamıyorsam. Yerde sürekli hareket oluyor biz hissetmesek de. Daha sonra dünyanın döndüğüne dair ayetler de var, araştırırsan görürsün. Daha sonra bu kitapta, denizin tuzlu kısmıyla tatlı kısmının karışmadığı yazar. O zaman bilim yok, teknoloji yok. Millet nereden bilecek denizin iki tarafının karışmadığını? Ama bu önceden kur'an'da bildirilmiş. Ayet ise şu “Birbirleriyle kavuşmak üzere iki denizi salıverdi. İkisi arasında bir berzah/engel vardır; birbirlerinin sınırını geçmezler.” (Rahman Suresi, 19-20) Kur'an'ı yazan kişiler Hz. Muhammed'in yazıcılarıydı(onun bir adı vardı aklıma gelmiyor). Fakat o sözlerin sahibi Allah'tır. Allah hiçbir zaman pedofiliye kapıyı açık bırakmamıştır. Kur'an'ı anlamadan okuyan ve bilene sormadan dinini yaşıyan kişilerden kur'an ayetleri ve Allah sorumlu tutulamaz. Çocukların cinsel istismarının islam dininin temeliyle uzaktan yakından alakası yoktur. İslam dini sana git ufak çocukları taciz et demiyor fakat ergenliğe giren bir kızla evlenebilirsin ki eskiden 13-14 yaşlarında evlenilebiliyormuş. 13 yaşındaki bir kız kocasının her isteğini yerine getirebilir. Bu dogmatik kitaba uymazsan belki insanlık için bir iyilik yapmış olabilirsin ama kendin için en büyük kötülüğü yapmış olursun. Nedenini yazmama gerek yok sanırım.
  4. Arkadaşım ne saçmalıyorsun çok merak ediyorum. Dinin, devlet işlerinden ayrılması demek direk dinden çıkmak demektir ve bu da dinsizlik anlamına gelir. Ayette yazanlar gayet açık. Daha neyini değiştirmeye çalışıyorsunuz? Sen böyle söyleyerek, Allah'ın sözünü inkar etmiş oluyorsun ve dolayısıyla dinin tehlikeye giriyor. Belki çoktan dinden çıkmışsındır bile. Ayette yazana göre Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler kafir oluyor. Laiklik de dinin, devlet işlerinden ayrılması demektir. Yani sonuç olarak, dini, devlet işlerinden ayırınca, Allah'ın indirdiğiyle hükmetmemiş oluyorsun ve dinsiz olmuş oluyorsun. Kapiş? Valla islamiyetle tek ilgim ona olan inancım ve onun hakkında bildiklerimi insanlara aktarmaya çalışmamdır. Gayet açık olan ayetler ve Allah sözleri nasıl olur da aldatmaca olur arkadaş? Burda kimse, hiçbir devlete, bireylere inançlarını dayatsın demiyor zaten. Olay, inanç dayatmak değil. Allah'ın indirdiğiyle, yani şeriatla hükmetmek. Eh, sanıyorum ki şeriatta, insanların inancıyla ilgili bir husus yok. Yani kimseye sen şu dine inanacaksın demiyor şeriat. Şeriat, sadece Allah'ın koyduğu kanunlardır. Şeriatla yönetilen bir ülkede illa ki islama inanacaksın diye bir şey yok. Ama tabii ki gerçek şeriatla yönetiliyorsa o ülke. Yine de, dediğim gibi şeriat hakkında tam bir bilgiye sahip değilim. Belki şeriat, insanların inancına karışıyordur. Yahu ayetin anlaşılmayacak bir yanı yok ki. Sen olaya yüzeysel bakarsan bu sonuca varırsın tabi. Zina etme, şunu yapma falan bunları geç. Allah ne indirmiş? Hırsızlık yapma, eğer yaparsan ellerin kesilir(bir alimin düşüncesine göre şeriatta hırsızlığın cezası, hırsızın ellerinin, bileklerden tamamen kesilmesi değil, elin üzerinden kanatılacağı kadar kesilmesidir), zina yapma, eğer yaparsan 100 değnek sopa ile cezalandırılırsın vs. vs. Arkadaşım yine saçmalamışsın. Avrupa'da bu dediklerinin hepsi var. Yahu sanki Avrupa'da hiç hırsızlık yok. Zina desen zaten zinanın kaynağı Avrupa. Avrupa ülkeleri gelişmiş ve insan haklarına değer veren ülkeler oldukları için oralarda zulüm, işkence ve adaletsizlik olmaz pek. Olursa da hakkını ararsın. İşte bütün nonteistlerin yaptığı bir hatayı yapmışsın. İslam dinini ve şeriatı, müslümanlarla ve şeriatla yönetilen ülkedeki müslümanların yaptıklarıyla değerlendirmişsin. O kur'an'la yönetiliyor dediğin ülkelerin hiçbirisi gerçek şeriatla yönetilmiyor bir kere, önce bunu öğren. Şeriatta, zinanın cezası olan recm, aslında, zina yapanların, sadece kafasının dışarıda kalacak şekilde, vücudun tamamının toprağa gömülüp, taşlanarak öldürülmesi değildir. Recm'in cezası, zina yapanlara 100 değnek sopa vurulmasıdır ve bu, taşlanarak öldürülmeye oranla çok daha makul bir cezadır. Ve paragrafın sonundaki sorduğun soruyla, yine saçmalayarak, lafı Avrupalılar'ın, şeriatla yönetilmediği halde, Allah'ın koyduğu kurallara şeriatla yönetilen ülkelerden daha çok uyduğuna getirerek, sözde laiklikle yönetilmeyen ülkelerin liderlerinin dinsiz olmadığını kanıtladın. Ama yine saçmalamış oldun. Eğer sen, din ile devlet işlerini ayırıyorsan, ülkeni veya lideri olduğun topluluğu şeriatla yönetmiyorsan, Allah'ın kurallarına ne kadar uyarsan uy, kafirsin. Direk olarak Allah'ın hükümlerini uygulamıyorsun çünkü. Allah'ın koyduğu kanunlardaki cezaları uygulamıyorsun suç işleyenlere. Yobazlar boşu boşuna demiyorlar hem laik hem müslüman olunmaz diye. Ha, onlar da hatalı bir kere. Çünkü ayette, Allah'ın indirdiğiyle hükmetmeyenler demiş, Allah'ın indirdiğiyle hükmedilmemesini destekleyenler değil. Yani burada kafir olanlar, şeriatla hükmetmeyen liderler. Sen olayı baştan anlamamışsın arkadaş. Kimse burda laikliğe dinsizliktir demiyor. Ülkesini laiklikle yönetmeye dinsizlik diyor. Burda normal bir vatandaş kastedilmiyor, biir lider kastediliyor. Bu ayet sadece liderleri kapsıyor. Lütfen ayeti ve söylenenleri anlayarak okuyun. Olayın, Allah'ın emirlerini yerine getirmek için şeriatla yönetilip yönetilmemekle alakası yok, olayı saptırmayın. Olayın, şeriatla hükmetmeyen liderlerin kafir olmasıyla alakası var. İnsan olan Allah'ın emrine uyuyor demektir ne demek kardeşim? Allah'ın emrine uymayan insan değil mi yani? Olayın, Allah'a inanıp da kendisi gibi düşünmeyenlere dinsiz demekle de alakası yok kardeşim. Burda düşünce söz konusu değil. Ha, bazı yobazlar kendisi gibi düşünmeyenlere dinsiz muamelesi yapıyorlar. Ama ben sanmıyorum ki o adamlar, karşısındakilere sırf kendisi gibi düşünmedikleri için dinsiz diyor olsun. Kur'an'da yazanlara göre diyorlardır bunu. Hani işte dinden çıkmaya sebebiyet verecek durumlar bellidir. Bu adamlar da bu durumları bildiklerinden, karşısındakinin söylediklerine göre dinsiz olduğunu söylüyordur, benim düşünceme göre. Ayrıca bir önceki mesajımda "laiklikle hükmetmeyenler kafir olur, kur'an'ın dediğine göre." diye yazmışım. Yanlış yazmışım sabah sabah. Orada söylemeye çalıştığım "laiklikle hükmedenler kafir olur, kur'an'ın dediğine göre." veya "şeriatla hükmetmeyenler kafir olur, kur'an'ın dediğine göre." olacak.
  5. Laikliğin inançlara saygıyla uzaktan yakından alakası yoktur. Laiklik, dinlerin, devlet işlerinden ayrılmasıdır. Ayrıca kur'an'da, bir ayette "Allahın indirdiğiyle hükmetmeyenler, kafirlerin ta kendileridir" diye bir ifade yer alıyor. Buna ne diyeceksin? Laikliği desteklemek kafirlik değildir belki, ama laiklikle hükmetmeyenler kafir olur, kur'an'ın dediğine göre.
  6. Oyuncaklarla oynamak tamamen ruhla ilgilidir. Demek ki Hz. Aişe çocuk ruhluymuş ki 17-18 yaşlarında bile oyuncaklarıyla oynuyormuş. Yoksa sen evlendiği için oyuncaklarıyla oynayamayacağını mı kastettin? Ayrıca ben ortaokula giderken bile oyuncaklarla oynuyordum. Yaşıtlarım oyuncaklarla oynamayı çoktan bırakmıştı ama ben hala oynuyorum. Şimdi yazdığım mesajlara bir bak. Sence ben akıllı değil miyim? Ha sen gerçi Hz. Aişe'nin oyuncaklarla oynadığı yaşlarda akıllı olmadığını söylemişsin, orası ayrı.
  7. Senin 18 yaşı da ergenlik yaşıdır dediğin, ergenliğin son evresi olan yetişkin ergenlik. Adı üzerinde "yetişkin". Bunu okuldaki derslerde işlerken duymuştum diye hatırlıyorum. Google'da böyle bir bilgiye rastlamadım, ama bu bilginin kesin olduğunu biliyorum. Zaten 18 yaşında olan biri reşit olmuştur ve yetişkin olarak geçer.
  8. Bütün insanlar müslüman, yani mümin olarak doğar. Bunun aklın baliğ olmasıyla alakası yoktur. Eğer bir insan doğduğundan itibaren dinini değiştirmezse ve dinden çıkmazsa hep müslüman kalır.
  9. Adam nereden bilsin taa asırlar sonra 50 yaşındaki birinin 14 yaşındaki kız çocuğuyla evlenmesinin ayıplanacağını? Bir kere, 14 yaşında bir kıza, hatta yaşının da önemi yok, herhangi bir kadına tecavüz eden biri Hz. Muhammed'i örnek alıyor olamaz. Alıyorsa bile bunu, Hz. Muhammed'i örnek alarak yapıyor olamaz. Birilerinin, 1500 yıl önceki şeye "alan memnun satan memnun" diyebilmesi de, insanların o inanca dayanıp, 1500 yıl sonra küçük kızları evlendirebiliyor olması da, 1500 yıl sonra bile 4 kadınla evlenebiliyor olmaları da, 1500 yıl önce birinin çıkıp önce kendisinden 25 yaş büyük bir ihtiyarla, sonra kendisinden 36 yaş küçük bir kızla evleniyor olması bir sorun değil. birinin dedesi veya ninesi yaşındaki biriyle evlenmesinin neresi yanlış? Aşkın yaşı yoktur, insanlar istediği yaşta, istedikleri yaştaki kişilerle evlenebilir. Alan memnun, veren memnun size ne oluyor? Ulan 1500 yıl öncesinden bahsediyoruz. Daha o zaman teknoloji yok, geniş bilgi edinme olanakları yok, bir sürü şey eksik. Sen o zamanı bu zamanla mı kıyaslıyorsun? Şimdi insanlar her şeyi biliyor artık. Ortada bir yanlış olduğu zaman birbirlerine danışıp ve birikimlerine dayanarak onun farkına varıyor. Dünyada her geçen gün bilgi artıyor, insanlar kendisini geliştiriyor. Uluhiyet yalnızca Allah'ta bulunur, kimse Hz. Muhammed'in uluhiyeti olduğuna inanmaz ayrıca. Uluhiyet tanrılık vasfıdır çünkü. Asırlar sonra 14 yaşındaki bir kızla evlenmenin ayıplanacağını nasıl düşünsün? O dönemin şartlarına göre normal olan ve yaşadığı toplum tarafından normal karşılanan bir hadisenin asırlar sonra ayıplanacağını kim görebilir? Böyle bir saçmalık var mı? Sence günümüzde normal olarak karşılanan ve kendi yaşadığın toplum tarafından normal olarak karşılanan hangi hadise asırlar sonra ayıplanır? Söyle birini, nedenini de açıklaHa, tabi sen Hz. Muhammed kadar evrensel düşünemiyorsun ya, onun için bunu yapamazsın, doğru. Akrabalarla evlenememenin sorun olması çok basit bir şey. Bunu herkes farkedebilir. Onu ayete bağlayan Hz. Muhammed değil, Allah. ^^ Eğer bir kız çocuğu zorla bir ihtiyarla evlendiriliyorsa, ya da ihtiyar olmasına da gerek yok, bir kız çocuğu bir ihtiyarla evlendiriliyorsa bu iyi görülmemeli, evet. Ama kız çocuğu buna razıysa, kimse bu konuda olumsuz bir şey düşünmemeli. Kimseyi ilgilendirmez bu durum. Komiksin gerçekten. Alemlere rahmet olmanın bir şeyi bilmekle ne alakası var aynştayn? Rahmet merhametle alakalı bir şeydir. Ayrıca Hz. Aişe evlendiğinde 14 değil, 18 yaşındaydı.
  10. Hz. Muhammed, evlendiği birçok eşini koruma altına almak için onlarla evlenmiştir. Kaldı ki insan sadece cinsel ihtiyacını gidermek veya birine göz koyduğu için onunla evlenmez. Şöyle yazıyor sorularlaislamiyet.com'da verilen bir cevapta. "Peygamberliğin gelişinden on yıl sonra, elli yaşındayken eşi Hz. Hatice’yi kaybeden Peygamberimiz (asm.) kendisine hem ev işleri ve çocuklarının bakımında yardımcı olacak, hem de İslâm’a davet faaliyetlerinde destek olacak eşlere ihtiyacı vardı. Bunun için bir yandan yaşlı ve dul bir kadın olan Sevde’yi, öte yandan da en yakın arkadaşı olan Hz. Ebubekir’ in kızı Hz.Ayşe’yi istetti." Hz. Muhammed, hem ev işlerinde ve çocuklarının bakımında yardımcı olacak, hem de tebliğ yaparken kendisine destek olması için Hz. Aişe'nin yanında(senin 9 yaşında olduğunu iddia ettiğin kız) yaşlı ve dul bir kadınla da evlenmiş. Allah koyuyor bu kuralı, Hz. Muhammed diyor. Allah diyor, Hz. Muhammed'in ölümünden sonra onun eşleriyle evlenemezsiniz diye. Bir şey diyeceksen Allah'a de, Hz. Muhammed'e değil.
  11. Hatırladığım kadarıyla, bir yerde, Arabistan'da kızların yaşlarının ergenlik çağına girdikten sonra hesaplandığı yazıyordu. Arabistan'da kızlar 9 yaşında ergenliğe giriyormuş ve Hz. Aişe'nin yaşı 9 olduğuna göre toplamda 18 yaşında oluyor, 9 değil. Eğer kızımız istiyorsa neden evlendirmeyelim? Ayrıca burada bahsettiğin birisi alelade biri değil, bir peygamber. Bunu göz önünde bulundurarak konuş. Olaya adama bak, kızını dedesi yaşındaki adamla evlendiriyor olarak bakma. Hem, yazdıklarından çıkardığıma göre nonteist olmalısın. Buna bağlı olarak çağdaşsındır da. Sen, kızın evlenmek istese onu istediği kişiyle evlendirmeyecek misin? Bu nasıl çağdaşlık? kız evlenince neden gençliği elinden alınsın, hayatı elinden alınsın? O kuralları Hz. Muhammed değil, Allah getiriyor sevgili nonteist arkadaşım. Kabul edemediniz bunu bir türlü. Hz. Muhammed, Hz. Aişe ile evlendiğinde 50 yaşındaydı. Hz. Aişe ise 18 yaşında olduğuna göre ve Hz. Muhammed 20 yıl daha yaşasa, Hz. Aişe de 38 yaşında oluyor. 38 yaşından sonra evlensen ne olur, evlenmesen ne olur. Hadi senin iddiana göre Hz. Aişe 9 yaşındaydı diyelim, 20 sene sonra 29 yaşında oluyor. Eh, 29 da genç bir yaş sayılmaz. Dedem yaşında dediğin insan, Allah'ın, bütün insanları onun hürmetine yarattığı, dünyada şimdiye kadar yaşamış ve bundan sonra yaşayacak olan bütün insanlardan daha iyi bir insan ve ayrıca peygamber olan Hz. Muhammed. Ve Hz. Muhammed fiziksel olarak da çok güzel bir insandı. Sadece peygamber olması bile kızınızı ona vermek istemeniz için yeterli bir sebep. Allah'ın getirdiği kurallar onun keyfinden değil Allah'ın keyfinden çıkıyor güzel kardeşim.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.