Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

abdullahabdal

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    91
  • Katılım

  • Son Ziyaret

abdullahabdal tarafından postalanan herşey

  1. Neyi bulmuşlar bunlar? Daha 20 yıl önceye kadar Dünyanın sarı öküzün boynuzunda durduğunu ve kafasını sallayınca deprem olduğunu söyleyenler mi? Hala Dünyaya yuvarlak diyen katledilir fetfası geçerlidir ..
  2. Allah Dünya güzelliklerini yasaklarken,hayatı kolaylaştırmayı yasaklarken ve Allah istemedikçe ve dilemedikçe bir buluş yapamayacağını bilirken, insan hangi mantıkla bilim yapacaktır? ARAF-188.De ki: “Allah dilemedikçe ben kendime bir zarar verme ve bir fayda sağlama gücüne sahip değilim. Eğer ben gaybı BİLİYOR OLSAYDIM, daha çok SEVAP ELDE ETMEK isterdim ve KÖTÜLÜK HİÇ YAPMAZDIM. Ben inanan bir KAVİM için(MEKKE ÇEVRESİ) sadece bir uyarıcı ve bir müjdeciyim.” ENAM-59.Gaybın anahtarları yalnızca O’nun katındadır. Onları ancak O bilir. Karada ve denizde olanı da bilir. Hiçbir yaprak düşmez ki onu bilmesin. Yerin karanlıklarında da hiçbir tane, hiçbir yaş, hiçbir kuru şey yoktur ki apaçık bir kitapta (Allah’ın bilgisi dâhilinde, Levh-i Mahfuz’da) olmasın. İNSAN-30.Allah’ın dilemesi olmadıkça siz dileyemezsiniz. Şüphesiz Allah hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. HADİD-22.Yeryüzünde ve kendi nefislerinizde uğradığınız hiçbir musibet yoktur ki, biz onu yaratmadan önce, bir kitapta (Levh-i Mahfuz’da) yazılmış olmasın. Şüphesiz bu, Allah’a göre kolaydır. Ayetlerde gördüğün gibi, Allahın izni olmadan yemek yiyemiyor su bile içemiyorsunuz.Allah yeryüzüyle o kadar ilgilidir ki! Enam-59 ayetinde bir yaprak düşmesi bile Allah tarafından bilindiği yazar. Yani bunu bilen senin Tuvalette ne kadar kaldığını daha iyi bilir demek istiyor. Kuranda O dilemezse Tuvalete bile gidemezsin yazıyor.Tuvalete gittiğinde ne kadar süre orada kaldığını bildiğini de yazıyor. Öyleyse Müslüman’ın Araştırma geliştirme yapmasına, gerek var mıdır? Her şey Allahtan dır diyen Müslüman ın Doktora gitmesi mantık dışıdır. Kuran da rüzgar olmazsa gemiler gidemez yazmaktadır. İslam bunu bilirken Allaha karşı gelip buharlı gemileri ve motorları gemileri icad edecek araştırmayı ve bilimi yapabilir miydi? ŞUARA-32.Denizlerde yüce dağlar gibi gemilerin yürümesi de O’nun kudretinin delillerindendir. O, dilerse rüzgârı durdurur da onlar denizin üstünde durur kalırlar. Kuranda Allah seyahat etmen için eşek ve at verdim diyor. Müslüman Allahın bu söylediğine karşı çıkarak Tren, Uçak, araba icad etmeye çalışabilir mi? Sen Allahtan büyük müsün ki, Allahın ben sana seyehat için eşeği verdim derken sen Araba icadı için bilimle uğraşacaksın? NAHL SURESİ -8 AYET -Hem binesiniz diye, hem de süs olarak atları, katırları ve merkepleri de yarattı. Bilemeyeceğiniz daha nice şeyleri de yaratır." Kuşları uçuranın Allah olduğunu düşünen İslam uçak bilimiyle ilgili çalışmalara cesaret edebilir mi? Kendisi Galata dan uçmaya çalışan Hazarfen Ahmet çelebi neden katledildi? MÜLK-19.Üstlerinde kanat çırparak uçan kuşlara bakmazlar mı? Onları (havada) ancak Rahmân tutuyor. Şüphesiz O, her şeyi hakkıyla görendir. Kuran Allahın insanları yoklukla yoksullukla denediğini yazar. Bunu düşünen Müslüman Allaha karşı gelerek bilim yapabilir mi? Melez verimli ürünler, meyveler araştırabilir mi? Ürünlerin kalitesinin ve verimliliğini yükseltecek cesareti olabilir mi? Allahın küçük yarattığı karpuzun büyüğünü yapmaya hangi mantıkla kalkışabilir? Genetik bilimle uğraşabilir mi? BAKARA-155.Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla, bir de mallar, canlar ve ürünlerden eksilterek deneriz. Sabredenleri müjdele. Bir insan beyniyle düşünür. İlkel insanlar içinse her şey kalbe bağlıydı. Kalple düşünüldüğünü zannediyorlardı. İnsan vücudunun komuta merkezinin beyin olduğundan haberleri olmayan Allah ve kitabının bilim yapabilmesi aklın alacağı bir şey midir? Anatomi bilimi yapabilir mi? HACC- 46. (Sana karşı çıkanlar) hiç yeryüzünde dolaşmadılar mı? Zira dolaşsalardı elbette DÜŞÜNECEK KALPLERİ ve işitecek kulakları olurdu. Ama gerçek şu ki, gözler kör olmaz; lâkin göğüsler içindeki kalpler kör olur. Bir insana kaynar su içirdiğiniz zaman bağırsağına gitmeden boğaz ve midenin yanacağı kesindir. Böyle bir cezayı yazan kitabın bilimden haberdar olması mümkün olabilir mi? MUHAMMED suresi-15-ayet… Bu cennetliklerin durumu, ateşte temelli kalacak olan ve bağırsaklarını parça parça edecek kaynar su içirilen kimselerin durumu gibi olur mu? Yol bulmak için Yıldızların yaratıldığını düşünen İslam, Allaha karşı gelerek onun bulduğu çözümü bir kenara bırakarak pusulayı yada Navigasyon u icad etmek için bilim yapabilir mi? ENAM-97.O, sayelerinde, kara ve denizin karanlıklarında yolunuzu bulasınız diye sizin için yıldızları yaratandır. Bilen bir toplum için âyetleri ayrı ayrı açıkladık. Kuran şimşeğin Elektrik olduğunu bilmez. Kuranda şimşeğin insana ceza vermek ve çarparak yakmak olarak yazmaktadır. Bunu düşünen İslam Elektrikle ilgili araştırmaları yapabilir mi? RAD-12.13.O, korku ve ümit vermek için size şimşeği gösterendir, yağmur yüklü bulutları meydana getirendir. Gök gürlemesi O’na hamd ederek tespih eder. Melekler de O’nun korkusundan tespih ederler. O,yıldırımlar gönderir de onlarla dilediğini çarpar. Kuran da dolu gibi ağır bir buz parçasının bulutlardan yağamayacağını düşünerek Göklerde dağlar olduğunu yazar. Dolu yağışının bu gökteki dağlardan geldiğini söyler. Bunu yazan Kuranın, rehber olduğu Din Bilim yapabilir mi? Meteoroloji bilimi yapıp gökte dağların olmadığını söyleyerek Allaha karşımı gelecektir. NUR-43.Görmez misin ki Allah, bulutları sevk eder. Sonra, onları kaynaştırıp üst üste yığar. Nihayet yağmurun, onların arasından yağdığını görürsün. O, gökten, oradaki dağlardan dolu indirir de onudilediğine isabet ettirir,dilediğinden de geri çevirir. Bu bulutların şimşeğinin parıltısı neredeyse gözleri alacak. Kuranda gece gündüzün yaratıldığı yazar. Gece gündüzün Dünyanın Güneşin çevresinde dönmesiyle gerçekleştiğini yazamayan İslam bilimle ilgili bir cümle bile kurabilir mi? NEML-86.Onlar görmüyorlar mı ki, biz geceyi içinde rahat etsinler diye, gündüzü de (her şeyi) gösterici(aydınlık)olarak yarattık. Şüphesiz bunda inanan bir toplum için elbette (Allah varlığını gösteren) deliller vardır. Kuran da gece ve gündüz eşittir yazar.Güneş ve Ayın aynı yörüngede peş peşe gittiğini ve birbirlerine yetişemediğini yazar. Dünyanın bir yörüngesi olduğunu yazmayan Güneşe yörünge yazan İslam bilimle uyuşabilir mi? Uzaya uydu gönderip Allah ı ve kitabını mı yalanlayacaktır? ENBİYA-33.O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı yaratandır. Her biri bir yörüngede yüzmektedirler. YASİN-40.Ne güneş aya yetişebilir, ne de gece gündüzü geçebilir. Her biri bir yörüngede yüzmektedir. Kuran da Gökteki yıldızların şeytanı cezalandırmak için yaratıldığı yazar. İslam Yıldızların şeytan taşlamaya yarayan süs boncukları olduklarını söyler. İslam gök bilimi ve Astronomi bilimiyle uğraşabilir mi? Ya boncuk olmadığını anlarsa Allaha ne söyleyecektir? MÜLK-5.Andolsun biz, en yakın göğü kandillerle donattık. Onları şeytanlara atılan taşlar yaptık ve (ahirette de) onlara alevli ateş azabını hazırladık. Kuran Su kesilirse suyu getirecek Allahtır yazar. İslam yer altı ile ilgili bilim yapılabilir mi? MÜLK-30. “Söyleyin bakalım: Suyunuz çekiliverse, size kim temiz bir akar su getirir?” Rakamları bile bilmeyen kitabı olan İslam dan Matematik bilimi ile uğraşması beklenir mi? Üç yüz dokuz diyemeyen insanlardan bilim beklenebilir mi? KEHF-25.Onlar mağaralarında üç yüz yıl kaldılar. Buna dokuz daha eklediler. Kuranda Gökyüzünün beton Tavan olduğu ve O tavana Isı kaynağı(güneş) Işık kaynağı(ay) süs boncukları(yıldız)asıldığı yazılıdır. Beton büyük kubbede herhangi bir çatlak olmadığı ve yerle bu kubbenin bitişikken nasıl ayrıldığından söz eder. Direkleri olmayan beton kubbeyi Allah tuttuğu için düşmediğini yazar. Bu durumda İslamın bu gökten başka galaksiler olduğunu araştırmasının mantığı var mıdır? ENBİYA-32-Gökyüzünü de korunmuş bir tavan yaptık. LOKMAN-10-Allah, gökleri görebileceğiniz direkler olmaksızın yarattı. ENBİYA-30-göklerle yer bitişikken, bizim onları ayırdığımızı görmediler mi? HAC-65- İzni olmaksızın yerin üzerine düşmesin diye göğü O tutuyor. İslam ve Kuranda bunların olduğu, bilimle çeliştiği anlatılsa İslam bitecektir. Kuranı ve İslam ı bilenler bunu yapmak yerine yalan söyleyerek gizliyorlar. İnsanların bunları görmemesi ve anlamamaları için her şeyi Arapça sunuyorlar. Bir gün bunları tüm insanlar öğrenecektir. Merak ettiğim ise bunu bilip te saklayanların vicdanlarıyla nasıl hesaplaşabildikleridir.
  3. Kuranda muhammed için mucize olan bir tane ayet verirmisiniz? Hani siz çok okumuşsunuz ya.. belki bir mucize bulabilirsiniz.. Bekliyoruz..
  4. Japonyada Depremler sık oluyor Allah ateistleri öldüremiyor. Bakalım pakistanda neler olacak? Allah kaç kişiyi kurtaramayacak ve depremde kaç cami yıkılacak?
  5. Hak din islam olsaydı deprem pakistanda olmazdı. Hani gölcüğü cezalandırırdı dediler ya
  6. evet.. Gece gündüz nasıl oluyor? Gündüz nereye gidiyor? diye sorduğunuzda... kuran Güneşin kara balçığın altına saklandığını bilirseniz.. Yukardaki ayette ki gibi açıklarsınız.. İlkokulda gece gündüz nasıl oluşur nasılda güzel anlatılır. Aynen üniversitede de öyle güzel anlatılır.. Müslümanların Allahı, Dünya yuvarlak olduğunu bilmiyor. Dünya güneşin karşısında kendi ekseni etrafında dönerken gece gündüz oluşur onu da bilmiyor.. Güneşin bizim sistemimizin merkezi olduğunu ve Dünyanın Güneş etrafında döndüğünü de bilmiyor.. Kuranda mevsimlerin nasıl oluştuğu gafını yapmaması veya u konuya hiç değinmemesinin nedeni..başka mevsim olduğunu bile bilmemesidir. Bilse Dünya Güneşin etrafında dönerken mevsimler oluşur diyebilecektir. İslamın museviliğin ve hıristiyanların Tanrısı Yerçekimini bile bilememiştir... Dünya yuvarlak diyebilmenin ilk şartı yerçekimini bilmektir.. Onu bilmezsen ve anlatamazsan yuvarlak Dünya da insanlar düşerler.. En azından Kuran Dünya yuvarlak deyip de kendine güldürmemeyi başarmıştır. Ya yuvarlak deseydi 1000 yıl kıyamet kopardı..
  7. Namazda Salavat: Her namazda okunan ve Salavat denen dualar vardır. Bilir misiniz anlamını? “Allahümme salli ala Muhammedin ve alâ âli Muhammedin kema salleyte ala ibrahime ve ala âli ibrahim. inneke hamidün mecid.” “Allahumme barik ala Muhammedin ve ala âli Muhammedin, kema barekte ala İbrahime ve ala ali İbrahim, inneke hamidun mecid.” (Buhari, Enbiya/10; Müslim, Salat/65,66.) * * * Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed’in ailesi üzerine, İbrahim’e ve İbrahim’in ailesi üzerine salat ettiğin gibi salat et: Şüphe yok ki, Sen hamidsin, mecidsin. * Allah’ım! Muhammed’e ve Muhammed’in ailesi üzerine, İbrahim’e ve İbrahim’in ailesine bereket ihsan ettiğin gibi bereket ihsan eyle! Şüphesiz ki sen hamidsin, mecidsin. Günde 5 vakit ve onlarca kez bunlar okunur. Peygambere salavat getirilir. Allah’tan ona İbrahim’e yaptığı gibi salat etmesi ve İbrahim bereketi ihsan eylemesi istenir. Sağlığında peygambere ve ailesine zenginlik, bereket için dua edilir de, öldükten sonra bunun anlamı, mantığı nedir? Buna ihtiyacı mı var bir ölünün? Böyle saçma sapan bir dua olur mu? İnsan ülkesi için, halkı için ya da kendi için ister de, ölmüş insanlara bu dua neyin nesi? Hadi diyelim ki Allah’ın ve meleklerin peygambere salat etmesi ayetinde geçen “salat” secde-namaz anlamında değildir de, destek anlamındadır. İyi de artık bu desteği istemeye gerek var mı? Müslümanlara istenebilir belki de, neden Muhammed hazretlerine ve de ailesine? Bunun mantıklı bir izahı olabilir mi? Üstelik bunlarla da bitmiyor. Yüzlerce böyle naat ve salavat duaları var. “Şu salavatı okuyanın 80 yıllık günahları affolur.” “Bu salavatı okuyan cennetlik olur” diye.. Aklı, mantığı olan bir insan nasıl bu saçmalıklara inanabilir? Kur’an’da Salat-salavat: Kur’an’da sallu, salli, salat, salavat sözcükleri tam bir muammadır. Bu sözcükleri doğru dürüst açıklayabilen bir İslamcıya rastlayamadım şimdiye kadar. Salat kelimesi namaz ve dua ile anlamlandırılarak çevrilir. Namaz ile hiç ilgisi olmayan ayetler dahi sırf salat kelimesi geçtiği için namaz diye çevrilmiştir. Salavat kelimesi ise salat’ın çoğuludur. Genelde Muhammed’e yapılan duâ mânâsında kullanılır. Şimdi aşağıdaki ayete bir bakalım: Kıyame/ 31-32. Fe lâ saddeka ve lâ sallâ. Ve lâkin kezzebe ve tevellâ. Diyanet: O, (Peygamberi) doğrulamamış, namaz da kılmamıştı. Fakat yalanlamış ve yüz çevirmişti. Elmalılı: Fakat o ne sadaka verdi ne namaz kıldı. Fakat yalanladı ve döndü. Yaşar Nuri: Ne tasdik etti ne yakardı/ne sadaka verdi ne namaz kıldı. Tam aksine, yalanladı, gerisin geri döndü. Edip Yüksel: O ne doğruladı, ne de destekledi; Fakat yalanladı ve yüz çevirdi. Ayetlerdeki kelimeler: Saddeka – salla Kezzebe – tevella Saddeka’yı sadaka vermek olarak çevirenler de var, tasdik etmek, doğrulamak olarak çevirenler de. Emin olmak için aynı kelimenin geçtiği bir başka ayete bakalım: Sebe-20. Ve lekad saddeka aleyhim iblîsu zannehu fettebeûhu illâ ferîkan minel mûminîn Şeytan, onlar hakkındaki zannını doğru çıkardı. İnananlardan bir grup dışında hepsi ona uydular. Demek ki doğrulamak, tasdik etmek anlamı doğru. Kezzebe kelimesi saddeka’nın tersi. Yalanlamak. Yani ayette zıt kelimeler kullanılmış. Saddeka’ya karşı Kezzebe, sallu’ya karşı tevella. Bu durumda tevella dönmek olarak çevrildiğine göre, yani reddetti, uymadı, itaat etmeyip sırtını döndü anlamında kullanıldığına göre sallu’nun namaz kılmak olarak çevrilmesi yanlış. Öyleyse doğru çeviri Edip yüksel’inkidir: O ne doğruladı, ne de destekledi; Fakat yalanladı ve yüz çevirdi. Eğer Kıyame-31′deki sallu kelimesini namaz kılmak olarak aldığımızda aşağıdaki ayette de Allah ve meleklerinin peygambere namaz kıldığı anlamı ortaya çıkar: Ahzap-56. Âllâh ve melekleri Peygamber’e hep salât ederler. Ey inananlar, siz de O’na salât edin ve teslimiyetle selam verin” Sadece Ahzap-56 ile kalsa mesele değil. Dersiniz ki; Muhammed, narsistliğinden Allah’a ve meleklere dahi secde ya da dua ettirtmiş. Ne var ki, durum bundan ibaret değildir. Kur’an’da çeşitli salatlar vardır; 1- Peygamberin ve kulların Allah’a salatı, 2- Allah ve meleklerinin peygambere salatı, 3- Allah’ın kullarına salatı, 4- Peygamberin kullarına salatı, 5- Kulların peygambere salatı, 1- Peygamberin ve Kullarının Allah’a salatı: Hepimizin bildiği İslam’ın şartı olan namaz ibadeti ve dua edilmesidir. 2- Allah ve meleklerinin peygambere salatı: Ahzap-56. İnnallâhe ve melâiketehu yusallûne alen nebiyyi, yâ eyyuhellezîne âmenû sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ (Cuma namazlarına gidenler bu ayeti iyi bilir. İmam mimbere çıkarken okunur.) Meali: Âllâh ve melekleri Peygamber’e hep salât ederler. Ey inananlar, siz de O’na salât edin ve teslimiyetle selam verin” 3- Allah’ın (ve meleklerinin) salih kullarına salatı: Ahzap-43. Huvellezî yusallî aleykum ve melâiketuhu li yuhricekum minez zulumâti ilen nûr, ve kâne bil mu’minîne rahîmâ O (Allah) ve melekleridir ki sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için üzerinize salavat getirendir. İnananlara merhamet eden O’dur. Bir örnek daha: Bakara-157. Ulâike aleyhim salâvâtun min rabbihim ve rahmetun ve ulâike humul muhtedûn İşte Rableri katından salavat ve merhamet onlaradır. Doğru yola ulaştırılmış olanlar da işte bunlardır. 4- Peygamberin kullarına salatı: Tevbe-103. (Günah çıkartma ayeti) Huz min emvâlihim sadakaten tutahhiruhum ve tuzekkîhim bihâ ve salli aleyhim, inne salâteke sekenun lehum, vallâhu semîun alîm Onların mallarından, onları kendisiyle arındıracağın ve temizleyeceğin bir sadaka al ve onlara salat et. Çünkü senin salatın onlar için sükûnettir (Onların kalplerini yatıştırır.) Allah, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. 5- Kulların peygambere salatı: Ahzap-56 ayetindeki “Ey inananlar, siz de O’na salât edin ve teslimiyetle selam verin.” emri İslam’da farz kabul edilir ve her namazda salli ve barik duaları ile Muhammed’e salat edilir. Ayrıca Muhammed adı duyulduğunda aşağıdaki hadis gereğince daima “Âllâhümme salli alâ Muhammed” diye salavat getirilir: “Yanında benim adım anılıp da bana salât getirmeyen kişinin burnu sürtünsün, hakarete uğrasın ” buyurmuştur (et-Tâc, V, 145). Salatla ilgili diğer ilginç ayetler: Kur’an’da geçen secde ve rüku kelimeleri de salat kavramından yani namazdan farklı olarak kullanılmış. Örneğin aşağıdaki ayetlerde secde ve rüku sözcüğüne dikkat: Şuara/ 217-219. Ve tevekkel alel azîzir rahîm Ellezî yerâke hîne tekûm Ve tekallubeke fîs sâcidîn Aziz ve rahman olana güven Ki O, seni kıyam ettiğin zaman görür. Ve secde edenlerin içinde dönmeni de. Bu ayette secde ile kastedilen namaz olsa, Muhammed ne diye namaz kılanların arasında dönüp dursun? Bakara-43. Ve ekîmûs salâte ve âtûz zekâte verkeû mear râkiîn Namazı kılın, zekâtı verin. Rükû edenlerle beraber rükû edin. Yine bu ayetteki salat kelimesi bildiğimiz şekilsel namaz olmuş olsa, neden araya zekatı koyduktan sonra rüku edin desin? Peki ya şu ayet: Bakara-58. Ve iz kulnedhulu hazihil karyete fe külu minha haysü şi’tüm rağadev vedhulül babe süccedev ve kulu hıttatün nağfirleküm hatayaküm* ve senezıdül muhsinın Şöyle demiştik: “Girin şu kente; orada, dilediğiniz yerde bol bol yiyin. Kapıdan secde ederek girin ve ‘affet bizi’ deyin ki, hatalarınızı bağışlayalım. Biz güzel davranıp, güzellik üretenlere daha fazlasını veririz.” Herhalde “kapıdan girerken namaz kılın” demek istenmiyor? Nisa-103. Namazı kıldınız mı, gerek ayakta, gerek otururken ve gerek yan yatarak hep Allah’ı anın. Güvene kavuştunuz mu namazı tam olarak kılın. Çünkü namaz, mü’minlere belirli vakitlere bağlı olarak farz kılınmıştır. Yan yatarak namaz kılmak ne ola ki? Üstelik Kur’an’da salat kelimesi ile mescid kelimesinin birlikte hiç kullanılmamış olması da ilginç. Ha keza namazın bir parçası olan secde ve rüku da, salat içinde hiç bahse alınmış değil. Örneğin Kur’an abdesti uygulamadaki gibi anlatmasa da kısaca anlatıyor. Ama namazın bir anlatımı yok. At üstünde bile salat edilmesinden bahsediliyor. 5 vakit namaz da yok Kur’an’da. Vakit olarak sayılsa 3 çıkıyor. Zorlama ile kimileri 4 vakti, kimileri ayetleri çarpıtarak 5 vakti elde ediyor. Sonuç olarak salat ve sallu sözcüklerinin dua anlamı dışında bağlılık, uyum, itaat, destek, biat, ittifak benzeri bir anlamda kullanıldığını söyleyebiliriz. Örneğin “ekımus salat-salat et” denilince; “bağlılığını, müttefikliğini göster” anlamı çıkar. Bu gösterme şekli bir ritueldir ve putperestler bu ritüele alkış ve ıslık katmaları nedeniyle eleştirilirler. Pantenindir yazı.. Yazıyı Bilimsel felsefe ..sitesinden aldım..konuyu dahada ayrıntılı öğrenmek isteyen olabilir diye.. http://panteidar.wordpress.com/2009/11/29/salat-salavat/#comment-7169
  8. Şeytanın ortadoğuda yaşayıp çöl insanlarının kanlarıyla beslendiğini görebilirsiniz.
  9. Çok Güzel anlatılmış ve işin özü buradadır. Namazın kuranda olmadığı kesindir.. Allahın emri olmadığına göre kimin hangi insanın emrini yada isteğini yerine getiriyorsunuz. kabeye kime eğildiğinizi biliyormusunuz? Verin namazda nasıl hangi sırayla çökülüp ,eğilip bükülünür, hangi dualar okunmalı diye ayetleri. Salat ı namaz diye satmaya çalışmayın.. Namaz, Cuma namazı yada Teravi namazı diye insanları kandırıyorlar, Bunları Allah emretse, size göre kuranda olması gerekir.. Allahın emirleri olmadığı kesinken..yerine kimin emridir yaptığınız rütüeller.. Allahınızın ben hiçbirşeyi eksik bırakmadım diye ayeti varken.. Kim Allah kuranı eksik bırakmış namaz kılmalıyız diyen?
  10. Verdiğin ayetler puta tapanların kabede Al-ilah a karşı yaptıklarını anlatıyor.. meşhur eğilme hareketi..kralın yada imparatorun önünde yapılan varya:) Verdiğin ayetlere göre namazı kılmaya çalıştım ama kılamıyorum:) Namaz duasız olacak demekki öyle bir ayette yok.. Allah salsa dansı yapın dese emretseydi ve hangi müzik çalınacak söylemese..hangi hareketler yapılacak söylemese.. ne diyecektik? NASIL YANİ ? NE DEMEK İSTİYORSUN... Hangi hareketlerin yapılacağını, Hangi zamanlarda yapılacağını, hangi duaların okunacağını, Söylemeden ..Allah namaz kılın diye söyler mi? Anlatmadığı açıklamadığı bir şeyi neden yaptırsın?
  11. Aynen söylediğiniz gibi, İnternet önünüzde 50 tane kuran çevirisini karşılaştırmalı verebilirsiniz.. Verin namazda nasıl eğilip bükülünür, hangi dualar okunmalıdır ayetlerini. Salat ı namaz diye yutturduğunuz yeter.. Cuma namazı teravi namazı diye insanları uğraştırıyorlar, Bunları Allah emretse, size göre kuranda olması gerekir.. Allahın emirleri yerine kimin emridir yaptığınız rütüeller.. Siz Allaha falan tapmıyorsunuz..siz bir insana tapıyorsunuz.. Namaz kuranda yoktur..A
  12. Şu ayetleri ver bakalım arkadaş islam dünyası bulamazken..sen buldun madem:) Kuran ayetleriyle bize namazın nasıl bişey olduğunu anlat.. madem bu namazlar var...Ayetler le bu namazlarda ne okuyacağız hadi bi zahmet yazıver.. Bu cümleleri kaç defa söyledim.. hala tık yok ve hala yazıyorsunuz.. Bak herkes söylediğim ayetlerle namazı anlatmanızı bekliyor.. bekir amca ya sorsam beş dakikada anlatır namazı.. kuranda kaç defa eğilineceği..nerede yazıyor? bekletmeyin insanları
  13. Allahın emretmesi önemli değil diyorsun.. Allah emretse vahiy olacak ve Kuranda olacak..kuranda olmayan allahın emri değil.. Peki Muhammed Allahın emri olmayan bişeyi emretme yetkisini nereden alıyor.. Muhammed Allah mı ..keyfi emirler veriyor...(Namaz..cuma namazı..teravi namazı gibi) Siz Allahamı yoksa Muhammede mi tapıyorsunuz? Müslümanlar Allah kılıfı altında Muhammede Taparlar... Olmayan Cuma namazı ..Teravi namazı, namaz.. Putların evi Kabeyi ziyaret etmek gibi..
  14. En çok kırmızılı yerleri beğendim:) Bilim adamları Dünyanın yuvarlak olduğunu taaaaa Milattan önce söylüyorlardı.. Çünkü 365 günlük takvimi kullanıyorlardı. Galileo keplerle beraber..koperniğin Dünyanın merkez olmadığını..Güneşin merkez olduğunu söylediler.. komik ama..Galileo nun hem Dünyanın yuvarlak olduğunu ilk söyleyen kişi olduğunu söylüyorsun...hem de bunu bile yazamayıp düz diyen kitaplara iman ettiğini
  15. Şeytan insanları kötülüklere yöneltmek için Allah ile iddiaya girmiştir. Bu takdirde, Şeytanın Kuranı Allahın gönderdiğine inandırarak, Müslümanları kandırıyor olması olasılığı yüksektir. Kuran Allah tarafından gönderildi diye Müslümanlar tarafından iddia edilse de, Şeytanın insanları kandırdığı kesin olduğu sürece , Kuranın, Allahın kitabı olduğu kesin değildir, Çünkü yine kandırılıyor olabilirsiniz! Şeytan Kuranı Allah gönderdi diye sizi kandırıyor olabilir!! Böyle bir durumda yeni düşüncemiz, Kuran şeytan tarafından gönderilmiştir!!! Allahın Kuran ve İslam dan haberi bile yoktur. Böyle olduğunun mutlak olduğunun kanıtları İslam ve Kurandır. Ayetler ve yapılanlar tanrısal değil şeytanidir. Kuranın Türkçesini okuduğunuzda Allahtan gelme bir kitap olmadığını kolayca göreceksiniz. Dindarlar aman kuranın Türkçesini okumayın ne yazdığını anlamayın diye çaba harcarlar. Türkçe okuyunca sizde göreceksiniz, böyle bir kitap yaratıcıya aittir diyenlerin cehennemden kesinlikle kurtuluşu yoktur. Allah yolunda savaşıyoruz diye öldürme ve yağmayı, çapulu meşru zemine oturtmaya çalışmak İslam’dan başka hangi dinde vardır? Allah için yapıyorum diyerek insanların malına canına karısına ve kızına, ırzına göz dikmek nasıl bir din inancıdır? Köle almak cariye almak ve cariyenin kimden olduğu belli olmadığı için yetim denilen kızını satarak anneden ayırmak nasıl bir iştir. Bunları nasıl Allah emrediyor diye düşünebilirsiniz. İslam kutsal dindir diyerek insanları saf yerine koyuyorsunuz. İslam şeytanın dinidir. İslam’la kandırabildikçe sözünde durarak cehenneme kütük sağlamaktadır. Kuranda yazılı olanlara göre, Allah ile şeytan arasında aşağıda ki anlaşma yapılır. Allah Kurandaki ayetlerde insanların hepsini cehenneme atacağına yemin etmektedir. (secde;13-Araf;179-Hud;119) Şeytanda bu konuda yardımcı olacağını beyan etmiştir.(Araf;16-17) Peki kuranda yazan bu anlaşmanın gerçekleşmesinin en kolay yolu nedir? Şeytanın Yaratıcıya yakışmayacak kurallar içeren ve Allahtan gelmediği apaçık belli olan Din ve Kitapları, Allah emrediyormuş gibi sunarak insanları kandırmasıdır. Böylece milyarlarca insanı cehenneme doldurarak hem Allahın hem de şeytanın yemini yerine gelmiş olacaktır.
  16. Sayın democrossian, Zagor Tenay ormanda herkesin anladığı dilde konuşur derler.. Karşımızda ODTÜ yada İTÜ talebeleri olsa zaten Karadini 5 dakikada anlatırız. Kuran da namazın kelimesi bile yoktur.. Bizde yalan söyleyip var desek...Şu namazı yazılı olan şekliyle Kurana göre kılın desen..bitanesi bile kılamaz ama ... Müslümanlar 1400 yıl önce Günleri biliyorlarmıydı? hayır Kuranda Cuma diye bir namaz var mı? Hayır Günden haberi olmayan topluluğun namazımı olur..? Kuranda namazda şu duayı okuyun diye ayet gösterin diyoruz..yok.. bunu bile göremiyorlar.. Saygılar
  17. Kuranda namazın olmadığını söyleyenlere karşılık olarak Kuranda ki SALAT “Dua” olarak namaz anlamında çevrilir. Bu tamamen yanlıştır. Kuranda Namaza dair hiçbir açıklama bulunmazken namaz kelimesinin olduğunu ifade etmek fayda sağlamayacaktır. Bu yanlışı söyleyenlerin cehennemden kurtuluşu yoktur. Kandırdıkları insanları da cehenneme mecbur etmektedirler. SALAT kelimesinin bilerek ve isteyerek insanları kullanmak için yanlış tercüme edilmektedirler. Salât kelimesi, dua, istiğfar, rahmet gibi anlamlara gelir. Kuranda namaz varsa, namazda hangi duanın okunacağıda yazılı olmalıdır değil mi? Madem namaz kılınacak,, Kuranda Şunlar okunacak diye bir ayet verenin 40 yıl kölesi olacağım.. Namaz rutieli şu şekilde yapılacaktır..diye ayet getiren olursa da yine 40 yıl kölesi olacağım.. Birileri çıkıp ya Brek dansı yada Rockın Roll u namaz diye yapmanızı söyleseydi ne olacaktı.. Kuranda olmadığı için onu yapacaktınız.. Allahın kitabı diye bir kitap var diye iddia ediyorsunuz.. Fakat köşede namaz hocası yazarlığı yapan Bekir amca kadar bile namazı anlatamıyor.. Yerinizde olsam olmayan şeyi var diye iddia edeceğinize. yok derim...
  18. Müslümanız diyorlar ama, ayetleri yalanladıkları için kafirde oluyorlar.. Aynen doğum kontrolü yapıp kafir olup ..haalaaa ben müslümanım diye söyledikleri gibi.. Aborjin yada pigme bu ayeti nasıl yapacak Kuran sadec Kureyş kabilesine olmasa? Kuranı anlayarak bilerek okumak ve öğrenmek zorunluluğu vardır. Bir insandan Okuduğunda anlayamadığı yabancı dilde bir kitabı okumasını istemek anlamsızdır. O nedenle herkes kendi dilinde olan okuduğunda anlayacağı kitabı okumalıdır. Yüz Yıllarca biz Türkleri salak yerine koymuşlar ve okuduğumuzda hiç anlamadığımız kitabı bülbül gibi ezberletip okutmuşlar. Ne söylediğimizi bile bilmediğimiz dualar ettirmişler. İslam ın biz Türklere gelmediğini bile bile yükümlü olmadığımız şeylerle oyalayarak bizi ahmak yerine koymuşlar. Arapların Allahtan geldiğini iddia ettikleri Kuran’ın, kendi dillerinde olması ile anlayarak okumaları normaldir. Bir Türkün anlamadan Arapça okuması neden dini bir zorunluluk olsun? Eğer anlayarak okuma mecburiyeti mantıklıysa, Ben bir Türk olarak neden binlerce yıldır atalarımdan yadigar olan Anadilim Türkçeyi değiştirerek Dilimi Arapça yapmak zorunda olayım? Neden bir Türk olarak ben Araplaşmak zorunda kalayım? Kuranda herkese kendi dilinde olan onun anlayacağı kitabı gönderirim diye Araplara söylemiş. Öyleyse nerede benim Türkçe kitabım? Kuranı anlayarak okuyan Türk İslamcılar. İslam’ın Türkler için olmadığını bildikleri halde, Arap emperyalizminin uşaklığını yaparlar. İşte kurandan Enam98 i Arapça anlayan toplum Türkler olabilir mi? ENAM-98. Biz anlayan bir toplum için âyetleri ayrı ayrı açıklamışızdır. YUSUF-2.Kuran’ı anlamanız için Arapça indirdik Zuhruf, 3:Biz, ANLAYIP DÜŞÜNMENİZ İÇİN onu Arapça bir Kur’an kıldık. Bu ayeti Türklere uygularsak,” Ey Türkler Kuranı anlayabilmeniz ve düşünebilmeniz için Arapça indirdik” anlamı çıkar. Türkçe konuşan biz Türklere anlayabilmemiz için Arapça bir Kuran verilmesi normal olabilir mi? Bir Dilde düşünebilmek ancak ana dil olursa mümkündür. Yabancı dili anlayabilmek le yabancı dilde düşünebilmek çok farklı şeylerdir. Kuranın tek kavme özel oluşunu bir kenara bırakalım. Tüm Dünyaya olduğunu kabul edelim. Böyle bir durumda, Allah'ın Kuranın Arap olmayanlar için dil sorunu yaratacağını hesaba katmadığı sonucu ortaya çıkar. Yani karmaşık Arapça bir kitabı bütün insanlara yollama acemiliği yapmış sa, Kendinden beklenen Tanrısallığı gösterememiştir. Arapça konuşmayanlar için dil sorunu doğacağını tahmin edememiş demektir. Bütün dillere çevrilemeyen, hatta Arap olmayanların doğru şekilde okuması imkansız olan bir kitabı bütün insanlara yollamış olabilir mi? Kuran bunumu iddia ediyor? Hayır,Kuran tam tersini söylüyor. Kuran sadece Arapça konuşan Arap kavmi için geldiğini söyler. Bütün kavimlere ve bütün dillere geldim demez. Kuran her kavme sadece o kavmin kendi dilinde inen mesajla seslenmek gerektiğini düşünüyor. Yabancı bir peygamberle ve yabancı dilde inen kitapla değil. Yabancı Dil’de mesaj olmamalıdır. Kuran yabancı Dil’de inen kitaba itiraz etmeyi meşru görüyor FUSSİLET-44.Eğer biz onu yabancı dilden bir Kur'ân yapsaydık onlar mutlaka: «Bu kitabın âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi? Arap bir peygambere yabancı dil, öyle mi?» derlerdi. Sen de ki: «O, iman edenler için bir hidayet ve şifadır.» İman etmeyenlerin kulaklarında ise bir ağırlık vardır. Kur'ân onlara göre bir körlüktür. Sanki onlar uzak bir yerden çağrılıyorlar. Araplar hesap sorar diye korkan bir Allah olduğu ayetten anlaşılıyor. Arap sorabiliyor ise, biz Türkler “Türklere hiç Arapça bir Kuran gönderilir mi “diye neden sormuyoruz? Biz salakmıyız? Yoksa Türklerin kayda değecek bir Millet olmadığını mı kabul edeceğiz? Şimdi bu ayete göre biz Türklerin;Türk olana yabancı dilde inen kitap olur mu? Dilimizde inmeliydi deme hakkımız neden olamıyor? Bu aşağıdaki ayet nedeniyle olabilir mi? Kuran sana ve kavmine geldi dediği için? NAHL-64.'Kendi aralarında ihtilafa düşmüş olan bir kavmi,içine düştükleri bu ihtilaflardan kurtarman için Kuranı indirdik. Başka hiç bir sebeple indirmedik. ZUHRUF-44.Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız. Bu ayette “bütün kavimler ondan sorumludur” unutulmuştur. Türkler Gördüğünüz gibi sorumlu değil! Kuranın olma nedeninin tek kavmin sorunlarını çözmekten ibaret olduğu ayette açıkça söylemiştir. Tek kavme olduğu ne kadar da açık, Çünkü “Kendi aralarındaki anlaşmazlıklar için” yazıyor.
  19. Namaz kılmak İslam’ın Kuran da yazan bir ibadeti değildir.Kuran ın hiçbir yerinde namaz kılınmasına dair bir açıklama yada ayet yoktur.Kimse gösteremez çünkü yoktur.Namazın nasıl kılınacağı.Ne kadar kılınacağı.Ne zaman kılınacağına dair de ayet yoktur.Hiç kimse namazı açıklayıcı bir söz kuran’da bulamaz ve gösteremez. Göstereceğim diyen olursa Mutlaka Kuran meallerden kontrol ediniz.Kuran da yazanları hadis kitaplarıyla yada başka bir şeyle anlatanlar Allaha ve kurana karşı gelmiş olmaktadırlar.Genel olarak böyle şeylerle çok karşılaşmaktayız. Günümüzde insanları siyasete uygun hareket ettirmek ve onları rahatça kullanabilmek için kuran dışında uygulamalar yapılmakta,insanlar Dinden çıkarılmakta ve Allaha karşı gelmesi sağlanmaktadır. Aşağıda Zerdüş’ün kutsal kitabında namaz nasıl yapılır anlatılıyor.“Zerdüşt namazına başlamadan önce kişi; ellerini, ayaklarını ve yüzünü yıkar, başa takke veya başörtüsü giyip, güneşe doğru dönerek Ashem, Yatha, Kemna Mazda için dua eder. Güneşin doğuşundan öğlen 12:40’a kadar olan namaza Havan Geh, öğlen12:40 ile 15:40 arasındakine Rapithavan Geh, 15:40 ile günbatımına kadarki namaza Ujiren Geh, günbatımından 24:40’a kadar süresi olan namaza Aiwisuthrem Geh denirken 24:40’dan güneşin doğuşuna kadar kılınması gereken namaza ise Ushahin Geh denir.” Bu namaz da ne tesadüftür ki günde tam 5 vakittir! “İSLAM DA namaz Kuran da yazmazken NAMAZ I KİMLER NASIL ANLATIR “işte aşağıda açıklaması okuyun. 1-İkindi Namâzı : Öğle vakti bitince başlar. Bu da: İmâm-ı Ebû Yûsüf ve İmâm-ı Muhammede göre,gölge kendisini meydâna getiren cism kadar uzayınca başlar ve güneş kayboluncaya kadar devâm eder. 2- İmâm-ı a’zam Ebû Hanîfeye göre ise; gölge kendisini meydâna getiren cismin iki misli olunca başlar, güneş kayboluncaya kadar devâm eder.Fekat, güneş sarardıkdan sonra ya’nî üfuk hattına bir mızrak boyu yaklaşınca, her namâzı kılmak harâmdır. Ya’nî ikindi namâzını bu kadar gecikdirmek harâmdır. Fekat, ikindi namâzını kılmamış ise, güneş batıncaya kadar da kılmak lâzımdır. 3-(Mukaddimet-üs-salât), (Tefsîr-i Mazherî) ve (Halebî-yi kebîr)deki hadîs-i şerîfde buyuruldu ki: fecr doğarken sabâh nemâzını, güneş tepeden ayrılırken öğleyi, herşeyin gölgesi kendi boyu uzayınca ikindiyi, güneş batarken [üst kenârı gaybolunca] akşamı ve şafak kararınca yatsıyı kıldık. İkinci günü de, sabâh nemâzını, hava aydınlanınca; öğleyi, herşeyin gölgesi kendi boyunun iki katı uzayınca; ikindiyi, bundan hemen sonra, akşamı, oruc bozulduğu zemân, yatsıyı gecenin üçde biri olunca kıldık. İşte böyle kuranda olmadığı için aralarında görüşbirliği bile yoktur.Ma’un suresinde Allah namaz kılanı beğen mediğini açık olarak söylemiştir. Dinayet mealinde Namaz kılanlar için Allahın düşünceleri aşağıdaki gibidir. MA’UN-4.5.6.Yazıklar olsun o namaz kılanlara ki,Onlar namazlarını ciddiye almazlar.Onlar gösteriş yaparlar. Kuranda olmayanları Hadislerle yapın diye açıklamak Kuranı ve peygamberini reddetmektir..Allah mecaz yapmadım açıklayıcı ayetler gönderdim diye aşağıdaki ayetlerde yazdırmış.Allah anlatıp açıklayamamış ben onun yerine açıklayayım diyenler Müslüman olabilir mi siz karar verin. ZUMER-27.yemin ederim, öğüt alsınlar diye biz bu Kur’an’da insanlar için her türlü misali verdik. EN’AM SURESİ-38 AYET.."Kitapta biz, hiçbir şeyi eksik bırakmadık..." En’am-114:Allah size Kitab’ı açıklanmış indirmişken, ondan başka hakem mi isteyeceğim?(hakem=hadisci) NUR SURESİ-46AYET"Andolsun ki, biz, bilmediklerinizi size açık seçik bildiren ayetler indirdik." BAKARA-159- apaçık ayetleri Kitap’ta açıklamamızdan sonra onları anlamazsınız diyenler var ya, Allah yapılmasını istediğim hiçbir şeyi eksik bırakmadım derken sen nasıl kuranda olmayan bir şeyi insanlara bu Allahın emridir diye şart koşarsın?Bu ayetlerden sonra hala kuran yeterli değildir,Kuranda olmayan şeyler için açıklama gereklidir diye düşünen biri nasıl Müslüman’ım diyebilir. Kuran yeterli değil mecaz var o neden ile hadisçiler olmalı diye düşünen kişiler Kurana ve Allaha karşı gelmiş olurlar.Yukarda ki ayetlerde Allah Mecaz yapmıyorum Kurandan başkasına uymayın demektedir. Kuranda namazın olmadığını söyleyenlere karşılık olarak Kuranda ki SALAT “Dua” olarak namaz anlamında çevrilir. Bu tamamen sahtekarlıktır. Kuranda Namaza dair hiçbir açıklama bulunmazken namaz kelimesinin olduğunu ifade etmek fayda sağlamayacaktır.Bu yalanı söyleyenlerin cehennemden kurtuluşu yoktur. Kandırdıkları insanları da cehenneme mecbur etmektedirler.SALAT kelimesinin bilerek ve isteyerek insanları kullanmak için yanlış tercüme edilmektedirler. Salât kelimesi, dua, istiğfar, rahmet gibi anlamlara gelir.
  20. KURAN VE İSLAM’A GÖRE DÜNYA YUVARLAKTIR DİYE SÖYLEYEN KİŞİ KÜFÜR VE DELALETE DÜŞER. BU ALLAH’IN HEM KURAN’IN HEM PEYGAMBERİN REDDİDİR.BU KİŞİ TÖVBEYE DAVET EDİLİR. İslam a ve kurana göre Dünya tepsi gibi,döşek gibi düzdür.Kenarları vardır ve herkes o kenarlardan geçip gidemez. Kuran da Dünyanın küresel olduğu yazmaz.Hatta Dünyanın yuvarlaklığına bir ima bile bulunmaz. Suudi Arabistan’ın baş müftülerinden şeyh Abdül Aziz Bin Baz'ın fetvası şöyle:Tarih: 1975 Kaynak: “Dünya’nın Sakin Güneş’in Hareketli Olduğuna ve Gezegenlere Çıkmanın İmkansızlığına Dair Akli ve Hissi Deliller”adlı kitabı. “Kim dünyanın yuvarlak olduğunu iddia ederse küfür ve delalete düşmüş olur. Çünkü bu iddia hem Allah’ın, hem Kuran’ın, hem Peygamber’in reddidir.Bunu iddia eden kişi tövbeye davet edilir. Ederse ne ala! Aksi takdirde kafir ve dinden dönmüş bir kişi olarak öldürülür..Eğer ileri sürdükleri gibi Dünya dönüyor olsaydı ülkeler, dağlar, ağaçlar, nehirler, denizler bir kararda kalmazdı. İnsanlar batıdaki ülkelerin doğuya, doğudaki ülkelerin batıya kaydığını görürlerdi. Kıble’nin yeri değişir, insanlar kıbleyi tayin edemezlerdi” Suudi Arabistan ın baş müftüsünden iyi biliyorlarmış gibi sokaktaki cahil Müslümanların çoğu Dünyanın yuvarlak olduğunu söylerler.Müftünün söylediği doğrudur ve Dünya yuvarlak diyen herkes Müslümanlıktan çıkmış ve Kuran ve Muhammedi reddedmiş olur. Baş müftü haksız sayılmaz çünkü islamda her şey Dünyanın Düz olmasına göre düzenlenmiştir. Dindarlar Kuranda Dünyanın küre şeklinde olduğuna dair bir söz bir ayet arayıp bulmaya çalışırlar. Oysa İslam ın uygulama özelliği tamamen Dünyanın uzunlamasına düz olması üzerine kuruludur. Kuranda yer almamasına rağmen Namaz ibadeti Dünyanın Düz olması bilgisine göre düzenlenmiştir. Kutuplara yakın bölgelerde yaşayan bir Müslüman’ın namaz kılması mümkün değildir. Kutuplarda Altı ay içinde bir kere akşam bir kere de sabah olacaktır.Yani Altı ayda birer kez sabah ve akşam namazı kılınabilir. Yasin 40 ayetinde gece gündüz eşit diye yazar.Mekke civarında eşit gibi görülebilir. Namaz vakitlerinin güneş ışığı baz alınarak düzenlenmiş olması İslam’ın dünyanın düz olarak bildiğinin kesin ve sarsılmaz kanıtıdır. Namaz kılanlar Kabe ye dönmek isterler.Dünya yuvarlak olduğunda kabe ye dönmenin ne önemi vardır. Nereye dönersen dön sonuçta önünde uzay boşluğu olacaktır.Kabe ve önceki kıble Kudüs karşında olamaz. Dünyanın düz olduğunu düşündükleri için her yerden Kıbleye dönebildiklerini düşünerek ibadet ederler. Abdül Aziz Bin Baz'ın diyorki “Kıble’nin yeri değişir, insanlar kıbleyi tayin edemezlerdi” Kabe’ye yada ilk kıble Kudüs e dönerek ibadet etmeye çalışmak Dünyanın düz olarak bilindiğinin kanıtıdır. Dünyanın düz olduğu düşünülerek düzenlenen bir İslam emri de oruç tur. Mekke çevresinde olduğu gibi her yerde gece gündüz eşit düşünülerek nasıl oruç tutulacağının belirlenmiştir. Kutuplarda altı ay gece altı ay gündüz olduğu için Kurandaki ayete göre orucun başlaması ve bitmesi mümkün değildir. Dünyanın yuvarlak olduğu bilinseydi kutup bölgelerine yakın yaşayan insanların açlıktan öleceği de bilinirdi. Tabi ki oruç tutulabilir ama kurana uyulamadığı için bunu anlayabilecek kadar zeki olanlar için dinsel bir anlamı kalmaz. İslam da Dünyanın çok büyük olduğu da düşünülmemiştir. Bu Hac vazifesinin yaya yada deveyle yapılmasını zorunlu kılan ayetten bellidir. Kuranda İslamın sadece Mekke çevresi için gönderildiğini söyleyen ayetler olması da bunu göstermektedir. 750 yılında Amerika’dan yola çıkan bir kişinin Hac ziyaretini yapabilmesi imkansızdır. İslam’ın Dünyasında yaşanılan yerler çok büyük değildir.Kuranda Güneşin battığı yere gidilebilir. YASİN-40.Ne güneş aya yetişebilir,ne de gece gündüzü geçebilir.Her biri bir yörüngede yüzmektedir. Kuran da yasin suresi 40 ayetinde böyle yazmaktadır. Kurana göre gece ve gündüz birbirine eşittir. Oysa tüm insanlar bilmektedir ki ülkemizde gece ve gündüz hep birbirini geçmektedir. mekke ve civarında yaşayanlar için gece gündüz eşit gibi birbirine yakın olmaktadır.Yasin 40 ayeti Allahtan gelme değildir. mekke de yaşayan birine ait olduğu şüphesizdir. Gece ve Gündüzün birbirine eşit olması küre (yuvarlak)olan bir dünyada mümkün değildir. Çünkü ancak kürelerin bir ekseni olur. Ekseni olan bir Dünyada gece gündüzü geçer. Dünyanın Düz olması döşek gibi yayılması durumunda ancak gece gündüz eşit olur. İNSİKAK-33.Yer uzatılıp düzlendiği, Kuranı yazanlar Doğu ve Batıdan başka yön bilmiyorlardı. Yayılıp döşenen Dünyanın Doğusu ve Batısı olabilirdi başka yön olamazdı. İyice uzaklaşılırsa Dünyanın kenarından aşağıya düşüleceğinden korkulmaktaydı. Bu kenarlardan aşağıya düşmeden geçebilmek için büyük güç lazım diye ayette anlatılmıştır. RAHMAN-33.Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin uçlarından bucaklarından geçip gitmeye gücünüz yeterse geçip gidin. Büyük bir güç olmadıkça geçip gidemezsiniz. Yasin 40.ayette olduğu gibi Güneş belli bir yol üzerinde gider. Güneş doğudan doğar ve Uzunca bir yol izleyerek batıdan batardı. Böyle olduğu için batı va doğu arasında yerin uzun olduğu ve kuzey ve güney yönlerine doğru genişlemediği düşünülmekteydi. Güneşin izlediği yol boyunca uçak pisti gibi uzunluğuna yayılmış bir Dünya düşünülüyordu. O nedenle Kuzey ve Güney olamazdı. Çünkü güneşin o yönlere hareketi yoktu. Dünya o yönlere doğru da yayılmış olsa Güneş o yöne de bir yol izleyerek giderdi. Güneşin kuzey güneye doğru hareketi olmaması nedeniyle Dünyanın o yönlere doğru dar olduğu ve yayılmamış olduğu düşünülüyordu. Kuranda kuzey ve güney yönleri yoktur. O nedenle kutuplarda yoktur. Arapların dünyası iki yönlüydü. Sadece iki yönü olan bir Dünya yuvarlak olmaz. Sadece bu iki yönün ve kenarların kuranda yazılı olması Dünyanın döşek gibi düz düşünüldüğünün kutupların bilinmediğinin kanıtıdır. Arap Dilinde sanki Yuvarlak yada küre yada elips diye bir kelime yokmuş gibi. Kuranda Allah söyledi diyerek söylenen( söylemeyeceği) onca şeyi yazarken.”Kuranda hiçbir yerde Dünya yuvarlaktır” “Dünya Güneşin etrafında dönmektedir “diye de bir cümle bulamazsınız. Yeryüzünü döşek gibi serdik cümlesi yazar. Dünya yuvarlaktır cümlesini yazmaz.Nedense!!! Kuranın Allah tan gelen kitap olduğu söylenir.Kuranda hiçbir ek bilgiye gerek olmadan anlaşılabilir olduğu ayetleri vardır.Fakat Sanki okunan kuran değildir de NOTRADAMUSUN kehanet kitabıdır.Bir yandan ayetlerde herkes anlasın diye hiçbir şeyi eksik bırakmadım açık açık söyledim yazar.Diğer yandan içindeki tuhaf şeyleri görmeyelim diye okumayın siz anlamazsınız diye söylerler. Gerçektende Kuran da yazılı olanların yerine İslamcılar ne söylenmesi gerekiyorsa yalanda olsa size onu söylerler.İslam da “yetim malı yenmez” derler.Ama ayeti gördüğünüzde “zenginler yetim malına tenezül etmesin” yazar.Bu yetimin malına ihtiyacı olanlar yiyebilir anlamına gelir.Okuma yazması olmayan yada eğitimi olmayan halka Dünya yuvarlaktır yazıyor diye yalan söylerler. Kuranda Tüm teknolojiler var diye yalan söylerler. Fakat o cahil kimseler de normal olarak zeki olmadıklarından ve düşünemediklerinden onlara madem kuranda tüm teknolojiler ve icatlar var.Kuranı okuyup bizden başka kimse anlayamaz.”sakın okumayın anlamazsınız” diye söylüyorsunuz.Peki neden siz kuranı anlayabilenler bir şey bile icad edemezken,Kuranı anlayamaz dediğiniz insanlar bilgisayarı uçağı televizyonu telefonu elektriği nasıl buluyorlar? Göster bir tane teknoloji yazan ayet diye sorsanız gösteremezler. Bir çok yalan hikaye anlatırlar.Siz ısrarla Dinayet mealinden yani kuranın Türkçesinden göstermelerini isteyin lütfen.Bir tane iyi bir ayet bile yoktur. Bazı Müslümanlar Kuranda Dünyanın yuvarlak olduğunun yer almamasını Kuran coğrafya kitabı değil neden yer alsın gibi bir sözle geçiştirmeye çalışırlar.Kuranda Güneşin hikayesi anlatılır.Yıldızların yere saçılacağını ve onlarla şeytan taşlanacağı yazar.Coğrafya kitabı değilse Güneş yıldızları dağlar ın anlatılması nedir?Dinleri savunanlar cahilleri kandırabilir.Ama gece yatağa uzandıklarında kendilerini nasıl kandırabilmektedirler. Eğer Allah Kuranda Yer, Gök,Yıldızlar,Güneş,Ay,Dağlar hakkında bir şeyler hakkında bilgi vermek istemiş ise, Kuran da yazan ayetler eğitimli ve zeki bir insana Allah söylemiş hissi vermez. Dünyanın kutupları olduğunu bilmezsin İbadetler kutuplarda yapılamaz. Altı ay gündüz Altı ay gecede ne oruç tutulabilir nede sabah akşam namazı yapılabilir. Dünyanın bir ekseni olduğunu bilmezsin ekseninin eğik olması gece gündüzün eşit olmamasını sağlar. Gece ve gündüzün eşit olduğunu birbirini geçemediğini yazdırıyorsun.Yazları gündüzler uzundur. Dünyanın bir yörüngesi olduğunu bilmezsin.Bu yörünge elips olduğu için mevsimler oluşur. Sense Yazların sıcak olmasını cehennemin sıcaklığından diye söylersin. Güneşin Dünyanın üstünde gidip geldiğini sanıyorsun.Ayetlerinde Güneş bir yol tutar gider yazdırıyorsun kara balçığa batar diyorsun hatta battığı yere seyahat edip battığı yere nihayet varınca diye yazmandan Güneş in yanına gidilebileceğini sandığını yazdırıyorsun. Yıldızlar gezegenler olduğunu bilmiyorsun.Yıldızların yerden küçük olduğunu yere saçılabileceğini ve ele alınarak onlarla şeytan taşlayabileceğimizi yazıyorsun. Güneş ve Aydan başka bir şey olduğunu da bilmiyorsun.Evreni hiç bilmiyorsun.Tek bildiğin yer ve gökyüzü ve orada asılı duran ışıklar.Yıldızları gök e asılı süslemeler zannediyorsun. Dünyanın ve gök kubbenin kenarları olduğunu düşünerek oralardan düşüleceğini ayetlere yazdırırsan Dünyanın yuvarlak olduğunu bilmez Yatak gibi yayıldığını bilirsen İbadetleri Kurana yazdığın gibi düzenlersin. EN’AM SURESİ-3 AYET.."Kitapta biz, hiçbir şeyi eksik bırakmadık..." KASAS SURESİ-2 AYET."Bunlar apaçık kitabın ayetleridir" BAKARA SURESİ-99 AYET. " Andolsun ki, sana apaçık ayetler indirdik" Kuran yukarıdaki gibi söylediği halde dindarlar Evren le ilgili gezegenlerle ilgili Dünyanın yuvarlaklığıyla ilgili ima eden bir şey bulabilirmiyiz diye yırtınıyorlar.Bu net ve açıklamalı yazdım ayetlerini bilmiyorlar sanırım. Bir tane ayet bulabilsen onlarca anlamsız ayet ne olacak?Ayetlere göre kuranda Eğer bilim olsa kör bile bulur. ZARİYAT-48.Yeri de biz döşedik. Biz ne güzel döşeyiciyiz ZARİYAT-48’de “yerin” döşendiği, yani bir döşek gibi serildiği,yayıldığı anlatılmaktadır. Ayete önyargısız bakanlar bu cümlenin Dünya’nın düz olduğunu söylediğini kabul edecektir. Aynı anlayış diğer bazı ayetlerde de ifade edilmiştir: HİCR-19.Yeri uzatıp yaydık, orada sabit dağlar yerleştirdik ,yine orada miktarı ve ölçüsü belirli şeyler bitirdik. KEHF-86-Güneşin battığı yere varınca, onu siyah balçıklı bir su gözesinde batar buldu.Orada bir kavim gördü. “Ey Zülkarneyn! Ya cezalandırırsın ya da haklarında iyilik yolunu tutarsın” dedik. KEHF-90-Güneşin doğduğu yere ulaşınca, bir halk üzerine doğar buldu. Görülüyor ki, Kuran'a göre insan dünya üzerinde yürüyerek güneşin battığı yere ulaşabiliyor ve güneşin kara balçıklı bir suda battığını görüyor. Bu ifadeden Kuran ve islamın Dünya yı tepsi/döşek gibi düz sandığı anlaşılıyor. Dünyanın yuvarlak olduğunu bilseydi, kişinin dönüp dolaşıp yola çıktığı noktaya geleceğini söylerdi.Ayrıca, güneşin batma yerinin de,günümüz astronomi bilgisine göre yanlış verildiği görülüyor. Kehf/86’da Dünya’nın başı ve sonu olan düz bir tepsi/döşek olarak bilindiği anlaşılmaktadır. Güneş, Dünya’nın bir ucunda doğuyor, gök-kubbe boyunca yükseliyor ve diğer ucunda da batıyor. Yani “güneşin battığı bir yer”, bir uç mevcut. Dünyanın bu ucuna kadar giden olursa (Zülkarneyn gibi) Güneş’in battığı noktaya varmış olur. Hattâ Güneş’i “kara bir balçıkta” batarken izleyebilir. İlkel çağların Evren anlayışı ,Yani Kuran’daki evren anlayışında Dünya uçsuz bucaksız uzayda herhangi bir gök cismi değil; aksine “gökler” işte bu Dünya üzerine kurulmuş,yayıp dümdüz yapılmış“kandillerle(Yıldız)” süslenmiş, aslında yere düşmesi gereken fakat Allah’ın görünmez direklerle havada tuttuğu bir kubbe/çadır olarak düşünülmektedir.İslam’ın Mars Venüs Jüpiter hakkında bile bir bilgisi yoktur. KAF-7.yeryüzünü de yaydık. İNSİKAK-33.Yer uzatılıp düzlendiği, Nâziat 30."Bundan sonra da yeryüzünü döşedi." ŞEMS -6.Yere ve onu yayıp dümdüz yapana ant içerim ki.. Şems altıda ayeti söyleyen Allah mı yoksa bu ayette ant içen bir insan mı biraz karışmış. Diğer yandan Müslüman insan dürüst ve ahlaklı olur gibi gerçek olmayan hikayeler anlatırlar. İyi ahlakın Müslümanlık tan kazanılan bir şey olduğunu söylerken Doğru ve dürüstlüklerini kuranı çevirirken bile unuturlar.Bir çok çeviride kuranın aksaklıklarını gizlenmeye çalışırlar. Ey mealciler;Dünyayı Allah'tan fazla mı biliyorsunuz ki, O'nun 'düzleştirdi' dediği yeri 'yayıp döşedi' diye çeviri cambazlığı ile farklı yazıyorsunuz.”Düzleştirmek” yerine “yayıp döşemekten “bile fayda umuyorsunuz. Ey mealciler:Eğer bu telâşınız bir 'açık kapama' operasyonu ise, Kur'andaki hatâları kapatmaya çabalarken; mantık olarak elleriyle put yapıp sonra da bu putlara tapan müşriklerle aynı şeyi yapmış olmuyor musunuz ? Dindarlar derler ki;Dünya yuvarlak diye yazmaz ama düz diye de yazmaz.Bakalım öylemi? BAKARA-22-O, yeri sizin için döşek, göğü de bina yapan, gökten su indirip…… RAD-3-O, yeri yayıp döşeyen, orada dağlar, nehirler meydana getiren,…. Kuranda yaydık döşedik yazarak düz olduğunu ima eder ama Dünya düzdür yazmaz? Çünkü İslam ve kurana göre dünya yuvarlak değildir ama düz de değildir. Bunun neden öyle olduğunu Taha 106-107 ayetleriyle açıklamak kolaydır. TAHA-106-“Onların yerlerini dümdüz, boş bir alan hâlinde bırakacaktır.” TAHA-107“Orada hiçbir çukur, hiçbir tümsek göremeyeceksin.” Yukarıdaki ayetler kıyamet gününde yeryüzünün nasıl olacağını anlatır.Bu ayetlerde görüleceği üzere Dağlar, Tümsekler ve çukurlar yok olacak ve Dünya dümdüz olacaktır. Bu ayette görüleceği üzere Kuranda Dünya düz yazmasını engelleyen çukurlar ve tümseklerin olmasıdır. O nedenle “Dünyayı döşek gibi yaydık” ,”düz” den daha iyi anlatabildiği için tercih edilmiştir.Çünkü döşek tam dümdüz değil biraz pütürlü yüzeye sahiptir.İnişler çıkışlar vardır. Kuranda Dünya düzdür yada dümdüzdür diye yazmamasının nedeni Müslümanların Dünyayı yuvarlak olarak bildiklerinden değildir. Nedeni Dünyada düz olmayı bozan yükseltilerin ve çukurların olmasıdır. Depremler olmasın diye dikilmiş dağlar vardır.Dağlar yeri çadır gibi sabitlemek için çakılmış kazık görevi yapmaktadır. Yoksa kuranı yazanların Dünyanın yuvarlak olduğunu bildiklerini düşünmeyin.Dağlar ve çukurlar olmasa yatak gibi yaymak yerine mecburen dümdüz yazacaktır. Dağ ve çukurlar nedeniyle dümdüz yada düz diyemeyeceği için yaydık döşedik yazmak zorunda kalınmıştır.İşte yukarda ki mealcilerin düzleştirmek yerine yayıp döşemek demeleri çözüm olamıyor. NEBE SURESİ-6,7-Biz, yeryüzünü bir döşek, dağları da birer kazık yapmadık mı? Söylenmek istenen Çadırın uçmaması yada sarsıntı yapmaması için kazıklarla desteklenmesi işlemidir.Yatak gibi düz olan dünyanın sabitlenmesi işlemidir.Güneşin battığı balçıkta kayıp gitmemesi içindir. Yani dağların görevi yayılıp düzleştirilen döşeğin dürülmesini önlemektir. TEKVİR SURESİ -1 AYET-Güneş, dürüldüğü zaman, Dünyanın düz olarak düşünülmesini bir kenara bırakırsak Kuranda ve İslamda güneşin küre şeklinde olabileceği de düşünülememiştir.Defterini dürmek diye bir deyim vardır. Güneş küre olarak bilinse nasıl güneşin dürülmesinden söz edilebilir. Ancak düz yüzeyi olan nesneler dürülebilir.Dürüm yapılabilir. Siz hiç Top’unu dürdüm dendiğini duydunuz mu? Yufka dürülür.Halı dürülür.Döşek dürülür. Top dürülemez.Gök kubbe dürülemez.Ancak düz yer dürülüp yayılıp döşenebilir. Güneşin bile düz olduğunu düşünen İslam ve Kuranın Dünyayı yuvarlak olarak görebilir mi? KAF-7-Yeryüzünü de yaydık ve orada sabit dağlar yerleştirdik. ZARİYAT-48-Yeri de biz döşedik. Biz ne güzel döşeyiciyiz. NEBE-6,7-Biz, yeryüzünü bir döşek, dağları da birer kazık yapmadık mı? İNŞİKAK-3,4-Yer uzatılıp dümdüz edildiği ve içindekileri atıp boşaldığı zaman, GAŞİYE-18-Göğe bakmıyorlar mı, nasıl yükseltilmiştir! GAŞİYE-19-Dağlara bakmıyorlar mı, nasıl dikilmişlerdir! GAŞİYE-20-Yeryüzüne bakmıyorlar mı, nasıl yayılmıştır! ŞEMS SURESİ-6. Yere ve onu yayıp döşeyene yemin olsun, Şems 6 ayetinde yuvarlayıp top yapana,yükseltene veya dikene yazmaz da yayıp döşeyene diye yazar. ISAC NEWTON tarafından Yerçekimi kanununun bulunma tarihini hepimiz biliriz.İnsanların en ahmak olanına bile öğretebilmek için elmanın yere düşmesiyle yer çekiminin anlaşıldığı mizah edilmiştir. Yerçekimini bilmeyen insanların dünyanın yuvarlak olduğunu bilmesi ve söylemesi kadar ahmakça bir düşünce olabilir mi? Çünkü yerçekimini bilmeyen insanlar.Dünya yuvarlak olursa Dünyanın alt tarafında olanlarının düşmeleri gerekir diye düşüneceklerdir.Böyle düşünülmesi gayet doğaldır.Bu gerçekten de böyledir bilimle uğraşmayan insanların düşüncesi bu şekildedir.Suudi Arabistan’ın baş müftülerinden şeyh Abdül Aziz Bin Baz'ın fetvasını hatırlayalım.Eğer ileri sürdükleri gibi Dünya dönüyor olsaydı ülkeler,dağlar, ağaçlar,nehirler, denizler bir kararda kalmazdı.İnsanlar batıdaki ülkelerin doğuya, doğudaki ülkelerin batıya kaydığını görürlerdi. Kıble’nin yeri değişir, insanlar kıbleyi tayin edemezlerdi” Müslüman halk ve İslamcılarda bundan farklı düşünmüyorlardı.Bunu yadırgamıyoruz yerçekimi denen kanunu bilmeyen her insan aynı şekilde düşünür.Bundan daha doğal ne olabilir ki.Bazı İslamcılar ise yerçekiminden haberi olmayan binlerce yıl önceki bazı İslam bilenlerin Dünyayı yuvarlak olarak kabul ettiklerini ve bunları kitaplarında yazdıklarını söylerler.Yerçekimini bilmeyen bu insanların kitabı o devirde basılımıydı yazılımıydı? Bir şeyleri kurtarmak isterken iyice çamura batırıyorlar.Yapılan tartışmalarda bazı Din adamlarının bin yıl önce yazılan kitaplarında Dünyanın yuvarlak olduğunu yazmışlardır söylemişlerdir diye yalan söyleyenleri ahlaka davet ediyorum.Söylenmek istenen yemek Sini’si düzdür ama çevresi daire şeklinde yuvarlaktır olabilir mi? Yerçekimini bilmeyen bir insan neye göre dünya yuvarlak diyebilir.Mantıken kimse söyleyemez. Ancak Gökyüzüne Allahın yanına çıktım diyen bir insan yerçekimini bilmese de Dünyayı uzaydan gördüm diye iddia ettiği için Dünya yuvarlak diyebilir.Muhammed Dünya yuvarlak demiş mi? Hayır. Gökyüzüne Allahın yanına çıkmış olabilir mi (mihraç kandili) cevabı ben vermiyorum.siz verin. Kuranda Dünyanın yuvarlak olarak yazması için Kuranın önce insanlara yerçekiminin ne olduğunu anlatması ve yazması gerekmektedir.Eğer birisi yerçekimi kanunu anlatmadan izah etmeden ne olduğunu yazmadan Dünya yuvarlaktır yazsaydı ilkel zamanlarda bile çok güç duruma düşerdi.O nedenle palavrayı bırakın yerçekimini anlatmayan kitaplar Dünya yuvarlaktır yazamaz.Galileo Dünyanın yuvarlak olduğunu değil Dünyanın Güneşin etrafında döndüğünü söylediği için ölüme mahkum edilmiştir. Kuranda yerçekimi yasası diye bir şey yazıyor mu? Allah yer çekimi,Kütle çekimi var yazmış mı?Hayır. Muhammed Ağaçtan düşen elmanın neden düştüğünü Yerçekimi yasasını anlatmışmıdır?Hayır. Kuranda Dünya yuvarlaktır.Dünya küre şeklindedir diye bir ayet varmıdır?hayır. Dünyanın yuvarlak olduğuna dair herhangi bir ima varmıdır?Hayır. Öyleyse Müslüman bir kişi hangi veriye dayanarak Dünya yuvarlaktır diyebilecektir?Kuranda yazan ayetlerin tamamı yanlıştır.Yerçekiminin bilinmediği zamanda Dünya yuvarlaktır diyen adama deli demezler mi? Öyleyse kuran ayetlerinde Düzelti,yaydık döşedik,yatak gibi kelimelerin Dünyanın yuvarlak olduğu gibi anlamlara geldiğini söyleyerek iyice komik durumlara düşmeyin. Doğal olarak geçmiş yüzyıllarda herhangi bir Müslüman kişinin veya İslami yazar ve düşünürün Dünya düzdür demesini bilgisizlik olarak düşünmüyorum.Doğru olan Dünya düzdür demesidir.Dünya düz demesine normal olarak saygı duyuyorum. Herhangi bir yalanları yok yazdılarsa bildikleri ve o günün şartlarına göre bilmeleri gereken kadarını yazmışlardır.Bu konuda herhangi bir Müslüman düşünür kınanmaz. Fakat hala bunlara rağmen Kuran Allahtan gelme bir kitaptır demeye devam ederse tabi ki kınayalım. Çünkü Allahın kitabı Dünyanın yuvarlak olduğunu ve Güneşin etrafında döndüğünü bilmek zorundadır. Benim katlanamadığım ve çok yadırgadığım günümüzde yalan söyleyen kendini bilmezler. Güya İslam’ı kurtaracaklarını sanarak tamamen insanların saygısından iyice uzaklaştırıyorlar. Kesinlikle herhangi bir Müslüman ın Dünya yuvarlaktır dememiş olmasını tuhaf bulmuyorum. Fakat Allahın yanına çıktım diye söyleyen bir Muhammed in bu gidiş gelişte Dünyanın yuvarlak olduğunu görememiş olmasını ve Allahın kitabı denen Kurana Dünyanın yuvarlak olduğunu yazmak yerine Dünya,Güneş sistemi ve yıldızlar hakkında alakası yalan yanlış bilgiler yazmış olmasını tuhaf buluyorum.Kurandan Güneş sistemini günümüzde bilimin söylediği şekilde yazmasını ve bilmesini bekliyorum.Bu konuda doğru bilgiler veremeyen bir kitabın Allah’la ilgisi olduğu düşünülemez söylenemez. NE KURAN IN NEDE MUHAMMEDİN Allah ile bir alakalarının olmadığına kesinlikle eminim. Yukarıdaki anlattıklarım KURAN ın Allah tan gelen bir kitap olmadığının sarsılmaz bir kanıtıdır. Kim dünyanın yuvarlak olduğunu iddia ederse küfür ve delalete düşmüş olur. Çünkü bu iddia hem Allah’ın, hem Kuran’ın, hem Peygamber’in reddidir. Bu çok iddialı bir sözdür.Fakat Kurana ve islama inanıyorsan gerçek budur.
  21. İSRA-30‘‘Muhakkak ki, Rabbin rızkı dilediğine çok, dilediğine az verir. Şüphesiz O, kullarından haberdardır.'' İSRA 31-‘‘Geçim endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin. Biz, onlarında sizinde rızkını veririz.'' Muhakkakki güneşi dilediğimize çok dilediğimize az verriz:=) Bir şeyin farkında değilsiniz.. Zavallı Allah hiçbişey veremez..örneğide yoktur.. Gücü kuvveti yoktur. Birşey de bilmez.. Kadın Allah İsrail kabeye bir bomba atsa onu önleyemez.. Yağmuru yağdırıyor dersiniz...Kabeyi sel baskınından kurtaramaz.. ABD müslümanlara basar tokatı ..Allah ortaya çıkamaz.. Büyütmeyin gözünüzde,, şu uydurma Kadın putu.. Le İLAHE illallah dersiniz ya ..ordaki İlahe nin kadın olduğunu bile bilmezsiniz:)
  22. KURANDA KÜÇÜCÜK KIZLARLA-ADEDİNİ GÖRMEMİŞ(BLUĞA GİRMEMİŞ) KIZLARLA EVLENME SERBESTLİĞİ TALAK SURESİ.ayet..4 - Kadınlarınız içinden âdetten kesilmiş olanlarla, henüz âdetini görmemiş bulunanlardan eğer şüphe ederseniz (iddetlerinin nasıl olacağında tereddüt ederseniz), onların bekleme süresi üç aydır. Gebe olanların bekleme süresi ise, yüklerini bırakmaları, doğum yapmalarıdır. Kim Allah'tan korkarsa, Allah ona işinde bir kolaylık verir. Bu surede kadınlarınız için den adetten kesilmiş olanlar..DOĞURGANLIĞINI BİTİRMİŞ OLANLAR Henüz adetini görmemiş bulunanlardan…KÜÇÜK OLUP HENÜZ REGL OLMAMIŞ KIZLAR Açık ve net olarak belirtilmiştir. ‘Henüz adet görmeyen’ kadınlardan ‘nasıl boşanılacağı’ anlatılmasının amacı nedir? Doğal olarak buradan şu sonuç çıkarılmaz mı daha ergenliğe girmemiş kızlarla evlenilebilir ve hatta boşanılabilir.Bekleme süresi dediği hamilemi değil mi anlamındaki süredir.öyleyse kuran da bu ibareyi koyduğun zaman ergenliğe girmemiş kızlarla evlenilebileceği belirtilir. Boşanmanın esaslarının anlatıldığı bu ayet hayli ilginç bir detay içeriyor. ‘Henüz adet görmeyen’(bluğ çağına gelmemiş küçük kızlar) kadınlardan ‘nasıl boşanırsınız onu anlatılıyor. Doğal olarak buradan şu sonuç çıkarılıyor; daha ergenliğe girmemiş 9 yaşından küçük kızlarla evlenilebilir ve hatta boşanılabilir! Esasen pedofili diye tabir edilen bu durumda pek şaşılacak bir şey yok, zaten yüzyıllardır İslam'ın egemen olduğu ülkelerde yaşanan bir uygulama. Kurandaki karşılığı da bu ayette kendini göstermiş. Savaş ganimeti cariyelerin çeşitli insanlarla ilişkiye girmeleri sağlanmaları sonucunda bu hamilelikten doğan küçük kızlarla birlikte olunması nisa 3 de başlamış talak 4 ayetinde sonuçlandırılmıştır.
  23. Sana oku dersem elinde ya okunacak birşey olur yada ben sana veririm ki oku diye emrederim.. besmele konusuna gelince İslamdan önce Putperstler Kabedeki putlardan Lat menat ve Uzanın Anneleri Allah putu için Bismillah derlermiş.. bi araştırın..Diyanet öyle söylüyor.. bismillah de demek için oku demeye gerek yoktur... hani bak oku demiş diyordunuz... oku dememiş demeniz de ilginç yani:)
  24. BAKARA SURESİ 187..Oruç gecesinde kadınlarınıza yaklaşmak size helâl kılındı. Sabahın beyaz ipliği, siyah ipliğinden ayırt edilinceye kadar yeyin, için, sonra akşama kadar orucu tamamlayın. Allah peygamberlere saat icat ettirmemiştir. Hiçbir peygamberin insanlığa yararlı bir icadı yoktur. Yukarda Ayette görüldüğü üzere oruç tutma zamanı saat olarak verilmemiştir. O dönemde Arapların bildiği şekilde havanın karanlık olması ve aydınlanması şeklinde söylenmiştir. Kuran’da oruç tutma saatleri ve Namaz vakitleri, saat olarak yazıyor diye düşünüyorsanız yanılırsınız. Kuranda toplu iğnenin nasıl yapılacağı bile bulunmadığından, Müslümanlar saati icat edememişlerdir. Kuranda ki ayete göre oruç söyle tutuluyor; Geceden siyah iplikle beyaz iplik yan yana koyuluyor. İki ipliğin renklerinin ne olduğunu bilininceye kadar yiyip içiliyor, iplik renklerini ayırabildiğiniz anda oruç başlamış oluyor. Tekrar ayıramadığınız anda akşam oruç bitiyor. Bu ayet başlı başına Allahın teknoloji kullanımını istemediğini gösteriyor. Allah teknoloji kullanılmasını istese Muhammede saati icat ettirirdi. Saatin nasıl yapılması gerektiğini de Kuranda anlatırdı. İstemiyor ki; bu işi siyah beyaz iplikle halledin demiştir. Hac, 27:İnsanlar arasında haccı ilân et ki, gerek YAYA OLARAK, gerekse nice uzak yoldan gelen argın DEVELER ÜZERİNDE sana gelsinler. Kuran’da Hac ibadetine gitmenin yürüyerek veya deveyle yapılması yazar. Gemiler Kuran’da yazdığı halde Gemiyle bile gelebilirsiniz yazmaz. Deve veya yaya olarak gelsinler yazar. Gemiyle gelin diye yazmadığına göre Amerika kıtası ve Avustralyadan Müslümanların gelmeleri istenmemiştir. Bir Rus ya da Viking Deve bulup hacca gidemez. Burada Deve olmayan yerlere hitap edilmediği ortadadır. Haydutluğun kol gezdiği eski dönemlerde seyahat güvenliği yoktur. İspanyadan Kabe ye Gidecek insanlar o devirde yaya yada deveyle gidebilir miydi? Gidebilse geri dönebilir miydi? Daha akıllı bir insan ise, Kuran Allahtan gelen bir kitap olsaydı Hac.27 ayeti “ Çeşitli ulaşım araçlarıyla gelsinler” şeklinde olurdu ve geçmiş ve gelecek taşıtları kapsardı diye söyleyecektir. Kuranı oluşturan insanlar biraz dikkatli olabilselerdi, kuranda rüzgarla giden gemilerden sözedildiğine göre, en azından gemilerle gelin diye yazması gerekirdi diye söyleyecektir. Kuranın yalnızca Araplar için olduğunu, Sadece Mekke çevresinde yaşayan Kureyş kabilesini bağladığını ayetlerden biliyoruz. Buna bir itirazınız olursa, Hac,27 Ayetinin bir Brezilyalı Müslüman’a farz olduğunu gözünüzün önüne getiriniz, Atlas okyanusunu yüzerek geçen bir Deve bulmalarının imkansız olduğunu anlayabilmenizi bekliyorum. Yürüyerek okyanusu geçmekten se hiç söz etmiyorum. Yukarıdaki ayete daha dikkatli bakarsak, İslamın kapsama alanının Deve ile gelinebilecek uzaklıklar olduğu anlaşılabilecektir. Müslümanların Allahının teknolojisi yoktur. Kuranda Davud’a zırh yapmayı öğrettiğiyle övünür. Scud füzesi verdim diye yazmaz. Fakat kendisine motorlu bir taht bile yapmadığını görüyoruz. Kuranda yazan aşağıdaki ayete göre Allahın tahtını sekiz melek taşımaktadır. Bu İlkel çağlarda Kral yada Kraliçelerin taşınma şeklidir. HAKKA-17.Melekler onun kıyılarındadır. O gün Rabbinin Arş’ını, bunların da üstünde sekiz melek taşır. Allah Muhammed’e, İnternet kullanarak tüm insanlara ulaşarak islamı anlatabileceği bilgisini vermemiş. İnsanları kolayca islama davet etsin diye Televizyonun icad edilebileceği teknik özelliklerini vermemiş. Mekke ile Medine arasında hicret etsin diye nakliye kamyonları ve Tırları vermemiş. Dünyanın Yuvarlak olduğunu insanlara anlatabilsin diye uzay gemisi icad etme bilgisi vermemiş. Nuha tufanda Kanguruyu Avustralya kıtasından alıp, sonra götürebilsin diye helikopteri hediye etmemiş. Bu ayetleri göre göre, bile bile hoparlör ve mikrofon kullanan imamlar var. Bu ayeti bile bile, Arabaya, Trene, Uçağa, JetSky ye binen Din adamları var. Bu Ayeti bile bile cep Telefonunu ve Bilgisayarı elinden düşürmeyen Müslümanlar var. Şeriat isteriz diye bağıranlar, Muhammed in olduğu günlerdeki şartlarda yaşamak isteriz diye söyleyenler, hepsi bilimin keşfettiği Arabaya, Trene ve Uçağa binerler. Sanki peygamberler icat etmiş gibi Radyo dinler, Televizyon seyreder, Telefonla konuşur, Elektrik kullanırlar. Sakal kesmek olunca jilet yoktu o devirde diye sakalını kesmiyorsun, İşine gelince o sakalınla gavur icadı Otomobile binebiliyorsun. Giyim kuşam olunca o devirde yoktu diye modern giyinmiyorsun, işine gelince Televizyonu, Bilgisayarıı kullanıyorsun.Tamam Muhammed sakalını kesmemiş olabilir. Muhammed Uçağa, Otomobile, Trene binmiş mi? Sen bunlara rahatlığın için binebiliyorsun. Ey insan, Ya Müslüman ol, Teknoloji kullanma, Ya da Müslüman değilim de ki rahatlıkla teknolojiyi kullan! İslamdan çıkmış oluyorsunuz Allahın vermediği, Kuranda yazmayan şeyleri kulanarak. Telefonla konuşarak, Televizyon seyrederek.Arabaya binerek.İnterneti bilgisayarı kullanarak günah işliyorsunuz. Bunlar gerekli olsaydı,Kuranda,Tevratta ve İncilde yazılı olurlardı. Adem, Nuh, İsa, Musa, Muhammed, Ebu Bekir, Ömer, Ali, Muaviye Bunları icad ederlerdi. Onlar icad etmediğine göre demek ki teknoloji Müslümanlara gerekli değil. Sayın Müslüman Madem ki Müslüman kalmak istiyorsun, eskisi gibi deve ve eşekle seyahat et. Bilgisayarı kullanıp internete girme. Televizyon izleme tüm günahlar var. Telefonun yerine yüz yüze konuşalım.
  25. Hangi yazılı belge varmış da oku dediğinde okumuş Gülün ama güldürmeyin.. Her söylediğinde başka bişey söylemiş ve herkes farklı anlıyor..kutsal kitap herkes tarafından aynı anlaşılır olmalıdır.. körü körüne savunmanın iki şartı vardır
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.