Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

mavirecete

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    4
  • Katılım

  • Son Ziyaret

mavirecete - Başarıları

Çaylak

Çaylak (2/14)

  • İlk İleti
  • İçerik Başlatan
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. mavirecete

    AİLE KONSTELASYONU

    Aile Konstelasyonu Grup ve Bireysel Çalışması -Göksel Karabayır-28-29 Ocak 20121 Kuşaklar boyu aktarılarak kişiyi koşullandıran aile kalıpları ve sistem dinamikleri görünmez bir biçimde bizi şekillendirir ve yaşamsal önemde bizi etkilerler. Bu dinamikleri anlamadan ve üzerinde çalışmadan olumlu anlamda ciddi bir değişimden ve kişisel bir gelişimden bahsetmemiz neredeyse mümkün değildir. - Göksel Karabayır Aile Konstelasyonu Grup ve Bireysel Çalışması -Göksel Karabayır Uygulayan: Göksel KARABAYIR Kimler Konstelasyon Çalışmalarından Faydalanabilir? - İçinde bulunduğu durumdan memnun olmayıp bunu değiştirmekte zorlananlar hatta ne kadar istese de değiştiremeyenler - Yaşamının herhangi bir düzleminde karar vermekte zorlananlar - Yaşamında kendisine ait olmayan yükleri taşıdığının farkında olup bilinç düzleminde bu durumla başedemeyenler - Açıklanamayan derin üzüntü, utanç, kızgınlık ve suçluluk duygusu yaşayanlar. - Görünürde ciddi bir sorun yokken anne,baba ve çocuk düzleminde ciddi çatışma yaşayanlar - Dış çevreden gelen tetiklemelerle düzensiz ortaya çıkabilen öfke patlamaları yaşayanlar. - Alkol, uyuşturucu ve seks bağımlılığı yaşayanlar. - Bozucu ve yıkıcı davranışları yapanlar ya da bu davranışlara maruz kalanlar. - İlişkilerde yaşanan başarısızlıkların, karışıklıkların ve kargaşaların tarafları (Aile içinde anne-baba, kardeşler, karı-koca veya çocuklar ile) - Birden fazla evlilikler sonucu olan çocuklar ve iç içe geçmiş ilişkiler. - Depresyon ve mutsuzluk yaşayanlar. - Hastalıklar ve kronik sağlık problemleri yaşayanlar . - İş yaşamındaki sorunlar ve para problemleri. - Organizasyonlarda, şirketlerde karışıklık, kargaşa yaşayanlar (şirket sahipleri, yöneticiler, departmanlar, çalışanlar). - Yaşamının yönünü, amacını kaybettiğini düşünenler. - Tekrarlayan kazalar. - Kişisel yaratıcılığımızı ve otomonomimizi kaybetmeden iç içe olduğumuz gruplara ait olmakta zorlananlar. - Kişisel göçler ya da daha önceki kuşaklarda yaşanan göçler sonucu yeni kültüre uyum zorluğu yaşayanlar. - Fiziksel, duygusal taciz mağdurları ve failleri. - Kişisel travma yaşayanlar ya da önceki kuşakların yaşadığı travmaya dolanık yaşayanlar. AİLE KONSTELASYONU NEDİR? Konstelasyon kavramı,bir sistem içersindeki ilişkili öğelerin,birbirine göre konumu anlamına gelmekle beraber;psikoterapi literatürüne dünyaca ünlü Alman psikoterapist,filozof Bert Hellinger tarafından oluşturulan,orijinal adı Famillien Aufstelling olan ve uluslararası alanda ’’Family Constellation Work’’ olarak bilinen Aile Konstelasyon Çalışmaları ile girmiştir.Kendisi, 1970 ve 80lerde Batı terapi dünyasının mevcut kaynaklarıyla eğitim görmüş ve çalışmıştır; Freudyen psikanalitik yorumlama, Janovun primal terapisi, Carl Rogersın grup terapisi, Eric Berne tarafından benimsenen transaksiyonel analiz, Virgina Satirin aile heykeli terapisi tekniği, Grinder, Bandler ve Dilts sonrası nöro-lingusitik programlama... En sonunda Morenonun aile dinamiklerini sahnelediği psikodrama tekniğinden esinlenerek, kendi aile konstelasyonu tekniğini geliştirmiştir. Bu yöntem, daha önce bilinen ve uygulanan sistemik ve fenomenolojik yaklaşım ile temsilci algısı fenomeninin entegrasyonu sonucu oluşmuştur ve bu muhteşem bileşim sonucunda ortaya çıkan bilen alan,klasik psikoterapinin tıkandığı noktada, insan ruhuna derin ve şifalandıran bir bakış sunmaktadır. Bu yaklaşım,her ailenin kuşaklar boyu süre gelen yapı itibariyle bir sistem oluşturduğunu ve bireylerin anne karnında filizlenmesinden itibaren bu sistemin ayrılmaz bir parçası haline geldiğini söyler. Sistemde ağır travmalar sonucunda oluşacak her türlü kitlenme,daha sonraki nesilleri etkileyecek ve başta psikolojik sorunlar olmak üzere,daha birçok şekilde ifade bulacaktır. * Sistemdeki herkes eşit aidiyet hakkına sahiptir ve hiçbir üye diğerinin yerini inkar edemez;aileleri tarafından dışlanmış veya unutulmuş aile bireyleri diğer aile üyelerini etkilemeye devam ederler,aile bireyleri suç işlemiş,aileye utanç vermiş ya da aile değerlerini çiğnemiş birini doğal olarak dışlama eğilimindedir,ancak başlangıçtaki gerekçe ne olursa olsun,herhangi bir üyenin dışlanması, sisteme sonradan gelenler için yıkıcıdır.Üyeler kimin dışlanmış olduğunu unutabilir ama sistem asla unutmaz.Aidiyet hakkı olanların dışlanması,aile sistemini alt üst eden dinamikler arasında en sık rastlanılanıdır.Düşükler,kürtajlar, evlatlık verilen ya da alınanlar dahil tüm çocuklar,evebeynler,evebeynlerin eski eşleri de aile sistemi içersinde yer alır. *Bütünlüğü Korumak; aile bireyleri,ancak aile çemberindeki herkese yüreklerinde onurlu ve saygın bir yer verdiklerinde,kendilerini tam ve bütün hissederler. *Sistem içi hiyerarşiyi korumak; varoluş ve zamanın aşikar ve doğal yasaları aile sistemleri için de geçerlidir,varlık zaman ile nitelenir.İlişki sistemlerinde bu,sisteme önce girenin daha sonra gelenler üzerinde belirli bir önceliği olduğu anlamına gelir.Ebeveynler sisteme çocuklardan, ilk doğan ikinciden önce gelir.Zaman,ailede saygı gösterilmesi gereken doğal bir hiyerarşi oluşturur. Bazen genç bir kişi,yaşlı olana ait sorumluluğu, işlevi,ayrıcalık veya suçu üstlenerek aile hiyerarşini alt üst edebilir,bu durum sistem için bir travmadır ve etkisi dalgalar halinde tüm aile sistemi içersinde hissedilecektir. *Zamanın sınırlarını kabul etmek; bütün bireylerin sistemde yerleri olması ve hatırlanmaları gerekmekle birlikte;ailenin,uygun zaman geçtikten sonra,geçmişte kalanı unutmasına izin verilmelidir.Geçmişi geçmişte bırakmak ve geleceğe de geldiği gibi kollarını açmak sistemik dinamiğin gizidir ve kesinlikle zarafet gerektirir. Şu an yaşadıklarımız bize hala yüzyıllar öncesinde yaşanan şeylerin mirası. İyi ya da kötü olarak ayırdığımız ve adlandırdığımız şeylerin sorumluluğunu taşıyoruz. Bizler yeni çözümler bulmanın yanında, kadın ve erkek, fail ve mağdur, güç ve güçsüzlük arasındaki kutupları yeni bir bakış açısıyla anlamak durumundayız. Gerçeği olduğu gibi görebilmek cinneti ortadan kaldırır ve iyileşmenin başlaması için zemin hazırlanır. Sevgi, yara almış ruhları tedavi eder. Aile içersindeki sistemik yasalar söz konusu olduğunda temel yönelim, dengenin sağlanması ve sistemin tüm elemanlarını dahil edilmesi yönündedir. Bu yönelim sonucunda, sistemik kurallar her ihlal edildiğinde,aile bireyleri ve gelecek kuşaktan bireyler bu yükü taşıyacak yada bu enerjiye dolanık hale gelecektirler,bir grubun bütünlüğünü korumak için her bireyin hatırlanması gereği,daha sonra gelen kişinin dışlanmış kişiyi temsil etmesini talep edebilir.Bu tür özdeşleşmeler, bireyin o an ki yaşam koşulları ile açıklanamayacak,sıra dışı yoğunlukta duygu ve davranışlar sergilemesine neden olur ve sistem kendince hatayı telafi etmiş ve kör bir adalet sağlamış olur. Aile sistemi içersinde, ilişkilerde sorunlara yol açan diğer önemli bir dinamik; doğal yönelimin kesintiye uğramasıdır, küçük çocuğun sevdiği birine (anne, baba, kardeş...) yönelmesi ölüm, hastalık ya da başka koşullar nedeniyle kesintiye uğramışsa, bu engellenmiş yönelime; incinme,reddetme,umutsuzluk, nefret, boyun eğme, acı gibi güçlü duygular eşlik edecektir. Küçük çocuklar, sevdikleri kişiye ulaşamadıklarında, kendilerini geri çevrilmiş ve kusurluymuş gibi algılarlar. Böylece bu yönelime son verirler. İlerde böyle kişiler, ne zaman başka birine yönelmek isteseler, yaralanmış olduklarının anısı, bilinçdışı bir şekilde ortaya çıkarak yönelimlerini kesintiye uğratır ve aynı eski incinmeyle tepki verirler. TEMSİLCİ ALGISI FENOMENİ Modern fiziksel modele göre, 19. yüzyılın pozitivist felsefesinde düşünüldüğü şekliyle, dünyanın nesnel olarak kavranması mümkün değildir. Bizim insanî anlayışımızla nesnel olarak tutabileceğimiz bir dünya yoktur. Aksine gözlemleyen bir insan ve gözlemlediği arasındaki diyalogdan içgörü gelişir. Bu süreçte gözlemci gözlemlediğini ve gözlemlenen de gözlemciyi yansılar. Bilimsel olarak ölçülen her şey zaten ölçüldüğü için değiştirmiştir. Ölçme ya da algılama yöntemini bilmediğimiz hiç bir şeyi tanımlayamayız. Bilmek ya da hatırlamak istemediklerimize kör kalırız. Bilginin insandan insana aktarımıyla ilgili normal algımızdan yola çıkarak anlamanın zor göründüğü şeyler, aile konstelasyonlarında belirli bir deneyim kazandıktan sonra açık ve aşikar görünmeye başlıyor. Temsilciler ailedeki duygusal çatışmanın özünü sezgisel olarak kavrıyorlar. Birkaç jenerasyonda çözülemeyen durumu büyük bir kesinlik ve netlikle yansıtıyorlar. Konstelasyonlarda temsilcilerin davranışları danışana içsel benliğiyle ilgili pek çok bulgu yansıtır. Hiçbir terapist çoklu ilişkilerdeki duyguların karmaşıklığını temsilcilerin danışana yansıttığı kadar açık ve net geri yansıtamaz. Konstelasyonlar ayrıca ruhun ya da psişik yapının pek çok düzeyini hiçbir terapistin tek başına yapamayacağı kesinlikte gösterir. Sistemik terapinin bir prensibine göre, sistem kendi kendisinin en iyi anlatıcısıdır ve çevreye uyum sağlama potansiyeline olduğu kadar kendi koruma potansiyeline de sahiptir. Bu anlamda konstelasyon bir danışanın kendi odaklanmış sistemik anlatımı olarak görülebilir. Konstelasyonlar böylece en girift duygusal karmaşıklıklara en deneyimli terapistin bile öneremeyeceği çözümler bulabilir. Elbette bu varsayımlar sadece olası hipotezlerden birinin sonucudur. Daha başka pek çok olasılık düşünülebilir. Konstelasyon çalışması ve temsilci algısı fenomeni dünyaya bakışımızı yeniden değerlendirmemize sebep olur. Temel insanî sorulara daha iyi cevap veren yeni açıklamalar bulmak atomlardan oluşmuş, sözde doğa kanunlarına uyan klasik, amaçsız, planlanmamış bir dünya modelinin ötesine geçmek demektir. Bu dünya modelini geçerli bulan bir fizikçi herhalde kalmamıştır ama bazı insan ve sosyal bilim dalları için mekanik model hala tahayyül edilebilen tek dünya. Yine de başka bazı alternatifler de var. Eksiksiz bir dünya ve gerçeklik anlayışına henüz kesinlikle ulaşmadık. Bu metodun imtiyazı ancak pratik deneyim sayesinde aktarılabilir. Gelecekte, temsilci fenomenini kesin olarak açıklayabilecek teorinin ne olduğu meçhul. Ama şu anda tatmin edici bir teori olmadan da bu metotla pek çok şey yapabildiğimizi görüyoruz. Sadece tam olarak nasıl işlediğini bilmiyoruz. Pek çok süreç için açıklamalarımız yüzeysel kalıyor. Temsilci algısı fenomeni diye bir şey mevcut, bunda bir şüphe yok. Ama temsilci psişik yapılarının nasıl işlediğinden emin olmadığımız sürece pek çok yeni yorum mümkün olacağından alan açık kalmalıdır.(Franz Ruppert,2007) . KONSTELASYON KOLAYLAŞTIRICISI GÖKSEL KARABAYIR Yaklaşık 10 yıl süresince dünyanın bir çok ülkesinde ve değişik kültürlerde katıldığım çalışmaların yaşam tecrübemle sentezinin bir sonucu olarak bugün kendime özgü ve temsilci algısı fenomenini öne çıkararak ruhun derin hareketleriyle çalıştığım insanların yaşamlarını kolaylaştırma alanını Konstelasyon Çalışmaları ve yaptığım işi Konstelasyon Kolaylaştırıcısı olarak tanımlıyorum. *** Konstelasyon:Bir sistem içerisindeki öğelerin birbirine göre konumu,durumu ve birbirinden etkileşimi. Hellinger Türkiye Enstitüsü çatısı altında yaklaşık 6 yıl süresince hemen hemen her ay düzenlenen atölye çalışmalarına katıldım.Bugün yapmış olduğum çalışmalar o döneme göre ciddi anlamda farklılaşmış olmakla beraber bu atölye çalışmalarında temsilci algısı fenomenini defalarca deneyimlemem ve her defasında kendime özgü yeni iç görüler edinmem konstelasyon çalışmalarının tekrara dayalı bilginin çok daha ötesinde birşeyler ifade ettiğini ve bu çalışmalara katkı verecek tecrübelerimin, düşüncelerimin ve içgörülerimin olduğunun netleşmesini sağlamıştır. Hellinger Türkiye Enstitüsünce Türkiye - İstanbul’da iki defa ve Yunanistan-Atina’da bir defa gerçekleştirilen bir yönüyle barış ve dostluğa katkı veren, etnik alanda konstelasyon çalışmalarının yapıldığı seminerlere katıldım. Bert Hellinger’in Türkiye İstanbul’da Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall’da, Hellinger Türkiye Enstitüsü organizasyonuyla düzenlenen grup çalışmasına katılmam, benim için ciddi bir dönüm noktası olmuştur. Bert Hellinger’in bütün bilgi birikimini gerektiği zaman kullanmak üzere bir kenara koyup, her defasında sanki ilk defa konstelasyon çalışması yapıyormuş gibi, küçük bir çocuk merakıyla, zihinsel koşullanmalarını olabildiğince minumuma indirgeyerek, fenomonolojik ve aynı zamanda bütünsel, sistemik bir algıyla, alandaki temsilcileri gözlemlemesi, bilen alan’a ve temsilci algısına güvenmesi, bende o güne kadar oluşan bir çok teorik ve pratik sorunun çok net bir cevabı olmasının yanısıra, konstelasyon çalışmalarını derinlemesine anlama isteğiminin en önemli itici güçlerinden biri olmuştur. Birçok çalışmada temsilci olarak ’’bilen alan’’ın içinde yer aldığım ve yoğun geçen çalışmaların sonunda sevgili Bert’in benimle özel olarak paylaştığı bir iki cümleyle beraber son derece mütevazi bir şekilde ’’Ben ve Sen, beraber insanlara yardım ettik’’ diyerek beni kendi çalışma alanına alarak onurlandırması bu alanda profesyonel çalışma kararımı netleştirmişti. Bert Hellinger’in, Sophie Hellinger’le beraber Hellinger Sciencia çatısı altında Avusturya’da sunduğu, yeni yaklaşımla Aile konstelasyonu ve organizasyon konstelasyonu çalışmaları uluslararası eğitim programına başlangıcından itibaren aralıksız katıldım. Prof.Dr.Franz Ruppert’in İngiltere’nin Londra ve Bristol kentlerinde, Vivian Broughton’ın kurucusu olduğu Constellation Work Training Ltd. çatısı altında vermekte olduğu ’’Travma Konstelasyon Çalışmaları’’na dört yıldır katılmaya devam ediyorum. Sembiyotik ilişki, bağlanma, bağlanma bozuklukları ve travmaları, varoluşsal travmalar ve kayıp travmaları alanında derinlemesine konuyu anlama isteğime cok büyük katkı veren bu çalışmaların yanında, Franz Ruppert’in psikoz üzerine son derece yeni ve sürekli gelişen teorilerinide uygulamalı olarak takip etme şansı buluyorum. Ursula Franke’nin Constellation Work Training Ltd. Çatısı altında İngiltere Bristol’de düzenlediği 4 günlük grup çalışmasına katıldım. International Organizational Constellations Training Intensive (IOCTI) nin 2008 yılında Meksika’nın Hacienda Vista Hermosa bölgesinde düzenlemiş olduğu, 12 günlük son derece yoğun bir program olan organizasyon konstelasyon çalışmalarına katıldım. Bu program çerçevesinde, Jan Jacob Stam, Bibi Schreuder, Cecilio Regojo, Christine Essen, Claude Rosselet, Georg Senoner, Micheal Blumenstein, Oscar Rodriguez’in çalışmalarını yakından anlama fırsatım oldu. Bert Hellinger Institute, The Netherlands Çatısı altında üç modülden oluşan ’’Organizasyonlarda Sistem Dinamikleri’’ konseptli Uluslararası eğitim programına Hollanda’nın Groningen kentinde katıldım. Bu alanda çalışmalarını çok önemsediğim Jan Jacob Stam öncülüğünde yürütülen bu eğitim programında konularında uzman daha öncede tanıma fırsatı bulduğum, Claude Rosselet, Georg Senoner, Christine Blumenstein-Essen ve Bibi Schreuder’de yer almaktadır. Aynı zamanda üyeside olduğum ve varoluşunu çok önemsediğim The International Systemic Constellations Association(ISCA) çatısı altında gerçekleştirilen, Almanya’nın Münih kentinin güneyinde Cloister Bernried’de, 9 günlük yoğun eğitim programına katıldım.Özellikle çalışmalarını yakından görmek istediğim Hunter Beaumont, Jane Peterson,Albrecht Mahr, Gunthard Weber, Judith Hemming’in yanısıra Guni Baxa, Stephan Hausner, Sneh Victoria Schnabel, Jakob Schneider’in çalışmalarını çok yakından gözlemleme şansım oldu. Mahr ile beraber İsrail’de Tel Aviv yakınında Raanana bölgesinde çok özel çalışmaların yapıldığı ve iki yıl sürecek olan programın 5 günlük ilk modülüne katıldım.(27 mayıs - 1 haziran 2010) Hellinger Siencia çatısı altında Bert Hellinger’in 85.doğum yıldönümü vesilesiyle 3-16 Aralık 2010 tarihlerinde ilk kez bu kadar geniş çaplı düzenlenen ve 55 ülkeden 650 kişinin katılımıyla gerçekleşen uluslararası eğitim programı ve kongreye katıldım. Bu kongrede beni ve birçok kimseyi heyecanlandıran cok önemlide bir şey oldu. Amerikalı antropolog Carlos Castenada’nın Don Juan olarak dünyaya tanıttığı Meksikalı Kızılderili şaman ’’Tata Cachora’’ nın gerçek kişiliğiyle Meksika devlet başkanının özel izniyle vize alarak Bert’in doğum gününe katılmasıydı.Yaklaşık 4000 bitkinin insan sağlığı için nasıl kullanılacağının bilgisine sahip, kongre süresince dans eden, son derece sağlıklı ve dinç gözüken 96 yaşındaki bu adamla aynı ortamda olmak bile insana çok şey öğretiyor. Dünyanın en büyük adası ve en küçük kıtası olan Avustralya’nın olağanüstü güzellikteki Sydney kentindeki Sydney Üniversitesinde 18-25 Ocak 2011 tarihlerinde ilk defa düzenlenen Avustralya Pasifik Konstelasyon Çalışmaları Programına katıldım.Açılışını Avustralya kıtasının ilk ev sahipleri Aborjinler’in yaptığı bu yoğun programda Amerika, Almanya, Avusturya ve tabiki Avustralya’lı meslektaşlarımla karşılıklı bilgi alışverişinde bulunduk, deneyim ve tecrübelerimizi birbirimize aktardık. Konstelasyon çalışmalarına Türkiye’de katkı vermek amacıyla 03.03.2010 yılında ’’Konstelasyon Danışmanlık’’ adı altında bir danışmanlık ve eğitim merkezi kurdum.Bu alanda öncelikli vereceğimiz katkı, çok önemli gördüğümüz meslektaşlarımızı Türkiye’de eğitim programı ve seminer vermeye davet ederek bu çalışmaların organizasyonunu üstlenmek ve çok önemli gördüğümüz yayınları Türk okuruna kazandırmak olacak. Bu çalışmaların doğrultusunda kesinleşmiş olan eğitim programlarımızı ve yayınlarımızı sizlerle paylaşmaktan büyük bir heyecan ve mutluluk duyuyorum. Göksel Karabayır ile Konstelasyon Çalışmaları Eğitimi Programı - MART 2012`de NEVA`da Kuşaklar boyu aktarılarak kişiyi koşullandıran aile kalıpları ve sistem dinamikleri görünmez bir biçimde bizi şekillendirir ve yaşamsal önemde bizi etkilerler. Bu dinamikleri anlamadan ve üzerinde çalışmadan olumlu anlamda ciddi bir değişimden ve kişisel bir gelişimden bahsetmemiz neredeyse mümkün değildir. Göksel Karabayır Bu program Konstelasyon çalışmaları metoduyla kişisel ve profesyonel gelişimimize katkı sunmayı amaçlamaktadır. Eğitim programının süresi 2 yıldır. Katılım 20 kişilik bir grupla sınırlı olacaktır. Programın başlangıç tarihi 2012 yılının Ocak ayında duyurulacak ve iki yıl süresince her ay bir defa iki tam günlük (Cumartesi-Pazar) bir araya gelmelerle gerçekleştirilecektir. Her iki gün içinde başlangıç saati 10:00 ve bitiş saati 17:00 olacaktır. Öğlende 1,5 saat ara verilecektir. İki yıllık program takvimi, grup oluştuktan sonra katılımcılara eğitim programının başlangıcından önce verilecektir. Programa katılmak isteyenlerin öncelikli olarak katılma isteklerinin içeriğini anlatan bir yazıyla beraber özgeçmişlerini de içeren kişisel tanıtım yazılarını e-mail yoluyla bize ulaştırmaları gerekmektedir. Göksel Karabayır`la yapılacak yüz yüze görüşmenin ardından grup oluşturulacaktır. Eğitim programının yatırım maliyeti: Her ay iki günlük program için en az 350 TL-en fazla 550 TL olarak belirlenecektir ve aylık olarak ödenecektir. Nihai ücret eğitim grubunun belirlenmesinden hemen sonra bildirilecektir. PROGRAM İÇERİĞİ Modül 1- Temel Düzey -Fenomenolojik yaklaşım (Olgu çokluğunda esas olanı algılayabilmek) -Sistemik, bütünsel, holistik yaklaşım -Yapısalcı (konstrüktivist) yaklaşım -Kendimizle ve danışanla kademeli olarak meta düzlemde çalışmaya başlangıç -Birincil ve ikincil duygular -Zihin nedir? Beyin nasıl işler? Düşünce nedir? -İnsan ve yarattığı kültürü anlamak -Temsilci algısı fenomeni -Ayna nöronlar -Morfogenetik alanlar -Kuantum teorisi Modül 2- Aile Konstelasyonu Yöntemini ve İşleyişini Anlamak -Sistemik çalışmanın temel prensipleri -Bağlanma ihtiyacı -Alma ve verme dengesi -Vicdan tanımlaması -Düzen nedir? -Kişisel ve kolektif (saklı) vicdan işleyişi ve çatışması -Evrensel vicdan Modül 3- Hasta Eden Dinamikler ve Dolanıklıklar -Ebeveynleşme -Üstlenilmiş duygular -Çifte aktarım -Gizli sadakatler (senin yerine ben) -Özdeşleşmeler (katille, kurbanla yada her ikisiyle, ilk sevgili ile v.b.) Modül 4- Sistemler Nasıl Etkilenir? -Hastalıklar -Kayıplar, kürtaj, intihar -Kazalar, travma, savaşın etkileri -Evlat edinme, evlatlık verilme -Göçler, kültürel farklılıklar Modül 5- Travma, Bağlanma ve Konstelasyon Çalışmaları -Travma nedir? -Travma türleri ve etkileri -Yaşanmış travmaların kuşaklar boyu aktarımı -Bağlanma süreci -Sembiyotik ihtiyaçlar ve travma aktarımı -Üretilen travma alanına dolanma Modül 6- Pratik Uygulamalar -Kişilerin kendi konstelasyon çalışmaları -Danışanlarla yapılan konstelasyon çalışmalarını gözlemlemek, yorumlamak ve değerlendirmek -Uygulayıcı olarak konstelasyon çalışmasına liderlik etmek Modül 7- Yardım Etme Sanatı -Ön koşullar -Konstelasyon Kolaylaştırıcısının içsel duruşu -Danışanla meta düzlemde çalışmak -Güven, mütevazi olma, haddini bilme -Korkusuz ve niyetsiz yardım -Bilinmeyene teslimiyet -Gerçek olanın ortaya çıkmasına hazır olma ve alan açma -Profesyonel burn-out’dan kaçınma Modül 8- Erken Dönem Kesintileri -Annenin doğumda ölümü -Ebeveynlerin ölümü -Ebeveynlerden ayrı kalma -Çalışma tekniğinin anlaşılması Modül 9-Bireysel Konstelasyon Çalışmaları -Prensipler ve teknikler -Genogram hazırlama -Değişik çalışma teknikleri Modül 10-Konstelasyon Çalışmalarının Geniş Alanlarda Uygulanması -Organizasyon Konstelasyon Çalışmaları -Temel prensipler -Temel dinamikler -Temel semptomlar -Çalışma Teknikleri -Kimler ve neler kuruluş sistemine ait? -İş yaşamındaki temel projeksiyonlar -Kişiyle mevkiyi karıştırma -Vicdan iş yerlerinde ve kuruluşlarda nasıl işler? -Düzenler -Politik,Etnik Konstelasyon Çalışmaları -Temel açıklamalar ve pratik uygulamalardan sunumlar -Değişik ülke ve kültürlerde uygulanan Konstelasyon çalışmaları BERT HELLINGER`in şimdiye kadar yaptığı Aile Konstelasyon Çalışmaları içindeki karşılaştığı durumları aktaran çok özel bir kitap.
  2. 1) NİHAVEND MAKAMI:Oğlak Burcu (Yay Burcu). Satürn, Jüpiter. Toprak-Ateş tabiatlı. Sıcak-kuru yapıdadır. Öğleden sonra ( ikindi ) zamanı etkisi fazladır. Sarı safra, gündüz ve erkek bağlantılıdır. Kan dolaşımı, karın bölgesi, kalça, uyluk ve bacak bölgelerine etkilidir. Kulunç, bel ağrısı ve tansiyon rahatsızlıklarına faydalıdır. Kuvvet ve barış duygusu verir. Akıl hastalıklarına etkili olduğu konusunda önemli bilgiler vardır. En eski makamlardandır. Ebu-selik kelimesinden geldiği söylenmektedir (Güzel yazma ve söyleme yeteneği). 2) RAST MAKAMI: Koç Burcu Ateş tabiatlı, kuru-sıcak tabiatlı makam. Gece yarısı ve seher zamanları etkilidir. Soğuk organlar olan kemik, beyin ve yağlara etkilidir. Fazla uyumayı engeller. Düşük nabzın yükselmesine yardımcı olur. Özellikle çocuk bünyesinde nem hakim olduğu için, bu sebeple oluşan dengesizlikleri düzeltir. Akıl hastalıklarına iyidir. Sarı safra bağlantılıdır. Erkek karakter gösterir. Gündüzleri ve özellikle Salı günleri etkisi fazladır. Oğlak burcu ve su ile ilişkilidir. Tedavi değeri yüksek olan dört esas makamdan birisidir. Sefa, neşe, iç huzuru ve rahatlık verir. Felç illetine devadır. Başa ve göze etkilidir. Kaslara tesiri vardır. En eski makamlardandır. Farsça “doğru” “dosdoğru” “sağ” ve “gerçek” demektir. Spazmı çözücü özelliği nedeniyle spastik ve otistik hastaların tedavisinde yararlıdır. Mars gezegeni ile bağlantılıdır. 3) REHAVİ MAKAMI: Terazi Burcu. Rüzgar tabiatlı. Sıcak ve kuru. Seher zamanı ve ikindiyle yatsı arası etkilidir. Aslan Burcu, Güneş ve Pazar günüyle ilgilidir. Nemli ve kuru, sarı safra, erkek, sağ omuz, baş ağrıları, burun kanamaları, ağız çarpıklığı ve balgamdan gelen hastalıklara, akıl hastalarına faydalıdır. Doğuma yardımcı olur. Göğüs, mide ve yan böğür (basen) için faydalıdır. Sonsuzluk ve yer çekiminden kurtulma duygusu verir. Urfalı; Urfaya ait demektir. X. Yüzyıldan önceye giden bir geçmişi vardır. İbn-i Sina ve Evliya Çelebi´de bahsi çok geçer. Sonraları Rast makamı, Rehavi makamının yerini almıştır. Diğer adı Ruhavi´dir. 4) HÜSEYNİ MAKAMI: Akrep Burcu (Kova Burcu). Su tabiatlıdır. Satürn etkilidir. Nemli ve sıcak. Sabah ve gün ağarırken etkilidir. Sabah-öğlen arası etkisi fazladır. Cumartesi özel gündür. Güzellik, iyilik, sessizlik, rahatlık verir ve ferahlatıcı özelliği vardır. Karaciğer, kalp ve ruhların iltihabını söndürür ve yok eder. Mide hararetini giderici özelliği vardır. Büyük erkeklerde görülen gizli ateşli nöbeti ve günde bir kere gelen ateşli nöbetin giderilmesinde faydalıdır. Sol omuza etkilidir. Sıtma hastalığına iyidir. Barış duygusu verir. İç organlara etkilidir. Tabiat ile birleştirir. İçindeki, gizli pentatonik yapı sebebiyle, kendine güven ve kararlılık duygusu verir; bundan dolayı otistik ve spastik hastalara faydalıdır. En eski makamlardan biridir. En az altı asırlıktır. Mert bir ifadesi vardır. Kalp, karaciğer ve mide için faydalıdır. “Küçük sevgili” ve “Hüseyin ile ilgili” demektir. 5) HİCAZ MAKAMI: Yay Burcu. Ateş tabiatlı. Sıcak özellik gösterir. Jüpiter bağlantılıdır. Yatsıdan sabaha kadar olan zamanda etkisi fazladır. Kuru–soğuk sebepli hastalıklar için faydalıdır. Kemiklere, beyne ve çocuk hastalıklarına tedavi edici etkisi vardır. Üro–genital sisteme ve böbreklere etki gücü fazladır. Göğüs bölgesi diğer önemli etki alanıdır. Düşük nabız atımını yükseltir. Alçakgönüllülük duygusu verir. En eski makamlardandır. Zengüle ve Zirgüle makamları ile yakınlık gösterir. Adını Arabistan´daki Hicaz bölgesinden almıştır. 6) PENTATONİK MELODİLER: Pentatonik müzik, Asya kökenli Türk musikisinin en önemli ve karakteristik özelliğidir. Bir gam içindeki 7 sesten ikisinin azalması ile, 3 adet tam ve 2 adet 1,5 sesten olmak üzere 5 sesten oluşmuştur. Kendine güven ve kararlılık verir, rahatlık sağlar. Çocuklara, 9-10 yaşına kadar sadece pentatonik müzik dinletilmesi tavsiye edilmektedir. 7) ACEMAŞİRAN MAKAMI: Ateş tabiatlıdır. Kuru-sıcak makamdır. Fecirden kuşluk vaktine kadar etkilidir. Kemiklere ve beyne etkilidir. Vücutta yağ dengesine yardım eder. Yaratıcılık duygusu ve ilham verir. Durgun düşünce ve duyguları canlandırır. Hanımlarda doğumu kolaylaştırır. Anne karnındaki çocuğun yanlış duruşlarının düzelmesine yardım eder. Ağrı giderici ve spazm çözücü özelliği vardır. Lezzet verir, gevşemeye yardımcı olur. En eski şed makamlardandır. 8) UŞŞAK MAKAMI: Balık Burcu. Su tabiatlı. Soğuk-nemli. Jüpiter. Fecirden kuşluk vaktine kadar, günbatımında ve Perşembe günleri etkisi fazladır. Beyaz balgam, gece ve dişi bağlantılıdır. Kalp, ayak rahatsızlıkları, nikriz (damla) ağrılarına faydalıdır. Gülme, sevinç, kuvvet ve kahramanlık duyguları verir. Çocukların bütün organlarını etkileyen kuru ve sıcak yellerde ve büyük erkeklerde görülen ayak ağrılarına faydalıdır. Derin aşk ve mistik duyguların ifade vasıtasıdır. En eski makamlardandır. “Aşıklar” demektir. Uyku ve istirahat için faydalıdır, gevşeme hissi verir. 9) SEGAH MAKAMI: Su ve toprak tabiatlıdır. Soğuk makamdır. Kuşluktan ikindiye kadar olan zamanda etkilidir. Hararetten meydana gelen şişmanlık, uykusuzluk, yüksek nabız, kalp, ciğer ve kas rahatsızlıklarına faydalıdır. Beyin nöronlarına etkisi vardır. Mistik duygular oluşturur. XIV. Yüzyıldan eskidir. 10) SABA MAKAMI: Şecaat, cesaret, kuvvet ve rahatlık verir. Seher vaktinde daha etkilidir. 11) BUSELİK MAKAMI: Nihavend makamı ile benzer özelliği gösterir. 12) ISFAHAN MAKAMI: İkizler Burcu (Yengeç Burcu); Hava tabiatlı, ikindi ile yatsı arası etkilidir. Su bağlantısı vardır. Soğuk ve nemlidir. Beyaz balgam ile ilgilidir. Dişi, gece karakterli, Pazartesi bağlantılıdır. Soğuk tabiatlı olduğu gibi, ateşli hastalıklardan vücudu koruyucu özelliği vardır. Ense, boyun, omuzlar ve sol dirsek için etkilidir. Güven hissi, uyum sağlama, hareket yeteneği, zihin açıklığı, gönül yenileme, düzgünlük verme, zekayı açma ve hatıraları tazeleme özelliği vardır. En az yedi asırlık bir makamdır. 13) NEVA MAKAMI: Kova Burcu (Oğlak Burcu); Satürn. Hava tabiatlı, kuru-soğuk özellik gösterir. Kara safra bağlantılıdır. Dişi özellik gösterir. Gece ve kuşluktan ikindiye kadar olan zamanda etkisi fazladır. Göğsün sağ tarafına, böbreklere, omurilik, kalça ve uyluk bölgelerine etkisi vardır. Üzüntüyü giderir ve lezzet verir. Gönül okşayan makam adıyla bilinir. Kötü fikirleri kovduğu, cesaret ve yiğitlik verdiği, gönül sevinci oluşturduğu ileri sürülür. Kuvvet ve kahramanlık duyguları meydana getirir. Akıl hastalıklarının tedavisinde faydalıdır. En eski makamlardandır. Buluğ çağındaki kız çocuklarının kadın hastalıklarına tedavi etkisi vardır. “Ses, seda, makam ve ahenk” demektir. 14) BAKSI DANSI: Eski Türklerde baksı adı verilen koruyucu hekimlerin, tedavi esnasında transa geçmek ve bilgi almak için kullandıkları dans. - İmprovize - Kılkopuz ve dombra ile yapılan improvize müzik uygulaması. 15) ARŞETİPİKAL HAREKETLER: Kol omuz ve baş hareketleri ile hazırlık ve terapi sağlar. İmaj Müzik: İmaj göstererek tedavinin kolaylaşması sağlar. 16) SEMA - SEMAH: Sema ve Semah örnekleri. 17) IRAK MAKAMI: Boğa Burcu; Venüs bağlantılıdır. Toprak tabiatlıdır. Kuşluk ve ikindi vakti etkilidir. Kuru-soğuk karakterdedir. Kara safra ile ilişkilidir. Karakteri dişi olup, etkisi Cuma günü ve geceleri fazladır. Menenjit, beyin ve akıl hastalıklarına faydalıdır. Omuz, kol, sol kol ve ellere etkilidir. Başın üst tarafına etkisi belirtilmektedir. Lezzet verir, düşünme ve kavrama konusunda etkilidir. Korku gidericidir. Saldırganlığı önleyici ve nevrotik hastaları tedavi edici etkisi vardır. Tarih olarak en az 7 asırlıktır. Spiritüel tesiri görülür. Irak-ı Acem´den gelmektedir. 18) BÜZÜRK MAKAMI: Aslan Burcu. Ateş, Güneş. Soğuk ve sıcak-kuru tabiatlıdır. Fecirden kuşluk vaktine kadar etkili olmaktadır. Kara safra, dişi ve gece bağlantılı olup, Merkür gezegeni ve Çarşamba günü ile ilgilidir. Zihni temizler, vesvese ve korkuyu def eder. Fikre yön verir. Kulunç ve beyin hasarı ile ortaya çıkan şiddetli hastalıklara yararlıdır. Güç kazandırır. Boyun, boğaz, göğüs, ciğer ve kalp ve yan böğür (basen) için etkilidir. Farsça “büyük” demektir. Yedi-sekiz asırlık bir makamdır. 19) ZİREFKEND MAKAMI: Yengeç Burcu. Merkür. Su tabiatlı. Uyku vakti etkilidir. Sıcak- nemli özelliğe sahiptir. Kan, erkek ve gündüz bağlantıları vardır; günü Çarşamba´dır. Sırt, mafsal ağrılarına ve kulunca faydalıdır. Beyinle ilgili ağız çarpılmasına, kalp, ciğer, göğüs, kalça ve sağ omuza etkilidir. Meclisin neşesini arttırır, derin duygu hissi verir. Farsça “döşek ( yatak)” demektir. XIII. asırdan önceye aittir. 20) ZENGÜLE MAKAMI: Başak Burcu ( Terazi Burcu). Venüs etkisi. Toprak tabiatlı, sıcak ve nemli. Günbatımından sonra etkilidir. Hava bağlantılıdır. Kan, erkek, gündüz ve Cuma günü ilişkisi vardır. Kalça eklemleri ve bacak içleri ile ilgisi bulunur. Kalp hastalıklarına, menenjit ve beyin hastalıklarına etkilidir. Beyin hastalıkları ve ruh hastalıklarının tedavisi için mide ve karaciğer ateşini yok eder. XIII. asırdan önce Hicaz makamından ayrılarak oluşmuştur. Hayal ve sırlar telkin eder, uyku verir masal duygusu verir. Farsça “çıngırak, def pulu, zil” demektir. İran mitolojisinde bir Türk kahramanın adıdır. Müzik terapi Türk Müzik ve Hareket Terapisi Geleneği Baksı dansı . Müzik terapi hastahanede Müzik terapi etkileri n Bir katılımcı mektubu: Tülay Ramoğlu ... daha önceden el ve parmak eklerimde kireçlenmeler vardı, elimi yıllardır tam olarak kapatamıyordum... . Medical Park Hastahanesi´nde müzik terapi Müzik konusunda araştırma yapan uzmanların görüşüne göre müzik, konuşmadan önce de var idi. Konuşma için gerekli olan soyut kavramlar, hafıza, semboller, çağrışımlar, analojik bağlantılar insanla beraber gelişmiş ve olgunlaşmıştır. Tabiatın her zerresinde ise büyük bir nizam ve ahenk içinde devam eden ritim ve melodi beraberliği bulunmaktadır. Kuş seslerindeki ahenk ve ritim mükemmelliğinde; elektronların, atomların, galaksilerin hareketleri ile vücudumuzdaki sıvıların dolaşımlarının büyütülen seslerinde müziğin varlık alemiyle ilgi ve ilişkisini gözlemleyebilmekteyiz. Dünyada müzik ve müzikterapi tarihi anlayışı bizi antropoloji, tarih, ethnoterapi, ethnomedicin, psikoloji, pedagoji, sosyoloji, spiritüalite, parapisikoloji gibi bilimlerle işbirliğine götürmektedir. Tarih açısından konuya girdiğimizde çok eski yıllara yolculuk yapmamız gerekir : Azerbaycan’da Gobustan Kayalıklarında görülen dans eden insan şekilleri, 12 - 14 bin yıllık müzik ve hareket gerçeğini ortaya koymaktadır. Uygur Türklerine ait Hoten şehri Çerçen kazası yakınında Mülçe ırmağı kenarında bulunan Mingyar kaya resimleri 6-8 bin yıllık bir geçmişten haber vermektedir. Çok eski zamanlara bizi ulaştıran tarih ve kültür birikimi, Proto Türk kültürü ile gözlendiğinde, Alman bilim adamı Dr. Wolfram Eberhard tarafından yazıya geçirilmiş bilgiler önem taşımakta olup, Türk kültürünün M.Ö. III bin yıllarında Çin kültürüne; müzik, dans seramik, tiyatro, hayvan terbiyesi v.b. konularındaki etkileri belgelenmektedir. Fransız araştırıcı Maurice Curan’ın Çin kaynaklarına dayanarak Lavinniac müzik ansiklopedisinde neşredilen verilere göre, Eski Türk müzik enstrümanları ve pentatonik (beş sesli) müzik icra şekli Çin kültürünü geniş biçimde etkilemiştir. Bu konuda Eduard Chavannes, Bela Bartok, Robert Lach isimli araştırıcılar ve büyük Türk Etnomüzikologları Mahmut Ragıp Gazimihal ile Ahmet Adnan Saygun, Ferruh Arsunar araştırmalar yapmışlar, Türk müzik kültürünün Orta Asya - Anadolu bağlantısını ve Çin kültürüne etkisini belgelerle ortaya koymuşlardır. Bu araştırmalara göre Proto Türk kültürünün önemli merkezleri, Sensi ve Kansu eyaletleridir. Hakas ve Tuva kültürü, Altay Türk kültürü bizi M.Ö. 3000 yılları ile buluşturmaktadır. XX . yüzyılın başında Sovyet araştırıcılar Rudenko ve Griaznov, Altay’lardaki Pazırık Vadisinde buzların altında ”Çeng” adı verilen bir enstrüman buldular. Rudenko, bu enstrümanın ait olduğu Proto-Türk kültürü tarihini 3700 yıl önceye götürmektedir. MÜZİK VE HAREKET TEDAVİSİ GELENEĞİ AKTİF MÜZİK TERAPİ Kam ve Baksı adı verilen Orta Asya hekimleri, müzik ve dansı hasta tedavisi için kullanıyorlardı. Kazakistan, Kırgızistan, Altay, Moğolistan ve Sibirya bölgelerinde halen devam eden bu dans terapisi, kol, omuz ve baş hareketleriyle faaliyete geçen ruhi enerjinin bütün vücudu sarması ile elde edilen trans hali sonucu, hasta kişi için gerekli tedavi bilgisine ulaşmayı amaçlamaktadır. Baksılar; KILKOPUZ, DOMBRA, ŞANKOPUZ, ASATAYAK, DAVUL gibi müzik aletleri ile trans ve tedavi eylemini gerçekleştiriyorlardı. Bu seanslarda genel olarak Pentatonik müzik tonları kullanılıyordu. İngiltere’de, Londra Nordoff Robbins müzikterapi enstitüsünde uygulanan tedavi sisteminde Pentatonik müziğin kişilerde kendine güven ve kararlılık oluşturduğu bulgusu ile, otistik çocukların tedavisi ve eğitiminde bu müzik kullanılmaktadır. PASİF ( RECEPTİV ) MÜZİK TERAPİ GELENEĞİ Türk tarihi ve kültüründe önemli bir yeri olan müzik ve dans ve bunlarla yapılan tedavi konusunda; pentatonik müzik formu ve Baksı-Kam tedavi geleneğinin yanısıra olgunlaşıp yerleşen makam müziği ile tedavi’ günümüz tıbbında yeniden güncelleşmiş bulunmaktadır. Bin yıldan daha önceki zamanlarda Orta Asya’da, Horasan ve Uygur bölgelerinde gelişerek yayılan makam musikisi hakkında Farabi, İbn-i Sina, Ebu Bekir Razi, Hasan Şuri, Hekimbaşı Gevrekzade Hafız Hasan Efendi, Haşim Bey eserler yazmışlar ve makamların duygular ve organlarla ilişkilerini tasniflerle belirtmişlerdir. Pentatonik müzik Türk illerinde gelişmeye devam ederken, yedili sistem olan ve bir tam sesin dokuz komadan oluşması esasına dayalı makam sistemi, takriben dört yüzü geçen makam zenginliği ile kültür ve sanatımıza büyük katkıda bulunmuştur. M.S. 834-932 yıllarında yaşamış olan müslüman Türk bilginlerinden Ebu Bekir Razi, melankoliklerin tedavisi üzerine yazdığı bir eserinde şöyle diyor: “... melankolik hasta kesinlikle meşguliyetle tedavi edilmelidir. ... melankolik hasta balık tutma veya avlanma gibi eğlenceli işlerden biri ile uğraşmalıdır. Mümkünse çeşitli oyunlara alıştırılmalıdır; huyunu, ahlakını, davranışlarını beğendiği ve sevdiği kimse ile buluşup görüşmeli özellikle güzel sesle okunan şarkılar dinlemelidir.” Büyük Türk Bilgini Farabi (870-950) makamların ruha etkisini şöyle sınıflandırır: Rast makamı: İnsana sefa(neşe, huzur) verir. Rehavi makamı: İnsana beka (sonsuzluk fikri) verir. Küçek makamı: İnsana hassasiyet ( duyarlılık ) verir. Büzürk makamı: İnsana havf ( çekinme, sakınma duygusu) verir. İsfahan makamı: İnsana hareket kabiliyeti ve güven hissi verir. Neva makamı: İnsana lezzet ve ferahlık verir. Uşşak makamı: İnsana gülme ’dilhek’ verir. Zirgüle makamı: İnsana uyku ’nevm’ verir. Saba makamı: İnasana şecaat (cesaret, kuvvet) verir. Buselik makamı: İnsana kuvvet verir. Hüseyni makamı: İnsana sulh ( sükunet, rahatlık) verir. Hicaz makamı: İnsana tevazu (alçak gönüllülük ) verir. Büyük islam bilgin ve filozoflarından İbn-i Sina ( 980-1037), musikinin tıpta oynadığı rolü şöyle tanımlamaktadır: “...tedavinin en iyi yollarından, en etkililerinden biri, hastanın akli ve ruhi güçlerini arttırmak, ona hastalıkla daha iyi mücadele için cesaret vermek, ona en iyi musikiyi dinletmek , onu sevdiği insanlarla bir araya getirmektir...” İbn-i Sina, Farabi’nin eserlerinden çok yaralandığını ve hatta musikiyi de ondan öğrenerek Tıp mesleğinde uygulamaya koyduğunu söylemektedir. Arapça yazdığı Kitap’ün necat ve Kitab’ün Şifa’daki oniki fasıl tamamen musikiye ayrılmış olduğundan, bu kısım Baron Rodolph Dearlangar tarafından Fransızca olarak ’La musique Arap’ adıyla yayınlanmıştır. Eski Türk hekimlerinden Şuuri’nin ’Tadil-i Emzice’ adlı eserinde müzik ile tedavi hakkında geniş bilgi vardır. Şuuri, ’Tadil-i Emzice’de belirli makamların günün belirli zamanlarında etkili olduğunu belirtmektedir. Ona göre: Rast ve Rehavi makamları: Seher zamanları etkilidir. Hüseyni makamı: Sabahleyin etkilidir. Irak makamı: Kuşlukta etkilidir. Nihavend makamı: Öğleyin etkilidir. Hicaz makamı: İki ezan arası etkilidir. Buselik makamı: İkindi zamanı etkilidir. Uşşak makamı: Gün batarken etkilidir. Zengüle makamı: Gurubdan sonra etkilidir. Muhalif makamları: Yatsıdan sonra etkilidir. Rast makamı: Gece yarısı etkilidir. Zirefkend makamı: Gece yarısından sonra etkilidir. Şuuri’ye göre musikinin meclis adamlarına olan etkileri de birbirlerinden farklıdır. Ulema ( Alimler ) Meclisine: Rast ve Tevabii makamları Ümera ( Emirler ) Meclisine: Isfahan ve Tevabii makamları Dervişler Meclisine: Hicaz ve Tevabii makamları Sufiler Meclisine: Rehavi ve Tevabii makamları etkilidir. Günümüzden 900 sene önce Selçuklu Sultanı Nureddin Zengi tarafından Şam’da yaptırılan Nureddin Hastanesi’nde musiki makamları tedavi amacıyla kullanılmıştır. Sonraki dönemlerde 700 senedenberi Amasya, Sivas, Kayseri, Manisa, Bursa, İstanbul (Fatih Külliyesi) ve Edirne şifahanelerinde 100 sene önceye kadar musiki ile tedavi uygulanmıştır. Evliya Çelebi seyahatnamesinde şöyle yazılıdır: “””Merhum ve mağfur Bayezid Veli ... Vakıfnamesinde hastalara deva, dertlilere şifa, divanelerin ruhuna gıda ve def’i sevda olmak üzere on adet hanende ve sazende gulam tahsis etmiştir ki, üçü hanende biri neyzen, biri kemani, biri musikari, biri santuri, biri udi olup, haftada üç kere gelerek hastalara ve delilere musiki faslı verirler...” Anlaşıldığına göre, Horasan kaynaklı Türk Sanat musikisi ve Horasan-Anadolu musiki makamlarımızın olgunluğu ile gelişen pasif-receptiv müzik terapi geleneği icrası sırasında hastalar rahat bir şekilde oturarak veya uzanarak dinlenme halinde idiler. Bu tedavi şeklinde amaç, hastaların emosyonel (duygu) durumlarını değiştirerek onları rahatlatmak ve kendine güvenlerini kazanmalarına yardımcı olmak idi. Günümüzde tarafımızdan uygulanan teknikte bu esaslara sadık kalınmıştır. Hasta istirahat pozisyonunu alır, bir seans süresince geniş ve rahatlatıcı bir ritim ve su sesi eşliğinde, Ney, Rebab, Çeng, Ud, Dombra ve Rübab ile emprovize (ritimli taksim) yapılır ve uygun makamlar üzerinde çalışılır. Bu şekilde bir icra sırasında, otizm’den ve psikolojik çocuk hastalıklarından Geriatri’ye kadar çeşitli psikolojik ve fizik hastalıklarda olumlu değişmeler ve iyileşmeler gözlenmektedir. Bu konuda Dr. L. Gutjahr ve Prof. V. Mechleid tarafından EEG ölçümleri yapılmış ve en az 1000 yıllık bu gelenek bugünün labarotuvarında doğrulanmıştır. 400’den fazla olduğu bilinen bu makamlardan önemli olan 15 tanesi üzerinde uygulamalardan sonra tedavide kullanılacak kaset ve CD’ler tarafımızdan vücuda getirilmiştir. Viyana’da Meidling Rehabilitasyon Merkezi’nde komada bulunan hastalara Türk musikisi makamları dinletilerek terapi uygulamaları yapılmakta olup, beyinde alfa ve teta dalgalarının değiştiği tespit edilmiştir ve bir çok hastanın müzik terapi seansları ile komadan çıktıkları gözlenmiştir. 20 Eylül 2007 Gazi Üniversitesi Algoloji Bölümü ile yapılan çalışmalardan alınan ilk sonuçlar: Merhaba, Sizin harika müziğiniz ve hastalarımızla yaptığımız çalışmada sonuçlarımız şöyle: Muzikoterapi sonrasında hastalarda anlamlı olarak öncesine göre ağrı değerlerinde azalma oldu. Hormon değerlerine bakıldığında ise, ACTH ve kortizol değerleri müzikoterapi öncesine göre müzikoterapi sonrasında anlamlı olarak azaldı. İstatistikler ektedir. Saygılarımla, Didem Akçalı HASTANIN ADI SOYADI VNS-1 VNS-2 R. S. 0 0 A. K. 5 2 Ş. K. 8 5 K. K. 7 4 H. K. 8 6 Z. G. 0 0 H. D. 5 4 G. Y. 2 0 Ş. S. 4 4 B. D. 5.5 5.5 N. K. 8 0 S. B. 5 3 O. A. 5 H. Ç. 3 3 B. K. 3 0 H. A. 10 8 G. Y. 7.5 6 N. Ç. 0 F. Ö. 7 3 K. Y. 10 2 (başağrısı başlamış) 5.15 3,083333333 04 Eylül 2007 Salı 30 Aralık 2008 Bir katılımcı mektubu: Tülay Ramoğlu Merhabalar, Ben Tülay Ramoğlu. Geçtiğimiz yaz Gökçedere´de 40 gün semada 20 gün kadar kaldım. Orada birlik ve beraberlik duygularının en güzel tezahürlerini gördüm ve yaşadım, çok mutlu oldum.Sevgili hocalarımıza ve sizlere sonsuz teşekkürler. Bu arada benim için çok önemli olan bazı fiziksel iyileşmeler oldu, bunları sizinle paylaşmak istiyorum. Benim daha önceden el ve parmak eklerimde kireçlenmeler vardı, elimi yıllardır tam olarak kapatamıyordum, sol ayak baş parmağımda da bir burkulmadan dolayı yıllardır geçmeyen bir ağrı vardı, bu konuda fizik tedavisi de gördüm, ancak fazla bir iyileşme olmadı. Gökçedere´den döndükten sonra şaşkınlıkla gördüm ki parmaklarım son derece rahatlamış, ayak parmağımdaki ağrı geçmişti ve artık ellerimi kapatabiliyordum. Bu iyi hal hala devam ediyor, bunu sizlere bildirmeyi bir borç biliyorum. Birlik halindeki müziğin tedavi gücüne inancım perçinlendi. Bu enerjinin tüm dünyaya yayılması dileğiyle, Sevgiler Saygılar Tülay Ramoğlu
  3. 1) NİHAVEND MAKAMI:Oğlak Burcu (Yay Burcu). Satürn, Jüpiter. Toprak-Ateş tabiatlı. Sıcak-kuru yapıdadır. Öğleden sonra ( ikindi ) zamanı etkisi fazladır. Sarı safra, gündüz ve erkek bağlantılıdır. Kan dolaşımı, karın bölgesi, kalça, uyluk ve bacak bölgelerine etkilidir. Kulunç, bel ağrısı ve tansiyon rahatsızlıklarına faydalıdır. Kuvvet ve barış duygusu verir. Akıl hastalıklarına etkili olduğu konusunda önemli bilgiler vardır. En eski makamlardandır. Ebu-selik kelimesinden geldiği söylenmektedir (Güzel yazma ve söyleme yeteneği). 2) RAST MAKAMI: Koç Burcu Ateş tabiatlı, kuru-sıcak tabiatlı makam. Gece yarısı ve seher zamanları etkilidir. Soğuk organlar olan kemik, beyin ve yağlara etkilidir. Fazla uyumayı engeller. Düşük nabzın yükselmesine yardımcı olur. Özellikle çocuk bünyesinde nem hakim olduğu için, bu sebeple oluşan dengesizlikleri düzeltir. Akıl hastalıklarına iyidir. Sarı safra bağlantılıdır. Erkek karakter gösterir. Gündüzleri ve özellikle Salı günleri etkisi fazladır. Oğlak burcu ve su ile ilişkilidir. Tedavi değeri yüksek olan dört esas makamdan birisidir. Sefa, neşe, iç huzuru ve rahatlık verir. Felç illetine devadır. Başa ve göze etkilidir. Kaslara tesiri vardır. En eski makamlardandır. Farsça “doğru” “dosdoğru” “sağ” ve “gerçek” demektir. Spazmı çözücü özelliği nedeniyle spastik ve otistik hastaların tedavisinde yararlıdır. Mars gezegeni ile bağlantılıdır. 3) REHAVİ MAKAMI: Terazi Burcu. Rüzgar tabiatlı. Sıcak ve kuru. Seher zamanı ve ikindiyle yatsı arası etkilidir. Aslan Burcu, Güneş ve Pazar günüyle ilgilidir. Nemli ve kuru, sarı safra, erkek, sağ omuz, baş ağrıları, burun kanamaları, ağız çarpıklığı ve balgamdan gelen hastalıklara, akıl hastalarına faydalıdır. Doğuma yardımcı olur. Göğüs, mide ve yan böğür (basen) için faydalıdır. Sonsuzluk ve yer çekiminden kurtulma duygusu verir. Urfalı; Urfaya ait demektir. X. Yüzyıldan önceye giden bir geçmişi vardır. İbn-i Sina ve Evliya Çelebi´de bahsi çok geçer. Sonraları Rast makamı, Rehavi makamının yerini almıştır. Diğer adı Ruhavi´dir. 4) HÜSEYNİ MAKAMI: Akrep Burcu (Kova Burcu). Su tabiatlıdır. Satürn etkilidir. Nemli ve sıcak. Sabah ve gün ağarırken etkilidir. Sabah-öğlen arası etkisi fazladır. Cumartesi özel gündür. Güzellik, iyilik, sessizlik, rahatlık verir ve ferahlatıcı özelliği vardır. Karaciğer, kalp ve ruhların iltihabını söndürür ve yok eder. Mide hararetini giderici özelliği vardır. Büyük erkeklerde görülen gizli ateşli nöbeti ve günde bir kere gelen ateşli nöbetin giderilmesinde faydalıdır. Sol omuza etkilidir. Sıtma hastalığına iyidir. Barış duygusu verir. İç organlara etkilidir. Tabiat ile birleştirir. İçindeki, gizli pentatonik yapı sebebiyle, kendine güven ve kararlılık duygusu verir; bundan dolayı otistik ve spastik hastalara faydalıdır. En eski makamlardan biridir. En az altı asırlıktır. Mert bir ifadesi vardır. Kalp, karaciğer ve mide için faydalıdır. “Küçük sevgili” ve “Hüseyin ile ilgili” demektir. 5) HİCAZ MAKAMI: Yay Burcu. Ateş tabiatlı. Sıcak özellik gösterir. Jüpiter bağlantılıdır. Yatsıdan sabaha kadar olan zamanda etkisi fazladır. Kuru–soğuk sebepli hastalıklar için faydalıdır. Kemiklere, beyne ve çocuk hastalıklarına tedavi edici etkisi vardır. Üro–genital sisteme ve böbreklere etki gücü fazladır. Göğüs bölgesi diğer önemli etki alanıdır. Düşük nabız atımını yükseltir. Alçakgönüllülük duygusu verir. En eski makamlardandır. Zengüle ve Zirgüle makamları ile yakınlık gösterir. Adını Arabistan´daki Hicaz bölgesinden almıştır. 6) PENTATONİK MELODİLER: Pentatonik müzik, Asya kökenli Türk musikisinin en önemli ve karakteristik özelliğidir. Bir gam içindeki 7 sesten ikisinin azalması ile, 3 adet tam ve 2 adet 1,5 sesten olmak üzere 5 sesten oluşmuştur. Kendine güven ve kararlılık verir, rahatlık sağlar. Çocuklara, 9-10 yaşına kadar sadece pentatonik müzik dinletilmesi tavsiye edilmektedir. 7) ACEMAŞİRAN MAKAMI: Ateş tabiatlıdır. Kuru-sıcak makamdır. Fecirden kuşluk vaktine kadar etkilidir. Kemiklere ve beyne etkilidir. Vücutta yağ dengesine yardım eder. Yaratıcılık duygusu ve ilham verir. Durgun düşünce ve duyguları canlandırır. Hanımlarda doğumu kolaylaştırır. Anne karnındaki çocuğun yanlış duruşlarının düzelmesine yardım eder. Ağrı giderici ve spazm çözücü özelliği vardır. Lezzet verir, gevşemeye yardımcı olur. En eski şed makamlardandır. 8) UŞŞAK MAKAMI: Balık Burcu. Su tabiatlı. Soğuk-nemli. Jüpiter. Fecirden kuşluk vaktine kadar, günbatımında ve Perşembe günleri etkisi fazladır. Beyaz balgam, gece ve dişi bağlantılıdır. Kalp, ayak rahatsızlıkları, nikriz (damla) ağrılarına faydalıdır. Gülme, sevinç, kuvvet ve kahramanlık duyguları verir. Çocukların bütün organlarını etkileyen kuru ve sıcak yellerde ve büyük erkeklerde görülen ayak ağrılarına faydalıdır. Derin aşk ve mistik duyguların ifade vasıtasıdır. En eski makamlardandır. “Aşıklar” demektir. Uyku ve istirahat için faydalıdır, gevşeme hissi verir. 9) SEGAH MAKAMI: Su ve toprak tabiatlıdır. Soğuk makamdır. Kuşluktan ikindiye kadar olan zamanda etkilidir. Hararetten meydana gelen şişmanlık, uykusuzluk, yüksek nabız, kalp, ciğer ve kas rahatsızlıklarına faydalıdır. Beyin nöronlarına etkisi vardır. Mistik duygular oluşturur. XIV. Yüzyıldan eskidir. 10) SABA MAKAMI: Şecaat, cesaret, kuvvet ve rahatlık verir. Seher vaktinde daha etkilidir. 11) BUSELİK MAKAMI: Nihavend makamı ile benzer özelliği gösterir. 12) ISFAHAN MAKAMI: İkizler Burcu (Yengeç Burcu); Hava tabiatlı, ikindi ile yatsı arası etkilidir. Su bağlantısı vardır. Soğuk ve nemlidir. Beyaz balgam ile ilgilidir. Dişi, gece karakterli, Pazartesi bağlantılıdır. Soğuk tabiatlı olduğu gibi, ateşli hastalıklardan vücudu koruyucu özelliği vardır. Ense, boyun, omuzlar ve sol dirsek için etkilidir. Güven hissi, uyum sağlama, hareket yeteneği, zihin açıklığı, gönül yenileme, düzgünlük verme, zekayı açma ve hatıraları tazeleme özelliği vardır. En az yedi asırlık bir makamdır. 13) NEVA MAKAMI: Kova Burcu (Oğlak Burcu); Satürn. Hava tabiatlı, kuru-soğuk özellik gösterir. Kara safra bağlantılıdır. Dişi özellik gösterir. Gece ve kuşluktan ikindiye kadar olan zamanda etkisi fazladır. Göğsün sağ tarafına, böbreklere, omurilik, kalça ve uyluk bölgelerine etkisi vardır. Üzüntüyü giderir ve lezzet verir. Gönül okşayan makam adıyla bilinir. Kötü fikirleri kovduğu, cesaret ve yiğitlik verdiği, gönül sevinci oluşturduğu ileri sürülür. Kuvvet ve kahramanlık duyguları meydana getirir. Akıl hastalıklarının tedavisinde faydalıdır. En eski makamlardandır. Buluğ çağındaki kız çocuklarının kadın hastalıklarına tedavi etkisi vardır. “Ses, seda, makam ve ahenk” demektir. 14) BAKSI DANSI: Eski Türklerde baksı adı verilen koruyucu hekimlerin, tedavi esnasında transa geçmek ve bilgi almak için kullandıkları dans. - İmprovize - Kılkopuz ve dombra ile yapılan improvize müzik uygulaması. 15) ARŞETİPİKAL HAREKETLER: Kol omuz ve baş hareketleri ile hazırlık ve terapi sağlar. İmaj Müzik: İmaj göstererek tedavinin kolaylaşması sağlar. 16) SEMA - SEMAH: Sema ve Semah örnekleri. 17) IRAK MAKAMI: Boğa Burcu; Venüs bağlantılıdır. Toprak tabiatlıdır. Kuşluk ve ikindi vakti etkilidir. Kuru-soğuk karakterdedir. Kara safra ile ilişkilidir. Karakteri dişi olup, etkisi Cuma günü ve geceleri fazladır. Menenjit, beyin ve akıl hastalıklarına faydalıdır. Omuz, kol, sol kol ve ellere etkilidir. Başın üst tarafına etkisi belirtilmektedir. Lezzet verir, düşünme ve kavrama konusunda etkilidir. Korku gidericidir. Saldırganlığı önleyici ve nevrotik hastaları tedavi edici etkisi vardır. Tarih olarak en az 7 asırlıktır. Spiritüel tesiri görülür. Irak-ı Acem´den gelmektedir. 18) BÜZÜRK MAKAMI: Aslan Burcu. Ateş, Güneş. Soğuk ve sıcak-kuru tabiatlıdır. Fecirden kuşluk vaktine kadar etkili olmaktadır. Kara safra, dişi ve gece bağlantılı olup, Merkür gezegeni ve Çarşamba günü ile ilgilidir. Zihni temizler, vesvese ve korkuyu def eder. Fikre yön verir. Kulunç ve beyin hasarı ile ortaya çıkan şiddetli hastalıklara yararlıdır. Güç kazandırır. Boyun, boğaz, göğüs, ciğer ve kalp ve yan böğür (basen) için etkilidir. Farsça “büyük” demektir. Yedi-sekiz asırlık bir makamdır. 19) ZİREFKEND MAKAMI: Yengeç Burcu. Merkür. Su tabiatlı. Uyku vakti etkilidir. Sıcak- nemli özelliğe sahiptir. Kan, erkek ve gündüz bağlantıları vardır; günü Çarşamba´dır. Sırt, mafsal ağrılarına ve kulunca faydalıdır. Beyinle ilgili ağız çarpılmasına, kalp, ciğer, göğüs, kalça ve sağ omuza etkilidir. Meclisin neşesini arttırır, derin duygu hissi verir. Farsça “döşek ( yatak)” demektir. XIII. asırdan önceye aittir. 20) ZENGÜLE MAKAMI: Başak Burcu ( Terazi Burcu). Venüs etkisi. Toprak tabiatlı, sıcak ve nemli. Günbatımından sonra etkilidir. Hava bağlantılıdır. Kan, erkek, gündüz ve Cuma günü ilişkisi vardır. Kalça eklemleri ve bacak içleri ile ilgisi bulunur. Kalp hastalıklarına, menenjit ve beyin hastalıklarına etkilidir. Beyin hastalıkları ve ruh hastalıklarının tedavisi için mide ve karaciğer ateşini yok eder. XIII. asırdan önce Hicaz makamından ayrılarak oluşmuştur. Hayal ve sırlar telkin eder, uyku verir masal duygusu verir. Farsça “çıngırak, def pulu, zil” demektir. İran mitolojisinde bir Türk kahramanın adıdır.
  4. 1) NİHAVEND MAKAMI:Oğlak Burcu (Yay Burcu). Satürn, Jüpiter. Toprak-Ateş tabiatlı. Sıcak-kuru yapıdadır. Öğleden sonra ( ikindi ) zamanı etkisi fazladır. Sarı safra, gündüz ve erkek bağlantılıdır. Kan dolaşımı, karın bölgesi, kalça, uyluk ve bacak bölgelerine etkilidir. Kulunç, bel ağrısı ve tansiyon rahatsızlıklarına faydalıdır. Kuvvet ve barış duygusu verir. Akıl hastalıklarına etkili olduğu konusunda önemli bilgiler vardır. En eski makamlardandır. Ebu-selik kelimesinden geldiği söylenmektedir (Güzel yazma ve söyleme yeteneği). 2) RAST MAKAMI: Koç Burcu Ateş tabiatlı, kuru-sıcak tabiatlı makam. Gece yarısı ve seher zamanları etkilidir. Soğuk organlar olan kemik, beyin ve yağlara etkilidir. Fazla uyumayı engeller. Düşük nabzın yükselmesine yardımcı olur. Özellikle çocuk bünyesinde nem hakim olduğu için, bu sebeple oluşan dengesizlikleri düzeltir. Akıl hastalıklarına iyidir. Sarı safra bağlantılıdır. Erkek karakter gösterir. Gündüzleri ve özellikle Salı günleri etkisi fazladır. Oğlak burcu ve su ile ilişkilidir. Tedavi değeri yüksek olan dört esas makamdan birisidir. Sefa, neşe, iç huzuru ve rahatlık verir. Felç illetine devadır. Başa ve göze etkilidir. Kaslara tesiri vardır. En eski makamlardandır. Farsça “doğru” “dosdoğru” “sağ” ve “gerçek” demektir. Spazmı çözücü özelliği nedeniyle spastik ve otistik hastaların tedavisinde yararlıdır. Mars gezegeni ile bağlantılıdır. 3) REHAVİ MAKAMI: Terazi Burcu. Rüzgar tabiatlı. Sıcak ve kuru. Seher zamanı ve ikindiyle yatsı arası etkilidir. Aslan Burcu, Güneş ve Pazar günüyle ilgilidir. Nemli ve kuru, sarı safra, erkek, sağ omuz, baş ağrıları, burun kanamaları, ağız çarpıklığı ve balgamdan gelen hastalıklara, akıl hastalarına faydalıdır. Doğuma yardımcı olur. Göğüs, mide ve yan böğür (basen) için faydalıdır. Sonsuzluk ve yer çekiminden kurtulma duygusu verir. Urfalı; Urfaya ait demektir. X. Yüzyıldan önceye giden bir geçmişi vardır. İbn-i Sina ve Evliya Çelebi´de bahsi çok geçer. Sonraları Rast makamı, Rehavi makamının yerini almıştır. Diğer adı Ruhavi´dir. 4) HÜSEYNİ MAKAMI: Akrep Burcu (Kova Burcu). Su tabiatlıdır. Satürn etkilidir. Nemli ve sıcak. Sabah ve gün ağarırken etkilidir. Sabah-öğlen arası etkisi fazladır. Cumartesi özel gündür. Güzellik, iyilik, sessizlik, rahatlık verir ve ferahlatıcı özelliği vardır. Karaciğer, kalp ve ruhların iltihabını söndürür ve yok eder. Mide hararetini giderici özelliği vardır. Büyük erkeklerde görülen gizli ateşli nöbeti ve günde bir kere gelen ateşli nöbetin giderilmesinde faydalıdır. Sol omuza etkilidir. Sıtma hastalığına iyidir. Barış duygusu verir. İç organlara etkilidir. Tabiat ile birleştirir. İçindeki, gizli pentatonik yapı sebebiyle, kendine güven ve kararlılık duygusu verir; bundan dolayı otistik ve spastik hastalara faydalıdır. En eski makamlardan biridir. En az altı asırlıktır. Mert bir ifadesi vardır. Kalp, karaciğer ve mide için faydalıdır. “Küçük sevgili” ve “Hüseyin ile ilgili” demektir. 5) HİCAZ MAKAMI: Yay Burcu. Ateş tabiatlı. Sıcak özellik gösterir. Jüpiter bağlantılıdır. Yatsıdan sabaha kadar olan zamanda etkisi fazladır. Kuru–soğuk sebepli hastalıklar için faydalıdır. Kemiklere, beyne ve çocuk hastalıklarına tedavi edici etkisi vardır. Üro–genital sisteme ve böbreklere etki gücü fazladır. Göğüs bölgesi diğer önemli etki alanıdır. Düşük nabız atımını yükseltir. Alçakgönüllülük duygusu verir. En eski makamlardandır. Zengüle ve Zirgüle makamları ile yakınlık gösterir. Adını Arabistan´daki Hicaz bölgesinden almıştır. 6) PENTATONİK MELODİLER: Pentatonik müzik, Asya kökenli Türk musikisinin en önemli ve karakteristik özelliğidir. Bir gam içindeki 7 sesten ikisinin azalması ile, 3 adet tam ve 2 adet 1,5 sesten olmak üzere 5 sesten oluşmuştur. Kendine güven ve kararlılık verir, rahatlık sağlar. Çocuklara, 9-10 yaşına kadar sadece pentatonik müzik dinletilmesi tavsiye edilmektedir. 7) ACEMAŞİRAN MAKAMI: Ateş tabiatlıdır. Kuru-sıcak makamdır. Fecirden kuşluk vaktine kadar etkilidir. Kemiklere ve beyne etkilidir. Vücutta yağ dengesine yardım eder. Yaratıcılık duygusu ve ilham verir. Durgun düşünce ve duyguları canlandırır. Hanımlarda doğumu kolaylaştırır. Anne karnındaki çocuğun yanlış duruşlarının düzelmesine yardım eder. Ağrı giderici ve spazm çözücü özelliği vardır. Lezzet verir, gevşemeye yardımcı olur. En eski şed makamlardandır. 8) UŞŞAK MAKAMI: Balık Burcu. Su tabiatlı. Soğuk-nemli. Jüpiter. Fecirden kuşluk vaktine kadar, günbatımında ve Perşembe günleri etkisi fazladır. Beyaz balgam, gece ve dişi bağlantılıdır. Kalp, ayak rahatsızlıkları, nikriz (damla) ağrılarına faydalıdır. Gülme, sevinç, kuvvet ve kahramanlık duyguları verir. Çocukların bütün organlarını etkileyen kuru ve sıcak yellerde ve büyük erkeklerde görülen ayak ağrılarına faydalıdır. Derin aşk ve mistik duyguların ifade vasıtasıdır. En eski makamlardandır. “Aşıklar” demektir. Uyku ve istirahat için faydalıdır, gevşeme hissi verir. 9) SEGAH MAKAMI: Su ve toprak tabiatlıdır. Soğuk makamdır. Kuşluktan ikindiye kadar olan zamanda etkilidir. Hararetten meydana gelen şişmanlık, uykusuzluk, yüksek nabız, kalp, ciğer ve kas rahatsızlıklarına faydalıdır. Beyin nöronlarına etkisi vardır. Mistik duygular oluşturur. XIV. Yüzyıldan eskidir. 10) SABA MAKAMI: Şecaat, cesaret, kuvvet ve rahatlık verir. Seher vaktinde daha etkilidir. 11) BUSELİK MAKAMI: Nihavend makamı ile benzer özelliği gösterir. 12) ISFAHAN MAKAMI: İkizler Burcu (Yengeç Burcu); Hava tabiatlı, ikindi ile yatsı arası etkilidir. Su bağlantısı vardır. Soğuk ve nemlidir. Beyaz balgam ile ilgilidir. Dişi, gece karakterli, Pazartesi bağlantılıdır. Soğuk tabiatlı olduğu gibi, ateşli hastalıklardan vücudu koruyucu özelliği vardır. Ense, boyun, omuzlar ve sol dirsek için etkilidir. Güven hissi, uyum sağlama, hareket yeteneği, zihin açıklığı, gönül yenileme, düzgünlük verme, zekayı açma ve hatıraları tazeleme özelliği vardır. En az yedi asırlık bir makamdır. 13) NEVA MAKAMI: Kova Burcu (Oğlak Burcu); Satürn. Hava tabiatlı, kuru-soğuk özellik gösterir. Kara safra bağlantılıdır. Dişi özellik gösterir. Gece ve kuşluktan ikindiye kadar olan zamanda etkisi fazladır. Göğsün sağ tarafına, böbreklere, omurilik, kalça ve uyluk bölgelerine etkisi vardır. Üzüntüyü giderir ve lezzet verir. Gönül okşayan makam adıyla bilinir. Kötü fikirleri kovduğu, cesaret ve yiğitlik verdiği, gönül sevinci oluşturduğu ileri sürülür. Kuvvet ve kahramanlık duyguları meydana getirir. Akıl hastalıklarının tedavisinde faydalıdır. En eski makamlardandır. Buluğ çağındaki kız çocuklarının kadın hastalıklarına tedavi etkisi vardır. “Ses, seda, makam ve ahenk” demektir. 14) BAKSI DANSI: Eski Türklerde baksı adı verilen koruyucu hekimlerin, tedavi esnasında transa geçmek ve bilgi almak için kullandıkları dans. - İmprovize - Kılkopuz ve dombra ile yapılan improvize müzik uygulaması. 15) ARŞETİPİKAL HAREKETLER: Kol omuz ve baş hareketleri ile hazırlık ve terapi sağlar. İmaj Müzik: İmaj göstererek tedavinin kolaylaşması sağlar. 16) SEMA - SEMAH: Sema ve Semah örnekleri. 17) IRAK MAKAMI: Boğa Burcu; Venüs bağlantılıdır. Toprak tabiatlıdır. Kuşluk ve ikindi vakti etkilidir. Kuru-soğuk karakterdedir. Kara safra ile ilişkilidir. Karakteri dişi olup, etkisi Cuma günü ve geceleri fazladır. Menenjit, beyin ve akıl hastalıklarına faydalıdır. Omuz, kol, sol kol ve ellere etkilidir. Başın üst tarafına etkisi belirtilmektedir. Lezzet verir, düşünme ve kavrama konusunda etkilidir. Korku gidericidir. Saldırganlığı önleyici ve nevrotik hastaları tedavi edici etkisi vardır. Tarih olarak en az 7 asırlıktır. Spiritüel tesiri görülür. Irak-ı Acem´den gelmektedir. 18) BÜZÜRK MAKAMI: Aslan Burcu. Ateş, Güneş. Soğuk ve sıcak-kuru tabiatlıdır. Fecirden kuşluk vaktine kadar etkili olmaktadır. Kara safra, dişi ve gece bağlantılı olup, Merkür gezegeni ve Çarşamba günü ile ilgilidir. Zihni temizler, vesvese ve korkuyu def eder. Fikre yön verir. Kulunç ve beyin hasarı ile ortaya çıkan şiddetli hastalıklara yararlıdır. Güç kazandırır. Boyun, boğaz, göğüs, ciğer ve kalp ve yan böğür (basen) için etkilidir. Farsça “büyük” demektir. Yedi-sekiz asırlık bir makamdır. 19) ZİREFKEND MAKAMI: Yengeç Burcu. Merkür. Su tabiatlı. Uyku vakti etkilidir. Sıcak- nemli özelliğe sahiptir. Kan, erkek ve gündüz bağlantıları vardır; günü Çarşamba´dır. Sırt, mafsal ağrılarına ve kulunca faydalıdır. Beyinle ilgili ağız çarpılmasına, kalp, ciğer, göğüs, kalça ve sağ omuza etkilidir. Meclisin neşesini arttırır, derin duygu hissi verir. Farsça “döşek ( yatak)” demektir. XIII. asırdan önceye aittir. 20) ZENGÜLE MAKAMI: Başak Burcu ( Terazi Burcu). Venüs etkisi. Toprak tabiatlı, sıcak ve nemli. Günbatımından sonra etkilidir. Hava bağlantılıdır. Kan, erkek, gündüz ve Cuma günü ilişkisi vardır. Kalça eklemleri ve bacak içleri ile ilgisi bulunur. Kalp hastalıklarına, menenjit ve beyin hastalıklarına etkilidir. Beyin hastalıkları ve ruh hastalıklarının tedavisi için mide ve karaciğer ateşini yok eder. XIII. asırdan önce Hicaz makamından ayrılarak oluşmuştur. Hayal ve sırlar telkin eder, uyku verir masal duygusu verir. Farsça “çıngırak, def pulu, zil” demektir. İran mitolojisinde bir Türk kahramanın adıdır.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.