Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

a_toprak

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    6
  • Katılım

  • Son Ziyaret

  • Lider Olduğu Günler

    1

a_toprak son kazandığı tarih 2 Ocak 2012

a_toprak en çok beğeni kazanandı!

a_toprak - Başarıları

Çaylak

Çaylak (2/14)

  • İlk İleti
  • İçerik Başlatan
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

1

İçerik İtibarınız

  1. 'Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin' der Nietsche. Peki sevmeyi bilmek nasıl olur? Sevgiyi tanımlamak mümkün değil ancak tanımak olasıdır. Adına sevgi denilen, sevgi adına yapılan ya da söylenilen şeyleri sorgulayabilir insan. İçinden sevgi olmayanları ayıklayabilir. Ama kendisini sorgulamalıdır önce. Sevgiye ne kadar yer verdiğini. Neleri sevdiğini ya da sevdiğini söylediğini sorgulamalıdır. Bu sevgisini nasıl ifade ettiğini, sevginin ona neler yaptırdığını sormalı ve cevap aramalıdır. Samimiyetini masaya yatırmalı ve cesurca sonuca varmalıdır. Ancak o zaman sahteliklerden sıyrılmış gerçek bir sevgiye ulaşabilir. Ve işte o zaman ona sıkıca sarılmalıdır.
  2. a_toprak

    Duygularımız

    Hiçbir duyguyu bastırmamalı insan. Bunun yerine yaşamalı ve anlamaya çalışmalı. Öfke, acı, utanma gibi bazı duyguları sevmeyiz genelde. Bunları yaşadığımızda kendimizi gözleyip anlamaya çalışmak yerine, kendimize 'öfkelenmememiz', 'utanmamamız' ya da mutlu olmamız gerektiğini söyler dururuz. Bu da içinde bulunduğumuz durumu gözleyip düşünmemizi engeller. Yeni açılımlar yapamayız. İçinde bulunduğumuz durumun nedenlerini anlayamadığımız için bir çözüm ya da yeni bir bakış açısı geliştiremeyiz. Bu da aynı durumlarla tekrar tekrar karşılaşmamıza neden olur ve kısır döngülerin esaretinde kalırız. Bu yüzden her duyguyu derinlemesine yaşamalı insan. Çünkü ancak o zaman kısır döngülerden, monotonluktan, esaretten kurtulabilir ve yaşamı özgürce, hakkıyla kucaklama yetisine sahip olabilir.
  3. Merhabalar, Yaşar Kemal'e ya da Orhan Pamuk'a ödül verenlerin başka niyetlerle bunu yapmış olabileceklerini reddetmiyorum. Ancak, söz konusu yazarlara ödül verenlerin art niyetli olması, bu yazarların da aynı niyetlerle hareket edip eserlerini, yazılarını ya da tutumlarını buna göre oluşturduğu anlamlarına gelmez. Dolayısıyla hain olmazlar. İlk yazınızda şöyle bir şey demişsiniz: "Gercek aydinlar sadece kendinden olanlari degil kendine karsi olanlarinda hukukunu savunur.Aydinligin prensiplerinden en önemlisi budur." Madem aydınlığın prensibi budur, o halde aydın, bir yerde yanlışlıklar, hukuksuzluklar görüyorsa eğer, böyle bir durumda 'bunları söylemem devletimin menfaatlerine uygun düşmez' şeklinde bir düşünce içerisine girmez ve girmemelidir de. Ancak ortadaki durum devletin sözüm ona menfaatlerini ilgilendiren bir meseleyse eğer, aydın kelimesinin anlamı maalesef biraz değişime uğruyor ve devleti savunmaya indirgenebiliyor. Yaşar Kemal'in kim olduğunu sanırım siz çok iyi öğrenmişsiniz. O halde sizden öğrenmek isterim: Yaşar Kemal'in diğer adı nedir ve bir numaralı Kürtçü olduğu yargısına sizi götüren nelerdir? Bahsettiğiniz açıklamalardan da örnekler verebilirseniz sevinirim. Mutlu Yıllar
  4. Dersim'deki olayları yukarıdaki mücadelelerle aynı kefeye koyduğu için ciddiye alınmaması gereken bir yazı bence. saygılar
  5. Düşünce yapıları nöronlar arası fizyoelektrobiyokimyasal tepkimeler gibi fiziksel olayların sonucundan ibaretse bu şekilde oluşan düşünceler de ancak fizik sınırları içerisinde doğru bir yargıya ulaşabilir. Bu durumda siz neye dayanarak fizik ötesi bir ruh yoktur diyebiliyorsunuz?
  6. Eleştirel düşünce üzerine yazdığınız bu yazılardan dolayı sizlere teşekkür ediyorum. Bu konuyu önemli buluyorum çünkü eleştirel düşünce gibi bir yetiyi geliştirebilmenin bence ilk şartı düşünmenin kendisi üzerine düşünmek ve onun önündeki engelleri tespit etmeye çalışmaktır. Engeller konusunda GeceKuşu'nun belirttiği karakter özelliklerine (düşünsel kibir, dinleme isteksizliği, düşünsel tembellik) ek olarak cesaret eksikliğini de saymak gerektiğini düşünüyorum. Çünkü eleştirel düşünce kişinin doğru olduğunu kabul ettiği önceki görüşleriyle ya da inançlarıyla çelişen sonuçlar doğurabilir ve bu görüş ya da inançlar o kişinin hayatında önemli bir yere sahipse, bunlarla yüzleşmeye ve gerekirse değiştirmeye cesaret edemeyen kişi korkularıyla düşüncesini etkiler ve eleştirel düşünce kaybolur. Sevgiler
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.