Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

siberal

Φ Yeni Üyeler
  • İçerik Sayısı

    2
  • Katılım

  • Son Ziyaret

siberal - Başarıları

Acemi

Acemi (1/14)

  • İlk İleti
  • İçerik Başlatan
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. Can Tütün' le Röportaj Sosyal Medya ve A'ş,klık Grevi yazarı Can Tütün' le yazıları, sosyal medya ve masaüstü-dizüstü edebiyatı hakkında konuştuk. Can Tütün, bilindiği üzere sosyal medyada yazdıklarıyla adından oldukça söz ettiren, bizim de yazılarını okumaktan büyük zevk aldığımız bir yazar. "A'ş,klık Grevi isimli" kitabının yayınlanmaya hazırlandığı şu günlerde bize zaman ayırdığı için teşekkür ederiz. Bize biraz kendinizden söz eder misiniz? Sosyal medya yazarı olarak konuştuğumda, kendimden söz etmeyi çok da gerekli görmüyorum aslında. Bizim gibilerin işinin yazmak olduğunu, ve yazdıktan sonra da cümlelerle okuyucular arasından çekilip onları yalnız bırakmaları gerektiğine inanıyorum.. Eğer böyle yapılırsa; yazarın, kelimelerin ve okurun, daha özgür olabileceği kanaatindeyim.. Kuvvetlerin ayrılı ilkesidir.. Peki, bu yolculukta ne zaman ben artık yazarım diyebildiniz? Ya da kendinizi ‘yazar’ olarak tanımlıyor musunuz? Öncelikle yazar yerine 'sosyal medya yazarı' demek daha doğru olur şu an için.. Yaptıklarım bir yazar olma çabası olmadı hiçbir zaman.. Sadece yazma amacı güdmüş bir adam düşünün.. İçinde sıkışıp kalmış kelimeleri bir araya getirip insanlara sunmuş.. Yazılarını yazmanızı gerektiren herhangi bir stil var mı? Yada ne sıklıkla yazıyorsunuz? Aslında herhangi bir stil yada bir ortam hazırladığım söylenemez.. Çünkü tamamen bir duygu durumu bu.. Aslında biraz da trajikomik.. O an bir şeyler canlanıyor kafanın içinde.. Sonra yavaş yavaş birleşmeye başlıyor kelimeler ve daha sonra da tek tek dökülüyor parmaklarından ekrana.. Olan bu.. Ama şunu da söylemek isterim; loş ışık severim evimde.. Bir köşem vardır kurulduğum.. Orada yalnız olmayı severim.. Bir kaç kadeh birşey alırım yanıma, kulak paslanmasın diye hafif bir şekilde 68'lerin blues-caj şarkılar açarım.. Geriye sadece parmakları kıpırdatmak kalır.. Yazmaya nasıl başlarsınız? Sanırım çok insan okumamla başladı herşey.. İnsanların yazdıklarını değil; söylediklerini okumak anlatmak istediğim.. Sonra kendime yönelmeye başladım.. Başıma gelen daha doğrusu kalbimin başına gelen ne varsa hepsi beni yazma konusunda güçlendirdi.. Önceleri mırıldanırdım içten içe.. Sonraları biraz daha dışa vurmaya başladım.. Gelen olumlu tepkiler üzerine yoğun bir yazma dönemi başladı.. Ama en önemlisi her zaman dediğim gibi insanları okumak.. Masaüstü-Dizüstü edebiyatı hakkında ne düşünüyorsunuz? Kendi yazılarınızı ve kitabınızı bu edebiyat içinde tanımlar mısınız? Türkiye’de Masaüstü-Dizüstü edebiyatı sadece bir vakit geçirmekten mi ibaret? Masaüstü-Dizüstü Edebiyatı yine sosyal medya tarafından şu şekilde tamılanmıştır; "Eğlenceli, Cesur, Gerçek, Dobra, Dümdüz.. Onların niyetleri yazar olmak değildi. Onların niyetleri ünlü olmak değildi. intikam için, içlerini boşaltmak için, Sevgili bulmak için, “ekmek” çıkarmak için, küfretmek için, itiraf etmek için, söyleyemediklerini söyleyebilmek için, Anlaşılmak için, Öfkelerini kusmak için yazdılar.. Yeni bir dil yarattılar. Ama çok eğlenceli oldular, Çok izlenir oldular, Onları tanımadan izlediler, Çok merak edildiler, Taklit edildiler.." böyle diyorlar.. Bende katılıyorum tabiki bu yoruma.. Yeni bir tür bu edebiyatta. Teknolojinin ve sosyalleşmenin gelişmesiyle böyle bir akımın çıkması normal.. Çok çok ileride bence adından çok söz ettirecek bir akım olacağı da kesin. Kendi yazılarım ve 'A'ş,klık Grevi' ne gelecek olursak, masaüstü-dizüstü edebiyatının bir örneği denebilir.. Zaten başka da hiçbir yere koyamayız, sığdıramayız.. Zorlamaya ve çokta üzerine kafa yormaya gerek yok.. Oku ve anlam bul.. O bir cümle bazen bir insanın hayatında köklü değişikliklere neden olabiliyor.. Evet haklısınız, eleştirilerde geliyor haliyle masaüstü-dizüstü edebiyatını ve bizim gibi sosyal medya yazarlarını eleştiriyorlar.. Normal bu da.. Ben kızmıyorum.. Onlar için zor bir durum, farkındayız. Ama herkes herkese karşı saygılı olmak zorunda ve tahammül edebilmeli her zaman.. Yazdığınız tüm yazıları yayınlıyor musunuz? Genelde evet.. Bazen ise kendime saklıyorum ama çok nadir.. Yazımı yazdıktan sonra o yazıyı serbest bırakmam gerektiğini düşünüyorum.. Eğer bırakmazsam sanki aramızda bir sahip-köle ilişkisi var gibi geliyor.. ve sadece serbest bırakılan yazılar özgür olabilir. Okuyucularınıza, sevenlerinize ve takipçilerinize buradan son olarak söylemek istediğiniz birşey var mı? Barış.. Klasik olacak ama öncelikle barış diyorum.. Silahlanmaya ve savaşa karşı duruşunu gösterebilmeli her insan.. Sonra ise doya doya sevsinler, kana kana sevsinler.. Bize zaman ayırıp sorularımızı yanıtladığınız için size çok teşekkür ederiz. Ben teşekkür ederim, bir zevkti. 26/06/2011- Medya Sosu Dergisi
  2. Can Tütün tarafından yazılan kitap çok kısa bir süre içinde raflardaki yerini alacak.. Yazar, sosyal medya tarafından bir hayli tanınan ve kendi türünde yazılar yazan ve yazmaya devam eden bir kişidir.. Masaüstü ve Dizüstü Edebiyatı dediğimiz sosyal medya edebiyatından gelir.. Hiçbir akımdan ve türden etkilenmeden salt yazma amaçlı yazılan bu kitabı okumanız şiddetle tavsiye edilir.. Yazara ait kitapta geçen bir kaç söz; "Boğazında mı kaldı öpüşlerim? Helal sevgilim, helal.." "Bir kadınla başlar herşey.. Doğarsın.. / ve bir kadınla biter herşey.. Aşık olursun.." "Sana iki çift lafım var! / Git-me.." "Yağan bi yağmur bile olmak istemiştim bir zamanlar / tenine bu denli özgürce düştüklerinde.." "Hayat hiçbir zaman; 'Ben denedim, çok iyi.. Bir de sen dene..' demez.. / Önce denetir, sonra 'Nasıldı?' diye sorar sadece.." Kitabın arka kapağında yazan kısa düz yazı ise; "Sabah iyi kalkmıştım oysa ki, sağlam kalkmıştım. Mücadele ediyordum günlerdir kendimle, pes et diyen egomla. Bugün de mücadelemin bir parçası olacaktı işte. Kararlıydım; hatalarımı telafi etmeye, onu tekrar kazanmaya, gözlerindeki ışıltıyı yeniden görmeye, elini tutmaya, göğsümde başını hissedip, şükretmeye o ana. Kaç kere provasını yapmıştım zihnimde. Kaç kere titremiştim kokusunu hissedip burnumda. Direndim yine; dayanmaya, moralimi yüksek tutmaya gayret ettim. Ta ki akşama kadar! Ne o cep telefonu denilen şey çaldı bugün, ne de aradıklarım açtı. Yattım. Aldım elime telefonu. Bir mesaj yazdım. "Benim umudum yok ki...". Yazdım da, kime gönderecektim peki? Rehberi dolaştım. Aramayanın ve açmayanların isimlerini bir bir geçtim. Kimse kalmadı. Ben de kendime gönderdim mesajımı. Kazanan sadece operatördü, ben ise "kaybedenler kulübünün en değerli üyesi".." Yazarı online bir şekilde takip etmek isterseniz ya da yazara ulaşmak isterseniz, aktif olarak kullandığı twitter sayfası aşağıda mevcuttur.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.