Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

HİDAYET ÇAĞI

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    45
  • Katılım

  • Son Ziyaret

HİDAYET ÇAĞI - Başarıları

Yazar

Yazar (5/14)

  • İlk İleti
  • Ortak Nadir
  • İçerik Başlatan
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. 45/CASİYE-6: Tilke âyâtullahi netlûhâ aleyke bil hakk(hakk‎ı), fe bi eyyi hadîsin ba’dallâhi ve âyâtihî yû’minûn(yû’minûne). İşte bunlar, Allah’ın âyetleridir. Sana hak olarak onları okuyoruz. O halde Allah’tan ve O’nun âyetlerinden sonra hangi söze inanacaklar? 43/ZUHRUF-43: Festemsik billezî ûhıye ileyk(ileyke), inneke alâ sırâtın mustekîm(mustekîmin). Artık sana vahyedilene sarıl. Muhakkak ki sen, Sıratı Mustakîm üzerindesin 43/ZUHRUF-44: Ve innehu le zikrun leke ve li kavmik(kavmike), ve sevfe tus’elûn(tus’elûne). Muhakkak ki O (Kur’ân), senin için ve senin kavmin için mutlaka bir zikirdir (öğüttür). Ve siz, (Kur’ân’dan) sorumlu olacaksınız. Ercan arkadaş siz sırat-ı mustakiyme nasıl çıktınız ayetlerle açıklama yaparmısınız ! Zuhruf 43 te sırat-ın mustakiym ifadesi var...doğru yol diye telaffuz ettiğiniz bu yol NEREYE GİDİYOR..YOLUN SONU NERESİDİR ! litfen bunları bir zahmet ayetlerle açıklayın.....
  2. canım kardeşim, Allah'ın varlığı taa Ademden bu yana biliniyor...Peygamber Efendimizde biliyordu..her zaman diliminde Allah'ın varlığına inanan insanlarda var olmuştur, inkar edenlerde... Ateşe tapanlar da olmuş, şeytana tapanlarda...Günümüzde aynı inançlara sahip olanlar yok mu ! hepsi var....1400 yıl önce uzzaya , lat'a tapanlar bugün şekil değiştirmiş fikirlerin peşinden koşuyorlar üstelik bu adamların heykelini dikiyorlar aynı şey değil mi ! Ülkemizde bile yıllardır atatürkün taştan heykeli önünde saygı duranlar aynı hareketi yapmıyor mu ! Yücelik, ululuk sıfatı Allah'a aitken insana yakıştırıyorlar bu puta tapmak değil de nedir ! Acaba atatürk sağ olsaydı böyle bir şeye müsaade edermiydi ! Asla etmezdi ! İnsanın cehaleti ortada değil mi ! şeytana tapanlar Allah'ı inkar etmeyi marifet sayıp gözleriyle görmedikleri Şeytana tapıyorlar..bu ne çelişki..... Fikir adamlarının peşinden gidenler onların fikirlerini savunarak onlara tapmış olmuyor mu ! değişen ne var ki ! İnsan cehaleti nedeniyle birilerinin peşinden gitmeye kendini mahkum ediyor..Bunu da akıllılık ZANNEDİYOR ......Halbuki cehaletinin farkında değil.. Yaradanına bile kafa tutuyor, ne kadar cahil olduğunu görmüyor... Allah diyor ki ; baş gözleri kör olmaz, kalplerdeki gözler KÖR olur diyor...baş gözlerine HICAB-I MESTURE adlı bir perde koydum diyor.... Onlar; kördürler, sağırdırlar, dilsizdirler ...diyor.... Baş kulakları sağır olmaz diyor, kulaklarına VAKRA isimli işitme engeli koydum diyor...Kalplerine EKİNNET adlı idrakı engelleyen sistem koydum bu nedenle kör sağır ve dilsizdirler diyor.... İnsanın bu engellerini kaldıracak olan YÜCE KUDRET bir tek talebe bağlamış bu engellerin kalkmasını < Kim bana ulaşmayı dilerse > diyor..... görüyorsun ki Allah'ın varlığına bile inanmayan bir insan nasıl bu emri yerine getirsin....Kendinden ölümü savamayan bu aciz ve zavallı yaratık insan Yaratıcısına kafa tutmaya kalkıyor....ve onu sorgulamaya çalışıyor...BU NE KADAR ZAVALLI OLDUĞUNU VE NE KADAR CEHALET içinde olduğunu göstermiyor mu ! eee ölümü bile kendilerinden savamayan inkarcılar elbet bu cehaletlerinin bedelini ödeyecekler... Mutlaka her insan Allah'a kavuşmaya davet edilir bunu duyacaklar ancak cehaletleri nedeni ile kabul etmeyecekler.... 39/ZUMER-71: Vesîkallezîne keferû ilâ cehenneme zumerâ(zumeran), hattâ izâ câuhâ futihat ebvâbuhâ, ve kâle lehum hazenetuhâ e lem ye’tikum rusulun minkum yetlûne aleykum âyâti rabbikum ve yunzirûnekum likâe yevmikum hâzâ, kâlû belâ ve lâkin hakkat kelimetul azâbi alel kâfirîn(kâfirîne). Kâfirler, zümre zümre cehenneme sürülürler. Oraya geldikleri zaman, onun (cehennemin) kapıları açılır. Ve onun (cehennemin) bekçileri onlara derler ki: “Size, sizden (sizin aranızdan) olan resûller gelmedi mi ki, size Rabbinizin âyetlerini okusun, bugüne (buraya) geleceğinizi (söyleyerek) uyarsın? (Cehenneme gidenler) dediler ki: “Evet (geldiler).” Fakat azap sözü kâfirlerin üzerine hak oldu. 67/MULK-8: Tekâdu temeyyezu minel gayz(gayzi), kullemâ ulkıye fîhâ fevcun seelehum hazenetuhâ e lem ye’tikum nezîr(nezîrun). (Cehennem) nerede ise öfkesinden çatlayacak gibi olur. Herbir grup oraya (cehenneme) atıldığında, cehennem bekçileri (vazifelileri) onlara: “Size nezir (ikaz edici, uyarıcı) gelmedi mi?” diye sorarlar. 67/MULK-9: Kâlû belâ kad câenâ nezîrun fe kezzebnâ ve kulnâ mâ nezzelallâhu min şey'in entum illâ fî dalâlin kebîr(kebîrin). (Cehenneme atılanlar) derler ki: "Evet, andolsun ki bize nezir geldi. Ama biz, onu yalanladık ve Allah, hiçbir şey indirmemiştir, dedik ve siz, büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik.” 67/MULK-10: Ve kâlû lev kunnâ nesmeu ev na'kılu mâ kunnâ fî ashâbis saîr(saîri). Ve derler ki: "Eğer biz işitmiş ve akletmiş (idrak etmiş) olsaydık burada, ateş ehlinin içinde mi olurduk?" İşte açık açık ne dedikleri ortada...ama akıbetleri çok açık....EVET..GELDİLER diyorlar..Daveti duymuşlar ancak İŞİTMEDİK VE AKLEDEMEDİK diyorlar.....üstelik davet edenleri sapıklıkla suçluyorlar.. İŞTE ALLAH'IN AYETLERİ İLE UYARIYORUZ....ALLAH'A KAVUŞMAYI DİLEYİN YOKSA AKIBETİNİZ ACI OLACAK diyoruz.....GÖRENE, KÖRE NE ! Forumlara yazan Allah'a kafa tutanları ne kadar açık bir şekilde anlatmıyor mu canım kardeşim... EEE ALLAH DAHA NE YAPSIN !
  3. Canım kardeşim, kelime-i şahadetten öte yapmamız istenen bir olay var...ayet bunu açıklıyor... Allah diyor ki; kalben inanacaksınız diyor...sizinde açıkladığınız gibi kelime-i şahadet edeceksiniz... Allah'ın varlığına, tekliğine, kitaplarına, resullerine, meleklerine,ahirete yani amentu şerhine kalben inanacaksınız, emin olacaksınız... bunu yaptıktan sonra DAVETİME İCABET EDECEKSİNİZ diyor.... Daveti nedir ; HİDAYETE ERDİRME daveti... KİM HİDAYETE ERMEYİ ZATIMDAN TALEP EDERSE SADECE ONLARI HİDAYETE ERDİRİM diyor....Ozaman kalbinizin içine (İnanç bazında İMANIN ötesinde ) İMANI BEN YAZARIM diyor.... Yani sizin yapacağınız şey * ben hidayete ermek istiyorum * diye BANA DUA EDİP KALBEN İSTEYECEKSİNİZ diyor... Bu farkı anlatabildim inşallah canım kardeşim.... Toplumumuzun çoğunluğu Kelime-i şahadet getiriyor, Toplum olarak hepimiz AMENTU şerhine iman ederiz ANCAK HİDAYETE EREN bir toplum muyuz ! eğer öyle olsa idik din anlatılırken nasıl hidayete erdiğimiz anlatılırdı öyle değil mi canım kardeşim.... Yunus 7 yi tekrar inceleyin... LA YERCUNE LİKAENA diyor Rabbimiz.... LİKAE; ULAŞMAK, KAVUŞMAK, SARILMAK demek YERCUNE; rucu etmek, gitmek, varmak demek LA ; fiili olumsuz yapar.... LİKAE-NA; O'NA, Allah'a cümleyi tekrar yazalım ; ALLAH'A RUCU EDİP, VARIP KAVUŞMAYI, SARILMAYI İSTEMEZLER görüyorsun canım kardeşim; bu Allah'ın ayetini yok sayabilirmiyiz , Allah'a iman ettiğimiz için CANI GÖNÜLDEN AYETİN GEREĞİNİ YERİNE GETİRMELİ DEĞİLMİYİZ... bunu yapmıyorsak şahadet getirmemiz ne işe yarar... Kehf 105 e dikkatle bak canım kardeşim, ahir hayatımız söz konusu... amelleri boşa gidenlerden söz ederken Ulâikellezîne keferû bi âyâti rabbihim ve likâihî ....diyor..... LİKAİHİ ; O'na kavuşmayı, ulaşmayı inkar ettiler diyor... Bİ AYATİ RABBİHİM ; Allah'ın ayetlerini inkar ettiler.... diyor.... Bu duruma göre sadece kelime-i şahadet getirip Allah'a kavuşmayı dilemezsek AYETİ İNKAR durumuna düşmüş olmuyormuyuz canım kardeşim.... Lütfen bunları görelim artık.....İnsanların yaptıkları amel niye boşa çıksın canım kardeşim...bu gerçekleri toplumuzda kaç kişi biliyor dersin acaba.... İnsanların çoğu alıp eline bir meal okumamış biliyormusunuz canım kardeşim...Arapça Kur'an okuyanlar zaten anlamını bilmeden okuyor.. Çoluk çocuğumuza yazık değil mi, insanlarımıza yazık değil mi sorarım sizlere...hangi vicdan sızlamaz..... Elimizden geldiğince insanlara duyuralım arkadaşım bu bir insanlık vazifesidir...Allah bunun hesabını bizden sormaz mı ! selametle kal canım kardeşim....
  4. sevgili kardeşim.... hiç himse kelime-i şahadet getiriyor diye İMAN sahibi olamaz..Kelime-i şahadetten öte ALLAH'IN DAVETİNE İCABET ETMESİ farzdır... kehf 103-104-105 bu gerçeği açıkça beyan ediyor.... Kelime-i şahadet getirip AMEL EDENLERİN AMELLERİ < ALLAH'A MÜLAKİ OLMAYI yani HİDAYETE ERMEYİ DİLEMEDİKLERİ > için BOŞA gidiyor....Kimse kendini aldatmasın ayet ortada canım kardeşim.... istediğiniz kadar KELİME-İ ŞAHADET getirin < Allah'a kavuşmayı dilemediğiniz sürece İMAN SAHİBİ olmak mümkün > canım kardeşim... Üstelik sırf bu nedenle insanlar ATEŞE gidecekler... 10/YUNUS-7: İnnellezîne LA YERCUNE LİKAENA ve radû bil hayâtid dunyâ vatme'ennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne). Muhakkak ki onlar, Bize ulaşmayı (hayatta iken ruhlarını Allah’a ulaştırmayı) dilemezler. Dünya hayatından razı olmuşlardır ve onunla doyuma ulaşmışlardır ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardır. Görüyormusunuz canım kardeşim, ALLAH'A ULAŞMAYI, KAVUŞMAYI DİLEMEYENLER ATEŞE GİDECEKLER..... İnsanlar kendilerini aldatmasınlar bir an önce ALLAH'A HİDAYETE ERMEYİ DİLESİNLER..... Selametle kalın........
  5. selam yam yam kardeşim.... Aslında bunlara cevabı yine KUR'AN veriyor... 42/ŞURA-13: Şerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîh(fîhi), kebure alel muşrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu). Dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiğimiz (farz kıldığımız) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi sana da vahyederek, size de şeriat kıldık. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine hidayet eder (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır). 30/RUM-30: Fe ekim vecheke lid dîni hanîfâ(hanîfen), fıtratallâhilletî fataran nâse aleyhâ, lâ tebdîle li halkıllâh(halkıllâhi), zâliked dînul kayyimu ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne). Hanif olarak kendini dîn için ikame et, Allah’ın hanif fıtratıyla ki; Allah, insanları hanif fıtratıyla yaratmıştır. Allah’ın yaratmasında değişme olmaz. Kayyim olan (kaim olacak, ezelden ebede kadar yaşayacak) dîn budur. Fakat insanların çoğu bilmez. Görüyorsun ki ayrı ayrı kitaplar da hep AYNI ŞERİATI İÇERİYOR...İnsanların < ÇOĞU > bilmez diyor Allah cc... Din tek din, şeriat (yol) tek şeriat, yani ayrı ayrı din diye bir şey yok...Tüm kitaplar birbirini tasdik ederek yani içindeki şeriatı onaylayarak geliyor....Hepsi insanı HİDAYETE ERDİRECEK REÇETE İÇERİYOR..... aYRI AYRI DİNLER VARMIŞ GİBİ GÖSTERENLER ALLAH'A HİDAYETE ERMEYENLER canım kardeşim....VE onlar içİN ALLAH MÜŞRİKLER DİYOR.... 98/BEYYİNE-6: İnnellezîne keferû min ehlil kitâbi velmuşrikîne fî nâri cehenneme hâlidîne fîhâ, ulâike hum şerrul beriyeh(beriyyeti). Muhakkak ki onlar, kitap ehlinden kâfir olanlardır ve müşriklerdendir. Cehennem ateşi içinde ve ebediyyen kalacak olanlardır. İşte onlar, onlar yaratıkların en şerrlileridir. Görüyorsunuz ki Allah bu insanlar için KİTAP EHLİNDEN YARATIKLARIN EN ŞERLİLERİDİR....diyor.... 3 tane kitap ehli var değil mi canım kardeşim, bunlar içinde MÜŞRİK olanlar kimler ! bakalım ayete ; 30/RUM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne). O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaşmayı dileyin) ve takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın. Müşrik olanlar ; Allah'a ulaşmayı yani HİDAYETE ERMEYİ DİLEMEYENLER olarak karşımıza çıkıyor.... 30/RUM-32: Minellezîne ferrakû dînehum ve kânû şiyeâ(şiyean), kullu hızbin bimâ ledeyhim ferihûn(ferihûne). (O müşriklerden olmayın ki) onlar, dînlerinde fırkalara ayrıldılar ve grup grup oldular. Bütün gruplar, kendilerinde olanla ferahlanırlar. Gördün mü canım kardeşim bu müşriklerin durumunu ; dinde FIRKALARA AYRILMIŞLAR yani SAPMIŞLAR, ve hepsi kendi bildiklerini doğru kabul edip insanlara bunları anlatmışlar....HİDAYETE ERMEDİKLERİ İÇİN KİTAPLARIN İÇİNDEKİ HİDAYETİ ANLATAMIYORLAR anlayabiliyormusun canım kardeşim...3 kitap ehlinden HİDAYETE ERMİŞ OLANLARIN kaygısı yok...KAVGA edenler fırkalara ayrılanlar...dünya üzerinde DİN ADINA ÇATIŞANLAR HİDAYETE ERMEYEN MÜŞRİKLER canım kardeşim...... Allah'ın dini tektir....O DA HİDAYETE ERMEKTİR.....TÜM İNSANLARA AYNI EMİR VERİLİYOR ; HİDAYETE ERMEYİ DİLEYİN, TEK BİR FIRKA OLUN....... selametle kal canım kardeşim.....
  6. Selam arkadaşım...ercan arkadaş ayetleri nerden kopyalıyor bilmiyorum ama ben size ayeti yazayım arkadaşım beraberce bakalım ; 28/KASAS-56: İnneke lâ tehdî men ahbebte ve lâkinnallâhe yehdî men yeşâ’(yeşâu), ve huve a’lemu bil muhtedîn(muhtedîne). Muhakkak ki sen, sevdiğini hidayete erdiremezsin (onların ruhlarını Allah’a ulaştıramazsın). Fakat Allah dilediğini hidayete erdirir. Ve O, muhtedileri (hidayete erenleri) daha iyi bilir. Sevgili kardeşim, Allah insanlara CÜZ -İ İRADE vermiştir ve karar verme yetkisini İNSANA bırakmıştır... ki KİTAPLAR indirerek ve peygamberler, resuller, nezirler, mürşidler görevli kılarak ZATINA HİDAYETE ERMEYE DAVET ETMİŞTİR....Davet ; bir iradeden diğer bir iradeye çağrıdır.... 46/AHKÂF-32: Ve men lâ yucib dâiyallâhi fe leyse bi mu’cizin fîl ardı ve leyse lehu min dûnihî evliyâu, ulâike fî dalâlin mubîn(mubînin). Allah’a davet edene icabet etmeyen (tâbî olmayan) kişi, dünya üzerinde Allah’ı aciz bırakacak değildir. Ve onun Allah’tan başka dostu da yoktur. Onlar, (Allah’ın davetçisine tâbî olmayanlar) açık bir dalâlet içindedirler. Görüyoruz ki Allah vazifelilerini kullanarak ZATINA DAVET ETMEKTEDİR....yani biz insanların CÜZ-İ İRADESİNE bir davet vardır....biz insanlar ister davete icabet ederiz ister etmeyiz kararı insana bırakmıştır..... 42/ŞURA-13: Şerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrekû fîh(fîhi), kebure alel muşrikîne mâ ted’ûhum ileyh(ileyhi), allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu). Dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiğimiz (farz kıldığımız) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi sana da vahyederek, size de şeriat kıldık. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine hidayet eder (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır). Şura 13 te Allah dilediğini kendisine seçer ifadesi var ; kimleri seçiyor acaba ! 1. Allah'a inananları 2. resullerine inananları 3.kitaplarına inananları 4. ahirete inanaları 5. hayrın Allah'tan şerrin kendi nefsinden olduğuna inananları 6.Meleklere inananları 7. Ölmeden önce hidayete erileceğine inanları Allah seçiyor...Bu seçtiklerinden < KİM ALLAH'A YÖNELİRSE, SADECE ONLARI KENDİSİNE HİDAYETE ERDİRİR.....diyor ayetin devamı.... Yani ALLAH HİDAYETE ERDİRENDİR, KİMİ ; HİDAYETE ERMEYİ DİLEYENİ Görüyorsun canım kardeşim, Allah CÜZ-İ İRADEYE asla müdahale etmiyor..Aksine serbest bırakıyor ve davet ediyor.....KİM HİDAYETE ERMEYİ ALLAH'TAN İSTERSE, ALLAH ONU KENDİSİNE ERDİRİYOR.... Diyorsunuz ki ; madem sadece O dilerse doğru yolda olacağız, dilemezse yanlış yollarda ömür tüketeceğiz neden yaratıldık???? Bunun doğru dürüst bir açıklamasını yapın artık.. delireceğim cüz-i irade nerde?? hiçbirşey bizim elimizde değilse neden ?????? Çok haklısınız ...ayeti beraberce gördük canım kardeşim..Allah insanlara doğru olanı gösteriyor ve insanların bu hayatta mutlu yaşamalarının reçetesini hidayete ermek olarak açıklıyor...hem cennet saadeti hem de dünya saadetini Allah cc müjdeliyor...Allah'ın biz insanları yaratmasında tek bir muradı o da bizlerin MUTLU OLMASI....mutluluğun adı ise HİDAYETE ERMEK canım kardeşim..Yeterki biz insanlar Allah'a hidayete ermeyi Rabbimize canı gönülden dileyelim ve ona dua edelim göreceksiniz ki bütün mutluluk bu bir talebin arkasında ....forumlarda bir çok yazı yazıyorlar ancak hidayete ermenin reçetesi tarif edilmiyor ..neden biliyormusun canım kardeşim, çünkü bizim toplumumuzun çoğunluğu sadece inanç bazında kalmış ve HİDAYETE ERMİŞ değiller..bilmedikleri için hem ayetlerle ispat edemiyorlar hem de yaşamıyorlar.... hiç delirmeyin canım kardeşim işte size hakikat...Allah'a hidayete ermeyi canı gönülden dileyin bakın neler yaşadığınıza siz şahit olacaksınız......Allah insanı nasıl hidayete erdiriyor....Kararı bizim verdiğimizi göreceksiniz.... Allah kainatı yaratmış ve insanın EMRİNE VERMİŞ...YANİ ALLAH KANUNLARINI KOYMUŞ biz insanlar bu kanunları doğru şekilde uygularsak biz insanlara hem yaşadığımız hayat mutluluk getirecek hem de akıbetimiz garanti olacak.....Allah her şeyi İLMİ İLE KUŞATMIŞ...O'nun ilminin dışında bir yaprak dahi kıpırdayamaz....işte olay bu ! BİZ İSTEYECEĞİZ ALLAH VERECEK .....KANUN BU ! Haa aksini yaparsak ne olur ! o zaman yine kanunlar devrede ve akıbetimize razı olmak durumunda kalırız...Ya hidayete ermeyi dileyip mutlu yaşacağız, ya da nefsimize uyup hayatı boş yere tüketip onun bunun ZANLARINA İNANARAK akıbetimize katlanacağız...KARARI BİZ İNSANLAR VERECEK..... selametle kal canım kardeşim....... .
  7. Zahmet olmazsa yazdığınız ayetlerin isimlerini numaralarını açıkça yazın....bir de latin harfle arapça yazılışlarını rica edelim arkadaşım....kontrol etmek açısından ... Aramızda arapça bilenler de vardır unutma ....öyle her yazılana kontrol etmeden inanmak akıllı insanın yapacağı şey değildir....23 tane meal var ne de olsa ..... ama 1 tane KUR'AN var ve hakikat onun içinde....bu nedenle arapça okunuşlarını da ( latin harfle ) rica edelim..... selametle kalın....
  8. Yam yam kardeşim bazen size öyle hak veriyorum ki ! neye inandığınızı neye inanmadığınızı açık açık ifade ediyorsunuz....bu tavrınız harika ! şu cümlen çok hoşuma gitti ; SİZ İSLAMİYETİN NERESİNDENSİNİZ ? bak ayet ne diyor ; 63/MUNAFİKUN-6: Sevâun aleyhim estagferte le hum em lem testagfir lehum, len yagfirallâhu lehum, innallâhe lâ yehdîl kavmel fâsikîn(fâsikîne). Onlar için mağfiret dilesen de, dilemesen de birdir. Allah, o münafıkları asla bağışlamaz ve Allah fasık milleti asla hidayete erdirmez ( Allah'a ulaştırmaz). Şimdi sormak lazım topluma sizler HİDAYETE ERDİNİZ Mİ ? bu ifadem tepki alacak ancak hakikat ortada...Allah ayetinde HİDAYETE ERMEYEN TOPLUMUN FASIK olduğunu ifade ediyor..Ben demiyorum vallahi ALLAH SÖYLÜYOR.... Eğer din adına farklı farklı söylemler ortaya çıkmış sa orada TEVHİD YOKTUR.... TEVHİD, teklik demektir....Tek bir ifade ile DİN anlatılır....tevhidi yaşayanlar AYNI ŞEYİ söylerler AYNI ŞEYE DAVET EDERLER, YAŞADIKLARI İÇİN HİDAYET YOLUNU GÖSTEREBİLİRLER... 31/LOKMAN-15: Ve in câhedâke alâ en tuşrike bî mâ leyse leke bihî ilmun fe lâ tutı’humâ ve sâhibhumâ fîd dunyâ magrûfen vettebi’ sebîle men enâbe ileyy (ileyye), summe ileyye merciukum fe unebbiukum bi mâ kuntum ta’melûn (ta’melûne). Bilgin olmayan bir şey hakkında, şirk koşman için seninle mücâdele ederlerse, ikisine de itaat etme! Ve dünyada onlara güzellikle sahip ol. Bana yönelenlerin ( Bana ulaşmak üzere yola çıkanların) yoluna tâbî ol. Sonra dönüşünüz Banadır. O zaman yaptığınız şeyleri size haber vereceğim. BANA YÖNELENLERİN YOLUNA TABİ OL diyor....KİM BU ALLAH'A YÖNELENLER diye sorarsak ; 3/AL-İ İMRAN-20: Fe in hâccûke fe kul eslemtu vechiye lillâhi ve menittebean(menittebeani), ve kul lillezîne ûtûl kitâbe vel ummiyyîne e eslemtum, fe in eslemû fe kadihtedev, ve in tevellev fe innemâ aleykel belâg(belâgu), vallâhu basîrun bil ibâd(ibâdi). Eğer seninle tartışmaya kalkarlarsa, o zaman de ki: “Ben ve bana tâbî olanlar vechimizi (fizik vücudumuzu) Allah’a teslim ettik.” O kitap verilenlere ve ÜMMÎ’lere de ki: “Siz de (fizik vücudunuzu Allah’a) teslim ettiniz mi?” Eğer teslim ettilerse o zaman (onlar) andolsun ki; hidayete ermişlerdir. Eğer yüz çevirirlerse, o zaman sana düşen (görev) ancak tebliğdir. Allah kullarını BASÎR’dir (görendir). Demek ki HİDAYETE ERMEK ASIL OLAN GÖREVDİR....KİM HİDAYETE ERMEYİ ALLAH'TAN İSTERSE O MUTLAKA HİDAYETE ERDİRİLİR.....Bu hidayete ermiş olanlar ise SADECE ALLAH'A HİDAYETE ERMEYE DAVET EDERLER......ANCAK TEBLİĞ EDERLER......DAVET EDERLER.....ayrıntıların peşine düşmezler canım kardeşim..... selametle kal canım kardeşim.....
  9. Ey insanlar; Ademoğlunun tüm zürriyeti, kıyamet gününe kadar yaşayacak olan tüm insanlara hitaptır... Sakınanlar ; Takva sahibi olmak demektir..Allah kitabında TAKVA kelimesini kullanır... Takva sahibi olanlar ; Rum 31 'e göre Allah'a kavuşmayı canı gönülden dileyerek takva sahibi olmuşlardır...Allah, bu kişilere emir ve yasaklarını kolaylaştırır ve manevi zevkler yaşatır..Hiç bir ibadet bu insanlar için angarya değildir aksine mutluluklarının yegane kaynağıdır..Emir ve yasaklara uymak bu insanlara sonsuz mutluluk verir..Allah'ın sevgisinin azalmasından korkarlar..Allah, sevginin kaynağıdır..bu insanlar sevginin doyulmaz mutluluğunu kalplerinde hissederler, hiç bir zaman huzursuzluk yaşamazlar...1 tek talepleri ile hidayetin mutluluğunu yaşamaya başlarlar...Kalplerinde nurlanma başlar bu nur yüzlerine yansır...Allah'ın zikri ile nurları her geçen gün daha da artar.. 30/RUM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne). O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaşmayı dileyin) ve takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın. canım kardeşim, sadece Allah'a inanmak kişinin kurtuluşu için yetmez...rum 31 e göre KALBEN ALLAH'A KAVUŞMAYI istemekte farzdır ve Allah'ın OLMAZSA OLMAZ ŞARTIDIR....bu talep yoksa kişinin dini yaşaması asla mümkün değildir...onlar sadece inanç bazında kalırlar ve amelleri onları kurtarmaya yetmez....diyelim kişi Ateist ve hiç bir ameli yok bir gün dediki ; Allah'ım evet varsın ve sana kavuşmak, hidayete ermek istiyorum dedi ve bunu canı gönülden yaptı...ve bu kişi 2 gün sonra öldü..bu kişi CENNETE GİDECEK CANIM KARDEŞİM.... diyelim ki ; kişi 70 yıl amel yaptı ancak ALLAH'A MÜLAKİ OLMAYI, YANİ HİDAYETE ERMEYİ DİLEMEDİ, üzerime farz deyip amel etti..bu kişinin durumu nedir diye sorarsak ; kehf 103- 104 vew 105 e göre cehenneme gittiğini görüyoruz üstelik amelleri de boşa gitmiş olarak.....görüyorsunuz ki Allah ne kadar kolaylık sağlamış ; bana kavuşmayı dileyin ben sizi kendime hidayet edeyim diyor...bu kadar kolay bir nedenden dolayı insanoğlu ya cehenneme ya da cennete gidiyor.... selametle kalın.....
  10. selam yam yam kardeşim.... 19/MERYEM-60: İllâ men tâbe ve âmene ve amile sâlihan fe ulâike yedhulûnel cennete ve lâ yuzlemûne şey’â(şey’en). Tövbe edenler, âmenû olanlar ve amilüssalihat (nefs tezkiyesi) yapanlar hariç. İşte onlar, cennete girecekler. Ve onlara, hiçbir şeyle zulmedilmez. Allah HİDAYETE ERMEYİ dileyen ve hidayete ermiş olan kullarına asla zulmetmeyeceğini söylüyor canım kardeşim...Hayatta iken Allah'a hidayete ermeyi dileyenler mutlaka hayatta iken hidayete erdirileceklerdir, bunlar hayatta iken cennet müjdesi alanlardır....ve dünya hayatını da mutlu yaşarlar... cehennemde bunlar ceza çekmezler, çünkü hayatta iken mağfiret olunmuşlardır..Allah onların günahlarının üzerini örtmüştür... 8/ENFAL-29: Yâ eyyuhellezîne âmenû in tettekullâhe yec’al lekum furkânen ve yukeffir ankum seyyiâtikum ve yagfir lekum, vallâhu zul fadlil azîm(azîmi). Ey âmenû olanlar, Allah’a karşı takva sahibi olursanız sizi furkan (hak ve bâtılı ayırma özelliği) sahibi kılar! Ve sizden (sizin) günahlarınızı örter ve size mağfiret eder (günahlarınızı sevaba çevirir). Ve Allah, büyük fazl sahibidir. Cehenneme girmeyi hak edenler için cehennemden çıkış asla yoktur.... Takva sahipleri cehennemden çıkacaktır ve cennetlere gireceklerdir.... Kimdir TAKVA sahibi ! 30/RUM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn(muşrikîne). O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaşmayı dileyin) ve takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın. Görülüyor ki ; Allah'a yönelen, Allah'a kavuşmayı dileyen kişi TAKVA SAHİBİ oluyor....1 tek taleb insanı ateşten koruyor canım kardeşlerim...Allah'a kalben hidayete ermeyi dileyin ve cennet mutluluğu da sizlerin olsun....yoksa yardım yok canım kardeşlerim....Ateşin içinde ne işiniz var güzelim cennet dururken ! selametle kalın....
  11. ASHAB-I MEŞ'EME (CEHENNEMLİKLER) Kur'an'da bahsedilen Ashab-ı Meş'eme ebediyen cehennemde kalacak olanlardır. El Vakıa Sûresi'nin 9.cu âyetinde Ashab-ı Meş'emeden bahsediyor Rabbimiz. VAKIA-9: Ve ashâbülme'emeti mâ aeshâbülmeş'emeh. Meşumiyet sahipleri, 0 meş'umiyet sahipleridir. Bunlar meşum olanlardır. Kötülüğün sahipleridir. Kendilerini şeytana teslim etmiş kişilerdir. Nefsen şeytana kendilerini satmışlardır. Bunlar kâfirlerdir. Şeytana ulaşmış olanlardır. Şeytanla dost olduklarının çoğu kez farkında bile değillerdir.... BELED- 19, 20: Velleziyne keferu biâyâtina hüm ashabulmeş'emeti aleyhim narun mü'sadeh. Âyetlerimi inkâr edenler, işte onlar ashab-ı Meş'emedir. Onlar her yönden ateşle kapatılacaklar. Bunlar kitapları sol taraftan kendilerine verilen ve ebedi cehennemde kalıcıdırlar. HAKKA-25, 26, 27, 28, 29, 3O, 31, 32, 33, 34: Ve emmâ men ûtiye kitâbehü bisimâlihi feyekuûlü yâ leyteniy lem üte kitâbîyeh ve lem edri mâ hisabiyeh yâ leytehâ kanetilkaâdiye mâ ağnâ anniy maliyeh heleke anniy sultâniyeh huzûhü fegullûhü sümmel cahıyme sallûhü sümme fîy silsiletin zer' uha seb-ûne zirâan feslukûh innehü kane lâ yü'minü' billahilâziym ve lâ yahuddu alâ ta'âmil miskiyn. Fakat kitabı kendisine solundan verilen kimse kitabım keşke bana verilmeseydi, keşke hesabımın ne olduğunu bilmeseydim, bu iş keşke hayatıma son verseydi, madem bana fayda vermedi, gücüm kalmadı. Vazifelilere şöyle buyrulur; O'nu alın bağlayın sonra cehenneme yaslayın, sonra onu boyu 70 arşın olan zincire vurun. Çünkü o AlIah'a inanmazdı. Yoksulun yiyeceği ile ilgilenmezdi. İNŞİRAH-10, 11, 12, 13, 14: Ve emmâ men ûtiye kitâbehü verâe zahrihi fesevfe yed'û sübûra ve yasla saıyra innehü kâne fiy ehlihi mesrûrâ innehü zanne en len yahûr. Ama amel defteri kendisine arkasından verilen kimse mahvoldum diye bağırir, ve çılgın alevli cehenneme girer. Çünkü. o Dünyada adamlarının yanında kendi zevk içindeydi. Zira o dönmiyeceğini sanıyordu. KARİA-8, 9: Ve emmâ men haffet mevâziynühü feümmühü hâviye. Tartılan, mizanları hafif gelenler ise, onların yeri bir çukurdur, cehennemdir. TEK BİR NEDEN YÜZÜNDEN MİZAN DAHİ TUTULMAYACAK OLANLARDIR...BUNLAR AMEL DE YAPARLAR ANCAK AMELLERİ BOŞA GİDECEK OLANLARDIR....ALLAH'A HİDAYETE ERMEYİ DİLEMEDEN AMEL YAPANLAR.... 18/KEHF-103: Kul hel nunebbiukum bil ahserîne a’mâlâ(a’mâlen). De ki: “Ameller açısından en çok hüsrana uğrayanları size haber vereyim mi?” 18/KEHF-104: Ellezîne dalle sa’yuhum fîl hayâtid dunyâ ve hum yahsebûne ennehum yuhsinûne sun’â(sun’an). Onlar, dünya hayatında amelleri (çalışmaları) sapmış (kaybettikleri dereceler, kazandıkları derecelerden daha fazla) olanlardır. Ve onlar, güzel ameller işlediklerini zannediyorlar. 18/KEHF-105: Ulâikellezîne keferû bi âyâti rabbihim ve likâihî fe habitat a’mâluhum fe lâ nukîmu lehum yevmel kıyameti veznâ(veznen). İşte onlar, Rab’lerinin âyetlerini ve O’na mülâki olmayı (ölmeden evvel ruhun Allah’a ulaşmasını) inkâr ettiler. Böylece onların amelleri heba oldu (boşa gitti). Artık onlar için kıyâmet günü mizan tutmayız. ALLAH'A HİDAYETE ERMEYİ DİLEYİN SEVGİLİ KARDEŞLERİM, AMELLERİNİZ BOŞA GİDENLERDEN OLMAYIN ! Selametle kalın.................
  12. Selamün aleyküm canım kardeşim.... kişi ne yaparsa imanlı hale gelir sorunuza cevap YUNUS 7 ci ayetin içinde..... 10/YUNUS-7: İnnellezîne LA YERCUNE LİKAENA ve radû bil hayâtid dunyâ vatme'ennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne). Muhakkak ki onlar, Bize ulaşmayı (hayatta iken ruhlarını Allah’a ulaştırmayı) dilemezler. Dünya hayatından razı olmuşlardır ve onunla doyuma ulaşmışlardır ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardır. Eğer kişi ölmeden önce ALLAH'A KAVUŞMAYI, LİKAALLAHİ OLMAYI, YANİ HİDAYETE ERMEYİ ALLAH'TAN CANI GÖNÜLDEN İSTERSE 5- 6 saniye içinde Allah bu kişinin kalbine hidayet nurunu koyar...Bu kişi kalbinde değişimlere şahit olur...İman nuru, Allah'ın hidayet davetine icabet ile oluşur....Allah bir çok ayette ZATINA VUSLAT olmaya davet etmektedir....DAVETE İCABET ASILDIR.... Hiç kimse sadece Allah'a inanıyorum demekle iman sahibi olamaz...eğer olsaydı KEHF 103- 104-105 Cİ ayetlerde AMELLERİN boşa gideceğini beyan etmezdi...Amel yapan insanlar mutlaka Allah'a inandıkları ve amentu şerhine inandıkları için amel yaparlar...Ancak bu amelleri o kişinin kurtuluşu için yeterli değildir... kehf 105 bunu çarpıcı biçimde beyan etmektedir....Allah'a mülaki olmayı yalanlayanların yani Allah'a mülaki olmayı dilemeyenlerin yaptıkları ameller boşa gidecektir diyor Rabbimiz..... canım kardeşim, bizi imtihan ettiğinizi asla düşünmüyoruz...bildiklerimizi ve yaşadıklarımızı yazmak insanlara faydalı olmak asıl amacımızdır....Allah razı olsun inşallah sizden.... açıklamalar yeterli sanırım...anlaşılamayan bir konu olursa yine açıklama yaparız canım kardeşim.... selametle kalın....
  13. Sevgili kardeşim Allah razı olsun inşallah çook önemli bir konuya parmak bastınız...İnsanın akıbetini belirleyen tek konu...bir kez daha Allah razı olsun inşallah.....yazınızda amellerin boşa gitmesinden sözetmişsiniz.. Demek oluyor ki insanlar AMEL yaptıkları halde boşa gidecek bir EKSİK içindeler... Amel yapan insanlar inanç şartlarını yerine getimiş demektir..Allah'ın varlığına kesin inanan ve Amentu şerhine iman eden kişiler ki AMEL yapıyorlar...ancak hangi sebeple bu ameller boşa gidiyor bunu araştırmak lazım gelir... bu konuyu anlatan ayetleri yazalım inşallah; 18/KEHF-103: Kul hel nunebbiukum bil ahserîne a’mâlâ(a’mâlen). De ki: “Ameller açısından en çok hüsrana uğrayanları size haber vereyim mi?” 18/KEHF-104: Ellezîne dalle sa’yuhum fîl hayâtid dunyâ ve hum yahsebûne ennehum yuhsinûne sun’â(sun’an). Onlar, dünya hayatında amelleri (çalışmaları) sapmış (kaybettikleri dereceler, kazandıkları derecelerden daha fazla) olanlardır. Ve onlar, güzel ameller işlediklerini zannediyorlar. 18/KEHF-105: Ulâikellezîne keferû bi âyâti rabbihim ve likâihî fe habitat a’mâluhum fe lâ nukîmu lehum yevmel kıyameti veznâ(veznen). İşte onlar, Rab’lerinin âyetlerini ve O’na mülâki olmayı (ölmeden evvel ruhun Allah’a ulaşmasını) inkâr ettiler. Böylece onların amelleri heba oldu (boşa gitti). Artık onlar için kıyâmet günü mizan tutmayız. GÖRÜYORUZ Kİ ; bu insanlar amel yaptıkları halde tek bir neden yüzünden amelleri boşa gidenler oluyor üstelik mizan dahi tutulmuyor....sebep ise ; Ölmeden önce LİKAİHİ olmamak...yani Allah'a ulaşmayı, yani VUSLATA ERMEYİ dilememek..... Likaihi olmayanlar nereye gidecekler dersek ; 10/YUNUS-7: İnnellezîne LA YERCUNE LİKAENA ve radû bil hayâtid dunyâ vatme'ennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne). Muhakkak ki onlar, Bize ulaşmayı (hayatta iken ruhlarını Allah’a ulaştırmayı) dilemezler. Dünya hayatından razı olmuşlardır ve onunla doyuma ulaşmışlardır ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardır. 10/YUNUS-8: Ulâike me'vâhumun nâru bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne). İşte onların kazandıkları (dereceler) gereğince varacakları yer ateştir (cehennemdir). Yunus 7 de; LA YERCUNE LİKAENA ifadesi ile Allah'a ulaşmayı, kavuşmayı dilemeyenler olarak karşimiza çıkıyor.... Bu insanlar amel yapıyorlar ; Namaz, oruç, zekat, hac, kelime-i şahadet getiriyorlar...Allah'a inanıyorlar, peygamberlere inanıyorlar, meleklere inanıyorlar vs. vs. ancak İMANIN TEK ŞARTI OLAN ALLAH'A MÜLAKİ OLMAYI DİLEMİYORLAR..... Halbuki Allah cc. bakara 186 da DAVETİME İCABET EDİN böylelikle AMENU olun, İman sahibi olun diyor ve İRŞADA ULAŞIN emri veriyor.... 2/BAKARA-186: Ve izâ seeleke ıbâdî annî fe innî karîb(karîbun) ucîbu da’veted dâi izâ deâni, fel yestecîbû lî vel yu’minû bî leallehum yerşudûn(yerşudûne). Ve kullarım sana, Benden sorduğu zaman, muhakkak ki Ben, (onlara) yakınım. Bana dua edilince, dua edenin duasına (davetine) icabet ederim. O halde onlar da Bana (Benim davetime) icabet etsinler ve Bana âmenû olsunlar (Bana ulaşmayı dilesinler). Umulur ki böylece onlar irşada ulaşırlar (irşad olurlar). Davete icabet edenler ise ; 2/BAKARA-46: Ellezîne yezunnûne ennehum MÜLAKU RABBİHİM ve ennehum ileyhi râciûn(râciûne). O (huşû sahipleri) ki; onlar, Rab’lerine (dünya hayatında) muhakkak mülâki olacaklarına ve (sonunda ölümle) O’na döneceklerine yakîn derecesinde inanırlar. İnsan önce inanacak ve kesin şekilde MÜLAKU RABBİHİM yani ölmeden önce Rabbimize ulaşacağına kesin şekilde emin olacak...İşte GERÇEK İMAN SAHİBİ OLANLAR ALLAH'A MÜLAKİ OLMAYI İSTEYENLER VE KESİN ŞEKİLDE BUNA EMİN OLANLARDIR.... Mülaki olmayı istemeden Amel yapanların durumu kehf 103-104 ve 105 te açıkça bildirilmektedir.... selametle kalın.....
  14. canım kardeşim, hakaret eden biz miyiz yoksa siz misiniz ! Size sadece KUR'AN AYETLERİ yazdık...eğer siz bu ayetlere iman etmiyorsanız biz ne yapabiliriz... Kur'an ayetleri ortada ALLAH ZATINA DAVET ETMİYOR MU arkadaşım ? Ha siz Allah'ın davetine icabet edip Allah'a ulaşmayı ister dilersiniz ister dilemezsiniz, hesabınız Allah ile sizin aranızda olacak... SADECE KUR'AN demeniz bizi niye rahatsız etsin canım kardeşim...SİZE YAZDIKLARIMIZ SADECE KUR'AN AYETLERİ DEĞİL Mİ ! sizin gibi kafamızdan yorum yapmadık, SADECE KUR'AN AYETLERİNİ YAZDIK...siz niye ayetlerden rahatsız oluyorsunuz ! diyorsunuz ki ; Ben biliyorum sizin planlarınızı! Allah'a ulaşmayı dileyeyim de o Allah ile konuştuğunu zırvalayan yapay tanrınıza kaysın tümkaynaklar değil mi? Bu millet tavuk ya! Yolun anam yolun! Ekabirler (!) yolmuş yetmiyor bir de sizler yolun!......DİYORSUNUZ.... canım kardeşim ne söylediğinin farkında değilsin * ALLAH'A ULAŞMAYI DİLEYEYİM DE * eee dileme kardeşim, siz dilemezseniz kime ne zarar verebilirsiniz ya da fayda sağlayabilirsiniz...aklınız böylemi işliyor....Allah'a ulaşmayı dilemem diyorsunuz....dileme kardeşim, Allah'ın emrini yerine getirme paşa gönlün bilir ! canım kardeşim siz daha dikkatli KUR'AN okuyun, Allah'a davet edenler sizden ücret istemezler, der Allah cc. siz Allah'a ulaşmayı dilerseniz sizden kim ücret isteyecek bu duanıza karşılık hala aklın basmıyor mu ! bak Allah ne diyor ayetinde ; 29/ANKEBUT-5: Men kâne YERCU LİKAALLAHİ fe inne ecelallâhi leât(leâtin), ve huves semîul alîm(alîmu). Kim Allah’a mülâki olmayı (hayattayken Allah’a ulaşmayı) dilerse, o taktirde muhakkak ki Allah’ın tayin ettiği zaman mutlaka gelecektir (ruhu mutlaka hayattayken Allah’a ulaşacaktır). Ve O, en iyi işiten, en iyi bilendir. Şimdi bu ayet Allah'ın ayeti değil mi canım kardeşim..SİZ ALLAH'A ULAŞMAYI DİLERSENİZ ayetin gereğini yerine getireceksiniz yani ALLAH'IN EMRİNİ YERİNE GETİRECEKSİNİZ öyle değil mi ! Allah'a ulaşmayı dilemezseniz ne olur bakalım ALLAH'IN AYETİ NE DİYOR ; 10/YUNUS-7: İnnellezîne LA YERCUNE LİKAENA ve radû bil hayâtid dunyâ vatme'ennû bihâ vellezîne hum an âyâtinâ gâfilûn(gâfilûne). Muhakkak ki onlar, BİZE ULAŞMAYI (hayatta iken ruhlarını Allah’a ulaştırmayı) DİLEMEZLER. Dünya hayatından razı olmuşlardır ve onunla doyuma ulaşmışlardır ve onlar âyetlerimizden gâfil olanlardır. GÖRÜYORSUN Kİ SADECE KUR'AN AYETİ canım kardeşim...ALLAH BÖYLE SÖYLÜYOR....ALLAH'IN EMRİ.... 10/YUNUS-8: Ulâike me'vâhumun nâru bimâ kânû yeksibûn(yeksibûne). İşte onların kazandıkları (dereceler) gereğince varacakları yer ateştir (cehennemdir). GÖRÜYORSUNUZ Kİ AKIBET NE ACI....KARAR SİZİN CANIM KARDEŞİM...PAŞA GÖNLÜNÜZ BİLİR ! HER İNSAN YAPTIĞININ KARŞILIĞINI MUTLAKA ALACAKTIR...ALLAH İLE SİZİN ARANIZDA Kİ BİR KONU.... SİZE ŞAH DAMARINIZDAN YAKIN OLAN ALLAH GÖRÜYORSUNUZ Kİ AYETİNDE BÖYLE SÖYLÜYOR.... şeytanın sizi nasıl aldattığının farkında değil misiniz canım kardeşim...Allah'a ulaşmayı dilemem diyorsunuz..sizi bu düşünceye ulaştıran Şeytan değil mi ! Allah bana ulaşmayı dileyin diyor SİZ HAYIR DİLEMEM diyorsunuz...Sizi bu düşünce ile ATEŞE TAŞIYAN ŞEYTAN DEĞİL Mİ canım kardeşim...Allah'tan kıyamet gününe kadar müsaade almadı mı, insanı kendisiyle beraber ateşe taşıyacağına dair...HALA AKLINIZI KULLANMAYACAK MISINIZ ! EN BÜYÜK DÜŞMANINIZ ŞEYTAN DEĞİL Mİ , hala göremiyormusunuz ! şahıslarla uğraşıyorsunuz ! * SADECE KUR'AN * diyorsunuz..İŞTE SİZE KUR'AN ! canım kardeşim....kendine niye yazık ediyorsun insanlarla uğraşacağım diye....onun bunun iftiralarına emin olmadan kanmak doğrumudur ! Ateşin içinde ne işiniz var ! Ayetin gereğini yerine getireceksiniz ALLAH'IN EMRİNİ YERİNE GETİRECEKSİNİZ hepsi bu ! Bak Allah ne diyor AYETİNDE ; 18/KEHF-103: Kul hel nunebbiukum bil ahserîne a’mâlâ(a’mâlen). De ki: “Ameller açısından en çok hüsrana uğrayanları size haber vereyim mi?” 18/KEHF-104: Ellezîne dalle sa’yuhum fîl hayâtid dunyâ ve hum yahsebûne ennehum yuhsinûne sun’â(sun’an). Onlar, dünya hayatında amelleri (çalışmaları) sapmış (kaybettikleri dereceler, kazandıkları derecelerden daha fazla) olanlardır. Ve onlar, güzel ameller işlediklerini zannediyorlar. 18/KEHF-105: Ulâikellezîne keferû Bİ AYATİ RABBİHİM ve LİKAİHİ fe habitat a’mâluhum fe lâ nukîmu lehum yevmel kıyameti veznâ(veznen). İşte onlar, RAB'LERİNİN AYETLERİNİ VE O'NA MÜLAKİ OLMAYI (ölmeden evvel ruhun Allah’a ulaşmasını) İNKAR ETTİLER . Böylece onların amelleri heba oldu (boşa gitti). Artık onlar için kıyâmet günü mizan tutmayız. GÖRÜYORSUNUZ canım kardeşim, ALLAH'A MÜLAKİ OLMAYI REDDETTİĞİNİZ İÇİN amelleriniz de boşa gidecek, mizan dahi tutulmayacak...YAZIK DEĞİL Mİ AMELLERİNİZE, sırf Allah'a ULAŞMAYI DİLEMEDİĞİNİZ için başınıza gelecek....Yazık değil mi ! Görüyorsunuz ki sizlere SADECE KUR'AN ayetleri yazıyoruz... SADECE ALLAH'A DAVET EDİYORUZ...farkında değil misiniz ! bu acı akıbetle karşılaşmayasınız diye ! bizim sizlere dost olduğumuzu göstermiyor mu ! diyorsunuz ki ; Sana bir daha cevap yazmayacağım! Aklını başına topla da halkı, İskender ilahınıza çağırıp durmaktan vazgeçin! Ben biliyorum sizin çağrınız ardında dönen tezgahları! Allah'a çağırın eğer çağıracaksanız! DİYORSUNUZ........ ŞİMDİ BİZ AYETLERLE ALLAH'A MI DAVET EDİYORUZ YOKSA SİZİN DEDİĞİNİZ GİBİ ŞAHISLARA MI bu farkı anladınız umarım.....Ayetler ortada canım kardeşim...Akıbetinizi kendiniz belirleyeceksiniz ! YA ALLAH'IN MÜLAKİ EMRİNE İCABET EDECEKSİNİZ YA DA ETMEYECEKSİNİZ ....KARAR SİZİN ! selametle kal canım kardeşim ....
  15. selamün aleyküm canım kardeşim, Siz kimin arkasından gidiyorsanız ona dikkat edin canım kardeşim.. kimlerin yazılarını buraya kopyalıyorsanız ona çook dikkat edin ! bak sizin de iman ettiğniz KUR'AN 'DA ALLAH NE DİYOR; 46/AHKÂF-32: Ve men lâ yucib dâiyallâhi fe leyse bi mu’cizin fîl ardı ve leyse lehu min dûnihî evliyâu, ulâike fî dalâlin mubîn(mubînin). Allah’a davet edene icabet etmeyen (tâbî olmayan) kişi, dünya üzerinde Allah’ı aciz bırakacak değildir. Ve onun Allah’tan başka dostu da yoktur. Onlar, (Allah’ın davetçisine tâbî olmayanlar) açık bir dalâlet içindedirler. 45/CASİYE-23: E fe reeyte menittehaze ilâhehu hevâhu ve edallehullâhu alâ ilmin ve hateme alâ sem’ihî ve kalbihî ve ceale alâ basarihî gışâveh(gışâveten), fe men yehdîhi min ba’dillâh(ba’dillâhi), e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne). Hevasını kendisine ilâh edinen kişiyi gördün mü? Ve Allah, onu ilim (onun faydasız ilmi) üzere dalâlette bıraktı. Ve onun işitme hassasını ve kalbini mühürledi. Ve onun basar (görme) hassasının üzerine gışavet (perde) kıldı (çekti). Bu durumda Allah’tan sonra onu kim hidayete erdirir? Hâlâ tezekkür etmez misiniz? 28/KASAS-50: Fe in lem yestecîbû leke fa’lem ennemâ yettebiûne ehvâehum, ve men edallu mimmenittebea hevâhu bi gayri huden minallâh(minallâhi), innallâhe lâ yehdil kavmez zâlimîn(zâlimîne). Bundan sonra eğer sana icabet etmezlerse (senin hidayete erdirme davetine uymazlarsa), bil ki onlar heveslerine tâbîdirler. Allah’tan bir hidayetçi olmaksızın (hidayetçiye değil de) kendi heveslerine tâbî olandan daha çok dalâlette kim vardır? Muhakkak ki Allah, zalimler kavmini hidayete erdirmez. 20/TAHA-123: Kâlehbitâ minhâ cemîan ba’dukum li ba’dın aduvv(aduvvun), fe immâ ye’tiyennekum minnî huden fe menittebea hudâye fe lâ yadıllu ve lâ yeşkâ. (Allahû Tealâ şöyle) dedi: "İkiniz oradan (aşağı) inin! Hepiniz (şeytan ve siz), birbirinize düşman olarak. Bundan sonra Benden size mutlaka hidayet gelecek. O zaman kim hidayetçime tâbî olursa artık o, dalâlette kalmaz ve şâkî olmaz." 39/ZUMER-23: Allâhu nezzele ahsenel hadîsi kitâben muteşâbihen mesâniye takşaırru minhu culûdullezîne yahşevne rabbehum, summe telînu culûduhum ve kulûbuhum ilâ zikrillâh(zikrillâhi), zâlike hudallâhi yehdî bihî men yeşâu, ve men yudlilillâhu fe mâ lehu min hâd(hâdin). Allah, ihdas ettiği (nurların) ahsen olanlarını (rahmet, fazl ve salâvâtı), ikişer ikişer (rahmet-fazl ve rahmet-salâvât), Kitab’a müteşabih (benzer) olarak indirdi. Rab’lerinden huşû duyanların ciltleri ondan ürperir. Sonra onların ciltleri ve kalpleri Allah’ın zikriyle yumuşar, sukûnet bulur (yatışır). İşte bu, Allah’ın hidayetidir, dilediğini onunla hidayete erdirir. Ve Allah, kimi dalâlette bırakırsa artık onun için bir hidayetçi yoktur. 3/AL-İ İMRAN-164: Le kad mennallâhu alel mu’minîne iz bease fîhim resûlen min enfusihim yetlû aleyhim âyâtihî ve yuzekkîhim ve yuallimuhumul kitâbe vel hikmeh(hikmete), ve in kânû min kablu le fî dalâlin mubîn(mubînin). Andolsun ki mü’minlerin (başlarının) üzerine (devrin imamının ruhu) bir ni’met olmak üzere kendi zamanlarında, kendi içlerinden bir resûl beas ederiz, onların aralarında (kendi kavminin içinde) onlara Allah’ın âyetlerini tilâvet eder, onları tezkiye eder ve onlara kitap ve hikmeti öğretir. Ondan evvel (resûle tâbî olmadan evvel) onlar açık bir dalâlet içinde idiler. 7/A'RAF-186: Men yudlilillâhu fe lâ hâdiye leh(lehu), ve yezeruhum fî tugyânihim ya’mehûn(ya’mehûne). Allah kimi dalâlette bırakırsa, artık onun için bir hidayetçi (hidayete erdiren) yoktur. Ve onları azgınlıkları (isyanları) içinde şaşkın (bir halde) terkeder (bırakır). GÖRÜYORSUNUZ Kİ ALLAH'IN KİTABI NELER SÖYLÜYOR CANIM KARDEŞİM.... HALA AKLETMİYECEKMİSİNİZ !!!!!! AKLINIZI KULLANIP ALLAH'A HİDAYETE ERMEYİ DİLEMEZSENİZ EĞER AKIBETİNİZ BAKIN NASIL OLACAK ! AYETLERİ DİKKATLE İNCELE !!! 7/A'RAF-178: Men yehdillâhu fehuvel muhtedî ve men yudlil fe ulâike humul hâsirûn(hâsirûne). Allah kimi hidayete erdirirse (kendisine ulaştırırsa), artık o hidayete ermiştir. Ve kim dalâlette bırakılırsa, işte onlar, onlar artık hüsrana uğrayanlardır (nefslerini hüsrana düşürenlerdir). 17/İSRA-97: Ve men yehdillâhu fe huvel muhted(muhtedi), ve men yudlil fe len tecide lehum evliyâe min dûnih(dûnihî), ve nahşuruhum yevmel kıyâmeti alâ vucûhihim umyen ve bukmen ve summâ(summen), me’vâhum cehennem (cehennemu), kullemâ habet zidnâhum saîrâ(saîren). Ve Allah, kimi HİDAYETe erdirirse (Kendisine ulaştırırsa) artık o HİDAYETe ermiştir. Ve kimi dalâlette bırakırsa (kim Allah’a ulaşmayı dilemezse), o taktirde onlar için, O’ndan (Allah’tan) başka dostlar bulamazsın.Ve kıyâmet günü onları kör, dilsiz ve sağır olarak yüzükoyun (sürünerek) haşrederiz (edeceğiz, toplayacağız). Onların me’vası (kalacakları yer) cehennemdir. Ve Biz, onlara (ateşin) her sönmeye yüz tutuşunda (alevli ateşi) arttırdık (arttıracağız). 54/KAMER-47: İnnel mucrimîne fî dalâlin ve suur(suurin). Bütün suçlular, dalâlette; kızgın ateştedirler. 54/KAMER-48: Yevme yushabûne fîn nâri alâ vucûhihim, zûkû messe sekar(sekare). Yüzleri sürtünerek o gün, kızgın ateşe sürüklenirler. “Bu kızgın ateşi tadın.” denir. 36/YASİN-62: Ve lekad edalle minkum cibillen kesîrâ(kesîran), e fe lem tekûnû ta’kılûn(ta’kılûne). Ve andolsun ki sizden birçoklarını dalâlette bıraktı. Hâlâ akıl etmez misiniz? 36/YASİN-63: Hâzihî cehennemulletî kuntum tûadûn(tûadûne). Size vaadedilmiş olan cehennem (işte) budur. DAHA SİZE ÇOOOK AYET YAZABİLİRİM.... Kur'an ayetlerine iman ediyorsanız işte size ayetler.... kararı kendiniz verin ! ya ayetlere iman edip HİDAYETE ERMEYİ ALLAH'TAN İSTEYECEKSİNİZ YA DA DALALLETTE KALACAKSINIZ ....KARAR SİZİN PAŞA GÖNLÜNÜZE KALMIŞ ! DİYORSUNUZ Kİ ; KURAN! BAŞKA ŞEY DEĞİL SADECE KURAN! Benim mürşidim de Kuran, Hidayetçim de Kuran, şeriatım da - şeyhim de ... herşeyim Kuran! Ben ondan sorguya çekileceğim (43/44), seni bilmem! Artık anladın sanırım! İŞTE SİZE KUR'AN AYETLERİ APAÇIK GERÇEĞİ YÜZÜNÜZE HAYKIRIYOR YETMEZ Mİ ! SORGUYA ÇEKİLECEĞİNİZ KUR'AN AYETLERİ AKIBETİNİZİ SÖYLÜYOR HALA AKLETMİYECEKMİSİNİZ !!!!! SİZİ TEK OLAN ALLAH'A HİDAYETE ERMEYİ DİLEMEYE DAVET EDİYORUZ....... ALLAH İLE KUL ARASINA KİMSE GİREMEZSE PEYGAMBERİMİZİ NEREYE KOYACAKSINIZ....HALA AKLETMEYECEKMİSİNİZ !!!!! DİNDE ZORLAMA YOKTUR ! DİLEYEN HİDAYETE ERMEYİ DİLER YA DA DİLEMEZ !!!! HERKES HESABINI ALLAH'A VERECEKTİR...... ER YARIN HAK DİVANINDA BELLİ OLUR !!!! selametle kal canım kardeşim.....
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.