Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

SeDatsan

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    251
  • Katılım

  • Son Ziyaret

SeDatsan Hakkında

  • Doğum Günü 17-07-1974

Diğer Bilgiler

  • Website URL
    http://

Profil Bilgileri

  • İlgi Alanları
    İnsana ve Yaşama dair her konu.<br />Ekonomi, politika, sosyoloji, psikoloji, felsefe, kültür-sanat ve edebiyat.

SeDatsan - Başarıları

Düzenli Gelen

Düzenli Gelen (8/14)

  • İlk İleti
  • Ortak Nadir
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra
  • Bir Yıl İçinde

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. SeDatsan doğum gününüz kutlu olsun!

  2. SeDatsan doğum gününüz kutlu olsun!

  3. SeDatsan doğum gününüz kutlu olsun!

  4. SeDatsan doğum gününüz kutlu olsun!

  5. SeDatsan doğum gününüz kutlu olsun!

  6. SeDatsan doğum gününüz kutlu olsun!

  7. SeDatsan doğum gününüz kutlu olsun!

  8. Elle tutulur, gözle görülür, deneyle isbatlanır bir Bilimsel bir gerçek olan Evrim Teorisini sadece insanın maymundan geldiği şeklinde sığ bir noktaya taışınması kadar saçma bir şey olamaz. O halde ben de sana soruyorum? Sen topraktan, çamurdan nı hasıl oldun? Ya kadınlar, erkeğin kaval kemiğinden mi hasıl edildi?
  9. Ağca' nın bindiği Mercedes, Türkeş'in parasıyla mı alındı! Anlamışsınızdır. Benim bu yazıya; "Ağca'nın hapishaneden çıktığı gün bindiği S 350 siyah Mercedes, merhum Alpaslan Türkeş'in ingiliz Bankası'ndaki parasıyla mı alındı?" diye başlık koyarak yaptığım, ironidir. İroni! Yani kara mizah! Çulsuz Ağca! 20 yaşındayken bile "Abdi İpekçi'nin katilliğini üstlenip" askeri cezaevine giriyor. Oradan kaçıyor. Kaçmıyor, kaçırılıyor. Organizasyon büyük! Para ister. İran'a gidiyor. Gitmiyor, götürülüyor. İran'dan Bulgaristan'a geçiyor. Geçmiyor. Geçiriliyor. Bulgaristan'da bakılıyor, besleniyor. Bu da örgüt işi... Bu da para ister. İtalya'ya geçiriliyor. Papa'nın vuruluşunu da üstleniyor. İtalya'da hapse düşüyor. Hapislik bedava. Yemek, yatak beleş. Türkiye'ye iade ediyorlar. Türkiye'de de hapis yatmak para istemiyor. Fakat işsiz, güçsüz, ailesi fakir, çulsuz Mehmet Ali Ağca, Türkiye'de hapishaneden "kaçak villa müteahhidi zengin işadamı arabası Mercedes"le çıkıyor. Kimin bu Mercedes! Sahibi belli değil. *** Al sana kara mizah! Çulsuz Ağca'ya siyah Mercedes'i sunanlar, eski ülkücü gelenekten geliyor. Ağca'nın katilleştiği yıllarda ülkücülerin lideri Alpaslan Türkeş'ti... O zaman bu Mercedes'in parası merhum Alpaslan Türkeş'in, sağken mal varlığında göstermeyip gizlediği ve ölümünden sonra İngiliz ve Alman bankalarında ortaya çıkan 575 bin mark, 846 bin dolar, 549 bin İngiliz Sterlini'nden mi ödendi? Türkeş'in parası ne oldu? Kızları aralarında anlaşma yapıp bu parayı paylaştılarsa "veraset ve intikal vergisini" ödediler mi? Para ülkücülerin bağışlarından toplanmıştı, ülkücü harekete geri mi döndü? Bilemiyoruz. Bilemediğimiz için de "Ağca'nın kara Mercedes'i Alpaslan Türkeş'in parasıyla mı alındı?" diye ironi yapıyoruz. Gerçek ortaya çıksın. Durum aydınlansın istiyoruz. Ayrıca bu paranın içinde Alpaslan Türkeş'in Adnan Menderes iktidarını ordu darbesiyle devirdikten sonra "örtülü ödenek kasasında bulunması gerekirken kaybolan 270 bin dolar ile 250 bin Türk lirası da" var mıydı? Bu paranın Alpaslan Türkeş tarafından alındığını dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar'ın torunu Prof. Dr. Emine Gürsoy Naskali, "Yassıada mahkeme zabıtlarına" dayanarak yazdığı bir kitapta iddia etmişti. *** Ayrıca bir iddia daha var. Alpaslan Türkeş'in de lider kadrosunda yer aldığı ordu darbesiyle devrilen o dönemin iktidarının Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu'nun kızı Sevin Zorlu, bana bir mektup yazdı. Mektup şöyle: "Hemen darbeden sonra Alpaslan Türkeş Dışişleri Bakanlığı'na gelmiş ve kasanın şifresini bilen Dışişleri Bakanı Özel Kalem Müdürü Alaattin Talu'ya babamın (Zorlu'nun) kasasını açtırmıştır. Özel Kalem Müdürü Talu, zabıt tutturmak istemişse de zabıt tutulmamıştır. Kasada bulunan 160 bin dolan ve bir adet altın tabakayı alarak Türkeş bakanlıktan ayrılmıştır. Bu meblağın 80 bin dolan harcırah parası olduğu için Dışişleri Bakanı babam Fatin Rüştü Zorlu'nun üzerine zimmetlidir. Zorlu Ailesi, bu parayı devlete ödemek zorunda kalmıştır. Bu kasanın varlığını ve olayı bana babamın Yassıada'dan yazdığı mektuplardan bilmekteyim. Bu mektupları yakında kitap olarak da basacağım. Kasanın Türkeş tarafından nasıl açtırıldığını bana aynca özel kalem müdürü Alaattin Talu da şifahen anlatmış ve 1980'li yılların ortalarında gerekirse mahkemede şahitlik yapacağını söylemiştir." Evet! Türkeş'in paralan ne oldu? Kızları mı paylaştı? NECATİ DOĞRU SABAH Alpaslan Türkeş'in, sağken mal varlığında göstermeyip gizlediği ve ölümünden sonra İngiliz ve Alman bankalarında ortaya çıkan 575 bin mark, 846 bin dolar, 549 bin İngiliz Sterlini SAHİ YA! BU PARALAR NEREDEN GELDİ ? Türkeş'in parası ne oldu?
  10. Hadi bakalım, din bezirganları, bu konuya da bir yorum yazın. Yoksulluk kader miymiş görelim, bilelim.
  11. Sapkın tarikatındaki adıyla, Adnan Hoca, Gerçek adı, Adnan Oktar. Bilimsel eser diye bastırdığı zırvalarındaki adıyla HY Peki kimdir bu ? sosyete çevrlerinde kendini bir "din alimi" olarak tanıttı. ve seks şantajlarıyla etrafına bir çevre topladıktan sonra kendini "Mehdi" ilan etti. 1986 yılında kokain kullanırken yakalandı ve cezaevine gönderildi. Cezaevinden çıktıktan sonra Askerliği gündeme geldi. Avukatının talebiyle Bakırköy Ruh ve sinir hastalıkları hastanesine sev edildi ve şizofren raporu aldı. peki bu ilk aldığı rapor mu? Hayır. "Kamuoyunda Adnan Hoca olarak bilinen Adnan Oktar'ın tam 7 sağlık kurumundan tescilli "şizofren" raporu var. Bu raporlar nedeniyle Adnan Oktar'ın Türk Ceza Kanunu'nun 46'ncı maddesindeki "akıl hastalarına ceza verilemeyeceği" hükmünden yararlanacağı öne sürülüyor. Adnan Oktar'a ilk şizofren raporu 1983 yılında Şişli Etfal Hastanesi tarafından verildi. Bu raporu ertesi yıl Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden alınan rapor izledi. 1985'de askerlik için çağrılan Oktar, askeri hastaneden üçüncü raporunu alırken, 1986'da Bulvar Gazetesi'nde yayınlanan yazısından dolayı tutuklanınca Adli Tıp'tan dördüncü raporu aldı. Hapishaneden gönderildiği Bakırköy'de ise 7 ay tedavi gördü. Hastanede antipsikotik ilaçlarla yapılan tedaviden sonra bırakılan Adnan Hoca, Gülhane Askeri Tıp Akademisi ve Eskişehir Hava Hastanelerinden de paronoid şizofren teşhisli raporlar aldı." Hangi hastaneler deli raporu verdi? 1İlk rapor Şişli Etfal Hastanesi'nden 1983 yılında verildi. Bu raporda Oktar'a şizofren tanısı kondu. 2İkinci raporu 1984 başında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi verdi. Buradaki tanı "paronoid" idi. 31985 yılında son yoklamayı yapan Beşiktaş Askerlik Şubesi'nin gönderdiği İstanbul Gümüşsuyu Askeri Hastanesi'nden üçüncü raporu aldı. Bu raporda teşhis "ayırt edilemeyen tip" şeklindeydi. 4 1986 sonunda tutuklanan Oktar'a bu kez Adli Tıp Kurumu rapor verdi. Rapordaki teşhis "Paranoid" oldu. 51987'de hapishaneden gönderildiği Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde 7 aylık tedaviden sonra 5'inci raporu aldı. 61988'de yeniden Beşiktaş Askerlik Şubesi'ne müracat eden Oktar bu kez ileri tetkik için GATA'ya gönderildi ve 6'ncı raporunu aldı. Teşhis "Hastalık müzminleşmiş" şeklindeydi. 71993'te ihbar üzerine Eskişehir Hava Hastanesi'ne yeniden sevkedilen Adnan Oktar son raporunu aldı. Raporda "Askerliğe elverişli değildir" deniliyordu. Adnan Oktar yani HY'ya konulan kesin "paranoid" teşhisini uzmanlar nasıl anlatıyor: paranoid şizofreni teşhisini değerlendiren doktorlar hastalığın çok ağır olduğunu ve tamamen tedavi edilmesinin mümkün olmadığını belirtiyorlar. Hasta olan kişi kendisi hakkında kötü bir şeyler olacağını, başkaları tarafından kendisiyle ilgili komplolar kurulduğunu düşünüyor. Hastaların tepkileri şöyle: * Çok zeki olurlar. Kendileri hakkında komplolar kurulduğuna inandıkları için de kendini savunmaya yönelik çok ciddi karşı komplolar hazırlarlar. *Tehditkâr gördüğü insanlar hakkında bilgi, belge toplayıp şantaj yaparlar. Bu vatandaş 1999 yılında adını tekrar duyurdu. Bir siyasetçinin kendisine seks kasediyle şantaj yapıldığını emnyiete bildirmesiyle operasyon başlatıldı. Yapılan operasyonlarda Adnan Oktar'a ait villalarda, Ünlü mankenlerinde aralarında bulunduğu kadınlı erkekli gruplar kokain ve seks partileri düzenlerken curm-u meşut halde yakalandılar. Adnan Oktar bir kez daha tutuklandı. ve Kamuoyunda bilinen adıyla "DELİ RAPORU" ve buna bağlı olarak dava dosyasının bir mahkeme bir bu mahkemede dolaşması sonucu, zamanaşımından yararlandı. Zira türk hukukundaki büyük açmaz. Bu rapora sahip olanlara ceza verilememesi. davanın iddianamesinde Adnan Oktar'ın bu sapkın tarikatı şöyle anlatılıyor "Davanın iddianemesine göre, Oktar'a bağlı iki konsey bulunuyor. Erkeklerden oluşan '7 İmam Kardeş' ve kadınlardan oluşan '3 İmam Bacı' adındaki bu gruplar, Oktar'ın siyasetçiler, bürokratlar ve sosyetenin ünlü isimleriyle bağlantısını sağlıyorlar. 40'a yakın ev ve villada ikamet eden örgüt üyelerin kandırdığı genç kızlar, Oktar'ın 'cinsel sömürü düzeni'nin kurbanı oluyorlar. Üniversiteli kızlar dışında, örgüte seks amacıyla sokulan ünlü manken ve sanatçıları ise kendi aralarında 'motor' olarak adlandırıyor. Sanıklar, bu kişilerle cinsel birliktelikleri sırasında gizli kamerayla çektikleri görüntüleri 'tehdit' unsuru olarak kullanıyor. " İşte forumda sağa sola İslam düşmanı diye saldıranların, iki laflarının başında İslam alimi diye sundukları, Din bezirganının gerçek ve bilinen yüzü. İftiralarla sağa sola saldıranlar. gerçeklere bakmalı. Okuyan , Tartışan, Sorgulayan pırıl pırıl beyinler değil, Böyle Din bezirganları, İslamiyeti kullanarak çirkin sapkın emellerini gerçekleştirenlerdir İslam Düşmanları. YUKARIDA YAZDIKLARIN İŞTE BU ŞİZOFRENİ RUH HASTASININ HEZEYANLARI MI? NE KADAR BİLİMSELMİŞ YAHU ))))))))))
  12. Haklısın aralarında hiçbir fark yoktur. Olmamıştır ki zaten. Her ikisi de milliyetçi ırkçılık yapmaktadırlar. Biri TÜRK MİLLİYETÇİ IRKÇILIĞI, diğeri ise KÜRT MİLLİYETÇİ IRKÇILIĞI. İkisi de biribirini tahrik ederek tahtarevalli gibi yükseltip, alçaltmaktadır. Her ikisi de bu düzenin asıl efendileri olan sermayedarlara, patron ve ağalara hizmet etmektedirler. Biri doğudaki aşiret lideri ağa ve tarikat şeyhlerine, diğeri ise batıdaki holding sahiplerine, sermayedar patronlara, derin devlete, mafya ve çete liderlerine hizmet etmektedir. O yüzden çok haklısın, ikisi arasında pek fark kalmamıştır. Hele hele bir KÜRT kalkıp, MHP İL BAŞKANI olmayı içine sindirebiliyor ve oluyorsa, bu fark iyice ortadan kalkmıştır. Mafyacılığınızı, çeteci, tetikçiliğinizi, ırkçı, asimilasyoncu, katliamcı, zalim ve barbarlığınız burada da gösteriyorsunuz. İnsanları tehditle, şantajla korkutup, sindirerek susturmak. Böylece çeteci mafyacılığınıza alan açmak. Mafyacılık, çetecilik, haraç, fideyecilik gibi maharetlerinizi biliyoruz da, tehdit ve şantajı böyle aleni yapacak kadar fütursuzlaştığınız düşündürücü !
  13. Elbette yazarım hem de istediğin kadar. Ancak ne yazık ki, yazacağım şeyler hoşunuza gitmeyebilir. Bazen gerçeklerle yüzleşmek insanların zoruna gider, acı ama gerçeği söyleyen dostu, ne yazık ki, gerçekle yüzleşmek istemeyenler hep düşman bilirler. Hani bir söz vardır ya, "sana kutsal gelen bin yıllık çınar, fiske vuruşuyla yıkılır birgün" işte o misal. Ben kimsenin kendine hayat felsefesi olarak edindiği, inanç, düşünce ve değerlerine saygısızlık etmeyi asla doğru bulmuyorum. Neyse en iyisi herkes bildiği yoldan gitsin, inandığı gibi yaşasın. Ne senin inancın beni bağlar, ne de benim düşüncem seni ırgalar. Senin dinin sana, benim inancım bana. Ama sen de aynı saygıyı göstermelisin ki, bir arada ve barış içerisnde, savaşmadan-şürtüşmeden, insanca yaşayalım, toplumsal mutabakat oluşsun. Bilmem anlatabiliyor muyum ????
  14. Bırakın bu boş muhabbetleri. HY namı diğer MOTORCU ADNAN HOCA gibi komik oluyorsunuz.
  15. Bölücülük, teröristlik, vatan hainliği! Kim, ne , nasıl, niçin, neye göre, kime göre? Hangi bakış açısıyla, kime ve neye göre, ne şekilde ? Şimdi bir düşünelim, kim neyi nasıl bölmüş? Bölünen nedir ki, bir çeşit pasta mıdır? Yoksa irisinden şöyle bir Adana Karpuzu mudur? Bu ülkede yıllardır, birtakım çevrelerce ( hakim erk ve statükosu ), mevcut sisteme muhalif olanlara bu etiketler yapıştırılıp durdu. Birileri (sermaye-patronlar) kendilerini bu düzenin asıl sahibi yada ortağı olarak görüp, yine düzenin ezip sömürdüğü insanları ehlileştirmek, susturmak ve sindirmek için bu yaftalarla karalamaya ve etkisizleştirmeye çalıştılar. Şimdi soruyoruz. Bu ülkede asıl vatanseverler kimlerdir? Bu sıfatı hak etmek için bu ülke ve halkı için neler yapmışlardır? Ya vatan hainleri ?
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.