Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

seREnaDE

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    740
  • Katılım

  • Son Ziyaret

Diğer Bilgiler

  • Website URL
    http://

seREnaDE - Başarıları

Tecrübeli

Tecrübeli (11/14)

  • İlk İleti
  • Ortak Nadir
  • Başlık ve İleti Makinesi Nadir
  • İçerik Başlatan
  • Birinci Hafta Tamamlandı

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. ulen bir insanın kaç kez doğum günü olur bir yılda tereddütleriyle sabah ulaştım kendisine bugün değilmiş ama siz yinede kutlayın dedi... canım hadi bidaha doğum günün kutlu olsun
  2. Atatürk ve sol olduğu için CHP denmiş önceki sayfada,bende şöyle diyorum Atatürk'ün adını siyasi amaçlariçin kullandığından ve kavramları,ilke- inkılapları kendi çıkarları doğrultusunda siyasete alet ettiği için,solun adını kirlettiği için CHP ye oy vermeyeceğim, ve ankette adı yazılı partilerin hiçbirine oy vermeyeceğim...
  3. seREnaDE

    Halkevleri

    Modern Türkiye tarihinde yetişkin eğitimi ve günlük yaşamın modernizasyonu çabası yüzyıl başlarına kadar uzanır. Bu dönem çalışmaları, 1912 yılında Türk Ocaklarının kurulmasıyla daha planlı-programlı hale gelmiştir. Cumhuriyetle birlikte yetişkin eğitimi Cumhuriyetin kurucu unsurlarının oluşturduğu Cumhuriyet Halk Fırkası tarafından gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. Türk Ocaklarının 1931 yılı Nisan ayında kendini feshetmesi ve bir ay sonra toplanan Cumhuriyet Halk Fırkası (CHF) 3. Kongresi Halkevlerine giden yolu açmıştır. CHF 1931 Kogresinde parti tüzüğünün 72. Maddesi F fıkrasında parti idare heyetlerine Halkevi açma yetkisi verilmiştir. 19 Şubat 1932'de Ankara Halkevi ile birlikte toplam 14 Halkevi açılarak Halkevlerinin kültürel alandaki uzun koşusu başlamıştır. 19 Şubat 1932’de resmen açılan halkevleri, Atatürk’ün direktifleriyle kurulmuş ve kısa zamanda Türkiye’nin dört bir yanına yayılmış çok önemli bir kültür kurumudur. Halkevleri çalışmaları Cumhuriyet Halk Fırkasının parti programındaki ilkeler doğrultusunda yürütülmüştür. Bu kurumlar 1932-1951 yılları arasında Türkiye’nin toplumsal ve kültürel tarihinde önemli roller oynamıştır. Başta Atatürk olmak üzere, dönemin önde gelen devlet adamları zaman zaman halkevleri çalışmalarına bizzat katılmak suretiyle bu kurumları desteklemişler, böylece geniş halk kütlelerinin halkevlerinde yapılan faaliyetlere katılımını sağlamışlardır CHF Genel Sekreterliğinde Halkevleri Bürosuna bağlı olarak çalışan Halkevleri dokuz kolda faaliyet göstermişlerdir. Dil, Edebiyat, Tarih, Güzel Sanatlar, Temsil (Tiyatro) , Spor, Sosyal Yardım, Halk Dershaneleri ve Kurslar, Kütüphanecilik ve Yayın, Köycülük, Müze ve Sergi kollarında yetişkinlerin eğitimi, Halk Kültürünün açığa çıkarılması, derlenmesi ve korunması, halkın aydınlatılması, günlük yaşamın modernleştirilmesi etkinliklerini yürüterek Türkiye'nin çağdaşlaşmasına katkıda bulunmuşlardır. 1936 yılında Ankara Halkevi Macar Sanatçı Bela Bartok'u davet etmiş ve Halkevinde konferans verdirmiştir. Bu ziyaretler sırasında Bartok Orta Anadolu ve Toroslarda köyleri gezerek ezgi derlemesi yapmıştır. Halkevleri 1939 yılında örgütlenme ağını geliştirmiş ve köylere yönelik daha küçük birimler olan Halkodalarının örgütlenmesine başlamıştır. 1950 yılına gelindiğinde ülke çapına yayılmış 478 Halkevi 4322 Halkodası ile toplam 4800 kültür birimi oluşturulmuştur. Bir Halkevinin açılması için zorunlu alan olan Tiyatro, Kütüphane ve Yayın ile Dil, Tarih, Edebiyat şubelerinin mevcut olduğu gözönüne alındığında Halkevlerinin ülkede 4800 kütüphaneyi ve yüzbinlerce kitabı barındırdığı daha rahat anlaşılır. Binlerce kütüphane, binlerce tiyatro salonu, binlerce okuma odası ve Halkevlerince yayınlanın yüze yakın dergi, yüzlerce kitap... Bunun anlamı; 1950'lerin Türkiye'sinde Halkevlerince yakılan milyonlarca ışık demektir. 14 Mayıs 1950 seçimlerinde iktidarı Cumhuriyet Halk Partisinden devralan Demokrat Parti bu aydınlanma yuvalarının mal varlığına, binalarına, kitaplarına ve gelirlerine çıkardıkları 5830 sayılı yasa ile el koymuşlardır. Bu el koyma hareketi üzerine Halkevleri fiilen işleyemez duruma gelmiş ve kapanmıştır. 27 Mayıs 1960 Askeri hareketinden sonra kurulan Türk Kültür Dernekleri 21 Nisan 1963 tarihinde tüzük değişikliği yaparak Halkevlerine çevrilmiştir. Bu döneminde Halkevleri ülkedeki mevzuata uygun kamu yararına bir dernek olarak örgütlenmiştir. 1932-1951 döneminden farklı olarak, resmi ideoloji ve devletle ideolojik-örgütsel bağını keserek tam anlamıyla demokratik bir örgüt yapısı kazanmıştır. Ağırlıklı olarak Halkbilim çalışmaları, yetişkin eğitimi, toplum kalkınması konularında faaliyet göstermiş, Genel Merkez ve şubeler düzeyinde yayın etkinliğini ödünsüz sürdürmüştür. Halkbilim ve Etnografya alanında temel başvuru kaynakları olarak bugün bile aranan Halkevleri yayınları ülkedeki hızlı alt üst oluşa, göçe ve çözülmeye karşı derleme ve tarama çalışmalarıyla halk kültürünün korunmasında kritik bir rol oynamıştır. 1960'lı yılların sonu ve 70'Ii yıllar boyunca ülkede gelişen şiddet ortamında ve gelir eşitsizliği koşullarında, Halkevleri biryandan kültürel aydınlanma mücadelesini sürdürürken, diğer yandan da ezilen, yoksul insanların yanında saf tutmuştur. 1968 yılı itibarıyla 57 il, 111 ilçe, 55 bucak ve köydeki örgütsel varlığı ile dayanışma ağlarının kurulmasından, üretim ve tüketim kooperatifleri örgütlenmesine kadar geniş bir alanda faaliyet göstermiştir. 70'Ii yılların ortalarından itibaren ülkede bir askeri darbenin koşullarını hazırlamaya dönük gizli ve açık gerici güçlerin saldırılarının doğrudan hedefi olmuş, üyeleri ve şube yöneticileri öldürülmüştür. Bütün bunlara rağmen, yılmadan aydınlanma mücadelesine ve dayanışma faaliyetine devam eden Halkevleri 12 Eylül cuntacıları tarafından kapatılmış, üyeleri ve yöneticileri işkenceli sorgulardan geçirilmiş, mallarına bir kez daha el konulmuştur. Yedi yıl süren sorgulama-yargılama sürecinin ardından Halkevleri, 1987 yılında aklanmış, 1988 yılında yeniden açılmıştır. Ancak 12 Eylül cuntacıları tarafından el konulan mallarının büyük çoğunluğu geri alınamamıştır. Başta Anayasa olmak üzere bütün yasal mevzuat anti-demokratik, otoriter bir anlayışla düzenlenmiş, demokratik etkinlik ve muhalefet alanı ortadan kaldırılmıştır. Bütün bunlar karşısında, Halkevleri ülke düzeyinde yeniden ve hızla örgütlenmiş, saldırılara, öldürmelere rağmen aydınlanma ve dayanışma mücadelesinden geri adım atmamış, istisnasız bütün şubeleri ve Genel Merkezi zorba, anti-demokratik baskılara uğramıştır. Halkevleri yoksul yığınların örgütlendiği ve taleplerini yaşama geçirdiği bir kitle örgütü olarak mücadelesine devam ediyor.Ümmetten yurttaşlık; yurttaşlıktan eşitlik, özgürlük ve demokrasi bilincine Halkevleri. Yeni kurulmuş Cumhuriyette Halkevleri, emperyalizme karşı bağımsızlık, şeriata karşı laiklik, feodalizme karşı modernleşme bilincinin halk içerisinde yaygınlaştıran örgüt oldu. Edebiyat, müzik, folklor, tiyatro kısacası kültür ve sanat Halkevleri aracılığı ile halkın içerisinde yayıldı. Halkevleri aydınlanmanın odağı oldu. Emperyalizmle girilen ilişkiler ve gericiliğin iktidarda yeniden etkin olmasıyla birlikte Türkiye Halkının dolayısı ile Halkevlerinin talihi tersine dönmeye başladı. Halkevleri için kapatmalar, baskılar, saldırılar dönemi başladı. Üye ve yöneticileri, işkencelerden geçti, hapse atıldı hatta öldürüldü. Tüm baskı ve saldırılara rağmen Halkevleri ilerici görevlerine hergün bir yenisini ekleyerek yoluna devam etti. Bugün de emperyalizmle girilen ilişkiler sonucunda neoliberal politikaların halkta yarattığı yıkıma, yoksulluğa karşı; bölgemizin ve ülkemizin savaşlarla, işgallerle yeniden sömürgeleştirilmesine karşı; halkları düşmanlaştıran şovenizme, faşizme karşı; halkımızın siyasetten dışlanıp uluslararası sermayenin ülkemizi yönetmesine karşı Halkevleri bu toplumun aklını ve vicdanını temsil etme iddiasını sürdürüyor.
  4. seREnaDE

    kedi.....

    ben seni özledim biliyo musun
  5. vır vır vır...ne çok konuşuyon kızım sen seni görünce dayanamadım,iki satır yaziim dedim... günün güzel geçsin bitanemmm
  6. seREnaDE

    Adına Dilimin Dönmediği Bir Kokuyu Bırakıp Gittin

    Kim aklımda en uzun kaldıysa Odur sevdaya en yakın dönemeç Hızımı kesen Sen Adına dilimin dönmediği bir kokuyu bırakıp gittin
  7. Doğum günün kutlu olsun bitanem...nice senelere...
  8. pes yani... dalga mı geçiyor birileri... yoksa kasıt mı var sorusunu akla getiriyor bu olay
  9. seREnaDE

    TÜRKİYE NE YAPMALIDIR

    CYRANO'nun dediği gibi cezalandırılan tarihtir,bilimdir...bu konuda akademik kariyer yapmış ve kitapları birçok ülkede yayınlanan türk tarihçileri vardır. hatta bu konuda uzman olan profesör bir hocam ermeni diasporası konulu doktora tezini yine fransa da vermiştir. yine türk tarih kurumu başkanımızın uzmanlık alanı ermeni sorunudur. yani görülmektedir ki bu şekilde türk tarihi ve tarihçisi yok sayılmaktadır. hemde osmanlı tarih yazıcılığının babası sayılan Hammer in memleketi tarafından...konu pek çok çelişki ile doludur.demekki artık tarihi kararları meclisler ve hükümetler vermektedir. demekki ucuz stratejiler uğruna tarih bilimi harcanmaktadır. konu gündeme geldiğinden bu yana(ki hep gündemdeydi aslında) böyle bir oyuna maruz kalınacağı belliydi... Fransa ermeni diasporasının en güçlü olduğu ülkedir,diğeride ABD dir bilindiği üzere.Fransadaki ermeni nüfus ülkenin siyasi yapısına şekil verecek derecede güçlüdür. ve fransa böylesine basit bir stratejik oyunla, ermeni meselesini başka bir boyuta taşıdı... ewt artık ermeni meselesi birinci dünya savaşına ait bir tarihi olay olmaktan çıkıp Türkiye Cumhuriyetinin dış politikasını tehdit eden bir unsur haline gelmiştir. birde olay Türkiyedeki yasaklarla ve kanunlarla karşılaştırılmasın lütfen... bu ülke bahsi gecen olayın muhatabıdır...peki fransa kimdir.
  10. Benden önce davranmışsın taurus, şimdi ben açacaktım yoksa ona.. O şimdi aramıza bir başka nikle zaman zaman gelip gidiyor ancak pek yazmıyor ama bu topiği göreceğinden eminim. Forum için yaptıkları inkar edilemez hiç unutulmayan koca yürekli çocuk.. Seni kimse kolay kolay unutamaz. Yılların en güzel anılarıyla gönüllerde hep hatırlanman dileklerimle , MUTLU YILLAR ARMAN.
  11. seREnaDE

    Günün Sözü

    "gerçek insan başkasının yüzünde patlayan tokadı kendi suratında duyabilen insandır." Jose Marti
  12. arkadaşım soruda bir problem yok.. A seceneğinde cümleyi özne ile yazarsak şöyle oluyor " O, arkadaşının neler anlattığını hatırlayamıyor." arkadaş-ı kelimesinde ek zamiri temsil ediyor. yani "o" yu temsil ediyor. belirttiğiniz gibi bir belirsizlik sözkonusu değildir. ayrıca fiil etken çatılıdır. E seceneğinde ise "onun kedisinin nerede olduğu bulunamıyor(kim tarafından) yani özne ile fiil çatısı arasında uyuşmazlık var... özne etken fiile yönelirken çatı edilgen kullanılmış. cümle şöyle olabilirdi "kedinin nerede olduğu bulunamıyor" dolayısıyla E seceneğinde anlatım bozukluğu vardır.
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.