Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

emintürk

Φ Üyeler
  • İçerik Sayısı

    19
  • Katılım

  • Son Ziyaret

emintürk - Başarıları

Çırak

Çırak (3/14)

  • İlk İleti
  • Ortak Nadir
  • İçerik Başlatan
  • Birinci Hafta Tamamlandı
  • Bir Ay Sonra

Son Rozetler

0

İçerik İtibarınız

  1. Bu yazı baştan sona bariz yalanlarla dolu. Eğer bu yazılanlar "yalan" değilse mümkünse iddia sahipleri iddalarını ispatlasınlar. Örneğin; Said Nursi'nin Kürt Taali cemiyetinin kurucusu olduğu iddia edilmiş. Oysa kendisinin bu cemiyetle en küçük bir ilgisi dahi yoktur, böylesine kolay ulaşılabilecek bir konuda "uyduruk" bilgiler ortaya atanların diğer atmasyonlarını varın siz düşünün. İtiraz eden olursa bu gerçeği kaynaklarıyla ispatlamya hazırım. Yine Said Nursi hazretlerinin Şeyh Said isynında rol aldığı iftirası ortaya atılmış. Halbuki hazretin bu konuda da hiç bir etkisi olmadığı gibi kendisinden yardım talep eden isyancılara verdiği karşılık meşhurdur; "Siz kimi vuracaksınız? Ahmed'i Mehmed'e, Hasan'ı Hüseyin'e mi vurduracaksınız? Türk milleti yüz yıllardır İslam'ın bayraktarlığını üstlenmişlerdir, bu milletin torunlarına kılıç çekilmez" Evet aynen bu sözlerle karşılık vermiş ve ayaklananları da engellemek istemiştir. Ancak görülüyor ki belli bir zihniyet tüm bu tarihi gerçeklere rağmen O şahsiyeti bu isyanın önderlerinden olmakla suçlamaktan sakınmamaktadır. Evet iddianızı belgeleriyle ispatlamanızı istiyorum? Dönemin istiklal mahkemeleri dahi tüm uğraşlarına rağmen Said Nursi'nin bu isyanla bağlantısını tesbit edememişlerdir. Said Nursi hakkındaki bilgileriniz bunlardan ibaretse..yazık
  2. Şimdi Yahudilerin muharref Tevrat'ı, aynı zamanda Hıristiyan'ların Eski Ahid'lerinden bazı katliam ve vahşet emirlerini topluca okuyup görelim; " RAB Yeşu’ya “İşte Eriha’yı kralını ve yiğit savaşçılarını senin eline teslim ediyorum” dedi. halk bağırmaya başladı kahinler de borularını çaldılar. Boru sesini işiten halk daha yüksek sesle bağırdı. Kentin surları çöktü. Herkes bulunduğu yerden dosdoğru kente girdi. Böylece (İsrailliler) kenti ele geçirdiler. Kadın erkek genç yaşlı küçük ve büyük baş hayvanlardan eşeklere dek kentte ne kadar canlı varsa hepsini kılıçtan geçirip yok ettiler. Sonra kenti içindekilerle birlikte ateşe verdiler. Ancak altını ve gümüşü tunç ve demir eşyayı RAB’bin Tapınağı’nın hazinesine koydular.” (Yeşu bab6 ayet 2-26) "Ve Allahın Rabbin sana teslim edeceği bütün halkları bitireceksin ve gözlerin onlara acımayacak…. O şehrin ahalisini mutlaka kılıçtan geçireceksin onu ve onda olan her şeyi ve hayvanlarını tamamen yok edeceksin." (Tesniye bab7, ayet16; 13/15) "Parlayan kılıcımı bileyip yargılamak için elime alınca düşmanlarımdan öç alacağım benden nefret edenlere karşılığını vereceğim. Oklarımı kanla sarhoş edeceğim. Kılıcım öldürülenlerin ve tutsakların kanıyla düşman önderlerinin başlarıyla ve etle beslenecek." (Tesniye bab32, ayet41-42) "8Ey sen, harap olacak Babil kizi, Bize karsilik ettiginin karsiligini, Sana verecek olana ne mutlu! 9Senin yavrularini tutacak, Kayaya çarpacak olana ne mutlu!" (Mezmurlar bab 137, ayet 8-9) "Tanrınız RAB mülk edinmek üzere gideceğiniz ülkeye sizi götürdüğünde önünüzden birçok ulusu -Hititler'i Girgaşlılar'ı Amorlular'ı Kenanlılar'ı Perizliler'i Hivliler'i Yevuslular'ı sizden daha büyük ve daha güçlü yedi ulusu- kovacak. Tanrınız RAB bu ulusları elinize teslim ettiğinde onları bozguna uğrattığınızda tümünü yok etmelisiniz. Bu uluslarla antlaşma yapmayacaksınız onlara acımayacaksınız. Kız alıp vermeyeceksiniz. Kızlarınızı oğullarına vermeyeceksiniz; oğullarınıza da onlardan kız almayacaksınız. Çünkü onlar oğullarınızı beni izlemekten saptıracak başka ilahlara tapmalarına neden olacaklardır. O zaman RAB size öfkelenecek ve sizi çabucak yok edecek." (Tesniye bab7 ayet1-4) "Bütün İsrail Ay kentine döndü ve ahalinin hepsini kılıçtan geçirdiler ve o gün erkeklerden ve kadınlardan öldürülenlerin hepsi onikibin kişiydi." (Yeşu bab8 ayet24-26) "Ve Yeşu o günde Makeda’yı aldı onları ve onda olan tüm canları yok etti artakalan kimse bırakmadı. Ve Yeşu ve kendisiyle beraber tüm İsrail Makkeda’dan Libna’ya geçti ve Libna’ya karşı cenk etti onları ve onda olan tüm canları yok etti artakalan kimse bırakmadı.(…) Ve Yeşu ve kendisiyle beraber tüm İsrail Libna’dan Lakiş’e geçti ve Lakiş’e karşı cenk etti onları ve onda olan tüm canları yok etti artakalan kimse bırakmadı. Ve Yeşu ve kendisiyle beraber tüm İsrail Lakiş’ten Eglon’a geçti ve ona karşı cenk etti onları ve onda olan tüm canları yok etti artakalan kimse bırakmadı. Ve Yeşu ve kendisiyle beraber tüm İsrail Eglon’dan Hebron’a çıktı ve Hebron’un tüm kentlerini ve oradaki tüm canları yok etti artakalan kimse bırakmadı. Ve Yeşu ve kendisiyle beraber tüm İsrail Debir’e döndü ve tüm kentlerini ve oradaki tüm canları yok etti artakalan kimse bırakmadı. Ve Yeşu tüm diyarı dağlık bölgeyi güneyi Şefela’yı ve yamaçları ve tüm kralları vurdu İsrail’in Allahı Rabbin emrettiği artakalan kimse bırakmadı ve tüm nefes sahiplerini yok etti. Ve Gazze’ye kadar ve Gibeon’a kadar tüm Goşen diyarını vurdu.” (Yeşu bab 10 ayet28-41 den kısaltılarak alınmıştır) "İsrailliler kentteki bütün canlıları kılıçtan geçirip yok ettiler. Soluk alan bir tek kişiyi esirgemediler. Ardından Yeşu Hasor'u ateşe verdi. Bu kentlerdeki bütün mal ve hayvanları ganimet olarak aldılar, insanların tümünü ise kılıçtan geçirip öldürdüler; soluk alan bir tek kişiyi esirgemediler."(Yeşu bab11 ayet 11-14) "Ele geçen her adamın gövdesi delik deşik edilecek ve tutulan her adam kılıçla düşecek. Yavruları da gözleri önünde yere çalınacak, evleri çapul edilecek ve karıları kirletilecek." (İşaya, bab 13, ayet 15) "Orduların Rabbi şöyle diyor: Amalek'in İsrail'e yaptığını, Mısır'dan çıktığı zaman yolda ona karşı nasıl durduğunu arayacağım. Şimdi git, Amaleki vur ve onların herşeylerini tamamen yok et ve onları esirgeme ve erkekten kadına, çocuktan emzikte olana, öküzden koyuna, deveden eşeğe kadar hepsini öldür."(I.Samuel kitabı 15. bap) "O kentte yaşayanları kesinlikle kılıçtan geçireceksiniz. Kenti yok edip orada yaşayan bütün halkı ve hayvanları kılıçtan geçireceksiniz." (Yas. bab13 ayet15) (5)Ve ben işitirken obirlerine dedi: Onun ardından şehirden geçin ve vurun gözünüz esirgemesin ve acımayın (6) İhtiyarı,genci ve ere varmamış kızı ve çocuklarla kadınları helak için vurun ,fakat üzerinde işareti olana yaklaşmayın ve makdisimden(tapınağımdan) başlayın.Onlar da evin önünde olan ihtiyarlardanbaşladılar. (Hezekiel bab9 ayet5-6) (Hezekiel, bab 39, ayet 18-20) "Kanlarını için, etlerini yiyin" "Et yiyin, ve kan için, yiğitlerin etini yiyecekseniz ve dünya beylerinin kanını, koçların, kuzuların, ve ergeçlerin, boğaların kanını içeceksiniz. Hepsi Başanın semiz hayvanlarıdır. Sarhoş oluncaya kadar kan içeceksiniz."
  3. Hıristiyan ve yahudilerin katledip yaktığı milyonlara mukabil Madımak'ta yakılan kişilerin hesabını soranlar o hesabı gidip laikçi Demirel ve ve İnönü'ye sorsunlar. 1992'de iktidarda bu iki ulusalcı-laikçi zihniyet vardı. Yine 1992'de Sivas'ta 30 ozan yakılırken etrafta elinde silah bir manga asker vardı ve bu askerler kılını bile kıprdatmamışlardır ne hikmetse. Her neyse..Bu konu daha çok siyasi bir konudur. Dinlerin tartışıldığı bir konu başlığında siyaseti ve siyasileri tartışmak huyum değildir. Ben burada ilmi ve bilimsel olarak bir meseleyi tartışıp atdınlatma gayreti içindeyim. Şu ana kadar onlarca kaynak sundum ancak bana mukabil bir tek kaynak sunan tartışmacı çıkmamıştır. Dini bir meseleyi tartışıyorsak isterim ki muhataplarım da ayet, hadis ve tarihi kaynaklar sunsun bunlar üzerinden konuyu tartışalım. Ben burada peygamber efendimizin yakarak adam öldürmeyi yasakladığına dair bir hadis-i şerifi paylaşarak asıl mevzuya (hıristiyanlık-yahudilik ve katliamlar) dönmek istiyorum; "Ateşte yakma cezasını yalnızca Allah verir. Siz bu iki kişiyi(savaşılan iki müşrik) yakalayıp öldürün yalnızca." (Buhari, Cihad/107,149; Ebu Davud, Cihad/122, hadis 2674; Tırmizi, Siyer/20, hadis 1571)
  4. Akparti hükümeti döneminde Irak ile ilgili tezkere meclisten geçmemiştir zira bu konuda bilinçli bir şekilde grup kararı alınmamıştır. Türkiye hükümeti bu işgalin gerçekleşmemesi için büyük çaba sarf etmiş, bir bakanımız Irak'ı ziyaret etmiş, Irak'a komşu ülkeler zirvesi Türkiye'nin insiyatifi ile gerçekleşmiştir. Eğer iş Türkiye'ye kalsaydı bu işgal ve bu katliam gerçekleşmeyecekti. Ancak gözü dönmüş ABD, BM'yi bile takmamıştır Türkiye'yi kim dinler. Sizin zihniyetinize yakın Ecevit'in ANASOL-MHP iktidarı döneminde ABD'nin Afganistan işgaline tam destek verilmiş ve Türk askeri sınırsız-süresiz yetkiyle ABD abilerinin peşine takılmıştır.. yanlışsam düzeltin?
  5. Anladım. Sizin için işgal edilen toprakları için savaşanlar "teröristtir" Sütçü İmam da "teröristbaşıdır" sizin zihniyetinize göre. Kıbrıs meselesinden dolayı Arap'lara hesap sormadan önce Türki cumhuriyetlere bir sormayı deneyiniz. Tek millet iki devlet dediğimiz kardeş ülke Azerbaycan'ın bile Kıbrıs meselesine bir gramlık katkısı olmamıştır. Gidin önce onlara Kıbrıs'ın hesabını sorun. Hamas'ın "Kadınları recmeden, escinselleri katleden, çocukları "en az 7 Yahudiyi öldüren cennete gider" diye yetiştiren" bir hükümet olduğunu ispatlayınız? Eğer ispatlayamazsanız bunun adı iftiracılıktır, bilesiniz.. Hamas isril tarafından başa getirilmiş miş(!) Kusura bakılmasın ama bu forumda çok fazla "sallama" yazılar yazılıyor. Bu tür dayanaksız atıp tutmalar hem bilgi kirliliğine sebep olur, hem de bir forumun seviye ve kalitesini fena halde düşürür. Sizin israil tarafından başa getirildiğini iddia ettiğiniz Hamas'ın seçime girmesine bile izin verilmemiştir. Biraz araştıranlar Hamas'ın ancak bağımsız adaylarla seçime "hileli" yoldan katılabildiği gerçeğine ulaşacaklardır.
  6. İlginçtir, baştan sona yalan ve yanlışlarla dolu mesajınızı bu gün fark ettim. Neresini düzelteyim derler ya işte tam öyle bir yazı. En baştan; Hamas'ın kuruluş tarihi 1982 değildir. Daha önce söylediğim gibi Hamas'ın kuruluşu tam olarak 9 Aralık 1987 tarihidir. Geçtiğimiz Aralık ayında kuruluşunun 22. yılı kutlanmıştır. Böylesine kolay ulaşılacak bir konuda bile yalan yanlış bilgiler ortaya atanların diğer atmasyonlarını siz düşünün. ABD ve AB gibi Hamas düşmanı israil müttefiklerinin Hamas'ı finanse ettiğini iddia edebilenlere artık ne denebilir doğrusu ben bilemiyorum. Biraz aklı olan her kes bilir ki emperyalist ABD ve AB gibi ülkeler Hamas'ın iktidara gelmesini bahane ederek tüm yardımları kesmişlerdir, Bilmem ki bunu ispatlamaya gerek var mıdır? Bu forumda var galiba(!) şu göz önünde yaşananlara ve tüm gerçeklere rağmen ABD'nin Hamas hareketini finanse ettiğini iddia edenler insan aklıyla dalga geçmektedirler.
  7. Hayranlık duyduğunuz işgalci israil son Gazze saldırısında 1500 insanı katletmiştir, öldürdülklerinin binden fazlası kadın, çocuk ve ihtiyar. İsrailiniz tam 6000 evi yıkmıştır. 1.5 milyonluk nufusa sahip Gazze halkı bugün su ve kuru ekmeğe dahi muhtaç. İçinde yaşadığımız şu milenyum çağında binlerce insan yer altına kazılan tünellerle ihtiyaçlarını karşılamaya muhtaç bırakılmıştır sizin o derin hayranlık duyduğunuz israil tarafından. Siz istediğinizi kendinize örnek alabilirsiniz, ancak Türk milletinin seçtiği hiç bir hükümet bu insanlığını çölde yitirmiş zalimleri kendisine örnek almayacaktır.
  8. 1-Hamas'ı terör örgütü olarak kabul edenler aslında azınlık ülkelerdir ancak bunlar sesi çok çıkan haklılığını kuvvetlerinden alan belli zihniyete sahip ülkelerdir. Hamas'ı meşru bir oluşum olarak değerlendiren tek ülke de Türkiye değildir. Müslüman ülkelerin bir teki bile Filistin halkının temsilcisi Hamas'ı "terör örgütü" olarak kabul etmemektedir. Türki cumhuriyetler de aynı şekilde. Bu direniş hareketini terörist olarak kabul eden bir tane müslüman ülke varsa adını veriniz??? 1987 yılında kurulmuş olmasına rağmen Türkiye'de iktidara gelen hiç bir hükümet de Hamas konusunda emperyalist siyonist ülkelerin çizgisinde yer almamıştır, yani durum şu anki hükümet'le de ilgili değil. 2- İsrail bir işgal ülkesidir. 1967 yılındaki Altı gün savaşını bahane ederek Filistin topraklarının 3/2'sini işgal etmiştir. BM gibi bir kurum bile aldığı 242 nolu kararla israil'i işgalci ülke ilan etmiş ve işgal ettiği topraklardan çıkmasını istemiştir. Buna özellikle dikkat edilmelidir, isail uluslarası oluşumlar nezdinde dahi işgalci ve gayrımeşru konumdadır. Filistin direniş hareketi Hamas lideri Başbakan İsmail Haniye 2006 yılında verdiği demeçte "1967 sınırlarına dönmesi durumunda israili tanıyıp masaya oturabileceklerini" deklare etmiştir. Yine Halid Meşal 2007 yılında VOA News'e verdiği demeçte aynı vaadi tekrarlamıştır, yani Hamas uluslarası toplumun istekleriyle hemen hemen aynı taleplerde blunmaktadır. Ancak Terör ve İşgal devleti israilin buna karşılığı katliam ve vahşet olmuştur. 3-İsrail Gazze'de eşine zor rastlanır bir vahşete imza atmıştır son Gazze saldırısında. Necip Türk milleti ve onun şerefli yöneticileri haklı olarak ve insanlığın gereği olarak bu kıyıma tepki göstermiştir. Kimi arap rejimlerinin bundan hoşnutsuz olmasının insanlık namına hiç bir değeri yoktur. Bazıları insanlığını ve vicdanlarını rafa kaldırdıysa Türkiye ve Türk milleti de o gibileri örnek alacak değildir.
  9. Yazılanlara daha dikkatli olunmalıdır diye düşünüyorum öncelikle. Kendi askerini "terörist" olarak görmek de ne demek? Böyle kolay ve dayanaksız ithamlarda bulunulmamalıdır. Her defasında ve her fırsatta bu ülkenin Hükümeti, Mehmetçiğin "güzide bir kurum" olduğunu ve "Türk ordusunun başka hiç bir altarnetifinin olamayacağını" söylemişlerdir ve söylemektedirler. Suç işlemiş olma şüphesi olanlarsa konunun dışındadır ve hiç bir demokratik ülkede kimse layüsel değildir, hatta Başbakanlar bile. Şimdi asıl konuya gelirsek; Hamas hakkında savunduklarınız bilgi eksikliği ve tarfgirliğinizden kaynaklanmaktadır gördüğüm kadarıyla. Hamas 1987'de kuruldu. Bilenler bilir bu tarih 1. İntifada'nın patlak verdiği ve yüzlerce Filistinlinin acımasızca katledildiği dönemin hemen sonrasına tekabul etmektedir. Hamas bu yaşanan vahşet ve sona erdirilemeyen işgale tepki olarak doğmuş ve mücadeleyi üstlenmek zorunda kalmıştır. 2006 seçimlerinde zafer elde edene kadar da FKÖ ile ve özellikle de Yaser Arafat ile çatışmayı geçin ciddi sorun dahi yaşamamışlardır. Elfetih ile çatışma süreci Arafat'ın öldürülmesi ve Hamas'ın iktidara gelmesinin hazmedilememesinden sonra olmuştur. Aslında Hamas Filistin'i yönetmek gibi bir gaye de gütmemiştir hiç bir zaman ancak katıldıkları ilk seçimde elde ettikleri muazzam destek bunun toplumsal bir talep ve zorunluluk olduğunu göstemiştir. Elfetih gibi boğazına kadar yolsuzluğa saplanmış bir zihniyeti mi desteklek zorundaydı mazlum Filistin halkı? Filistin davasına ve Filistin halkına zerre misgal saygısı olan bir kişi Filistin halkının %65-70 desteğine sahip bir harekete saygısızlık yapmayacak ve işgalci israil'le bir olup canlarını ortaya koyan bu kişilere küfür edemeyecektir. saygıyla
  10. İran ve Suudi Arabistan'da ne gibi bir canilik işleniyor, gerçekten bilmiyorum. İran sivil insanların üzerine fosfor bombası mı yağdırıyor? Atom bombasıyla iki şehri yok eden aslında İran mıdır? İnsanları; kadın, çocuk, ihtiyar demeden katliama mı tabi tutumuştur? Ne demek istediğinizi, neyi savunduğunuzu anlamak güç. Hangi konuyu tartıştığımıza dikkat etmelisiniz öncelikle. İran'da ve Türkiye'de yüzlerce yıldır yahudi ve hıristiyanlar huzur içinde yaşamışlardır. Bu gün İran'da hala bir yahudi cemaatı sükunetle hayatını idame ettirmektedir. 1492'de İspanya'da saldırıya uğrayan yahudileri kurtarıp ülkesine getirenlerin müslüman Osmanlı'lar olduğunu tarih yazmaktadır. Malatya'da işlenen şaibeli ve son olarak "derin devlet" davasıyla birleştirilen canilikten yola çıkarak İslam'ı hedef göstermek hangi insafa sığmaktadır bilemiyorum. Şimdi tarihi kaynaklardan Hıristiyan İspanyollar'ın İslam'dan takriben 800 yıl sonra gerçekleştirdikleri canilikleri okuyalım, batı "medeniyetinin" gerçek yüzünü daha yakından tanıyalım; "Hiristiyan Avrupalıların kabuslarının dışa vurum sekline, acı bir örnek Endülüs'te yasanmıstır. Ispanya'daki sonuncu Islâm devleti olan Endülüs Devleti, 2 Ocak 1492'de Ispanyolların eline geçmistir. Hıristiyan İspanyollar, Endülüs Devleti'ni yıkınca, görülmemis bir vahşet ile ilim merkezi olan Endülüs'teki Müslümanları yok etmisler, eşsiz sanat eserlerini tahrip etmislerdir. Avrupa'nin en büyük ve medenî sehri olan Gırnata, korkunç yagmalara maruz kalmistir. Dünyanin en büyük kütüphanelerinden olan ve birkaç yüz bin kitabı bir araya getiren Gırnata Kütüphanesi'nin kitapları, Kardinal Cisneros'un emri ve Kral ile Kraliçe'nin tasvibiyle sehrin büyük meydaninda tamamen yakılmıştır. Dominiken Tarikatina mensup olan ve 1484 – 1566 Güney Amerika'da Emperyalizme karsi mücadelenin simgesi olmus, bir İspanyol rahibi olan Papaz Bartolome de Las Casas 1542'de, İspanya Prensi II. Philip'e anılarını takdim etmistir. Las Casas, anılarının bir bölümünde şunlari kaydetmistir;her türden vahseti sergilediler. Yerli yerlesim bölgelerine zorla girerek, "küçük çocuklar, yaslı erkekler, hamile kadınlar, hatta yeni dogum yapmis kadinlar dâhil karsilarina çikan herkesi katlettiler." Siddetle vurarak parça parça kestiler, Sürüler halinde ağıla toplanmış koyunlar gibi karınlarını yardılar. Bir adamı tek bir darbede ikiye bölüp bölemeyeceklerine veya bir kişinin başını gövdesinden ayırıp ayıramayacaklarına ya da tek bir balta darbesiyle bagırsaklarını çıkarıp çıkaramayacaklarına dair bahislere bile girdiler. "Memeden kesilmemiş bebekleri ayaklarindan tutup annelerinin gögüslerinden ayırdılar ve baş aşagı kayalara çarptılar. Bütün bunlar olurken digerleri ise gülüp eğleniyorlar, bebekleri omuzlarının üzerinden bir nehre atip, "Kıvran, seni gidi küçük velet!" diye bagırıyorlardı. Yollarina çikan herkesi öldürdüler, fırsat buldukça bir kadını ve bebeğini tek bir hamleyle kılıçtan geçiriyorlardi. Kimseyi sag birakmadılar, kurbanlarını ayaklarindan asabilmek için özellikle ters "L" seklinde genis daragaçlari kurarak bir defada on üç tanesini birden diri diri yakıyorlardi. Vücutlarına kuru saman baglayip atese veriyorlardi. Bazilarini öldürmeyip bileklerini kesiyorlar, ellerini öylece asili birakip onlara, "Bu mektubu al" diyorlardi. Amaçları, onlari böyle zavalli durumlara düsürerek, tepelerde gizlenenleri tehdit etmekti.... "(Prof. Dr. Ramazan ÖZEY "Vatikan'ın Kabusları" makalesinden) Eski Ahid'de ne diyordu Rabb'ları onlara; (Mezmurlar, bab 137, ayet 8-9) "Ey sen, harap olacak Babil kizi, Bize karsilik ettiginin karsiligini, Sana verecek olana ne mutlu! 9Senin yavrularini tutacak, Kayaya çarpacak olana ne mutlu!" Ve yine bir başka Tevrat emri; Ele geçen her adamın gödesi delik deşik edilecek ve tutulan her adam kılıçla düşecek. Yavruları da gözleri önünde yere çalınacak, evleri çapul edilecek ve karıları kirletilecek." (İşaya, bab 13, ayet 15) Şimdi şöyle bir sual ve şüphe akla gelebilir; hristiyanlık ve yahudiliğin geçmişi de günümüzdeki hali de vahşetlerle doludur. Hristiyan ve Yahudilerin gerek diğer milletlere ve gerkse Müslüman'lara karşı tutumu son derece acımasız olmuştur umumiyetle. Peki bir müslümanın bu unsurlara karşı tavrı nasıl olmalıdır? Onlara karşı muamelelerimizde kendilerini mi örnek almalıyız? Buna karşı cevabımız kesinlikle hayırdır. Bir Müslüman'ın gayrimüslimlere muamelesinde alması gereken tutumu Peygamber efendimizin bizzat yazdırıp imzaladığı tarihi bir vesika ve ahidnameden anlayabiliriz. Bu son derece ibretlik ve manidar vesikayı burada paylaşmayı faideli ve maslahat icabı görüyorum; "Bu yazı Abdullah oğlu Muhammedin "sallahu aleyhi vesellem" bütün hıristiyan'lara verdiği sözü bildirmek için yazılmışdır. Şöyle ki, Cenab-ı Hak kendisini rahmet olarak gönderdiğini müjdelemiş, insanları Allahü tealanın azabı ile korkutmuş, insanlar üzerindeki emaneti muhafaza edici yapmışdır. İşte bu Muhammed "sallahu aleyhi vesellem" , bu yazıyı, müsliman olmayan bütün kimselere verdiği ahdi tevsik için kaleme aldırdı. Her kim ki, bu ahdin aksine hareket ederse, ister sultan, ister başkası olsun Cenab-ı Hakka isyan, Onun dini ile istihza etmiş sayılır ve Cenab-ı Hakkın lanetine layık olur. Eğer hıristiyan bir rahib veya bir seyyah bir dağda, derede veya çöllük bir yerde veya bir yeşillikte veya alçak yerlerde veya kum içinde ibadet için perhiz(riyazet) yapıyorsa, kendim, dostlarım, arkadaşlarım ve bütün milletimle beraber onlardan her türlü yükümlülükleri kaldırdım. Onlar benim himayem altındadır. Ben onları başka hıristiyanlarca yapdığımız ahidler mücibince ödemeye mecbur oldukları bütün vergilerden afv etdim. Cizye , harac vermesinler veya kalbleri razı olduğu kadar versinler. Onlara cebr(zorluk) etmeyin. Onların dini reislerini makamlarından indirmeyin. Onları ibadet ettikleri yerlerden çıkartmayın. Bunlardan seyahat edenlere(keşiş) mani olmayın. Bunların manastırlarının hiç bir tarafını yıkmayın. Bunların kiliselerinden mal alınıp müsliman mescidllerinde kullanılmasın. Her kim buna riayet etmezse, Allah'ın ve resulünün kelamını dinlememiş ve günaha girmiş olur. Ticaret yapmayan ve yanlız ibadetle meşgul olan kimselerden, her nerede olurlarsa olsunlar cizye, garamet ve ceza gibi vergileri almayın. Denizde ve karada, şarkda ve garbda, onların borçlarını ben saklarım. Onlar benim himayem altındadır. Ben onlara eman verdim. Dağlarda yaşayıp ibadet ile meşgul olanların ekinlerinden harac almayın. Ekinlerinde Beyt ül mal için hisse çıkartmayın. Çünki, bunların ziraati sırf nafakalarını temin için olup kar için değildir. Cihad için adam lazım olursa onlara başvurmayın. Cizye almak gerekirse ne kadar zengin olursa olsun, ne kadar mülkleri olursa olsun yılda oniki dirhemden [40 gram gümüş] fazla vegi almayın. Onlara zahmet meşakkat teklif olunmaz. Kendileriyle bir müzakere yapmak icab ederse ancak merhamet ve iyilikle hareket edilecektir. Onları daima merhamet ve şefkat kanadları altında himaye ediniz. Nerede olursa olsun bir müsliman erkekle evli olan hıristiyan kadınlara, fena muamele etmeyiniz. Onların kendi kiliselerine gidip, kendi dinlerine göre ibadet etmelerine mani olmayınız. Her kim ki Allahu tealanının bu emrine itaat etmez ve bunun zıddına hareket ederse, Cenab- Hakkın ve Peygamberinin emirlerine isyan etmiş sayılacakdır. Bunlara kilise tamirlerinde yardımcı olunacakdır. Bu ahdname kıyamet gününe kadar devam edecek, dünya sonuna kadar değişmeden kalacak ve hiç bir kimse bunun aksine bir harekette bulunmayacakdır." Hicretin ikinci senesi, Medine'de Mescid-i seadette Ali'ye yazdırılmışdır. Altındaki imzalar: Muhammed bin Abdullah Resulullah(sav) Ebu Bekr bin Ebi Kuhafe Ömer bin Hattab Osman bin Affan Ali bin Ebi Talib Ebu Hureyre Abdullah bin Mes'ud.....vd.(radıyallahu anhum) Mektubun aslı(Ahmed Feridun beğ, Mecmua-i Münşeat-üs salatin, 1. baskı, c.1, s.30)'de geçmektedir. Müslümanların gayri müslimlere muameleleri 1400 yıl önceki toplumları ve günümüz insanlarını tenvir edici nurlu Peygamberin, en medeni toplumların bile yetişemeyeceği emir ve ikazları rehberliğinde olmuştur ve olması gereken budur. Tarih ve asrımız da buna şahittir.
  11. Hristiyan ve yahudilerce topyekün katledilenlere, hunharca yakılan milyonlara mukabil sunulan Sivas hadisesini yukarıda sn. Dominik de gündeme getirmiş ve karşılık cevabı da vermiştik. Bence soru sormdan önce yazılanları okumanız zaman kaybınızı engellemesi açısından faydalı olacaktır. Saygı bizden.
  12. Hamas terör örgütü ise Kuva-i Milliye nedir sizce? İşgal altındaki toprakları için direnenler sizin için ve emperyalist dünya için terörist olabilir ancak zamanında topraklarını işgal edenlere unutamayacakları bir tokat indiren necip Türk milleti için onların her biri şanlı kahraman direnişçilerdir. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti de Hamas'ı terör örgütü olarak kabul etmemektedir, 2006'da Hamas lideri Meşal Türkiye'de resmi olarak ağırlanmıştır. Türk Dışişleri yetkilileri çeşitli vesilelerle Hamas yöneticileriyle resmi temaslarda bulunmaktadır. Filistin halkının seçilmiş hükümeti Hamas'a yasal olarak da terör örgütü diyemezsiniz, buna kimsenin hakkı yoktur. Filistin halkının %65'lik desteğini kazanmış bir hükümete kimse terör örgütü diyemez, 60 yıldır eşi benzeri görülmemiş bir zulme uğrayan Filistin halkının temsilcilerine kimse küfür edemez. 1987 yılına kadar ortada Hamas diye bir oluşum yoktu. Bu tarihe kadar FKÖ işgali sona erdirmeye yönelik tek bir kazanım dahi elde edememiş, aksine işgal günden güne de yayılmıştır. Hamas da bu neticesiz süreç sonunda kurulmuştur. Hamas düşmanı İsrail Elfetih'ten son derece memnundur. Bunu israil başı Peres van minute tepkisine muhatap olduğu Davos oturumunda kendi ağzıyla söylemiştir. Elfetih'e hayran olan tek siz değilsiniz yani. Bu arada ben bir zamanlar merhum Arafat'ın isril ajanı olduğunu duymuştum ancak buna zerre kadar inanmamıştım, bence siz de şanlı direnişçileri yıpratmak amacıyla ortaya atılan isril uyduruklarına fazla kanmayın. Kim bilir siz Ahmedinecad'ın yahudi olduğu yalanına da inanıyorsunuzdur.
  13. Değerli arkadaşım, burada tartışılan konu tarihi veya sosyolojik bir konudan ziyade dini bir konudur ve elbetteki bu dinlerdeki emirlerin ne olduğu son derece önemlidir, konunun aslı dindir, inanılan dinlerin tesiriyle gerçekleştirilen cinayetlerdir. Hadisler, ayetler, Kutsal kitaplar beni ilgilendirmez demek asıl tartışılan meseleyle bağlantı kurulamadığını işaret eder. Anladığım kadarıyla İslam ve Müslümanlık'ı diğer dinlerle mukayese etmeden önce bizim o dinlerde geçen "katliam emri" içeren ayetlerden yaptığımız alıntıları da hiç okumamışsınız. Anlatmaya çalıştığımız bahismevzuu dinlerin "katliamı meşru görmeleridir", daha önce vermiş olduğumuz o soykırım emirlerine bakınız. Burada salt işlenen katliamlara binaen bir hükme varmış değiliz, bu dinlerin kutsal kitaplarındaki insanlık dışı hükümlerdir asıl neden. Eğer bir müslüman savaşta insanları topyekün katletmişse, dünyanın herhangi bir yerindeki bir müslüman canilik işlemişse biz bu yapılanın dine aykırı olduğunu, yapılanın Kuran ve Hadis'lere uyuşmadığını söyler ve bunu ispatlarız ve ispatlamaktayız. Maide 32. ayetindeki; "İşte bu yüzdendir ki İsrailoğulları’na şöyle yazmıştık: Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Her kim bir canı kurtarırsa bütün insanları kurtarmış gibi olur. Peygamberlerimiz onlara apaçık deliller getirdiler; ama bundan sonra da onlardan çoğu yine yeryüzünde aşırı gitmektedirler. emr-i İlahiyi hatırlar ve bu cinayetleri işleyenleri tel'in ederiz. Ancak Kitab-ı Mukaddes'te katliam yapmayı emreden ayetler olduktan sonra bir Hristiyan veya bir Yahudi'nin işlediği cinayet ve vahşetler onların dinine aykırı olmayacaktır. Şimdi size onların kitaplarında geçen bir soykırım emri içeren ayet; "Orduların Rabbi şöyle diyor: Amalek'in İsrail'e yaptığını, Mısır'dan çıktığı zaman yolda ona karşı nasıl durduğunu arayacağım. Şimdi git, Amaleki vur ve onların herşeylerini tamamen yok et ve onları esirgeme ve erkekten kadına, çocuktan emzikte olana, öküzden koyuna, deveden eşeğe kadar hepsini öldür."(I.Samuel kitabı 15. bap) Benin Linkim(haberi okuyunuz, resimlere dikkat ediniz) Şu gördüğünüz resim ve okuduğunuz haber de alıntlar yaptığımız Tevrat'ın öğretileriyle yetişmiş bir neslin canavarlığın en aşağı seviyesine inmesinin resmidir. Geçiniz müslümanlık'ı dünya üzerinde kadın ve çocukları katletmeyi bu derece özümsemiş ve sıradanlaştırmış, katlettiği kadın ve çocuklarla dalga geçen kıyafeti üzerinde gururla taşıyabilmiş başka bir tek din ve millete mensup kimse yoktur.. Bunları bu hale getiren vahşet emri ve öğretilerine Zebur'larından tam yerini bulan bir başka örnek daha; (Mezmurlar, bab 137, ayet 8-9) "Ey sen, harap olacak Babil kizi, Bize karsilik ettiginin karsiligini, Sana verecek olana ne mutlu! 9Senin yavrularini tutacak, Kayaya çarpacak olana ne mutlu!" Tekrar ediyorum Kuran ve Hadislerde katliam emri yoktur, bunların tam zıddına yasaklanmıştır. Buyrunuz size tüm hadis imamlarının üzrinde ittifak ettikleri bir hadis; İbnu Ömer (radıyallahu anh) anlatıyor: (Resulullah aleyhissalatu vesselam)'ın katıldığı gazvelerden birinde öldürülmüş bir kadın bulundu. Resululllah (aleyhissalatu vesselam) bunun üzerine kadınları ve çocukları öldürmeyi yasakladı." (Buhari, Cihad 147,148; Müslim, Cihad 24; Muvatta 3; Tirmizi, Cihad 19; Ebu Davud, Cihad 34; İbnu Mace 30) Eğer İslam dininde de Yahudilik ve Hristiyanlık'taki gibi emirler olsaydı o vakit mukayeseniz ve eleştirileriniz değerlendirilebilirdi.. Ancak kesinlikle yoktur. Var olduğunu düşünen varsa buyursun kaynaklarıyla ispatlasın?
  14. İsrail ve Türkiye'yi bir birleriyle mukayese etmek Türkiye devleti ve Türk milletine yapılabilecek en büyük hakarettir. İsrail 40 küsür yıldır Filistin topraklarının 3/2'sinde işgalci ülke konumundadır ve bu işgal günden güne yayılmaktadır. ABD'nin ve İsrail'in kuruluşunda en büyük rol alan İngiltere'nin güdümündeki Birleşmiş Milletler dahi aldığı 242 nolu kararla israili işgalci ilan etmiştir. Filistin'in Kuava-i Milliye haraketi Hamas da 1967'den itibaren işgal ettiği topraklardan çıkması durumunda israil'i tanıyacağını ilk ağızdan ilan etmiştir. Onurlu ve şerefli milletlerin örnek alması gereken biri varsa bu zalim işgalciye karşı kahramanca mücadele veren şanlı Hamas hareketidir, işgal ettiği topraklarda insanları soykırım ve vahşi saldırılarla yok etmeye çalışan işgalci israil değildir.
  15. Bence sizin İslam'ı gerçekten araştırmanız gerek. İslam ve müslümanlık'ın şiddet ve vahşete meyilli olduğunu kanıtlamak için 1992'de Türkiye'deki laikçi zihniyete sahip Demirel-İnönü hükümeti döneminde yaşanan şaibeli bir hadiseyi örnek vermeniz durumu çok güzel özetliyor aslında. Hrritiyan ve Yahudilik'in kanlı ve vahşi tarihini İslam medeniyetiyle kıyaslamaya kalkışmanın akıbeti budur. İnasanları yakarak öldürmek, savaşlarda bile toplu kıyımlara başvurmak İslam dinine kesin hükümlerle aykırıdır. Ben şahsen dayanaksız fikirler öne sürmekten hiç hoşlanmam, kaynaklara müracaat etmeden yapılan fikri tartışmaların amacına ulaşamayacağına inanırım. İslam savaş hukuku savaşlarda aşırıya kaçılmasını yasaklamıştır, Yahudilik ve Hristiyanlık'ın aksine savaşlarda kadın ve çocukları öldürmek dinen haramdır. Ayet ve hadislerden okuyalım; Bakara suresi 190 "Size savaş açanlarla siz de Allah yolunda çarpışın; fakat haksız taarruz etmeyin. Çünkü Allah, haksız taarruz edenleri sevmez." Buradaki "haksız taarruz, aşırıya kaçma" yasağına Kuran'ın diğer ayetlerinde de işaret edilmiştir. Bu haksız taarruzdan kaçınmanın tefsirini de İslam pegamberinin hadislerinden okuyalım; "Bir savaş sırasında öldürülen bir kadını görünce "Bu kadın savaşmıyordu niçin öldürüldü" diyerek hoşnutsuzluğunu ifade etmiş, öncü birliklerin başındaki Halid b. Velid'e haber göndererek kadın ve çocukların öldürülmemesini emretmiştir(İbn Mace, Cihad,30; Hakim ll,122; Beyhaki 9, 91) Bir başka hadis; "Allah'ın adıyla yola koyulun, Allah yolunda mücadele verin, savaştığınız insanlarla aranızda bir anlaşma var ise ona riayet edin, haddi aşmayın, meşrû savaşırken öldürdüğünüz insanlara müsle yapmayın (ağzını, burnunu keserek, insanlık onurunu rencide edecek şeyler yapmayın) çocukları, kadınları, yaşlıları, ibadethanelerdeki insanları öldürmeyin." (Tehanevi, İlaü's-Sünen, 12/31-32; Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/300; Ebu Davud, Cihad 82) Maide 8. ayette de şöyle buyruluyor; "Ey iman edenler! Allah için hakkı titizlikle ayakta tutan, adalet ile şahitlik eden kimseler olun. Bir topluma olan kininiz, sakın ha sizi adaletsizliğe itmesin. Âdil olun. Bu, Allah’a karşı gelmekten sakınmaya daha yakındır. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır." Evet İslam dinini biraz kaynağından araştırdığınızda bu yüce hakikatlerle karşılaşacaksınız. Şimdi Yahudilik ve Hıristiyanlık'ı İslam'a karşı savunduğunuza göre sizin de bu dinlerdeki savaş hukukuyla ilgili emirleri getirip iddianızı ispatlamanız gerekir. Tevrat'ta ve İncil'de savaşlarda aşırı kaçmayın, kadın ve çocukları öldürmeyin, düşmanınıza bile adil davranın gibi üstün insani vasıfların gereği emirler varsa buyurunuz getiriniz? Şimdi ben size bu dinlerin kutsal kitaplarımdaki savaş, katliam ve vahşet emirlerinden bir kaçına örnek vereyim; Yeryüzüne barış getirmeye geldiğimi sanmayın. Barış değil, kılıç getirmeye geldim. Çünkü ben babayla oğlun, anneyle kızın, gelinle kaynananın arasına ayrılık sokmağa geldim.(Matta 10/34-35) Tevrat (hezekiel bab 9): (5)Ve ben işitirken obirlerine dedi: Onun ardından şehirden geçin ve vurun gözünüz esirgemesin ve acımayın (6) İhtiyarı,genci ve ere varmamış kızı ve çocuklarla kadınları helak için vurun ,fakat üzerinde işareti olana yaklaşmayın ve makdisimden(tapınağımdan) başlayın.Onlar da evin önünde olan ihtiyarlardanbaşladılar... Yas.13: 12-13 "Tanrınız RAB'bin yaşamanız için size vereceği kentlerin birinde, içinizden kötü kişiler çıktığını ve, 'Haydi, bilmediğiniz başka ilahlara tapalım diyerek kentlerinde yaşayan halkı saptırdıklarını duyarsanız, Yas.13: 14 araştıracak, inceleyecek, iyice soruşturacaksınız. Duyduklarınız gerçekse ve bu ********* olayın aranızda yapıldığı kanıtlanırsa, Yas.13: 15 o kentte yaşayanları kesinlikle kılıçtan geçireceksiniz. Kenti yok edip orada yaşayan bütün halkı ve hayvanları kılıçtan geçireceksiniz." Yeşu.11: 11 "İsrailliler kentteki bütün canlıları kılıçtan geçirip yok ettiler. Soluk alan bir tek kişiyi esirgemediler. Ardından Yeşu Hasor'u ateşe verdi.Yeşu.11: 14 Bu kentlerdeki bütün mal ve hayvanları ganimet olarak aldılar, insanların tümünü ise kılıçtan geçirip öldürdüler; soluk alan bir tek kişiyi esirgemediler." İşte soykırım ve katliam dediğimiz budur.. Kuran-ı Hakim'in hiç bir ayetinde bu şekil katliam ve canavarlık emri yoktur.. varsa getiriniz?..
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.