Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

TOLERANS TÜRBAN VE DEMOKRASİ


editor

Önerilen İletiler

TOLERANS TÜRBAN VE DEMOKRASİ

 

Emekli olmadan birkaç yıl önce koyu Hiristiyan bir arkadaş, okumam için bir kitap vermişti. Lee Strobel’in İsa’yı Savunma (Lee Strobel,The Case for Christ, Grand Rapids: Zandervan, 1998) kitabında yazar, 13 Hiristiyan ilahiyatçısıyla yaptığı röportajlardan sonra, İsa’nın Tanrı’nın oğlu olduğunun ve kutsallığının artık kaçınılmaz bir gerçek olduğunu yazmıştı. Arkadaş, kitabı geri verdiğimde, kitapla ilgili düşüncelerimi sormuştu. Ben de yazarın Hiristiyan ilahiyatçısı olmayanların fikirlerini almamasını doğru bulmadığımı söylemiştim. Buna karşılık arkadaş, “ondandır ki kitabı bitirmedim” demiş ve zaten Hiristiyan ilahiyatçılarından “İsa kutsaldır” demekten başka birşey beklenemeyeceğini eklemişti.

 

Ben, bazı Hiristiyan ilahiyatçıların değişik düşündüklerini söylemiş ve ona De Paul universitesinin Hiristiyan ilahiyat profesörü John Donimic Crossan’ın Tarihi İsa kitabını (John Dominic Crossan, Historical Jesus, San Francisco: Harper Collins, 1992) önermiştim. O kitapta eski rahip ve papaz olan Crossan, İsa’nın Tanrı’nın oğlu olmadığını, hiçbir mucize yaratmadığını ve cesedinin köpekler tarafından yendiğini ileri sürüyordu. Doğrusunu söylemek gerekiyorsa, arkadaşın tepkisinden çekinmiştim. Fakat arkadaş sadece: “Ben o adamın fikirlerini doğru bulmuyorum” demişti.

 

Bu olaylardan sonra, ister istemez gelişmiş ülkelerin en dindarı Amerika ile Müslüman ülkeler arasında kıyaslama yapmaya başladım. Bangladeş’ten Türkiye’ya kadar, Islam’ın dogmasıyla bağdaşmayan herhangi bir düşünce İslam’a büyük bir hakaret olarak algılanır. O gibi düşüncelerini açıklayanlar ya öldürülür (bakın Turan Dursun ya da Salman Rushdie gibi), haklarında ölüm fermanı çıkartılır. İşin ilginç tarafı, Salman Rushdie’nin Şeytan Ayetlerinin tek satırını bile okumayanlar, o kitabın İslam’a hakaretle dolu olduğunu söyler ve İran’nın ölüm fermanını aklamaya çalışır.

 

Amerika’da Crossan gibi Hiristiyan inancının (kendisinin hala koyu hiristiyan olduğunu söyler) özünü sorgulyan biri, gazete ve televizyonlarda fikirlerini korkmadan savunurken, İslam ülkelerinde onun gibilerin hayatlarına son verilir. İslam’la ilgili en ufak sorgulamayı bile Hiristiyan’lığın veya “dinsizliğin“ veya “imansızlığın“ uydurması olduğunu iddia eden (örneğin peygamberin evlilikleri, peygamberin okur yazar olup olmadığı) Müslüman ülkelerin geri kalmışlığında bu tavrın etkisi var mıdır?

 

Yaklaşık yüzde 80’inin Müslüman olmadığı dünyada İslam’a yönetilen birçok soru vardır. Bunlardan bazıları art niyetli olabilir, fakat özellikle iyi niyetle sorulanları, eğer “ Cihad’ın“ anlamı gerçeği arayışsa, bu arayışın içine koymamız gerekmez mi? Tarihçi Arnold Toynbee İnsanlik ve Dünyamız kitabında (Arnold Toynbee, Mankind and Mother Earth, New York ve Londra: Oxford University Press, 1976) imparator Konstantin’in hiristiyan ettiği Roma İmparotorluğunun, Hisirstiyanlığa geçtikten hemen sonra, Hisitiyanlık adına 300,000 Lombard’lıyı, Hiristiyan olmayı red ettikleri için, öldürmesi olmuştur diye yazar. Aynı kitabında Toynbee, güçlenen İslam’ın yaptığı ilk şeylerden birinin, Medine’nin kuzeyindeki bir kasaba’nın, İslamı kabullenmedikleri için, 50,000 yahudi vatandaşını öldürdüğünü iddia eder. Kendi dinini bu şekilde eliştiren Toynbee’yi İslam’a iftira ediyor diye baştan savmaktansa, yanlış mı ya da doğru mu diye araştırmamız gerekmez mi?

 

Neden Hiristiyan Karen Armstrong’un İslam’a olumlu bakışını inancımızın ispatı olarak görür, fakat başka bir Hiristiyan’ın (ya da Yahudi’nin, ya da Hindu’nun) İslam inancına soru yöneltmesini hakaret olarak görürüz?

 

Gariptir, dini inançlarına bağdaşmayan her düşünceyi kendilerine hakaret sayan, o düşünceleri yasaklamak isteyen (bazen cinayetle, bazen ölüm fermanlarıyla) zihniyet, demokrasi adına türban’ın serbest bırakılmasını ister. Gelişmiş ülkelerin en dindarı Amerika’da türban serbest olduğu gibi, İsa’nın cesedini köpekler yemiştir demek te serbesttir. Önceki bir yazımda Amerika’nın hala çok sesliliğe tolerans gösterdiğini umut verici bir işaret olarak gördüğümü yazmıştım. Eğer bir gün Amerika John Dominic Crossan’ı yüzde 95’i Hiristiyan olan Amerika’ya hakeret ediyor diye susturmaya kalkarsa, Amerika’yı lanetleyeceğim. Salman Rushdie’ye ölüm fermanı çıkartan İran’ı lanetlediğim gibi.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İslamla ilgili eleştirileri kaldıramıyor ama her türlüsünü de eleştiriyoruz öyle mi???

 

Ve batı; özellikle ABD bu konuyu aşmış...

 

Yanlış anlamışsam belirtiniz lütfen...

 

Peki muhteşem batının önemli merkezlerinden biri olan İsviçre de Ermeni soykırımı yapılmadı demek suç oldu mu olmadı mı???

 

Hükümet aleyhtarı konuşan bazı gazeteciler ABD de işlerinden oldu mu olmadı mı???

 

Sayın Editör

 

Öncelikle daha esnek kafa yapısına sahip olduğunu düşündüklerinizin işlerine gelmedi mi neler yaptığından bahsetmek istedim...

 

Şimdi gelelim İslam ve Müslümanlar konusuna...

 

İslam ın getirdiği esaslarda zararlı bir şey bulamazsınız...

 

Ancak uygulayan insanların katkılarıyla dehşet boyutlara ulaşabilecek şeyler yapılabilir...

 

Emevilerin yaptığı aşırı Arap milliyetçiliği İslam ile uyuşur mu???

 

Hayır...

 

Devleti bir arada tutmuştur o ayrı...

 

Zevk sefa içine düşen yöneticilere bunun yapılması gerektiğini Kur'an ya da Hz.Muhammed(sav) söylememiştir...

 

Bir müslüman olarak konuşacağım...

 

Her tür eleştiriye açığım...

 

Yapılan hatalar olduğunu sağlam delillerle gelinirse kabul de ederim...

 

Ancak bana göre bu hataların hiçbiri dinin getirdikleri ile alakalı değildir...

 

İnsanın yaptıkları ile alakalıdır...

 

Zaten din de bize yol göstermek için gönderilmedi mi???

 

O yolda yürüyecek olan biz değil miyiz???

 

:zorro:

Tarih: Düzenleyen: ali0_1
Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 4 hafta sonra...

Nasıl ki kominist Rusya milyonlarca insanı özgürleştirme ve afyon olan dinden kurtarmak için vahşice katletmişse, ya da kamboçyadaki pol-pot yönetimi ya da kominist çin, hristiyanların tarihinde de bunun pek çok örnekleri var (mesela Kudüsü alan haçlıların ve endülüs emevi devletini yıkan hristiyanların yaptıkları gibi). Batı da dürüstlüğüyle tanınan A. Toynbee herhalde afarozdan korktuğu için, Hz. Peygamber devrinde 50.000 yahudiyi katl ettiğini yazmış.

1-O devir de şehir olan Mekke ve Medinenin nüfuslarının yaklaşık 10.000-15000 civarında olduğu kaynaklarda vardır.

2- Kasabadaki yahudi sayısı nasıl 50.000 oluyor.

3-Hz. Muhammed devrinde sürülen yahudiler sürgünden ne zaman geri döndüler.

4-Geçen sefa vefat eden Prof. M.Hamidullah 23 yıllık peygamber devrinde öldürülen müşriklerin sayısını 150 olarak söyler ve bir çoğunun ismi de bellidir.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

İslam tarihini islam düşmanlarından okur yada dinlerseniz başka görrüsünüz..

İslamın ana kaynaklarından okur yada öğreni,rseniz farklı görürsünüz...

İslamda en küçük bir terslik, tezatlık, sapma yada yanılgı yoktur..

ancak kişilerin kendi emellerine ve innaçlarına ters düştüğü için, o kişilere göre terslikler vardır..

Normal şartlarda İnsan fizyolojisine ve sosyolojisine ters hiç bir hüküm yoktur..

Uygulayıcıların hatalarını islama mal etmekse safdilliktir...

 

 

Saygılar...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

TOLERANS TÜRBAN VE DEMOKRASİ

 

Emekli olmadan birkaç yıl önce koyu Hiristiyan bir arkadaş, okumam için bir kitap vermişti. Lee Strobel’in İsa’yı Savunma (Lee Strobel,The Case for Christ, Grand Rapids: Zandervan, 1998) kitabında yazar, 13 Hiristiyan ilahiyatçısıyla yaptığı röportajlardan sonra, İsa’nın Tanrı’nın oğlu olduğunun ve kutsallığının artık kaçınılmaz bir gerçek olduğunu yazmıştı. Arkadaş, kitabı geri verdiğimde, kitapla ilgili düşüncelerimi sormuştu. Ben de yazarın Hiristiyan ilahiyatçısı olmayanların fikirlerini almamasını doğru bulmadığımı söylemiştim. Buna karşılık arkadaş, “ondandır ki kitabı bitirmedim” demiş ve zaten Hiristiyan ilahiyatçılarından “İsa kutsaldır” demekten başka birşey beklenemeyeceğini eklemişti.

 

Ben, bazı Hiristiyan ilahiyatçıların değişik düşündüklerini söylemiş ve ona De Paul universitesinin Hiristiyan ilahiyat profesörü John Donimic Crossan’ın Tarihi İsa kitabını (John Dominic Crossan, Historical Jesus, San Francisco: Harper Collins, 1992) önermiştim. O kitapta eski rahip ve papaz olan Crossan, İsa’nın Tanrı’nın oğlu olmadığını, hiçbir mucize yaratmadığını ve cesedinin köpekler tarafından yendiğini ileri sürüyordu. Doğrusunu söylemek gerekiyorsa, arkadaşın tepkisinden çekinmiştim. Fakat arkadaş sadece: “Ben o adamın fikirlerini doğru bulmuyorum” demişti.

 

Bu olaylardan sonra, ister istemez gelişmiş ülkelerin en dindarı Amerika ile Müslüman ülkeler arasında kıyaslama yapmaya başladım. Bangladeş’ten Türkiye’ya kadar, Islam’ın dogmasıyla bağdaşmayan herhangi bir düşünce İslam’a büyük bir hakaret olarak algılanır. O gibi düşüncelerini açıklayanlar ya öldürülür (bakın Turan Dursun ya da Salman Rushdie gibi), haklarında ölüm fermanı çıkartılır. İşin ilginç tarafı, Salman Rushdie’nin Şeytan Ayetlerinin tek satırını bile okumayanlar, o kitabın İslam’a hakaretle dolu olduğunu söyler ve İran’nın ölüm fermanını aklamaya çalışır.

 

Amerika’da Crossan gibi Hiristiyan inancının (kendisinin hala koyu hiristiyan olduğunu söyler) özünü sorgulyan biri, gazete ve televizyonlarda fikirlerini korkmadan savunurken, İslam ülkelerinde onun gibilerin hayatlarına son verilir. İslam’la ilgili en ufak sorgulamayı bile Hiristiyan’lığın veya “dinsizliğin“ veya “imansızlığın“ uydurması olduğunu iddia eden (örneğin peygamberin evlilikleri, peygamberin okur yazar olup olmadığı) Müslüman ülkelerin geri kalmışlığında bu tavrın etkisi var mıdır?

 

Yaklaşık yüzde 80’inin Müslüman olmadığı dünyada İslam’a yönetilen birçok soru vardır. Bunlardan bazıları art niyetli olabilir, fakat özellikle iyi niyetle sorulanları, eğer “ Cihad’ın“ anlamı gerçeği arayışsa, bu arayışın içine koymamız gerekmez mi? Tarihçi Arnold Toynbee İnsanlik ve Dünyamız kitabında (Arnold Toynbee, Mankind and Mother Earth, New York ve Londra: Oxford University Press, 1976) imparator Konstantin’in hiristiyan ettiği Roma İmparotorluğunun, Hisirstiyanlığa geçtikten hemen sonra, Hisitiyanlık adına 300,000 Lombard’lıyı, Hiristiyan olmayı red ettikleri için, öldürmesi olmuştur diye yazar. Aynı kitabında Toynbee, güçlenen İslam’ın yaptığı ilk şeylerden birinin, Medine’nin kuzeyindeki bir kasaba’nın, İslamı kabullenmedikleri için, 50,000 yahudi vatandaşını öldürdüğünü iddia eder. Kendi dinini bu şekilde eliştiren Toynbee’yi İslam’a iftira ediyor diye baştan savmaktansa, yanlış mı ya da doğru mu diye araştırmamız gerekmez mi?

 

Neden Hiristiyan Karen Armstrong’un İslam’a olumlu bakışını inancımızın ispatı olarak görür, fakat başka bir Hiristiyan’ın (ya da Yahudi’nin, ya da Hindu’nun) İslam inancına soru yöneltmesini hakaret olarak görürüz?

 

Gariptir, dini inançlarına bağdaşmayan her düşünceyi kendilerine hakaret sayan, o düşünceleri yasaklamak isteyen (bazen cinayetle, bazen ölüm fermanlarıyla) zihniyet, demokrasi adına türban’ın serbest bırakılmasını ister. Gelişmiş ülkelerin en dindarı Amerika’da türban serbest olduğu gibi, İsa’nın cesedini köpekler yemiştir demek te serbesttir. Önceki bir yazımda Amerika’nın hala çok sesliliğe tolerans gösterdiğini umut verici bir işaret olarak gördüğümü yazmıştım. Eğer bir gün Amerika John Dominic Crossan’ı yüzde 95’i Hiristiyan olan Amerika’ya hakeret ediyor diye susturmaya kalkarsa, Amerika’yı lanetleyeceğim. Salman Rushdie’ye ölüm fermanı çıkartan İran’ı lanetlediğim gibi.

 

Sayın editör...

Yazınız ve paylaşımınız için çok teşekkürler...

Gerçekten de aklın ve mantığın süzgecinden geçmeyen ve olduğu gibi kabul edilen inançlar yüzünden ülkemiz ve toplumlar yüzyıllardır çekiyor ve galiba da çekmeye devam edecek... Tüm duygu ve düşüncelerinize yürekten katılıyorum... Keşken Ülkemizde sizler gibi düşünen insanların sayısı çok olsa ve cesaretle bunları tartışabilse, konuşabilse... Ama bahsettiğiniz gibi bu gibi konularda gerici ve yabazların yapacakları tek şey var Allah adına vetvah çıkarmak ya da öldürmek vb. yöntemlere başvurmak... Ne yazıkki bu konularda kulaktan dolma inanç biçimleri ile, sorgulamadan, araştırmadan herşeyi olduğu gibi kabul eden bir yığın torba gibi kör inançlı insanlarımız yüzünden kendi aralarında da zaten bölünmüş durumdalar ve bu nedenlerle neye inanacağımızı bilemez durumdayız....

Sevgi ve saygılarla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sayin Editör,

 

bu deyindiginiz nokta gercekten ilginc.

 

Bizim ülkemizde, veya genel olarak müslüman ülkelerde neden Dini konulara hep hararetli sekilde tartisilir, ve hatta bazi bazi ölüm fermanlari ile sonuclanir?

Gönül istiyor ki, kendi ülkemizde de insanlar acik görüslü olsun ve tolerans göstersin.

Konu her ne kadar hassas bir konu olsada.

Ben sahsen insanin inancinin, yani neden veya neye inandiginin tartisilacak bir konu oldugunu düsünmüyorum, bir cok kez dedigim gibi inanc bilimsel aciklamalara dayanmaz bana göre, gönül isi dir.

Iki secenek vardir bu hususta, ya inanirsiniz, ya inanmazsiniz.

 

Fakat dinler ve icerikleri tartisilabilmeli özgürce ve özellikle yoruma acik bir kitap olan Kuran i Kerim özellikle tartisilmali ve incelenmeli.

Ve elestirilecekse de saygin ve seviyeli bir sekilde olmali bu.

Ne yazik ki bazi insanlar elestirirken belden asagiya vuruyorlar.

 

Basima gelen bir olayi anlatmak istiyorum bu konuyla ilgili, cünkü hala karsilastigim davranisa bir anlam verebilmis degilm.

 

Bundan bir kac sene evvel Alman bir sirketin adina iki Alman yönetici ile TR ye denetime gitmistim.

Almanlarin ilk TR ye ucuslariydi, ve bundan ziyade hic Türklerle yakin iliskileri olmamis, yani sifir bilgi ile ucuyorlar.

Sonucta ülke hakkinda pek bilgi sahibi olmalari gerekmiyor, cünkü 3 günlük bir is seyahatiydi.

Fakat ne yazik ki kurban bayramina denke gelmisti bu seyahat.

Ne yazik ki diyorum, cünkü arabayla metropolit Istanbul sokalarindan gecerken, enfez sahneler sahit olduk.

Sokak ortasinda kesilen büyük bas hayvanlar ve bu olayi izleyen cocuklar.

Bu manzarayi hadi anlatin Almanlara :huh:

 

Türkiye deki sirketin patronu gerci Kurban kesme geleniginin nereden geldigini dini gerekcelerini ve sebeplerinide cok güzel bir sekilde anlatti...

 

Bu olayi hafif siyriklarla atlattigimizi düsünürken tam, bir aksam yemeginde yine konu kurbandan acildi ve bu zeminde devam etti.

Cogu zaman dinlemeyi tercih ettim, ta ki Türk patron hic ummadigim, hic beklemedigim bir yorum yapana dek...

Bel altindan vurmak demistim ya,iste bu mevzuulara gecti..

Hz Muhammed pedofilmis, ucgur düskünüymüs vb.

Peki bunlari Almlanlara anlatmakla ne kazandi, gereklimiydi böyle bir yorum??

Islamiyet bu mudur, hic bilgisi olmayan insanlara, ilk defa Türkiy ye gitmis insanlara bunlari mi anlatmak zorundayiz...

Bilgisiz beyinleri böyle kisisel saptamalarla mi doldurmaliyiz?

 

Almanlarda bu konuda dediginiz gibi cok acik görüslüler, yani dini özgürce elestirebilirsiniz, ve kimse size dayak atmaya ve hatta öldürmeye kalkmaz...

Fakat hic bir Almanin bu tarz bir yaklasimina rastlamadim. Yani basit bir yemek esnasinda Isa ya bu sekilde atip tuttuguna sahit olmadim, ki okul dönemim boyunca bir cok Alman ateist arkadasim oldu.

 

Bu sekildeki yaklasimlari anlamiyorum iste...

 

Umarim cok dagitmamisimdir yine mevzuyu...

 

her neyse bende dileklerinize cani gönülden katiliorum.

 

Elestiride, tartismada sevgi olmasada saygi cercevesi icerisinde olur!

 

Kolay gelsin

 

:clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Elinsaf büne kompleks alın katilliği ile ünlü amerika sizin olsun amerikan tarihine bakın kaç ırkı yok etmişler. Modern, hırıstiyan olarak algıladığınız hırıstiyan olduğunu söyleyen milletler tarihinde giyotinler engizisyonlar musoliniler hitlerler var. onlar başörtüsünü kabul ediyor bizim yobaz aydınlar yasaklıyor...riyakarlık

medinenin toplam nüfusu kaçmışki 50,000 yahudi öldürülmüş...

YAZINIZDAKİ HIRISTİYAN İLAHİYATÇI PRF. YOK ROMAN YOK MUKAİSE ONLARA CEP VERMEYE GEREK YOK ONLARI ARTIK KUTUBLARDAN UGANDAYA KADAR HERKEZ BİLİYOR.

KENDİNİZOLUN OZAMAN DAHA NET OLUR DAHANET YAZARSINIZ DAHA NET TARTIŞIRIZ.

SİZ MÜSLÜMANMISINIZ?

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Değerli arkadaşlar...

Konu mükemmel ve tamamıyle bağımsız bir yaklaşım ile önümüze getirilmiş harika bir konu ve etitörümüze buradan teşekkür ederim...

 

Konu ile ilgili olarak söyleyebileceklerime gelince; Günümüzde İç ve dış dinamik ögeleri çeşitli nedenlerle bu çağ gerisi kalmış düşüncelere sahip olan yöneticilere hala destek verebiliyor olması ve sonuç olarak ta toplumların / toplumumuzun ilerleme ve gelişmesi aksıyor, yavaşlıyor, bilinçli olarak yavaşlatılabiliyor.

Çağ gerisi kalmış düşünceler sonucunda ise;

__Bazı toplumlar kimi zaman geri gidebiliyor.

__Çağımızın en önemli kimlik kavramları hâlâ din ve milliyet olduğu lense edilebiliyor. Yani insanlar kendilerine "kimsin" diye sorulunca genellikle ya dinleri ya da milliyetleri ile yanıt veriyorlar.

__Din ve milliyet eskiden siyaseti de belirleyen esas ögelerdi ve hala öyle bir yapıya doğru kaydırılma çabaları sergilenebiliyor

__Ortaçağ'da, din-tarım imparatorluklarında, dinler ve mezhepler bugünkü siyasal partilerin işlevlerini de yüklenmişlerdi (günümüzde de farklı değil)

__Bütün kitaplı dinler yani tek tanrılı semavi dinler, bireyleri sadece "öbür dünya"ya değil, "bu dünyada kurdukları düzene" (yani oluşturdukları devlete) de kazanmak uğruna savaş verirlerdi. Sonuç olarak tek tanrılı herhangi bir dinin temsilcileri arasında çıkan yönetim anlaşmazlıkları, siyasal farklılıklar, bu dinlerin içindeki mezhep ayrımlarını doğurdu. Yani semavi dinler nasıl tüm insanlık bakımından farklı siyasal partilerin işlevlerini yerine getirdiyse, aynı dine mensup insanlar arasındaki egemenlik kavgaları, siyasal farklılıklar da tek tanrılı dinlerin içinde mezhepler aracılığıyla temsil edildi.

Endüstri devrimi ile ortaya çıkan milliyetçilik, gerek bireyin kimliği, gerekse yönetim farklılıklarını ve farklı çıkarları temsil eden siyasal parti işlevi açısından, dinleri yok etmedi, onların üzerine ikinci bir öge olarak eklendi ve Bu süreç bütün tek tanrılı dinler açısından aynı biçimde gelişti.

İnsanlar Tarım Devrimi'nin egemen olduğu Ortaçağ'da birbirlerini dinlerine ve mezheplerine göre öldürürken, Endüstri Devrimi'nden sonra savaşların ideolojik ve siyasal şemsiyesi olarak milliyetçilik de kullanılmaya başlandı ve bu açıdan Hıristiyanlık ile Müslümanlık arasında, gerek birbirleriyle yaptıkları savaşlar, gerekse kendi dinleri içinde farklı mezheplerin birbirlerine uyguladıkları katliamlar bakımından pek büyük bir fark yoktur. Osmanlı İmparatorluğu'nun Endüstri Devrimi'ni kaçırması, İslam Dünyası'nın, Amerika'nın keşfi ile bu devrimi başlatan Hıristiyan Dünyası'nın gerisinde kalmasına yol açtı.

__Osmanlı İmparatorluğu'nun Endüstri Devrimi'nin dışında kalmasının nedeni Müslümanlık değildi. Avrupalıların Endüstri Devrimini başlatmalarının nedeni de Hıristiyanlık değildi. Ama sonunda Hıristiyanların içinde yaşadığı toplumlar değişti ve gelişti. Müslümanların içinde yaşadığı toplumlar değişemedi ve gelişemedi. Bu nedenle Hıristiyanların çoğunlukta olduğu toplumlar, siyaset ile din ayrımını yaptılar, Müslümanların çoğunlukta olduğu toplumlar yapamadılar. Gerek dünyada küresel terörü sürdürenlerin, gerekse Türkiye'de bu teröre taşeronluk yapanların "İslam dinini bir referans olarak kullanmaları", İslam dininin Hıristiyanlıktan daha geri veya daha şiddete dönük olmasından değil, "Müslümanların büyük bir çoğunluğunun geri kalmış toplumlarda" yaşamalarından kaynaklanıyor. Sorun İslam dininde değil, kendisine Müslüman diyenlerin bir bölümünde. Bu sorun da din ile siyasetin, toplum ve devlet yapısı içinde yeterince ayrıştırılamamış olmasından kaynaklanıyor. Din ile siyaset ayrıştırılamayınca da, aynen savaş gibi, siyasetin bir başka biçimde devamı olan terör de İslam adına gelişip serpiliveriyor.

 

Değerli arkadaşlar, ben savaş ile terörü ayırmam, her ikisinin de "bir egemenlik ilişkisinin şiddet yoluyla sorgulanması" olarak tanımlarım. Dini siyasetten ayırmayınca, siyasetin uzantıları olan savaştan ve terörden farklılaştırmanın da olanağı kalmıyor. Sonuç itibari ile Sayıt editörümüzün açmış olduğu topic'teki başlık bence aydınlanma sürecini tamamlamada aksaklık ve engellerle karşılaşan toplumumuz için bir kilometre taşıdır. Bu nedenle konunun çok iyi tartışılıp, üzerinde durulması ve şiddetle toplumsal yaşamımıza örnek teşkil edilmesi konusundaki duruşumusu sergilemeliyiz diye düşünüyorum...

Sevgi ve saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

"Gariptir, dini inançlarına bağdaşmayan her düşünceyi kendilerine hakaret sayan, o düşünceleri yasaklamak isteyen (bazen cinayetle, bazen ölüm fermanlarıyla) zihniyet, demokrasi adına türban’ın serbest bırakılmasını ister. Gelişmiş ülkelerin en dindarı Amerika’da türban serbest olduğu gibi, İsa’nın cesedini köpekler yemiştir demek te serbesttir. Önceki bir yazımda Amerika’nın hala çok sesliliğe tolerans gösterdiğini umut verici bir işaret olarak gördüğümü yazmıştım. Eğer bir gün Amerika John Dominic Crossan’ı yüzde 95’i Hiristiyan olan Amerika’ya hakeret ediyor diye susturmaya kalkarsa, Amerika’yı lanetleyeceğim. Salman Rushdie’ye ölüm fermanı çıkartan İran’ı lanetlediğim gibi."

 

güzel bi nokta. pozitif eleştirilerde göğüs kabartıp yüksek sesle haykıran zihniyetler genelde negatif eleştirilerde "hurraaa hücummm!" vaveylasıyla saldırıyı cihad addeder. bu aslında savunulan şeyin iyi benimsenmediğinin içten içe özde oturtulamadığının işareti sayılabilir.

 

ancak gelin görün ki tüm bu yasakçı, katil zihniyetleri eleştiren siz de konu türbana gelince "bu yasağı hak ediyorlar" tavrındasınız. eleştirdiğiniz noktadasınız. engellemeci yasakçı ve anti-demokrat. ışığı çevrenize tutmaktan kendinizi karanlıkta bıraktığınızın farkında bile değilsiniz. umarım farkedersiniz.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Su DaMLaSı

 

Bu yazı alkışlanır

 

Helal olsun hem nalına hem mıhına,eline sağlık...

 

selam

 

Konunun üzerinde çok düşünülmeli, iyi değerlendirilmeli ve iyice anlaşılıp öyle yorumlanmalı diye düşünüyorum...

Evet bu yazı alkışlanacak türden...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sayın objektivist çağımızın en önemli kavramı dindir tabiki. senin söylediğin diğer kavramlar sadece senin burdaki ort.70 senelik hayatın için geçerli. peki öldükten sonra ne yapacaksın nereye gideceksin hiç düşündün mü ebedi bir azapla karşılaşmak hoşuna gitmezdi sanırım o yüzden din en önemli konudur. tabi akıllı düşünebilirseniz. hem dini yorumlarken din karşıtı yazıları okuduğunuz kadar din kaynaklarını da iyi okumanız gerekiyor. çünkü sonucuna bakıldığında hiçte önemsenmeyecek bir konu değil dikkatiniz çekerim...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sayın objektivist çağımızın en önemli kavramı dindir tabiki. senin söylediğin diğer kavramlar sadece senin burdaki ort.70 senelik hayatın için geçerli. peki öldükten sonra ne yapacaksın nereye gideceksin hiç düşündün mü ebedi bir azapla karşılaşmak hoşuna gitmezdi sanırım o yüzden din en önemli konudur. tabi akıllı düşünebilirseniz. hem dini yorumlarken din karşıtı yazıları okuduğunuz kadar din kaynaklarını da iyi okumanız gerekiyor. çünkü sonucuna bakıldığında hiçte önemsenmeyecek bir konu değil dikkatiniz çekerim...

 

 

Sevgili hüzünçiçeği...

Benim söylediklerimin ort. 70 senelik hayatım için geçerli olduğunu belirtiyorsun. Oysa yazının tamamı okunduğunda olayın soyolojik ve toplumsal boyutunun farkına varılabilinecektir ki eğer bunun farkına varılabilindiği temelinden yola çıkılırsa bizleri ve geleceğimizi neler beklediği ve nerelere sürükleyebileceği gerçeğine götürecektir..

Diğer taraftan düşüncenize atıfen şunları söyleyebilirim. Benim öldükten sonra ne yapacağım ve nereye gideceğim önemli değil, çünkü bizim namazımız kılınmış ve orocumuz tutulmuştur bundan kimsenin şüphesi olmasın.

Tekrar belirtiyorum.

Bütün kitaplı dinler yani tek tanrılı semavi dinler, bireyleri sadece "öbür dünya"ya değil, "bu dünyada kurdukları düzene" (yani oluşturdukları devlete) de kazanmak uğruna savaş verirlerdi. Sonuç olarak tek tanrılı herhangi bir dinin temsilcileri arasında çıkan yönetim anlaşmazlıkları, siyasal farklılıklar, bu dinlerin içindeki mezhep ayrımlarını doğurdu. Yani semavi dinler nasıl tüm insanlık bakımından farklı siyasal partilerin işlevlerini yerine getirdiyse, aynı dine mensup insanlar arasındaki egemenlik kavgaları, siyasal farklılıklar da tek tanrılı dinlerin içinde mezhepler aracılığıyla temsil edildi ki bunların sonucu olarak katı, hoşgörüsüz, çoğu mantık ile çelişen, şekilci ve çok fazla yorumular nedeniyle farklı mezheplerin ortaya çıkmasına zemir hazırladı...

Şimdi ben size soruyorum...

Bu ülkeye şerihat gelse siz rahat olabilecekmisiniz, ya da o zaman gerçekten müslüman olup cenneti garantiliyecekmisiniz... Son bir soru daha; Bizi en çok din devletine doğru gönderen, zemin hazırlayan ve şiddetle istiyenler kimlerdir sizce? Biz Türklermi? Emperyalist ülkelermi? Ne dersin...

Sevgi ve saygılarımla...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

sevgili objektivitist

hiç kimsenin ne namazı kılınmıştır ne de orucu tutulmuştur böyle saçma bir şey yoktur. çünkü herkes ancak yaptığından sorumlu olabilir bu bir.

ikincisi şeriat istemiyoruz (sizin odünüz kopuyor zaten). din düşmanlığı yapmayın, insanlar dinini rahat rahat yaşasın yeter. şeriat gayrı müslimlere dokunmaz onlara özgürlük verir. ama siz müslümanların dini özgürlüklerinin kısıtlanmasına hatta elinizden gelse ellerinden alınmasına taraftarsınız.

üçüncüsü bu dünyayı hepten bırakıp ahirete çalışalım demiyorum bu konuda beni yanlış anlamayın. tabiki diğer ülkelerin emperyalizmi altına girmeden kendi varlığımızı sürdürmememiz ve önder devletler arasında yerimizi almamız lazım fakat dini kimlik terkedilemez. hem siz bilim ve teknik yolunda gittigini soyleyenler bu alanda hiç bir şey yapmıyorsunuz sadece avrupalıların kültürünü alıyorsunuz. yani çoktan bir kültür emperyalizmi altına girmişsiniz bile. halbuki baskılara rağmen başarılı çalışmalar yapan dindar bilimadamlarımızın sayısı hiçte az değil

olayın sosyoloji ve toplumsal boyutlarından bahsediyorsun. söyler misiniz siz oldükten sonra cehenneme gitseniz sizin toplum en üst seviyeye gelmiş bile olsa bu önemli olur mu artık. yanlış anlamayın demek istediğim dini tavizlerimizi de vermeden hep beraber toplumumuzu en yüksek seviyeye çıkarmak. çünkü sonucta dünya hayatı, ebedi hayatın yanında denizde bir su damlası gibi kalır hic bir su damlası için deniz feda edilir mi...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

sevgili objektivitist

hiç kimsenin ne namazı kılınmıştır ne de orucu tutulmuştur böyle saçma bir şey yoktur. çünkü herkes ancak yaptığından sorumlu olabilir bu bir.

ikincisi şeriat istemiyoruz (sizin odünüz kopuyor zaten). din düşmanlığı yapmayın, insanlar dinini rahat rahat yaşasın yeter. şeriat gayrı müslimlere dokunmaz onlara özgürlük verir. ama siz müslümanların dini özgürlüklerinin kısıtlanmasına hatta elinizden gelse ellerinden alınmasına taraftarsınız.

üçüncüsü bu dünyayı hepten bırakıp ahirete çalışalım demiyorum bu konuda beni yanlış anlamayın. tabiki diğer ülkelerin emperyalizmi altına girmeden kendi varlığımızı sürdürmememiz ve önder devletler arasında yerimizi almamız lazım fakat dini kimlik terkedilemez. hem siz bilim ve teknik yolunda gittigini soyleyenler bu alanda hiç bir şey yapmıyorsunuz sadece avrupalıların kültürünü alıyorsunuz. yani çoktan bir kültür emperyalizmi altına girmişsiniz bile. halbuki baskılara rağmen başarılı çalışmalar yapan dindar bilimadamlarımızın sayısı hiçte az değil

olayın sosyoloji ve toplumsal boyutlarından bahsediyorsun. söyler misiniz siz oldükten sonra cehenneme gitseniz sizin toplum en üst seviyeye gelmiş bile olsa bu önemli olur mu artık. yanlış anlamayın demek istediğim dini tavizlerimizi de vermeden hep beraber toplumumuzu en yüksek seviyeye çıkarmak. çünkü sonucta dünya hayatı, ebedi hayatın yanında denizde bir su damlası gibi kalır hic bir su damlası için deniz feda edilir mi...

 

Hayir, Kendi dusuncelerinizde cok haklisiniz

Bizim tek istedigimiz

Devletin hakkini

Devlete

Allahin hakkini allaha verin diyoruz.

 

Kilikla kiyafetle din degismez diyoruz

Politikaya girmesin diyoruz

Medeni kanunlarimizi

Korumak istiyoruz.

 

Turban politikasi yaparak

Icten dindar olan kisilerin

Oyuna gidilmesin diyoruz.

 

Basi acik gezmeyecek kadar ici

Dindar hanimlarin erkeklerle beraber

Devlet dairelerine girmemesi

Kanaatindeyiz.

 

Basi acik gezemeyecek kadar dindar

Hanimlarin bes karis yirtmacli etek

Giyerek Vaburlarda ellerinde

Sigara kollarinda sevgilileriyle

Gezmesindeki iki yuzluluge karsiyiz

 

Din yuzunden zaten zorluk ceken

Bir ekonomide her yerin 10 gun kapatilmasina karsiyiz.

Okul yerine durmadan camii yapilmasina

Karsiyiz.

Hastaneler yatak yerine Medreseye

Karsiyiz.

 

Yani dinin degistirilmis, halki uyutmak icin

Muniple edilmis sekline karsiyiz

 

Dinin devlet isine girmesine karsiyz.

 

Yoksa sizin isterseniz Haci olun isterseniz

Gunde 25 defa namaz kilin, oruc tutun

Zekaat verin, Ananizi, babanizi sayin,

Kula zarar vermeyin. Dinin ..... Eger o

Sekline inaniyorsaziz.......her kuralini

Yerine getirin. Ne sozumuz vardir,

Ne korkumuz. Hakiki icten Dine inanan

Kisilere sygimizi eksik etmiyoruz.

 

Sahsen ben Militant dinci kulturune

Ragbet etmiyorum. Ve gelecek neslin de

Suudi Arabistan, veya Taliban, veya

Iran turu bir devletin uyrugu olsun

Istemiyorum.

 

Senelerdir kadinli erkekli hastanelere,

Giden insanlarin da son senelerde

Iman bulup erkek doktora gitmem

Demesini de anlamiyorum

 

Muhamm

Hazreti muhammed ne demis:

 

Dunya degisecek, ve ileride

Dinimizin beste birini yerine getirebilen

Iyi musluman sayilacaktir.

 

Kura'ni Turkce okuyalim.

 

 

 

 

 

sevgili objektivitist

hiç kimsenin ne namazı kılınmıştır ne de orucu tutulmuştur böyle saçma bir şey yoktur. çünkü herkes ancak yaptığından sorumlu olabilir bu bir.

ikincisi şeriat istemiyoruz (sizin odünüz kopuyor zaten). din düşmanlığı yapmayın, insanlar dinini rahat rahat yaşasın yeter. şeriat gayrı müslimlere dokunmaz onlara özgürlük verir. ama siz müslümanların dini özgürlüklerinin kısıtlanmasına hatta elinizden gelse ellerinden alınmasına taraftarsınız.

üçüncüsü bu dünyayı hepten bırakıp ahirete çalışalım demiyorum bu konuda beni yanlış anlamayın. tabiki diğer ülkelerin emperyalizmi altına girmeden kendi varlığımızı sürdürmememiz ve önder devletler arasında yerimizi almamız lazım fakat dini kimlik terkedilemez. hem siz bilim ve teknik yolunda gittigini soyleyenler bu alanda hiç bir şey yapmıyorsunuz sadece avrupalıların kültürünü alıyorsunuz. yani çoktan bir kültür emperyalizmi altına girmişsiniz bile. halbuki baskılara rağmen başarılı çalışmalar yapan dindar bilimadamlarımızın sayısı hiçte az değil

olayın sosyoloji ve toplumsal boyutlarından bahsediyorsun. söyler misiniz siz oldükten sonra cehenneme gitseniz sizin toplum en üst seviyeye gelmiş bile olsa bu önemli olur mu artık. yanlış anlamayın demek istediğim dini tavizlerimizi de vermeden hep beraber toplumumuzu en yüksek seviyeye çıkarmak. çünkü sonucta dünya hayatı, ebedi hayatın yanında denizde bir su damlası gibi kalır hic bir su damlası için deniz feda edilir mi...

 

Hayir, Kendi dusuncelerinizde cok haklisiniz

Bizim tek istedigimiz

Devletin hakkini

Devlete

Allahin hakkini allaha verin diyoruz.

 

Kilikla kiyafetle din degismez diyoruz

Politikaya girmesin diyoruz

Medeni kanunlarimizi

Korumak istiyoruz.

 

Turban politikasi yaparak

Icten dindar olan kisilerin

Oyuna gidilmesin diyoruz.

 

Basi acik gezmeyecek kadar ici

Dindar hanimlarin erkeklerle beraber

Devlet dairelerine girmemesi

Kanaatindeyiz.

 

Basi acik gezemeyecek kadar dindar

Hanimlarin bes karis yirtmacli etek

Giyerek Vaburlarda ellerinde

Sigara kollarinda sevgilileriyle

Gezmesindeki iki yuzluluge karsiyiz

 

Din yuzunden zaten zorluk ceken

Bir ekonomide her yerin 10 gun kapatilmasina karsiyiz.

Okul yerine durmadan camii yapilmasina

Karsiyiz.

Hastaneler yatak yerine Medreseye

Karsiyiz.

 

Yani dinin degistirilmis, halki uyutmak icin

Muniple edilmis sekline karsiyiz

 

Dinin devlet isine girmesine karsiyz.

 

Yoksa sizin isterseniz Haci olun isterseniz

Gunde 25 defa namaz kilin, oruc tutun

Zekaat verin, Ananizi, babanizi sayin,

Kula zarar vermeyin. Dinin ..... Eger o

Sekline inaniyorsaziz.......her kuralini

Yerine getirin. Ne sozumuz vardir,

Ne korkumuz. Hakiki icten Dine inanan

Kisilere sygimizi eksik etmiyoruz.

 

Sahsen ben Militant dinci kulturune

Ragbet etmiyorum. Ve gelecek neslin de

Suudi Arabistan, veya Taliban, veya

Iran turu bir devletin uyrugu olsun

Istemiyorum.

 

Senelerdir kadinli erkekli hastanelere,

Giden insanlarin da son senelerde

Iman bulup erkek doktora gitmem

Demesini de anlamiyorum

 

Muhamm

Hazreti muhammed ne demis:

 

Dunya degisecek, ve ileride

Dinimizin beste birini yerine getirebilen

Iyi musluman sayilacaktir.

 

Kura'ni Turkce okuyalim.

 

 

 

 

 

sevgili objektivitist

hiç kimsenin ne namazı kılınmıştır ne de orucu tutulmuştur böyle saçma bir şey yoktur. çünkü herkes ancak yaptığından sorumlu olabilir bu bir.

ikincisi şeriat istemiyoruz (sizin odünüz kopuyor zaten). din düşmanlığı yapmayın, insanlar dinini rahat rahat yaşasın yeter. şeriat gayrı müslimlere dokunmaz onlara özgürlük verir. ama siz müslümanların dini özgürlüklerinin kısıtlanmasına hatta elinizden gelse ellerinden alınmasına taraftarsınız.

üçüncüsü bu dünyayı hepten bırakıp ahirete çalışalım demiyorum bu konuda beni yanlış anlamayın. tabiki diğer ülkelerin emperyalizmi altına girmeden kendi varlığımızı sürdürmememiz ve önder devletler arasında yerimizi almamız lazım fakat dini kimlik terkedilemez. hem siz bilim ve teknik yolunda gittigini soyleyenler bu alanda hiç bir şey yapmıyorsunuz sadece avrupalıların kültürünü alıyorsunuz. yani çoktan bir kültür emperyalizmi altına girmişsiniz bile. halbuki baskılara rağmen başarılı çalışmalar yapan dindar bilimadamlarımızın sayısı hiçte az değil

olayın sosyoloji ve toplumsal boyutlarından bahsediyorsun. söyler misiniz siz oldükten sonra cehenneme gitseniz sizin toplum en üst seviyeye gelmiş bile olsa bu önemli olur mu artık. yanlış anlamayın demek istediğim dini tavizlerimizi de vermeden hep beraber toplumumuzu en yüksek seviyeye çıkarmak. çünkü sonucta dünya hayatı, ebedi hayatın yanında denizde bir su damlası gibi kalır hic bir su damlası için deniz feda edilir mi...

 

Hayir, Kendi dusuncelerinizde cok haklisiniz

Bizim tek istedigimiz

Devletin hakkini

Devlete

Allahin hakkini allaha verin diyoruz.

 

Kilikla kiyafetle din degismez diyoruz

Politikaya girmesin diyoruz

Medeni kanunlarimizi

Korumak istiyoruz.

 

Turban politikasi yaparak

Icten dindar olan kisilerin

Oyuna gidilmesin diyoruz.

 

Basi acik gezmeyecek kadar ici

Dindar hanimlarin erkeklerle beraber

Devlet dairelerine girmemesi

Kanaatindeyiz.

 

Basi acik gezemeyecek kadar dindar

Hanimlarin bes karis yirtmacli etek

Giyerek Vaburlarda ellerinde

Sigara kollarinda sevgilileriyle

Gezmesindeki iki yuzluluge karsiyiz

 

Din yuzunden zaten zorluk ceken

Bir ekonomide her yerin 10 gun kapatilmasina karsiyiz.

Okul yerine durmadan camii yapilmasina

Karsiyiz.

Hastaneler yatak yerine Medreseye

Karsiyiz.

 

Yani dinin degistirilmis, halki uyutmak icin

Muniple edilmis sekline karsiyiz

 

Dinin devlet isine girmesine karsiyz.

 

Yoksa sizin isterseniz Haci olun isterseniz

Gunde 25 defa namaz kilin, oruc tutun

Zekaat verin, Ananizi, babanizi sayin,

Kula zarar vermeyin. Dinin ..... Eger o

Sekline inaniyorsaziz.......her kuralini

Yerine getirin. Ne sozumuz vardir,

Ne korkumuz. Hakiki icten Dine inanan

Kisilere sygimizi eksik etmiyoruz.

 

Sahsen ben Militant dinci kulturune

Ragbet etmiyorum. Ve gelecek neslin de

Suudi Arabistan, veya Taliban, veya

Iran turu bir devletin uyrugu olsun

Istemiyorum.

 

Senelerdir kadinli erkekli hastanelere,

Giden insanlarin da son senelerde

Iman bulup erkek doktora gitmem

Demesini de anlamiyorum

 

Muhamm

Hazreti muhammed ne demis:

 

Dunya degisecek, ve ileride

Dinimizin beste birini yerine getirebilen

Iyi musluman sayilacaktir.

 

Kura'ni Turkce okuyalim.

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

Nedense eleştirilen her zaman ya İslamdır, ya Kur-an dır, ya Hz. Muhammed tir, yada İnançlarımızdır. Nedense eleştirilen ve eleştiriye açık olması gereken her zaman müslümanlardır. Ve bunu her seferinde yapanda dinin dogma olduğunu söyleyen inançsızlardır. Nasıl bir çelişkiyse...

 

İslam dininin emir ve yasakları bütün inançsızlar ve din düşmanları tarafından o kadar iyi bilinirki, hangi ateistle tartışmaya çalışsanız önünüze aynı materyalleri getirecektir. Tek renk, tek vücut...

 

İslam ın eleştirilmesini ve müslümanların bunu kabullenmesini iddia eden imansızlar, kendi tekellerine alıp çirkin ideolojilerine bayrak yapmaya çalıştıkları Önder Atatürk ün eleştirilmesini vatan hainliği olarak algılarlar... Ve hemen mükemmel bir vaveyla kopar... "Ülke kuşatılıyor, Cumhuriyet elden gitti...." Bunun ayıpladıkları din yobazlarının çığlıklarından ne gibi bir farklılığı var hiçbir zaman anlayamadım... Ama onlar biliyorlar elbette, Öyleki bizim dinimizi bizden daha iyi biliyorlar...

 

İslamın eleştirilmesini ve müslümanların bunu kabullenmesini iddia eden imansızlar, konu anayasa kitabı ve saçma birtakım yasaların yada devlet rejminin eleştirilmesi olduğu zaman kimsenin gözünün yaşına bakmazlar...

 

Birde bunların üstüne kalkıp sanki ülkeyi Müslümanlar yönetiyormuş ve ezilmişler gibi kendilerini haklı çıkarmaya çalışırlar... 80 yıllık cumhuriyet tarihinde arkasına sığındıkları değerler ile ne kadar yol katettiler, ne kadar ilerlediler bunu kimse sorgulamaz.

 

Bilim, ekonomik, teknik, sosyolojik, hukuksal alanlarda nerden nereye geldik ve neden bütün bu olan bitenler sırasında yargıtay, sayıştay, danıştay, anayasa, askeriye, yök gibi kurumların yönetici kademesinde Müslüman kimliğe sahip kimse bulunmaz bu sorgulanmaz...

 

Nüfusunun %90 ının müslüman olduğu bir ülkenin bu yönetici kadrolarında müslüman kişilere yer verilmemesi için gayret sarfetmenin ülkenin yönetim biçimi olarak seçtikleri "demokrasi" şekline ne kadar uygun olduğuna kimse bakmaz...

 

Bir taraftan amerka emperyalizmine karşı çıkarken, diğer taraftan rus emperyalizmine sahip çıkıp komünist rejimi devlet rejimi haline getirmelerinin nasıl bir mantığı olduğuna dönüpte bakmazlar ve baktırmak isteyene şiddetle karşı çıkıp savunma mekanizmalarını çalıştırırlar...

 

Devlet kurumlarında başörtülü bayanları tecrit ederken diğer taraftan çağdaşlık, demokrasi, hukuk kelimelerini zikretmenin ne derece ikiyüzlülük olduğuna hiç kulak asmazlar...

 

Bunlar hep eleştirirler, ve ancak eleştirirler... Eleştirirler ve ancak kendileri gibi olunduğu zaman makbul görürler. İşte bu ayrımcı ve bencil zihniyetten bu ülkenin artık kurtulması gerekir. Karanlık içinde kendi kendilerini boğan bu kesim kendi düştükleri çamurlu çukura bakmadan habire etraftaki toz toprağa, çiçeğe böceğe laf atarlar...

 

İstesenizde istemesenizde bu ülke siz gibi rus emperyalistlerinin eline kalmayacak... Çamurunuzla başkalarını sıvayıp kendiniz paklanmaya çalışmayın, o çamurun sizde hep izi kalacak...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 ay sonra...

Gariptir, dini inançlarına bağdaşmayan her düşünceyi kendilerine hakaret sayan, o düşünceleri yasaklamak isteyen (bazen cinayetle, bazen ölüm fermanlarıyla) zihniyet, demokrasi adına türban’ın serbest bırakılmasını ister. Gelişmiş ülkelerin en dindarı Amerika’da türban serbest olduğu gibi, İsa’nın cesedini köpekler yemiştir demek te serbesttir.

 

Sevgili Editör,

Değerli tespitlerinizden dolayı size teşekkürlerimi sunarım.

Size teşekkür etmekten kaçan insanlarında bağlı, yani dinine bağlı insanlardan oluştuğuna da şaşırmıyorum.

 

Sevgili Editör,

İslam ile fikir özgürlüğünün yürütülemeyeceği islam ülkelerindeki fikir özgürlüğü seviyesine bakarak çok kolay anlaşılabilir.

 

Türkiye de bahsettiğiniz fikir özgürlüğü olamaz çünkü Türkiye tıpkı diğer islam ülkelerine benzer bir şekilde bir islam ülkesidir.

 

Aşağıda yazdığım konuların içinde Türkiyenin islam ülkesi olduğunu ve yukarıda bahsetmiş olduğunuz, türban meselesini ele aldım.

 

Umarım benim tespitlerim de sizinkiler gibi faydalı olur.

 

Türban neden şeriatın gelmesine neden olur ? :

http://www.turkish-media.com/forum/index.p...st&p=261665

 

Türban konusunun çözümü :

http://www.turkish-media.com/forum/index.php?showtopic=33193

 

Tespit ve görüşlerinizin devamını rica eder ve sevgilerimi sunarım. :clover:

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

10 tane karikatür için dünyayı yerinden oynatan din, başkalarının inançlarına saygı dumuyorsa eleştirilir... Niye eleştirilmesin...

 

Taliban dünyayının en büyük inançlarından birinin binlerce yıllık mabedini yıktı ne yaptınız seziniz soluğunuz çıkmadı.. Şimdi aaaaaaaa niye eleştiriyorsunuz... Herşey açık açık tartışılmalı herşey söylenmeli herşey açıklanmalı herşeye ulaşılabilinmeli...

 

Dünyada eleştirilmeyecek tartışılmayacak bir konu yoktur... Bunun adı demokrasidir.

 

O halde talibanı eleştir arkadaşım..

İslamı ne eleştiriyorsun..

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 1 ay sonra...

Değerli arkadaşlar...

Konu mükemmel ve tamamıyle bağımsız bir yaklaşım ile önümüze getirilmiş harika bir konu ve etitörümüze buradan teşekkür ederim...

 

Konu ile ilgili olarak söyleyebileceklerime gelince; Günümüzde İç ve dış dinamik ögeleri çeşitli nedenlerle bu çağ gerisi kalmış düşüncelere sahip olan yöneticilere hala destek verebiliyor olması ve sonuç olarak ta toplumların / toplumumuzun ilerleme ve gelişmesi aksıyor, yavaşlıyor, bilinçli olarak yavaşlatılabiliyor.

Çağ gerisi kalmış düşünceler sonucunda ise;

__Bazı toplumlar kimi zaman geri gidebiliyor.

__Çağımızın en önemli kimlik kavramları hâlâ din ve milliyet olduğu lense edilebiliyor. Yani insanlar kendilerine "kimsin" diye sorulunca genellikle ya dinleri ya da milliyetleri ile yanıt veriyorlar.

__Din ve milliyet eskiden siyaseti de belirleyen esas ögelerdi ve hala öyle bir yapıya doğru kaydırılma çabaları sergilenebiliyor

__Ortaçağ'da, din-tarım imparatorluklarında, dinler ve mezhepler bugünkü siyasal partilerin işlevlerini de yüklenmişlerdi (günümüzde de farklı değil)

__Bütün kitaplı dinler yani tek tanrılı semavi dinler, bireyleri sadece "öbür dünya"ya değil, "bu dünyada kurdukları düzene" (yani oluşturdukları devlete) de kazanmak uğruna savaş verirlerdi. Sonuç olarak tek tanrılı herhangi bir dinin temsilcileri arasında çıkan yönetim anlaşmazlıkları, siyasal farklılıklar, bu dinlerin içindeki mezhep ayrımlarını doğurdu. Yani semavi dinler nasıl tüm insanlık bakımından farklı siyasal partilerin işlevlerini yerine getirdiyse, aynı dine mensup insanlar arasındaki egemenlik kavgaları, siyasal farklılıklar da tek tanrılı dinlerin içinde mezhepler aracılığıyla temsil edildi.

Endüstri devrimi ile ortaya çıkan milliyetçilik, gerek bireyin kimliği, gerekse yönetim farklılıklarını ve farklı çıkarları temsil eden siyasal parti işlevi açısından, dinleri yok etmedi, onların üzerine ikinci bir öge olarak eklendi ve Bu süreç bütün tek tanrılı dinler açısından aynı biçimde gelişti.

İnsanlar Tarım Devrimi'nin egemen olduğu Ortaçağ'da birbirlerini dinlerine ve mezheplerine göre öldürürken, Endüstri Devrimi'nden sonra savaşların ideolojik ve siyasal şemsiyesi olarak milliyetçilik de kullanılmaya başlandı ve bu açıdan Hıristiyanlık ile Müslümanlık arasında, gerek birbirleriyle yaptıkları savaşlar, gerekse kendi dinleri içinde farklı mezheplerin birbirlerine uyguladıkları katliamlar bakımından pek büyük bir fark yoktur. Osmanlı İmparatorluğu'nun Endüstri Devrimi'ni kaçırması, İslam Dünyası'nın, Amerika'nın keşfi ile bu devrimi başlatan Hıristiyan Dünyası'nın gerisinde kalmasına yol açtı.

__Osmanlı İmparatorluğu'nun Endüstri Devrimi'nin dışında kalmasının nedeni Müslümanlık değildi. Avrupalıların Endüstri Devrimini başlatmalarının nedeni de Hıristiyanlık değildi. Ama sonunda Hıristiyanların içinde yaşadığı toplumlar değişti ve gelişti. Müslümanların içinde yaşadığı toplumlar değişemedi ve gelişemedi. Bu nedenle Hıristiyanların çoğunlukta olduğu toplumlar, siyaset ile din ayrımını yaptılar, Müslümanların çoğunlukta olduğu toplumlar yapamadılar. Gerek dünyada küresel terörü sürdürenlerin, gerekse Türkiye'de bu teröre taşeronluk yapanların "İslam dinini bir referans olarak kullanmaları", İslam dininin Hıristiyanlıktan daha geri veya daha şiddete dönük olmasından değil, "Müslümanların büyük bir çoğunluğunun geri kalmış toplumlarda" yaşamalarından kaynaklanıyor. Sorun İslam dininde değil, kendisine Müslüman diyenlerin bir bölümünde. Bu sorun da din ile siyasetin, toplum ve devlet yapısı içinde yeterince ayrıştırılamamış olmasından kaynaklanıyor. Din ile siyaset ayrıştırılamayınca da, aynen savaş gibi, siyasetin bir başka biçimde devamı olan terör de İslam adına gelişip serpiliveriyor.

 

Değerli arkadaşlar, ben savaş ile terörü ayırmam, her ikisinin de "bir egemenlik ilişkisinin şiddet yoluyla sorgulanması" olarak tanımlarım. Dini siyasetten ayırmayınca, siyasetin uzantıları olan savaştan ve terörden farklılaştırmanın da olanağı kalmıyor. Sonuç itibari ile Sayıt editörümüzün açmış olduğu topic'teki başlık bence aydınlanma sürecini tamamlamada aksaklık ve engellerle karşılaşan toplumumuz için bir kilometre taşıdır. Bu nedenle konunun çok iyi tartışılıp, üzerinde durulması ve şiddetle toplumsal yaşamımıza örnek teşkil edilmesi konusundaki duruşumusu sergilemeliyiz diye düşünüyorum...

Sevgi ve saygılarımla...

Yazınızı okumak bile ruhumu fena haled sıktı. Modernizim adı altında kendinizi kaybetmişsiniz. Tabi ki Müslümansanız. Yoksa uğurlar olsun bu Vatanın Müslüman gençlerinin düşmanını savunan ******...

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Sevgili Editör,

Değerli tespitlerinizden dolayı size teşekkürlerimi sunarım.

Size teşekkür etmekten kaçan insanlarında bağlı, yani dinine bağlı insanlardan oluştuğuna da şaşırmıyorum.

 

Sevgili Editör,

İslam ile fikir özgürlüğünün yürütülemeyeceği islam ülkelerindeki fikir özgürlüğü seviyesine bakarak çok kolay anlaşılabilir.

 

Türkiye de bahsettiğiniz fikir özgürlüğü olamaz çünkü Türkiye tıpkı diğer islam ülkelerine benzer bir şekilde bir islam ülkesidir.

 

Aşağıda yazdığım konuların içinde Türkiyenin islam ülkesi olduğunu ve yukarıda bahsetmiş olduğunuz, türban meselesini ele aldım.

 

Umarım benim tespitlerim de sizinkiler gibi faydalı olur.

 

Türban neden şeriatın gelmesine neden olur ? :

http://www.turkish-media.com/forum/index.p...st&p=261665

 

Türban konusunun çözümü :

http://www.turkish-media.com/forum/index.php?showtopic=33193

 

Tespit ve görüşlerinizin devamını rica eder ve sevgilerimi sunarım. :clover:

Kendin fikir üretmek yerine başkalarının düşünceleri üzerinden konuşmak hoş değildir. Düşünce özgürlüğü İslamda yasak değildir. Yasak olan dinin temel kuralları üzerinde yorum ve değişiklik yapmaktır. Bunu senden benden kat kat üstün zekaya sahip filozoflar bile eleştirmemiştir. Tabi ki bu inananlar için geçerli...

İslam dininde ilmi yönden üretici insanlar hep el üstündedir. O senin savunduğun inançları, kitapları değişmiş insanlar, acimadan ilim adamlarını katletmişlerdir. Dünyanın yuvarlak olduğunu söylemek bile imkansızdı onların atalarının yanında... Atası öyle olan nasıldır kimbilir... ********** ****** ***. Manevi değerlerini hiçe sayma......

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

  • 2 hafta sonra...

Bence bu bir saygı meselesidir insanlar birbirine saygı duymalıdır ve tabi inançlarına da

Bu arada neden tesekkür edilmesin

-Teşekkür ederiz-

Tabi ki tartışılabilir

Açıkcası benim inancım ne olursa olsun diğer inanclara saygılıyımdır.Ateiste de saygım vardır hristiyana da mecusiye de ama ben de inancıma saygı beklerim

Hz.İsa'ya da böyle bisey yapsalardı tepki gösterirdim.Lenin e de hakaret etmezdim çünkü bu onu seven insanlara da hakarettir

Kimseyi yargılamak doğru değildir çünkü herkes kendi doğrularını yasıyor

Yoruma sekme
Diğer sitelerde paylaş

Katılın Görüşlerinizi Paylaşın

Şu anda misafir olarak gönderiyorsunuz. Eğer ÜYE iseniz, ileti gönderebilmek için HEMEN GİRİŞ YAPIN.
Eğer üye değilseniz hemen KAYIT OLUN.
Not: İletiniz gönderilmeden önce bir Moderatör kontrolünden geçirilecektir.

Misafir
Maalesef göndermek istediğiniz içerik izin vermediğimiz terimler içeriyor. Aşağıda belirginleştirdiğimiz terimleri lütfen tekrar düzenleyerek gönderiniz.
Bu başlığa cevap yaz

×   Zengin metin olarak yapıştırıldı..   Onun yerine sade metin olarak yapıştır

  Only 75 emoji are allowed.

×   Your link has been automatically embedded.   Display as a link instead

×   Önceki içeriğiniz geri getirildi..   Editörü temizle

×   You cannot paste images directly. Upload or insert images from URL.

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.