Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

şeb-i yelda...

  • başlık
    51
  • yorum
    405
  • görüntü
    129.692

Günlükler, kaybolmasın diye...


gloria

1.214 görüntü

Yani her şey geçiyor aslında... Şu an bildiğim bu... Fakat içinde acı varken bilmiyorsun bunların geçeceğini, hep kalacaklarmış hep seni yakacaklarmış gibi... Bazılarını silmişim, bazıları duruyor, duranları ekleyeyim istedim. Unutmak istemem hiçbir şeyi. Ben anılara sadık bir insanım tıpkı Rilke'nin de dediği gibi, insanlara sadık değilim sadece...

 

Yanlış anlaşılmasın geçmişte yaşamıyorum, dönüp dönüp geçmişe baktığım yok, öyle ki fotoğraflara bile çok bakmam ben, sadece çekerim... Ama bugün Tuncel Kurtiz'i kaybetmişiz ya onun sesiyle kendime sürekli telkin verdiğim günleri anımsadım ister istemez... Aradım buldum notlarımı, burada bir arada dursun, kaybolmasın... İnsan geçmişte yaşamasa da geçmişte neler yaşadığını bilmeli ama aynı zamanda şu anda yaşadığını da unutmamalı...

 

27 Ekim 20.. (22:02)

Bazen bir ilaçtır, seni ayakta tutan tek ilaç...

Bazen sana kalan tek şeydir Umut...

 

Umut dediğin aşktan da sadıktır,

Aşk gider mesela;

Ama umut kalır...

 

Umut bazen hastalıktır, öldürür seni...

Bazen de dayarlar kafasına kurşunu, öldürürler umudu...

 

Bazen de

U m u t,

K e n d i s i

Ö L Ü R!

 

İşin aslı mı?

Umut fakirin ekmeği,

Ye Memet ye...

 

28 Ekim 20.. (09:49)

 

Yeter artık kendimle bu kadar haşır neşirlik, ölmedikya alla allaaaaa!!! Bi bak etrafına, dünyaya, doğaya... Hayat devam ediyor. Hayat devam ederken ve her yerde bu kadar sorun varken benim hala bu şekilde kendime dönük yaşamam bencillikten, adaletsizlikten ve haksızlıktan başka ne olabilir söyler misin?

 

1 Kasım 20.. (12:18)

 

Bir an gelir sesini duymak istemez, yüzünü görmek istemez ve hatta öyle ki seninle ilgili hiçbir şeyi görmek, duymak, hissetmek; sana ait hiçbir şeye dokunmak istemez... Seni adım adım siler hayatından... Ve ben adım adım siliniyorum... Çok can acıtıcı bu aslında, bir yerlerden daha silindiğimi farkettikçe içimin sızısı daha da çok büyüyor... Gerek yoktu tüm bunlara aslında... Hiç gerek yoktu...

 

Korkuyorum bana ait herşeyi silerken ya kitaplarımı da atarsa, yok etmeye kalkışırsa... Yooo beni yok etmeye kalkışabilir ama kitapları etmez biliyorum... Etmesin de lütfeeeen, birgün kitaplarımla işi bittiğinde kitaplarımı geri almak isterim, öyle konuşmuştuk. Kitaplarım değerli... Özellikle Aruoba'lar... Bilir bunu, gözü gibi de bakar biliyorum kitaplarıma... Bak lütfen, lütfen...

 

1 Kasım 20.. (15:12)

 

En değerli hayalimdin sen, kendini yıktın! - Oruç Aruoba-

 

1 Kasım 20.. (17:10)

 

Kitaplar bahane! Denizlerim durulmuyor, sen olmadan...

 

1 Kasım 20.. (18:48)

 

Güçlü ol, güçlü! Dik dur! Yürekli olmaya da devam et!

"Tahir olmak da ayıp değil, Zühre olmak da... Hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil, bütün iş Tahirle Zühre olabilmekte, yani yürekte" demiş dimi Şair... Evet bütün iş Tahir ile Zühre olabilmekteydi, yani yürekteydi!

 

2 Kasım 20.. (18:29)

 

Yok birşey, herşey aynı işte... Değişen birşey yok, eklenen birşey yok, çıkan da birşey yok... Bölündüm bir kere eklenemiyorum yeniden kendime... Tekrar bütünleşebilmem için diğer yarıma ihtiyacım var, kaldı o da orada... Hala dolanıyor o odanın içinde, hala bekliyor beklediği yerlerde... Gidip alsam, gel desem, yeniden ben ol desem, gelmez biliyorum, umutsuz yarım burada, o ise benim umutlu yarım...

 

Defalarca görüyor, dokunmaya çalışıyor, koklamaya çalışıyor, uzanıyor ama erişemiyor... İşkencenin, karabasanın büyüğünü, orada kalan yarım yaşıyor sad.png((( Ben ise bekliyorum ve hala çok ağlıyorum, bir de işte dedim ya bekliyorum, orada kalan yarımın tamamen vazgeçip de bana dönmesini bekliyorum... Böyle işte... Yani yok birşey, herşey aynı...

 

2 Kasım 20.. (22:03)

Yanlış adrese gönderilmiş bir mektup gibi ne olur iade et kendime beni.'' -Küçük İskender-

 

3 Kasım 20.. (18:12)

 

Bugün biraz daha iyiyiz dimi? smile.png Böyle devam edelim... Her gün biraz daha iyi olacaksın, sonra bir bakacaksın tamamen iyileşmişsin smile.png Zaman sana iyi gelecek merak etme... Ağlama amaaaaaa... Yapma!

 

9 Kasım 20.. (13:30)

Herşey hala aynı, değişen birşey yok aslında.. Hala aynı noktadayım ve tek adım ilerlemiş sayılmam, bir çeşit duraklama devri gibi... Sadece diğer günlerden farklı olarak bir dinginlik var üzerimde, bir huzur hali... Nedenini bilmiyorum, bilmek de istemiyorum, huzur yeterli şimdilik...

 

10 Kasım 20.. (12:19)

Tut yüreğimden ustam tut. Tut beni, SÜR GÜNE..!

 

10 Kasım 20.. (20:52)

Kim ne derse desin içimde delice bir his...

 

11 Kasım 20.. (16:46)

Sen, Sensizlik ve Yokluğun ne çoksunuz...

 

12 Kasım 20.. (12:33)

"İnsanın zamanı varsa, herşeyin gelmesini beklemeye mecburdur." demiş şair, benim "herşeyim" sensin ve seni zamanım olduğu müddetçe bekleyeceğim...

 

14 Kasım 20.. (21:00)

Benden sana bir tavsiye; ruhunu bir kontrol et, bence senin ruhun senden uzaklara gitmiş. Böyle yaşayamazsın, anlıyor musun? İçindeki güzellikleri gördüm ben. Olmalı, bi yerlerde olmalı o güzel ruh... Bu halin ise çoook çirkin, ruhsuzluğun seni gitgide daha da çok çirkinleştiriyor...

 

14 Kasım 20.. (23:00)

Tavşanla Aslan aslında bizdik... Hani o fıkradaki şapkasız tavşan ve sürekli canı sıkılan aslan...

Bir aslan, bir tavşanla tavla oynarsa aslan kesin tavşanı yener, ama olsun, yenilse bile tavşan yine de aslanla tavla oynamaktan asla sıkılmayacaktır. Çünkü bir tavşan, bir aslanla tavla oynarken hep çok eğlenmiştir. Bu yüzden bir aslan, bir tavşana "tavla oynayalım" derse tavşan bu teklifi her zaman kabul edecektir.

 

Ama bir tavşan, bir aslana "tavla oynayalım" derse, aslan bunu her zaman kabul etmeyebilir. Çünkü aslan artık tavşanı pek fazla sevmemektedir ve onu görmeyi istememektedir.

 

Belki de aslan, tavşanı tavlada sürekli yendiği için artık onu sevmemekte ve görmeyi istememektedir.Bu da olsa olsa tavşanın bir çeşit avuntusu olsa gerektir.

 

Yani bir tavşan, bir aslanla her zaman tavla oynamayı isteyecek olsa da; bir aslan, bir tavşanla bir daha da asla tavla oynamayacaktır. (MI?)

 

Bir tavşan için ne kötü bir şeydir bu : ((((

 

15 Kasım 20.. (17:54)

Tavla oynayalım, tavla oynayalım, tavla oynayalım...

.

.

.

Bir tavşan için kötü bir şey bu, evet kesinlikle kötü...

 

16 Kasım 20.. (00:45)

"Acaba kafamı bir çalı süpürgesiyle temizlemek mümkün müdür?" diye sormuş Sebahattin Ali...

Ve şimdi de ben soruyorum;

Acaba kafamı bir çalı süpürgesiyle temizlemek mümkün müdür?

 

20 Kasım 20.. (23:04)

Acele etmelisin, yabancılaşıyorum bize! Bir ses vermek zorundasın, umutsuz kalamam anlıyor musun? Artık umudumu kaybediyorum...

 

22 Kasım 20.. (20:47)

Bu akşam yumurta yedim, sensizlikten bu yana ilk kez... En son birlikte yemiştik... Yumurta yedim ve düşündüm... Güzel şeyleri düşündüm... Yumurta bana güzel şeyleri hatırlatıyor... Mutlu şeyleri hatırlatıyor... Bana yumurtanın hatırlattığı tüm o güzel ve mutlu şeyleri tekrar yaşayabilmek imkansız olmasa gerek diye düşünüyorum, imkansız değil di mi? "Değil" de, söyle hadi... Bir nefes daha ver bana lütfen, ben nefessiz kaldım... Bir nefes daha...

 

23 Kasım 20.. (21:19)

Bu akşam da yumurta yedim, mutlu olmak için... Ama bugün yumurta yerken mutlu olmadım, çok ağladım...

 

24 Kasım 20.. (21:05)

Sensiz kimse miyim, kimsesiz miyim bilmem.

 

25 Kasım 20.. (17:08)

Öldüm mü?

 

27 Kasım 20.. (15:02)

Sıkıntı sıkıntı sıkıntı... Boşluk boşluk boşluk...

 

29 Kasım 20.. (16:01)

"Ne korkunç, bir başına düşünmek şimdi seni?"

 

29 Kasım 20.. (16:24)

Eksik bir şey mi var, anlayamam

Bak, çayım sigaram, her şeyim tamam...

 

1 Aralık 20.. (15:32)

Bugün uzun zamandır göremediğim güneşi gördüm nihayet penceremde, bugün güneşim doğdu yine smile.png İçimdeki karanlığının yerini güneşimin aydınlığı aldı. Tanrım lütfen o güneş hiç gitmesin penceremden. Hep benimle kalsın, yanımda, etrafımda, dışımda, içimde lütfen smile.png

Geri geldin, şimdi artık lütfen kal benimle... Kal...

 

5 Aralık 20.. (09:12)

Mutluyum, mutlusun, mutluyuz smile.png Güzeeeel : ))))

 

2 Aralık 20.. (12:22)

: )))

 

6 Aralık 20.. (09:34)

Çelişkiler...

Bi huzur... Bi kaos... Bi huzur... Bi kaos...

Sorun yok, normalimiz böyle...

 

08 Aralık 20.. (13:16)

Kulağına küpe olsun senin bunlar, senin derken bana söylüyorum, benim kulağıma küpe olsun yani bunlar, fazla üzülmemek için şu sözleri sürekli aklında tutman gerekiyor;

 

Aslında insanlar seni hayal kırıklığına uğratmıyor. Sadece sen, 'yanlış insanlar üzerine hayal kuruyorsun.

 

Artık gün tutmuyorum, çünkü hiçbir şey düzelmiyor, ve her şey aynı, eskisi gibi..

 

Günlerden bir gün:

Yokluğunda çoğu zaman sana ait bir şeyler istedim, senden bana kalmış, sana ait bir şeyler... Baktığımda seni göreceğim, kokladığımda kokunu duyacağım şeyler... Yoktu! Bana, sana ait hiçbir şey vermemişsin... Eğer tekrar bana gelirsen yapacağım ilk şey olacak; sana ait bir şeylere sahip olmak...

 

****

 

Günlerden başka bir gün:

 

Her yerde kokun var, her yer sen kokuyorsun... Bazen bir tütün kokusu, bazen banyomdaki sabunun kokusu, bazen puro gibi, bazen çay kokusu... Sen gittiğinden beri daha çok çay içiyorum, sen gittiğinden bu yana tütün mü sarsam acaba diye hep düşünüyorum. Sen gittiğinden beri sadece senin banyondaki sabunla aynı kokan sabunlarla yıkanıyorum ama ıslak puro bulamadım hiçbir yerde...

 

***

 

Günlerden bir başka gün:

 

Seninle ilk buluştuğumuz yere her gelişimde 1 dakikalık saygı duruşuyorum...

 

***

 

Başka bir gün daha:

 

Bilmem kaç milyon insanın yaşadığı bir şehirde seni görebilme ümidiyle dolaşmaktan yoruldum... Ve kafamda sürekli seninle karşılaşma senaryoları var... Değişik yüzlerce karşılaşma, değişik yüzlerce selamlaşma ya da selamlaşamama, değişik yüzlerce seni görme ya da senin tarafından görülememe, değişik yüzlerce sana sarılma ya da sarılamama, değişik yüzlerce sana seni hala çok sevdiğimi söyleyebilme ya da söyleyememe ihtimallerinden oluşan değişik yüzlerce karşılaşma senaryosu...

 

***

 

Bir başka gün daha:

 

Sanırım artık öldüm, öldüm mü? Ne olur ölmemiş olayım, çünkü sen hala capcanlısın kafamın içinde, yüzün capcanlı, tenin capcanlı, öpüşün, dokunuşun, beni sevişin capcanlı... Ne olur ölmemiş olayım, ne olur!

 

***

 

Başka bir gün:

 

Seninle yapılacak daha çok şeyimiz var, sinemaya gideceğiz daha, tatile gideceğiz, birlikte uyuyacağız, birlikte uyanacağız, sana daha kahvaltı hazırlayacağım ben, seninle aynı evde kalacağız, balkonumuz olacak, çiçeklerimiz olacak, sen yazacaksın ben okuyacağım ya da sen yazacaksın bana da okuyacaksın... Daha çok şey var aşkım, yarım kaldık... Devamı olmalı... Mutlaka bir devamı olmalı...

 

***

 

Bambaşka bir gün daha:

 

Rüyalarıma giriyorsun...

 

***

 

Ve çok çok zaman sonra saat: 05:04

Uyandım... Uyuyamadım sonra... Yani uyanamadım galiba... Çok düşündüm ve de denedim, hissetmeye çalıştım, olmuyor, ölüyor sanırım... Öldü galiba, başardım... Aslında tam olarak öyle değil sen yaptın bunu, başaran sensin, öldürdün hereşyi, tebrik ederim.

  • Beğen 1

0 Yorum


Önerilen Yorumlar

Gösterilecek hiç bir yorum yok

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.