Beckett da sıkılmış mıydı acaba?
Bekliyorum ben; bir haber, bir selam, naber, nasılsın falan diye bir mesaj… Sıkıcı ama beklemek; çünkü beklenen haber bir türlü gelmeyince insan sıkılıyor, insan beklemekten hep sıkılır zaten... Ben de sıkılıyorum; çünkü ben de bir insanım.
Bazen de ben göndersem bir haber diye de düşünüyorum ama o da pek bir işe yaramaz biliyorum. Sonra kendimi Oruç Aruoba’nın dizelerine vuruyorum... Oruç Aruoba'nın dizeleri de bana vuruyor tabii.
Diyor ki;
“Aramak, çok zor bastırabildiğim bir dürtüydü; aranmamak ise ince bir sızı…”
___________________________________________________________
Samuel Beckett da Godot'yu beklerken benim kadar sıkılmış mıdır acaba?
1 Yorum
Önerilen Yorumlar