Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

KERRA HATUN

  • başlık
    5
  • yorum
    0
  • görüntü
    5.142

DİKKAAAAAT… !


kerrahatun

651 görüntü

Okula gitmek istemiyordu işte, o mu kurtaracaktı bu ülkeyi? Cumhuriyet ilan edilmişti işte. Ne kutlanıyordu sürekli. Sabah erken kalk. On dakika bekle orda, gel. İş miydi yani bu…

 

Yarı uyanık halde yatıyordu küçük kız. Ufak tıkırtılar duyuluyordu içerden. Kapı açıldı, annesi yerde yatan kıza “kalk, ne yatıyorsun hala, baban kalktı saygısız” diye bağırdı. Ufak kız acelece kalktı yatağından. Sudaki karınca gibi çırpınmaya başladı. Taktı başörtüsünü, giydi kıyafetlerini fırladı içeri. Babası bağırdı “Bilmiyor musun? Salim ağa gelecek. Yatıyorsun hala. Git içeri biran önce hazırlan” Bu sözler üzerine küçük kız korkuya kapıldı. Gitmeliydi bir an önce. Kurtulmalıydı, bu evden de Salim ağadan da. Arka odanın penceresinden ağaçların arasına indi usulca. İki sokak ötede oturan ablasına gitmeliydi. O kurtarırdı bu dertten onu. Attı kendini sokağa. Korkuyordu. Uzun zamandan beri çıkmamıştı dışarı. Her yer düşman askeri doluydu. Yanından geçen burkalı kadınlara sokuldu. Onlarla yürürken etrafı şaşkın gözlerle seyrediyordu. Köşede birkaç asker yoldan geçen iki genci sırf eğlence olsun diye vurup, kahkahalarla gülüyorlardı. Her yer yıkık döküktü. Harabeye dönmüştü hayran olduğu sokak.

Yoldan geçen yaşlı adamı görünce hatırına düştü evleneceği ütüsüz surat Salim ağa. Ablası hep “Damat tıraşından sonra kızgın bir ütü şart o moruğa” derdi de hep bir ağızdan gülerlerdi. Babaları duyacak diye de korkarlardı hani. Daha on iki yaşındaydı küçük kız adamsa atmış küsür. O adamın kokusu da bir başkaydı, duruşu da. İstemiyordu onu.

 

Ablasını evlerinin bahçesinde buldu. “Kurtar beni” dedi atladı kucağına. Ablası anlamıştı. “Bizim bir kurtarıcımız yok ufaklık. Ne yasamız var, ne de değerimiz. Kaçtığını kimse fark etmeden geri dön. Kaybolduğunu fark etmesinler.” Dedi küçük kızın ıslak yanaklarına ufacık, içten bir öpücük kondurdu çaresiz abla ve gönülsüzce gönderdi canından parçasını.

 

Kız koşarak geri döndü kat ettiği yolları. Pencereden girdi eve tekrar. Şükür ki kimse fark etmemişti gittiğini. Kapı aralığından içeri baktı, Salim ağa gelmiş babasıyla konuşuyordu.

 

Mutfağa küçük ablasının yanına koştu. Ablası korktuğu sözleri bir çırpıda söyleyiverdi ”Bugün kocanın evine gidiyorsun” sonra devam etti. “Bir de senin arkadaşların vardı ya evini taramışlar onlar da yok artık.” Kız diz çöktü yere, ne yapacağını ne diyeceğini bilemedi. Babası geldi kolundan tuttu ve çekti. “Kalk gidiyorsun.” Bitmişti hayatı işte son.

 

Korkuyla uyandı küçük kız. Yorganına sarıldı minik yumruklarını sıktı. “gideceğim” dedi. “Özür dilerim Atam” kalktı ve gitti okuluna. Bahçe doluydu. Kendi gibi yüzlercesi. Güldü gözleri ufak kızın. Bayrakta yerindeydi, Türkiye Cumhuriyeti de. “İyi ki zamanında vardı Atatürk, iyi ki yüreklerde hala yaşıyor Mustafa Kemal. Her yıl kutlanmalıydı Cumhuriyet, Yaşatılmalı Atatürk gibi.” Dedi. Mutluydu ufak kız. Sıraya geçtiler.

 

Öğretmen bağırdı. “İSTİKLAL MAARŞI İÇİN DİKKAAAAAT… !” Küçük kız bağırdı içinden “TÜRKİYE CUMHURİYETİ İÇİN DİKKAAAAAT… !”

 

Çağla ÇAĞLAR

0 Yorum


Önerilen Yorumlar

Gösterilecek hiç bir yorum yok

×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.