Zıplanacak içerik
  • Üye Ol

Ufuk_efe's Blog

  • başlık
    14
  • yorum
    24
  • görüntü
    29.717

Ufuk_efe

1.719 görüntü

Hayatın Acıları Üzerine

 

Hayatın birinci yarısı, mutluluğa karşı duyulan yorulmak bilmez bir özlem olduğu halde, ikinci bölümü acı dolu bir korku duygusuyla kaplıdır.

 

Çünkü, mutluluk denilen her şeyin kuruntu olduğu ve acıdan başka gerçeğin bulunmadığı fark edilmiştir artık.

Aklı başında insanların, yakıcı zevklerden çok acısız bir hayata yönelmeleri bundan ötürüdür.

 

Gençliğimde, kapımın zilinin her çalınışında, gönlüm sevinçle doluyor ve

kendi kendime, “Oh ne iyi! İşte yeni bir olay!” diyordum.

Ama yıllar geçip de, olgunlaştığım zaman, her zil sesinden sonra şöyle düşündüm: “Yine ne var?”

 

İnsan yaşlandıkça, tutkuların ve isteklerin nesnesi farksızlaştıkça; bu isteklerin ve tutkuların bir bir ortadan kayboldukları, duyarlığın güdükleştiği, hayat gücünün

zayıfladığı, görüntülerin solduğu, izlenimlerin etki yapmadan gelip geçtiği, günlerin gittikçe daha hızlı aktığı, olayların önemlerini kaybettiği ve her şeyin renksizleştiği görülür.

 

Günlerin yükü altında sallanarak yürür insan ya da bir köşeye çekilip dinlenir.

Geçmiş varlığının gölgesi ya da hayaleti haline girer.

Kendinden geçme, sonsuz uyku haline dönüşür bir gün.

 

(…)

 

Dante, dile getirdiği cehennemin örneğini ve konusunu, bizim gerçek dünyamızdan başka nerede arayabilirdi? Nitekim, bize çok eksiksiz bir cehennem görüntüsü sundu. Ama cenneti ve cennetin mutlu hayatını dile getirmesi gerektiği zaman, aşılması olanaksız bir güçlükle karşılaştı.

 

Çünkü içinde yaşadığımız şu dünya ile cennet arasında, hiçbir benzerlik yoktu.

Cennetteki mutlu hayatı anlatacağı yerde, atalarının, sevgilisi Beatrice’in ve çeşitli ermişlerin verdiği bilgileri iletti bize.

 

İçinde yaşadığımız dünyanın, ne biçim bir dünya olduğu, böylece açık bir şekilde anlaşılıyor, değil mi ?

 

(…)

 

Şu dünyayı Tanrı yarattıysa, onun yerinde olmak istemem doğrusu.

Çünkü, dünyanın sefaleti yüreğimi parçalar. Yaratıcı bir ruh düşünülürse, yarattığı şeyi göstererek

ona şöyle bağırmak hakkımızdır: “Bunca mutsuzluğu ve boğuntuyu ortaya çıkarmak uğruna, hiçliğin sessizliğini ve kıpırdamazlığını bozmaya nasıl kalkıştın?”

 

(…)

 

İstemek, temeli bakımından acı çekmektir ve yaşamak, istemekten başka bir şey olmadığına göre, hayatın tümü, özü bakımından acıdan başka bir şey değildir.

 

İnsan ne kadar yüceyse, acısı da o ölçüde fazladır. İnsanın hayatı, yenileceğinden hiç şüphe etmeksizin, var olmaya çalışmak için harcanmış bir çabadır.

 

 

 

Arthur Schopenhauer

6 Yorum


Önerilen Yorumlar

Gençliğimde, kapımın zilinin her çalınışında, gönlüm sevinçle doluyor ve

kendi kendime, “Oh ne iyi! İşte yeni bir olay!” diyordum.

Ama yıllar geçip de, olgunlaştığım zaman, her zil sesinden sonra şöyle düşündüm: “Yine ne var?”

 

acı fakat gercek sayın ufuk_efe en düzgün yorumumu bu link ile vereyim ben

size.. :clover:

 

 

 

Yeni bir insandan, yeni bir sesten,

 

yeni bir şehirden, yeni bir hayattan

 

korkuyoruz.

 

Gelen her yeniliğin felaketlerini de beraberinde

 

getireceği

 

korkusu sarmış her yanımızı.

 

İstemek, temeli bakımından acı çekmektir ve yaşamak, istemekten başka bir şey olmadığına göre, hayatın tümü, özü bakımından acıdan başka bir şey değildir.

 

Bunları bile bile neden yaşıyoruz peki o zaman, diye çok düşünürüm..

Daha önemlisi de var... gelecek nesil

Gelecek nesil`e nasıl bir hayat bırakıyoruz.. nasıl bir yaşam

Kimden örnek alacaklar da yaşama güclerini elde edecekler

Bizlerden mi :)

Yığınla sorular değil mi... ama bu sorular hep cevapsız kalanlar

 

 

http://www.turkish-media.com/forum/blog/3/entry-4585-korkularimiz/

 

 

Yoruma sekme

Hayat; isteklerimi elde ettiğim zaferlerin,elde edemediğim de ise düştüğüm yenilgilerin toplamıdır...

 

Dünya yenilmekten korkanların cehennemidir...

Yoruma sekme

.

Yeni bir insandan, yeni bir sesten,

yeni bir şehirden, yeni bir hayattan

korkuyoruz.

.

http://www.turkish-media.com/forum/blog/3/entry-4585-korkularimiz/

 

Sevgili Birce,

hayatımız da bizleri yönlendiren en önemli unsur korku olmuştur,ancak her konuda olduğu gibi korkunun da bir karşılığı vardır.

 

Cesaret adını verdiğimiz bu kavramı, bazen korkularımızı bastıra bilmek için ,, veya bazen onu yenebilmek için kullanırız.

 

Mantıken genelde korku kaybettiren, cesaret ise kazandırandır.

 

korku(lar) hiçbirimizin sevmediği, yaşamak istemediği bir şey olmasına rağmen, hayatımızın bir parçası olmuştur.

 

bizlerin hayatında çok çeşitli korkuları vardır.

 

sağlığımızı kaybetmek, insanları kırmak, geçim kaynağını kaybetmek, toplumun gözündeki itibarı kaybetmek, başkalarına muhtaç olmak, başarısız olmak, hatta hayatımızı kaybetmek akla ilk gelen korkularımız arasındadır diyorum.

 

..bilindiği gibi bunlardan kurtulmak için çoğu zaman cesurca davranır, çoğu zaman zayıflık gösteririz. Sonuçta da ya kaybeder ya da kazanırız.

 

sevgili Birce her kazanımın, kazanılan şeyi kaybetme korkusunu da beraberinde getireceğini düşünürsek, korku kavramı asıl değerini bulmuş olur dersem .. katılırmısınız bana?

ayrıca blog’unuza koymuş olduğunuz "Korkularımız“ başlıklı yazınızı beğenerek okudum..

böyle bir imkanı bana sunup ,, beni oraya yönlendirmiş olmanız dan dolayı size çok teşekkür ederim.

 

Sevgiyle kalınız ...

 

....

Yoruma sekme

Hayat; isteklerimi elde ettiğim zaferlerin,elde edemediğim de ise düştüğüm yenilgilerin toplamıdır...

 

Dünya yenilmekten korkanların cehennemidir...

 

 

Sevgili Radya,

 

.. varoluş hikayesi bu tezi çürütür niteliktedir.

 

Adem ile Havva’ya bir yasak getirilmiş, olacaklardan korktukları için, bu yasağa belirli bir süre uymuşlardır.

 

Fakat bir gün, bu yasağı çiğnemişlerdir, bu durumu korkuya karşı gösterilmiş bir cesaret olarak yorumlarsak, Adem ve Havva’nın bu cesaretlerinden ötürü ödüllendirilmeleri gerekmezmiydi?

 

Oysa onlar cezalandırılmış ve dünyaya gönderilmişlerdir, gösteriyor ki, korkunun karşılığı her zaman cesaret değildir.

 

Savaşmak için cesaret her zaman kazandırmaz.

 

Sevgiyle kal ..

 

....

Yoruma sekme

sevgili Birce her kazanımın, kazanılan şeyi kaybetme korkusunu da beraberinde getireceğini düşünürsek, korku kavramı asıl değerini bulmuş olur dersem .. katılırmısınız bana?

 

az katılırım fakat tam değil

 

küçük bir misal vereyim şuan icin sırf aklımdan geçen..

 

Bu dünya da varız, bir şekil de yaşıyoruz.. bu bizim için bir kazanım diyeyim ben şimdi..

 

Gerci hiç dünya ya gelmeseydim diyenler de var elbete.. fakat bunu bir kenara koyuyorum şimdi.

 

Sonucta elimizden gelen birşey değil bu..

 

evet nerede kalmışdım: Bu dünya da varız, bir şekil de ve yaşıyoruz diyordum.

 

Deniliyor ki dünya batacak, istatistikler vs... öyle diyor..

Yıllardır söylenen birşey bu.. bilinen

ve her zaman bu belirlenen tarih beklenirrrr.. gelir gecer

 

Şimdi bir kazanım olan yaşamak bu dünya da dediğim...Insanlar adına tüm varlıklar adına..

 

Yok dünya batacak denildiği an...yada o andan ihtibaren

 

Ben korkucakmıyım..

 

Yoo neden korkayım ki :)

Yoruma sekme
×
×
  • Yeni Oluştur...

Önemli Bilgiler

Bu siteyi kullanmaya başladığınız anda kuralları kabul ediyorsunuz Kullanım Koşulu.