Artık aldanmak istemiyorum. Beni sevgilerinin ölümsüzlüğüne inandır, korkulardan, şüphelerden kurtar. Hiç aldanmamışların o engin iç rahatlığına hasretim. Ayıkla, arıt beni... Bütün insanlar aldanıyormuş, sürekli bir aldanmaymış yaşamak... Ne çıkar? Ben artık aldanmak istemiyorum ya! Sen ona bak... Onun için seni erişemeyeceğin bir yere çıkarmayacağım, olduğun gibi seviyorum seni. Olmanı istediğim gibi değil... Hiç olamayacağın gibi değil... Neredeysen orada dur... Nasılsan öyle kal...
B
Vazgeçmek olmazdi; maviye vurulmustu...
Bazen bu mavi sevdasi sigmaz olurdu yüregine, mavi sözler dökmek isterdi kagida. O zaman kalbini alirdi eline, kalbini yakan aski alirdi; beyazin üstüne maviden izler birakirdi. Beyaza siyah dokunmamisti; beyaz kirlenmemisti, beyaz maviyi beklemedeydi...
Maviye vurulmustu... Bir kere ileriye bakmisti... içinde maviyi farketmisti bir kere... vazgeçmek olmazdi; vazgeçmiyordu...
Bazen yoruluyordu bu sevdadan, bir parça maviyi yüreginde tasimak
Anlatmak mümkün mü bilmiyorum; kelimelere, sayfalara sığdırılabilir mi sensizlik? Başı olur muhakkak da sonu gelir mi yazının?
Sen diye başlayıp, yokluğunla tamamlasam cümleleri, merhem olabilirler mi yaralarıma?
İçimdeki bu eksiklik, ıssızlık, yansımaz mı satırlara?
Birazdan göreceğiz sanırım; çekiştirip durduğu kalemi, elimden alır almaz yüreğim...
Sen, gölgesinde dinlendiğim kökü bende bir çınardın.
Gazel dökmüş bir bahardı yokluğun!
Sen, bir saçak altıydın dolu yağarken sığ
Gözlerine bakarken umurumda değil mevsimler
Gülüşün hep deniz kenarı bana
Sen bir adım attığında göreceksin
Elinde balonlarla bekleyen o adam benim
Aldığım en derin nefessin sen
Dudaklarının dudaklarımdaki işgali hala yüreğimde
Nefes alıyorum ama hala bulamadım seni
'ben sana yanarken şimdi...sen kim bilir nerede
üşüyorsun'
Cyhn YLMZ
eLFiDa
Yüzün geçmişten kalan, aşka tarif yazdıran
Bir alaturka hüzün, yüzün kıyıma vuran
Anne karnı huzuru, çocukluğumun sesi
Senden bana şimdi zamanı sızdıran
Şımartılmamış aşkın sessizliğe yakın
Kimbilir kaç yüzyıldır sarılmamış kolların
Sisliydi kirpiklerin ve gözlerin yağmurlu
Yorulmuşsun hakkını almış yılların
Elfida bir belalı başımsın
Elfida beni farketme sakın
Omuzumda iz bırakma yüküm dünyaya yakın
Elfida hep aklımda kalacaksın
Elfida sen eski bir şa
KENDİNE İYİ BAK
“Kendine iyi bak” bir veda değil,elveda cümlesidir çoğu zaman.O üç kelimeden çok daha fazlasını gizler içinde...
"Kendine iyi bak" çünkü bundan sonra ben yanında olmayacağım.
Olamayacağım.
İstesem de istemesem de.Sevdim bir zamanlar seni,hala seviyorum ve benden sonra da mutlu olmanı istiyorum.Olurda birgün dönersem seni iyi bulmak istiyorum.
"Kendine iyi bak" çünkü bundan sonra kendinden başkası olmayacak yanında sana bakacak.Ben olmayacağım.Kendine iyi bak ve
Sesin sesime degdiginde ; bir anlamı olmalı sesime degen sesinin yuzume vuran tebessumunde!
Yuzun dusunce icime, binlerce dus icinde tek sana dalısımın,
Karanlık olsan da, vursan da kalısımın ;
Varolan kelimeler icinde binbir rengi tarifleyen dilimin, gozlerinin dilinde lâl kalısının bir anlamı...
Düşüyorsam ; uçurumsan!
Düşler icinde kalıyorsam..
..ve yıldırımlar tasıyorsam ;
Yalnızken sana, yanında huzura kaldırıyorsam kadehi,
Zehirsen de içiyorsam..
Alev alıyorsa gökyüzü
O şimdi ne yapıyor
şu anda şimdi, şimdi?
Evde mi, sokakta mı,
çalışıyor mu, uzanmış mı, ayakta mı?
Kolunu kaldırmış olabilir,
— hey gülüm,
beyaz, kalın bileğini nasıl da çırçıplak eder bu hareketi!...—
O şimdi ne yapıyor,
şu anda, şimdi, şimdi?
Belki dizinde bir kedi yavrusu var,
okşuyor.
Belki de yürüyordur, adımını atmak üzredir,
— her kara günümde onu bana tıpış tıpış getiren
sevgili, canımın içi ayaklar!...—
Ve ne düşünüyor
beni mi?
Yoksa
ne bileyim
fas
Sana Ne Yaptılar
O sabah mı çıkmıştın, bir gün önce mi
Bir bıçağın ağzında yürür gibiydin
Demirlerin soğukluğu soluk dudaklarında
Gözlerinde karanlığı dar hücrelerin
Seni görür görmez özgürlüğümden utandım
Söyle ne içersin, çay mı kahve mi
Çok değişmişsin birden tanıyamadım.
Saçların uzundu, omuzlarına akardı
Gönlümüz şenlenirdi sarışınlığından
Onlar mı kestiler, sen mi kısalttın
Gülerdin, içimize aylar doğardı
Görünmez dağların arkasından
Eski gülümsemeni beyhude
Sokak aralarında kayboldu gençliğim
Alanlar aldıklarını yerine koymadı
Sensiz geçen iki gecem
Sensizliğim kadar koymadı
Kimleri yedi bu yürek
Kimleri yedi de
Bir sana doymadı...
Ceyhun Yılmaz
ÖYLE BAKMA ÇÜNKÜ...
güzel bahçeli bir ilkokulun penceresinden
dünyaya,
hayret, hasret ve biraz da
bayat bayram şekeri kederiyle bakan,
aklı canbaz, yanağı al,
sesi çilek aroması
bir çocuk oturuyor
gözlerinde...
Adım Hüzündü Benim
Adım hüzündü benim
yaşamın varolmuşluğunda.
Yaşam denen kargaşa içinde yenik düşmemek için
tüm çabalar,
tüm direnmeler,
ve bitmek bilmeyen zamanlar.
Yüzlerdeki gülümsemeler,
sahtelikler,
sabırsızlıklar,
anlamsız istekler.
Koştukça peşinden erişilmeyen gönüller,
pertavsız üzerinden görünen ablak suratlar.
İstemek gerekir hayatın barışıklığını.
Yaşamak gerekir yalnızlığı,hüzünü,
gökkuşağının o renkleri altında inançlılığı.
Uz
Hayat kitaplarda yazılan gibi değilmiş. Kitaplarda her kelimenin altında
başka bir kelime gizliymiş. Her yüzün altında başka bir yüz...
Böyle gidiyormuş, bunun sonu yokmuş.
Geç de olsa şimdi anlıyorum.
Beni aşar bu kelimelerin altındaki kelimeler, bu yüzlerin altındaki yüzler...
Ben içimdeki acıya bakarım. İçimdeki enayiliğe bakarım.
Evet, kelimelerin altındaki kelimeyi, yüzlerin altındaki yüzleri biliyorum ama,
ben seni içimde hissederken, sana inanmışken şehrin her tarafında
GiT.....GiT KeNDİNi ÇoK SeWDiRMeDeN......
Aslında.. Her şey ne kadar kolay gelir insana.. Çoğu zaman gözlerimiz dolar, boğazımızda düğümler oluşur,söyleyemeyiz içimizden geçenleri…
Git.. git demek elimde olsa kolayca derdim herhalde.ama git demek benim elimde değil,kaderimde.. Sevmeyi bilmeden olmuyor,gideceği yere yol yetmiyor. Yağmurlar yağsa da , fırtınalar kopsa da hayatının ortasında, tutunacak dal aradığın anda, bulduğun çıraysa tutunmana yetmez. Umut o çırayı da yakar
Kelimeler eksik, kelimeler yarali.
Kelimeler ciliz.
Tasimiyor, anlatmiyor, tanimlamiyor bu duyguyu.
Ben de...
Çok baska bir sey. Sevginin ortasinda, derin acilar
hisseder mi insan?
Aydinlik gülümsemelerin içine, hüznü yerlestirir mi
durup dururken?
Gözlerine bugu,diline sitem, yüregine burukluk,
çöreklenir kalir mi
asirlarca?
Gelmeyecegini bildigi mektup için, posta kutusunu hep
ayni heyecanla
açar
mi?
Dedim ya, baska bir sey bu.
Ne kadar yalnizsam, o kadar seninleyim su günle
Sen gideli kaç saat oldu ? Kaç gün geçti, kaç hafta..? Saymadım.. Bana yüzyıllar geçmiş gibi geliyor. Son anda sen giderken gözlerinin buğusunu bıraktın.. Şimdi sis içinde bütün dünya. Çiçekler gözyaşlarımı içti, sen onları kırağı sanırsın, çiy sanırsın.. oysa hepsi benim gözyaşlarımla ıslak..
Sevgilim özlüyorum seni.. Bir balta indirildi, içimden bir ağaç köküyle devrildi. Gözlerimden akan yaştan belli değil mi, içim kanıyor. Özlem bir bulut gibi sarıyor beni, kuşatıyor . Seni sevmek bir so
aşk görmek istedigin yerde degil;bakıpta göremedigin yerdedir
Senden başkası da varmış, bak başkasında da attı kalbim heyecanlı heyecanlı...Bak onu görünce de utandım,sustum,bakamadım gözlerine...Sen değilmişsin kalbimin mühürlü sahibi..Kim olduğu ne fark eder ki sen değilsin ya benim için bu önemli..Bian için,kısa bir an için,bile olsa "o" vardı yanımda; "o"nu gördüm gözümü kapadığımda..Ama takvim yaprakları yanlış zamanı gösteriyordu çünkü ikimizde geç kalmıştık birbirimize.O da beni
Unutulmuş bir gece de unutulamayan anılar,
uykusuzluğumun ağırlığıyla birleşip başımı döndürüyor.
Bir insanı diğerlerinen farklı kılan, o kişinin dünyayı algılayış biçimi olduğu kadar, algıladığı yaşantıları beyninin kıvrımlarına nasıl yazdığı ve günün birinde kumların arasında parlayan ufak bir taşla yeniden karşılaştığında o aynı yaşantıları hangi biçimlerde geri çağırmayı seçtiği değil mi? Öyleyse neden bu bizi biz yapan anılara düşmalığımız?
Unutmak, bir daha anımsamamak, yaşanma