İnsanoğlunun bulduğu en güzel enstrumanlardan biri de,ıslık diye düşünürüm her zaman...Nedense yaşama sevincimi tetikler,kabuğumdan çıkarır beni...
Hani gece mezarlık yanından geçerken kendi ıslıklarına sığınan insanlar vardır... Ruhlardan, cinlerden korkmam ama dünyevi korkularımı dağıtmak için ıslık çalarım çoğu zaman.E tabi keyfim yerindeyken de!
Islıkla harika "love story" çalan birini hatırladım... Yıllar yılı,o ses silinmedi kulaklarımdan...
Nerden geldi bu ıslık şimdi aklıma.
bıçak kınında kalsın
söz yürekte
hakimin hükmü gibi kırdım kalemi
bir dağa verdim de ben sırtımı şimdi
topluyorum huzur çiçekleri
kurşun namluda kalsın
öfke geride
bir ummana attımda ben şimdi kendimi
dinlendiriyorum sularında yüreğimi
ok yayda kalsın
dün dün de
herşey olduğu yerde
ben kuşlarla birlikte sabaha koşuyorum şimdi
"güneşli günler, merhaba"...
radya
Bugüne kadar aldığım en güzel sevgililer günü hediyesi 3yıl önce verildi bana...
Annem telefon açtı;
-didemmm çok fenasın sennn
-neden anne hayrola hayırdır?
-biliyorum o menekşeleri sen bıraktın bizim eve!
-yoooooo
-Çarşıdan eve geldim masada küçük bir saksıda mor menekşeler
-üstünde kart;
-"sen bu çiçeklerden daha güzelsin"
-vallahi ben getirmedim annecim.
Senin oyuncu oğlun olmasın !
-evet evet kesin o dur öyleyse.
-bende kardeşimin aldığına
Günlerdir canım öyle acıyor ki...Uyuyamıyorum,yemek yiyemiyorum,düşünemiyorum.Hiç iyi değilim,daha doğrusu hiç iyi değildim...Ta ki bir saat öncesine kadar.
Bir laf vardır,insanın neresi acıyorsa canı oradadır diye.Beni canım dişimde.Canımı dişime taktım yani
Günlerdir tanıdığım herkese:" amannn siz siz olun dişlerinize iyi bakın diye vaaz verir oldum". Ağzımı açamıyorum,en önemlisi bağıramıyorum (evdekiler canımın yanmasına üzülse de bu duruma kıs kıs gülüyo biliyorum!)
Aynanın k
Hayat nedir??? Bir de senden dinlemek isterim...
Pekiiiiiiiiiii....
Bana sorarsaniz hayat kocaman bir boşluk ama ben dışında olduğum zaman,içine girdiğimiz an, dolup anlam kazanan bir boşluk.
Herkesin boşluğu, herkesin hayatı.Siz o boşluğa ne isim takarsınız neyle doldurursunuz bilemem...
Ben BAHÇEM dedim ona...
Çocuklarım...En nadide çiçeklerim,üzerlerine titrediklerim.
Bahçemin bir köşesi tüm ailem,bir yanda dostlarım.
Yıllarca sırtınızı dayadığınız ama yaşlanan ömr
Demir kapıya çoşkuyla asıldı minik kız.Bahçeye girdiğinde ilk koştuğu yer yumurta var mı diye bakmak için tavukların bulunduğu kümes olurdu.
Yumurta varsa dalardı kümese...Bu arada da tavuklarda kümesten kaçardı her seferinde...Ama olsun,dedesi kızsa da onun hoşuna gidiyordu zaten onları salıvermek,ona göre hiç bir canlı böyle, bir yere kapatılmamalıydı...
Müthiş kovalamaca başlamıştı işte yine...Koca bahçede dedesi bir yandan tavukların peşinden koşuyor bir yandan da;
>>>
Ürkekçe bana uzatılan karneye bakmama gerek yoktu aslında...
Türkçe>>>5
Sosyal>>>5
İngilizce>>>5
Matematikkkk!!!eh onu sölemeyeyim artık...Ama kötü,çok kötüüü (
Ne diyebilirdim ki ona; benden aldığı genler yüzünden kızmaya hakkım var mıydı?
Sayılarla asla yıldızım barışmamıştı benimde,ben hep harfleri sevmiştim galiba...
Kendine bir sayı seç deseniz sıfırı seçerim ben...Bilmemm... kolaya mı kaçtım yine...
Sadece kendi kendine bölünüp d
8iNWtH50zwc
Bu şarkıyı dinlerken her seferinde içim eziliyor ama dinlemekten de alamıyorum kendimi...Gözlerimi kapıyorum vee... Eski,perdeleri sımsıkı kapalı bir evde buluyorum kendimi...Evet evet şarkının içine giriyorum,şarkının hikayesine...
Büyükçe bir salondayım,güneş adeta yasaklanmış eve...Sadece irili ufaklı mumlar yanıyor her yerde.Sanki hergün bir dilek tutulmuş ve adak yakılmış mumlardan.Acının kokusu dolduruyor ciğerlerimi, sonsuz hüzün eşyalara bile sinmiş sanki...
Ö
Bergama Asklepion da (Dünyanın ilk telkinle tedavi merkezlerinden ve sağlık yurtlarından birisi)hastalar,şifalı otlar ve çamur banyolarının yanısıra müzikle tedavi edilirmiş,bencede kendine kaçtığında en güzel terapi...
Ben bir de araba sürerken relax oluyorum...Ama her ikisini birden yapmak bazen tehlikeli oluyor..Bazen bir bakıyorum olmamam gereken bir yoldayım ya da eve gelmişim ama nasıl gelmişim hiç farkında değilim.Sanki araba yolu bulmuş da gelmiş...Bedenim arabayı sürüyor ama ruhum
Sabah ezanıyla ayaktaydım bugün...Allahım, Allahım bu forum aklımı aldı benim,rüyama girmiş gene...
Dün gece forumdan tanıyıp çok sevdiğim bir arkadaşım ilk kez sesimi duydu benim...
Evet çok sevdiğim dedim şaşırmayın ve evet birbirimizin sesini duymadığımız gibi yüzlerimizi de görmedik henüz...
Ama olsunn ben onu çok seviyorum,ruhunu yani ÖZ'ünü seviyorum...Bu site de tanıdığım kaç tane arkadaşım var benım böle...Eger kendiniz gibi ,özünüzü yansıtarak yazıyorsanız,sizi görmek hiç
Her yıl ki yeni yıl coşkum yok,çünkü gözlerim de yüreğim de puslu bu aralar...
Dudaklarımdan ŞÜKÜR kelimesi, daha bir sık dökülüyor...
Çocuklarıma sarılırken,yemek yerken,sıcak yatağıma girerken...
Sevdiklerim hayatta olduğu için...Çok şükür!
Ama şükrederken bir yandan da içim burkuluyor çünkü ben sıcacık evimde bunlar için şükrederken,acı çeken,yemeği bırakın içmek için temiz su bulamayan,yatağı boşverin,korkudan ve acıdan uyuyamayan,evlatları,sevdikleri gözlerinin önünde kurşu
Özlem...
Su ne kadar önemlidir ki aktığı sürece…ışık ne kadar önemlidir ki yandığı sürece…insan ne kadar önemlidir ki yanındayken… … …
En çok kaybettiği değerler için ağlarmış insan…kıymet bilmek, yanındayken yokluğunu hissetmek, avuçlarının sıcaklığında terlerken ellerin, bir kutup ayazında üşüdüğünü düşünmek veya beraberken oturup bir ayrılıp mektubu yazmak…hangi ilişkide hangisini düşündük ve ne kadar kıymet bildik sahip olduğumuz değerleri yitirmemek adına…
Neleri göze almalı,
Dikkat müzik var Kıyamam Sedelina korkmuş geçende aniden çalıverince... Şaka bir yana listedeki şarkılar yüzünden, ben kendı blogumdan çıkamaz hale geldim...Dinlerken kanımda dolaşıyorlar sanki,kopartıp alıyorlar beni olduğum yerden...
Şu unutkanlığıma takıldım yine...Geçenlerde bir hafta kadar, sürücü belgem olmadan araba kullanmışım.Farkettiğimde evi talan ettim ama yokkkkkkkk.Sonra bir şimşek çaktı beynimde,benim ehliyet Avea satış noktasında!!!Yarene hat almıştık en son, kimlik yerine
Yupiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiiii imeem açılmış
>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>>
Baca kenarına kedi oturttum,
Tüm ilklerine kadar sevdaya kesmiş,
Esmesin rüzgar, taraz taraz tüylerini, dalgalandırıyor
Ve içimde hayvan sevgisini, halkalandıryor
Yar bu kedi adeta seni andırıyor
Sen kadar vahşi başına buyruk
Ben ise senin ardında gezişimle
Sanki onun ardında salınan kuyruğa benzeyişim
Ve içimde bitme
Konu soru olunca birşey geldi aklıma...Hiç unutmadığım bir mülakata girmiştim geçmiş zamanda.Bana denmişti ki;
-"Kendini bir cümle ile tanıtırsan nasıl tanıtırsın"?
Ne cümlesiiiiiiiii,ben o kadar heyecanlıydım ki o an da,tek bir kelimeyle özetleyiverdim kendimi.
Sonra kızdım kendime ben bu kadarcıkmıydım yaniiii,ama sonrada tekrar düşününce bağışladım kendimi...
Ben en sihirli sözcüğü söylemiştim belkide, en özüme inerek...O sözcük ne miydi?
"Şevkatli"
Bu soruları Sevgili Chat
Dilek ağacına bağlanan kumaş parçaları gibi
dudaklarımdan dökülen bir umut türküsü eşliğinde
havaya asıyorum kelimelerimi...
Ellerimi başımın arasına alıp anlaşılmasını dilediğim
gizli bir dil yazıyorum kağıda,
-cümleleri hep (keşke) ile başlayan-
Ağladığımda savurduğum küfürleri
gidip, denizin en kıyısındaki kumsala yazıyorum ki;
çabucak kaybolsunlar!...Kayboluyorlar da...
Afacan bir çocuk görüyorum düşlerimde
Hani kapı kapalı olsa zili çalıp kaçacak ci
Frozen benim boğazımdaki yumru hala orada duruyor.Senin dediğin gibi keşke sıcağı sıcağına anlatabilseydim ama olmadı işte.Dün gece uyku tatlı geldi
Film bittiğinde herkes ağlıyordu.Arkadaşım bir omuz geçirdi oracıkta:
-Kızım sen nasıl insansın yaaa!!!
Niye ağlayacaktım ki!Zaaflar ve korkular uğruna heba edilmiş bir aşka niye ağlayacaktım...! Ben Alpere kızmakla meşguldüm o sırada,korkularının esiri olduğu için,Ada'ya da kızgındım belki! Dan dannnn Alper'in kafasını duvara vurup aklını
Bu sabah alelade bır sabahtı belkı birçokları için.Gözümü ilk açtığımda belki benim içinde...
Ama her sabah coşkuyla kucakladığım güneş, bu sabah geceden kalma,kendinin ateşböceği sanılmasından korkmayan bır yıldızdan, ses ile gelmisti.
Belkide öylesine kendi kendine bir mırıldanmaydı.Ortaya ,bosluga bırakılmıstı sadece.Güneşin yüklenip getirdiği bu sesten payımı almalımıydım? Evet almalıydım,aldımda...
Yüzümde kocaman bır gülümsemeyle ,oğlumla bir kendimi attım sokağa.Onu öpe koklaya okul
Ne kadar uzaksın baba,ellerin de öyle
Ne kadar uzaksın baba,ellerin de öyle
beni büyüttüğün şarkı gelinlik kız oldu
ben olamadım,üzülme
şimdi otursam denizin kucağına
tütün kokan parmaklarımla şiir dokusam
devrilse gözlerim rakı masasında unutulan hüzünlere,
papalina tadında çakır keyip olsam,
beklesem çocukluğumu dar ve taşlı Girit sokaklarında,
ağladığımı sadece gece görse,
gelip sarılırmısın Cunda'nın içinden?
ne kadar uzaksın baba,sesin de öyle
att
Ayak seslerini duyar duymaz, aslında açık olan gözlerimi,tıpkı derin bir uykudaymış edasıyla tekrar kapardım.Bu rolü en seçme oyunculara taş çıkartacak kadar iyi oynardım heralde ki, her seferinde kanardı.Belki de bu oyunu o da oynamaktan keyif alırdı da, ondan kanmış gibi yapardı.
Ellerini saçlarıma uzattığı an, tütünle anne kokusu karışımı bir kokuyla dolardı burnum.Onun bu şevkatli dokunuşları benim sabahlarımın en güzel anlarıydı ve ben bu büyüyü hiç bozmamak için kırpıştırmak istediğim göz
Bugün ,yeni güne neşeyle açmıştım gözlerimi.Oğlumu okuluna bırakıp geldim,keyifle kahvemi içtim,tam Ebru şallı ile pilates yapıyordum ki kapım çaldı...
Karşımda kimleri göreyimmm,pek sevgili alt komşum.
Bu eve ilk taşındığımızda merdivenlerde karşılaşmıktık onunla.Alt katımda oturduğunu duyunca çok sevinmiştim çünkü onu bir yıl'a yana yakındır Alpi takibe götürdüğüm anasağlığı polikliniğinden tanıyordum.Kendisi oranın ÇOCUK doktorudur.Yani Alpi doğduğu andan itibaren kucağına alan,aşılarını
Yetinmeyi bilir misin?
Sana verdigi kadariyla hayatin
Hoş,
Bilsen de bilmesen de
Yara bere içinde bu yollardan geçeceksin...
Bugün bu şarkı çalıyordu bir yerlerde de düşündüm...Yetinmeyi biliyormuyum ya da biliyormuyuz?
Paradan puldan sözetmiyorum tabi
Hayatın bize verdiği kadarına eyvallah deyip teşekkür mü etmeli yoksa heyyy dur bakalım ben daha fazlasını hakediyorum deyip kafamı tutmalı?
Hahaha ben hep kafa tutanlardan oldum galiba
Ne şehrin, ne de kendimin tutup gidemediği zamanlardı. Ölüm duygusunu yaşatan, koyu bir karamsarlık içinde, dönenip duruyordum. Kapılar yüzüme kapalıydı, hem de sımsıkı. Kolumdan tutup beni sarsacak, kendine getirecek, çimdikleyecek birileri olmalıydı. Kimseyi istemiyordum, beklemiyordum aslında. Kendimin kapılarını açacak anahtarım olmalıydı oysa. Yoksa…
Yoksa biri ben miydim?
Yağmurlu şehrin adamı / kadını. Bütün bu soruları sorduran sebep kendime bir türlü rahat vermeyiş
Pandora salonda uyuduğu koltuğun üzerinden,telaşla sıçradı... Korkulu gözleri pencereden gelen tıkırtıyı anlamak için pencereye yönelmişti.Pencerede gördüğü şey inanılmazdı,pandoranın yüzü kocaman bir gülümsemeyle aydınlandı.Oysa derin bir üzüntüyle uykuya kalmıştı koltukta,bugün onun gidişiyle dolmayacak bir boşluk açılmıştı içinde,aylar sürecek bu yokluğa nasıl alışacaktı.Mayıs sonlarıydı.Herkes yaza girerken, pandoranın yüreğine kar yağıyordu ne garip...
Birgün bir roman yazsam böyle baş
Bu ara bir masal modasıdır gidiyor,ben bu modaya uymayacağım
Hayatımda bir kez masal yazdım onu da sadece bir kişi okudu çünkü sadece ona özeldi...
HUZUR... Bu kelimeyi bu ara çok duyar oldum
Nedir HUZUR???
Pazardan satın alabileceğiniz birşey mi?
Yoksa etrafınızdakilerden rica minnet istermisiniz huzuru?
Huzur kişinin kendi emeği ve kişiliğiyle kazanacağı bir mükafat olabilir mi?
Ben sonuncusudur diyorum...
Egonuz ve hırslarınız uğruna ortalığa zehir saçıp in