Hani derler ya sonbahar hüzün mevsimidir diye...Bu şehirde sonbahar uzun sürer, acaba bu yüzden mi üzerimize bolca hüzün bulaşmıştır bizimde...
Bu mevsimde kaldırdığınız yerden ne kışlıklarınızı çıkarabilirsiniz ne de yazlıklarınızı toplayıp kaldırabilirsiniz...Bir çeşit arafta kalma hali.. Sokağa çıktığınızda aynı arada kalmışlığı sadece kendinizin yaşamadığını görür tebessüm edersiniz...Kışa adım adım yaklaştığımız şu günlerde havayı güzel görenler yazdan kalma terlikleri şortlarıyla kendi
Küçücük 6 yaşında bir yürek aşk ile çarpar mı...? Ne tür heyecanlar duyar ve asıl önemlisi acı çeker mi...?
Bu sorunun cevabını bulabilmek için hafızamı zorladım bugün.Yıllar öncesine bir yolculuğa çıktım...İlkokul birinci sınıfımın kapısından girdiğimde tenefüs zili çalmıştı, sınıf boştu...Sadece en ön sırada Gültekin vardı sınıfta. Sırada oturmuş ellerini başının arasına almıştı...
-"Senin neyin var...?"
-"Başım ağrıyor"
Ufacık aklımla içinden nasıl çıkacağını bilmediğim bir de
Nereden başlıyacağımı bilmiyorum..uzun zamandır yazasım var ama zaman problemi çekiyorum bu aralar,şu zaman denen şey bir yerlerden satın alınıyor olsa hiç kıymayacağım paraya,kendimden bir kaç tane daha klonlamakta bir çözüm olabilir belki...Neyse çabuk çabuk yazmaya çalışayım ben..böyle zamana karşı yarışırken anlatmak istediklerimi anlatabilirim umarım.
Okullar açıldığından beri içimde büyük bir endişe var...Belki de endişemi yersiz ve ukalaca bulacaksınız..Ama beni yargılarken bir anne o
Büyük balıkçılar iş başında
Oğlum sabırla avını beklerken
Ve sabreden dervişşşş...
Ama kediler her zaman ciğer yiyemez biliyorsunuz ki..Selen ve yakaladığı torba..
Ayvalığa günü birlik turumuzdan..Benim bildiğim eskiden şeytan sofrasında dilek ağacı yoktu Zaten görmeyeli dilek ağacına bağlanan kumaş parçalarının yerini kağıt mendil yada kolanyalı mendil almış..
Kızımın dileği pek çokmuş,ağacın başından zor ayırdık..
Bu biskrem,oğlumdan köşe bu
Çok temel bir kanaat oluştu bende, her şeyin eskisini seviyorum. Eski şehirleri, eski insanları, eski hayatları, eski zevkleri, eski yapıları, eski olan neredeyse her şeyi…
Belki de yenilerini sevmediğimden, eskilerin yerine yenilerini koyamadığımdan böyle oluyor. Yeni yetmelerin söyledikleri doğru mu acaba, ben kendimi eski halimle sevdiğim için mi böyle hissediyorum? Yani daha genç, daha dinamik, daha çok hayali, daha çok umudu, daha çok hedefi olan, yolun en başında olan halimi daha çok
Bir sıçrayışta yanında yatan kocasının üstünden atlayıp pencereye uzandı kadın,ne uyku sersemliği ne de başka bişey,kocaman bir gülümseme vardı yüzünde..Onu böyle heyecanlandıran sesi bu kadar yakından işitmeyeli öyle çok olmuştu ki..Küçük yerlerin hali başka diye düşündü..
-"Napıyorsun pencerede"?
-"Ramazan davulcusuna bakıyorum" diyerek sevinçle gülümsedi kocasına..
Onun bu ufacık şeyler için bile gösterdiği coşkuya alışkın olduğundan,adamın yüzünde bir gram bile şaşkınlık ifadesi
Şimdi efendim bilirsiniz bu erkek milletinin askerlik anıları pek meşhurdur..Döner döner anlatırlar,ömrü hayatlarına yayarlar bu anıları..Misal babam:
Her içki sofrasında;"Ben Heybeli Ada da Paşa'nın konağında aşçı yamağı iken" diye başlar anlatmaya..Noktasından virgülüne ezberlemişizdir aslında anlattıklarını da,yine de;
-"eeeeeee" diye dinleriz birbirimize bakarak ve de kıs kıs gülerek...Ama en komiği, aynı öfkeyle ve tam da aynı yerde annemin lafı babamın ağzına tıkayışıdır;
-"Yaptı
Bugün sabaha karşı yatağa girdiğimde bütün hücrelerim" uyu uyuuu" diye bağırıyordu amma velakin beynim vıdı vıdıcı bir kadın gibi hala çan çan ötüyordu.Ya sus be kadın.. Ah o anda bir çıktı alabilsem beynimden neler dökülecek neler kağıda...Ama yok takadim yok bugünlerde..
Bu içsel çığlıklarımla yatakta boğuşurken nereden geldiğini anlamadığım bir türtükle yataktan kalkıp mutfağa koştum,derin dondurucudan gece çıkardığım eti koydum önüme...Sonra kenara ittim.Bir kase çıkardım dolaptan bu sef
Kapının üzerinde ki "DİKKAT DELİ VAR" "AKILLILARIN GİRMESİ YASAKTIR" "ÖZGÜRLÜĞÜN DEĞERİNİ BİLMEK LAZIM" türünden yazıları görmezden gelmeye çalışıp derin bir nefes aldım.İçeri de bangır bangır,"kendim ettim kendim buldum,gül gibi sarardım soldum" çalıyordu yine."deli kız" dedim güldüm. Müziğin sesinden girdiğimi duymadı elbetteki..Bir yanında sigara,bir yanında bira şişesi bacakları çalışma masasına boylu boyunca uzatmış kendine müziğe kaptırmış şarkı söylemesine bir kez daha güldüm..Onu herşeye
Sen şimdi yatağında mışıl mışıl uyurken ben büyük bir üzüntü ve hayal kırıklığı ile yazıyorum bu satırları...Ne yazık ki bu sabah bana karşı büyük bir ihanet içinde olduğunu anladım...Yüzüme gülerken,"senin yanında ve daima destekçinim" derken aslında içinden hain planlar yapmışsın..Dün nihayet gerçek yüzünü ortaya çıkardın ve veee o planlardan birini gayet başarılı bir biçimde sergilemekten kaçınmadın.Ama iyi oldu bende böylece gerçekte kime sırtımı dayamış olduğumu biliyorum artık..Direncimi k
ÇOK GÜZEL ŞEY
Yaşamak güzel şey doğrusu
Üstelik hava da güzelse
Hele gücün kuvvetin yerindeyse
Elin ekmek tutmuşsa bir de
Hele tertemizse gönlün
Hele kar gibiyse alnın
Yani kendinden korkmuyorsan
Kimseden korkmuyorsan dünyada
İyi günler bekliyorsan hele
İyi günlere inanıyorsan
Üstelik hava da güzelse
Yaşamak güzel şey
Çok güzel şey d
Çok sevdiğim bir kardeşim Yabancı Sinema bölümünde "Bay Evet" filminin altına şöle bir yorum yapmış:
"Bu zaman da EVET demek pek doğru gelmiyor bana"
Ne kadar üzücü değil mi,yani zamanın böyle olması,insanların birbirine hiç güven beslememesi,inanmaması...
Peki ya hiç düşündünüz mü kimler bu zamanı bu hale getirdi?
Komşuların birbiriyle selamlaşmadığı apartmanlarda yaşıyoruz gitgide.Her geçen gün biraz daha soğuyoruz çevremize...Robotlaşıyoruz!İçimizdeki insancıl duyguları korkuları
Tamam kabul ediyorum, bazen çocuklarımızdan çok şey istiyoruz...Bazen mi?
En akıllı,en çalışkan,en başarılı,en en en....
Hatta çoğu zaman daha da ileri gidip kendi yapamadıklarımızı onlara yaptırmaya çalışıyoruz,gerçekleştiremediğimiz hayallerimizi onların gerçekleştirmesini bekliyoruz.Yareni küçüklüğünden beri bu uğurda bir sürü kursa yolladım ben:
Bale,basketbol,yüzme,keman dersi,tiyatro kursu diye uzayıp giden bir liste.Özellikle basketbol ve keman dersini bıraktığı z
Bu sabah bir cümle düştü ruhuma,belki öylesine,belki de okuduklarımın tesiriyle dedim önce...Cümle şu;
"Basit yaşayacaksın basit"
Bu şiiri herkes bilir ya,bende çok severim,açtım tekrar tekrar okudum...
Bugün bu şiir, sabah güneşiyle geldi bana,ruhuma görünmez birşey üfledi sanki o cümleyi...Asıl tuhaf olan şu,öyle şaşırdım ki görünce...Tarihte bugünü yaparken,bir de baktım ölüm yıldönümüymüş bugün.
Basit yaşayacaksın. BASİT
Mesela susayınca su içecek kadar basit...
Dör
Pavarotti - Ave Maria - Schubert
2uYrmYXsujI
müziğin sihirli küçük perileri
size sığınıyorum
sabahın ilk ışıkları gibi sarın etrafımı
kulağımdan girin usul usul
tertemiz bir nefes gibi dolun ciğerlerime
kalbimdeki çiçekleri sulayın damla damla
sakinleştirin ruhumu en derinlere işleyip
arındırın tazeleyin tüm bedenimi...
öbek öbek bulutlara yatırın,cennetin tınılarıyla tarayın saçlarımı
sadece sonsuz yeşilin ve mavinin olduğu bir kapıdan geçirin beni
-Beni önce o denizi görebildiğin, blogunda bahsettiğin cafe'ye götür.(Starwars'a )Oraya önceden gitmiştik ama o bahsettiğin yere oturmamıştık.
-Starwars değil hahaha starbucks...
-Dilimiz sürçtü kızım ya,hem köylüyüm ben bilmiyon mu sen alla allaaaaaaa
Ne çare ki denizin göründüğü o köşeye oturmak kısmet olmuyor yine, denizi göremiyoruz bir türlü,hey allahım duyanda hiç deniz görmüyorum sanacak beni...
Kuru bir tahta sandalyenin üzerinde denizi görsem nolur görmesem nolur.Bi s
Uyumaya gitmiştim ama geri geldim.Çünkü içimde bir şeyler biriktimi onları buraya bırakmadan uyuyamıyorum.
Bugün bir arkadaşım geldi,onunla çok ama çok özel bir an yaşadık.Ben ikimiz için kahve hazırlarken bir gün önce katıldığı bir cenazeyi anlatmaya başladı.Ölen uzaktan akrabası bir bayanmış.54 yaşındaymış daha,kansere yakalanalı bir yıl bile olmamış.Bunları atlatmaya başlamadan önce gündelik basit sıkıntılarımızdan bahsetmiştik birbirimize...
-"Ya işte didem, ölüm var o yüzden hiç bir
Hayatın yüzü; bazen bir dostun, bazen bir düşmanın
Bazen bir hasmın, bazen de bir sevgilinin yüzü gibi
Hayatın yüzü;
Gözü önünde olmalı insanın!
Dostum diyor ki bana:
İyi bak hayatın yüzüne!
Hayatın yüzü benim yüzüme benziyor; iyi bak benim yüzüme Benimkinde hayatın yüzünü görmeye çalış
İyi bak hayatın yüzüne
Önüne, arkana; sağına, soluna; üstüne, altına iyi bak
Ama Bir de “kalbine” doğru bak hayatın,,, hayatın gerçeğine doğru bak!
Baktığın sanılsın, diye değil;
Kızım doğum günümde doğdu,oğlumda anneler gününe çok yakın...Bence bu kesinlikle bir tesadüf değil...
Hangi iyiliğin ödülüsün diye düşündüm DOĞDUĞUN GÜN.
Kafesinden salıverdiğim kuşların duasımısın?
Yoksa denize ulaşsınlar diye dua ettiğim yavru carettalar,
Acaba sizin mi parmağınız mı var bunda?
Küçükken,kapıya geldiğinde
Dolabı boşalttığım sepetçi teyze olabilir mi?
Belki de her kırmızı ışıkta
Hayır diyemediğim mendil satan çoçu
Beynimi uyuşturup, düşüncelerimden sıyrılmak istediğim zamanlarım vardır...Bütün günümü doldurur,oradan oraya koşturur, yorgun bir bedenle yatağa girerim ki, uykuya dalacağım zaman dilimim en aza insin.Böylece o aralıkta da düşünceler üşüşmeyecektir başıma...Birkaç gündür blogumu açıyorum bir şeyler karalayayım diyorum olmuyor yapamıyorum..."Neden acaba" dedim önce bi, ama sonra aklıma geldi.Ben düşünmüyorum ki
Her neyse bugün bir şiir okudum,dedim ki; "kızım sen düşünmesen de senin yerine,
HAYALİMDE Kİ RESİM başlıklı yazıma, o gün için bana ilginç gelen bir inceleme almıştım...Sayın PoWErGuArD05 bana şöyle demişti:
-"bir beyaz güvercini salarken resmi çiz"...
Biliyormusunuz biz konuşuyoruz artık,ben ona;
-" Günaydın hoşgeldin" diyorum.O da bana kendi dilinde cevap veriyor...
Yaren;
-"Anne seni tarif etmek çok zor, kelimeler kifayesiz kalıyor,inan çok garipsin" dedi bana geçen gün...
"Hiç de bile" dedim.Asıl hayatında bir kez olsun bir kuş ya da bir kedi ile k
Seni artık hiç sevmiyorum anne!!!
Doğru değildir dimi bu
Bugün ilkokulda yazdığı bir şiiri buldum...
ANNEMİN DEĞERİ
Bel ki her zaman yanımızda olan annelerimizdir.
Bazen annemizi üzdüğümüzde kızan da annemizdir.
Ama o bir melektir.
Belki küçükken annemizin kıymetini bilmedik.
Çünkü küçüktük.
Ve büyüyünce annemizin farkına vardık!
Her zaman benim perim olmuştur annem.
Sevgi kaynağım olmuştur.
Annem neşe kaynağım olmuştur.(yaren)
Ben n
Güneş mecbur mu hergün ışıldamaya
Saklanamaz mı bir bulutun arkasına
Yeni doğan günün kime borcu var
Zorunda mı umut olmaya
Kuş şakımalı mı illaki
Çiçek yorulamaz mı açmaktan
Hep gülücem diye senet mi imzaladım hayata
Çıkmaz sokaklarda kaybolamaz mıyım
Kendimin efendisi olamaz mıyım
Sek rakı içmek niye yakışmaz bana
Dilime küfürler vuramaz mıyım
Kin barınamaz mı içimde
Bir gün şeytanla flört etsem kime ne
Tersine yaşamak istiyorum tersine
H
Evden son dakika çıkmıştım yine...Neyse olsun,"bas gaza" şarkısını söyleye söyleye yetişirdim ben nasıl olsa...Karşıyaka'nın çıkışına yaklaşırken,önüme motorlu bir trafik polisi geçti,tabi otomatikman bas gaza şarkısı dondu dudaklarımda.Polis ne sağdan gidiyordu ne soldan,zaten sollamayı düşünmedim bile...
Tam rampayı önlü arkalı çıktık (eskort'um ve ben) Altınyol'a inen yokuşun başında polis bana yavaşla diye işaret yaptı.Yokuşun en sonuna baktığımda ne göreyim,korkuluklara çarpıp kaza yapm