..
Dakûkî , iyi bir hale sahipti.
Âşık ve keramet sahibi bir zat.
Yeryüzünde gökteki ay gibi seyreder dururdu.
Gece yolcularının gönülleri, onunla aydınlanır, nurlanırdı.
Bir yerde az otururdu, bir köyde iki günden fazla kalmazdı.
"Bir evde iki günden fazla otursam,
kalbimde oranın sevgisi alevlenir.
Eve barka mağrur olmaktan çekinir,
hadi ey nefis zenginleşmek, bir şey elde etmek için
sefere düş derim; İmtihanda muvaffak olması için
kalbimi hiçbir yere alıştırmam.." d
Yılları sayılamaz, çok çok eski bir çağmış,
Gökler sanki delinmiş, çok çok yağmurlar yağmış,
Dünya sele boğulmuş, bu şiddetli yağmurla,
Yeryüzü hep kaplanmış, sürüklenen çamurla,
Sellerin önündeki, çamurlar bir yol bulmuş,
Kara-Dağcı dağında, bir mağaraya dolmuş,
Mağaranın içinde, kayalar yarılmışmış,
Yarıkların bazısı, insanı andırırmış,
Kayaların yarığı, insan kalıbı olmuş,
Kalıpların içi de, kille çamurla dolmuş,
Aradan zaman geçmiş, yıllar asırlar dolmuş,
Yarıklarda bu toprak, sul
..
Birisi tuzakla bir kuşu avladı. Kuş ona dedi ki:
"Ey himmet sahibi,
Sen nice öküz ve koyunlar yedin,
kurban için pek çok develer kestin.
Onlarla bile bir zaman doymamışken,
bu fakîrin vücûdu seni hiç doyurmaz!
Beni âzâd et, sana üç nasîhatte bulunayım;
aptal mıyım, akıllı mıyım kanâat gelsin!
Birinci nasîhati elindeyken,
ikincisini ise duvar üzerinden;
Üçüncü öğüdü de ağaç tepesinden söyliyeyim;
böylece bu üç öğüt baht mumunun nûru olur!"
Elindeyke
.
"Marangozun elinde testere görürsen, şüphesiz o,
Cemşid'in bedeni ve Zekeriyya'nın kafası içindir."
Edibu'l Memâlik-i Ferâhânî
Kaynak:
Prof. Ahmed Suphi Furat
Prof. Nimet Yıldırım
** **
kişisel yorum:
Cemşid'in Bedeni=
Extreme Parasite Dimension; Aşırı Parazit boyutu.
Zekeriyya'nın Kafası=
Atmospheric Simulation; Simülasyon Atmosfer/Aerial.
Zekeriyya'nın Eşi= İş'â=
Güneş; Yayılan Işınları.
İş'a'nın Annesi= Fâkûza=
Rotating Dial.
Devir halinde radyo dalga-b
..
sahip!
sahip; bi sahibi olduğu için sahip'tir..
öyle olmasaydı.. sahip olamazdı..
ve sahip olduğunun kanıtı;
o'na bi sahip diye bağlananın olmasıdır..
o; o zaman sahiptir zaten..
ve sahipsiz de değildir..
sözünüz saptırmadır..
sahip:))
if so..
ringde karşı-güçler ile döğüşürken ben;
masklı jakobenler ile tur atıyordun sen..
bahsini ettiğiniz;
"beşm-i nare".. olmaktadır..
-ki mezhebsizlerin çığlıkları
dinsizlerin çağrıları anlamına gelebilecektir
kavram türküde o an
..
"gün karışınca gecenin kanına
unuturlar insanlar.."
şimdi bu mu olmalıydı bunca saat
ve herşeyi konuştuktan sonra
son sözlerin sahip?
gün ışıyor işte..
bi daha toparlıyorum dinlesen beni..
gönül ani bi itilim ile tersinir
ya da bi kayıtım ile
ve sanki bi köpeciğin
sırnaşarak sevgi istemesi gibi
rast gele yazar güneşin kaderini
hem kesin ve hem geçişli bi tarzda
müsvedde makyaj gereçlerini
soğurarak sofrasından
ve günün yataygözü
çekilip gittiğinde rutin yolu
..
Yeni ve Üst Önerilere Açılmak:
Bir ferd, kendi potansiyel enerjisinden dolayı
mevcud olmayıp, bilâkis etrafındaki varlıkların
potansiyel enerjisinden dolayı mevcuddur. Bu,
varlığın, bizatihi mevcudiyet sahibi olmadığını
icab ettirmez. Şunu icab ettirir ki, bu realite
içerisinde, bu üç buutlu âlem içerisinde bütün
varlıklar kendi benzerleri ve eşya ile bir bütünü
oluşturmaktadırlar. Böyle olunca, bir varlığın
iştirakte bulunduğu en az üç plân mevcuddur:
Birinci plân:
Kend
sürdürdüğüm rutin yaşam
doppelganger bir şehir yaşamıydı
umursamaksızın neler getireceğini
sürekli duygularımı yaratıyor
ve orada ruh-eşimi arıyordum
proposal!
haydi.. bitsin eski yaşantılar aşalım
haydi.. yeni yaratılarda rastlaşalım
haydi.. siz de gelin katılın davetimize
haydi.. siz de gelin katılın şölenimize
bu toplumsal bir ipnotik durum
bütünüyle ironik bir yaşamdı
ve her ufak şey bir giz taşıyordu
vazgeçebilirdim..
ya da sürdürebilirdim..
proposal!
canımsın sen..
http://youtu.be/jYF5SFhtS1E
öyle bigeceydi işte
mendirekte salıncaklar
saçma gelmişti ama
yanımda sen vardın sevgili
ay bile yeşil mavi titreşirken
unutup da rengini
ellerin ay olmuşken
avuçlarımda hiç nedensiz
yıkıldı birden mendirek
ve sıçrayarak salıncak
gönlüme kuruluverdi
öyle bigeceydi işte sevgili
ay mendirek salıncak bide
salınan hayallerim
..
..
"diyordum ki eğer siz newspaper'i gazete ve
scissors'u makas olarak biçimsel algılıyorsanız
ne dada hakkında bir şey biliyorsunuz ve ne
kendiniz hakkında fikriniz var"
nehrin üzerindeki köprüden oltayı suya atarak
balık tutmak gibi bir şey şiir yazmak
belki önemsiz görünür bazılarına
çok şeyi örtbas etmektedir oysa
örneğin nedir geçersiz saymak istediğin?
bir ölçülü biçim mi çektiği içinin?
öyleyse onu konu al kendine önemse
ama bu arada etkilerinden ayır içeriğini
..
VARLIKLARIN BAŞLANGICI ÜZERİNE..
Mlle. de L'SPINASSE -
Ya biz, biz nerede kalmıştık?
BORDEU -
Vallahi, pek hatırlamıyorum.
Onu dinlerken zihnimde o kadar çok olay canlandı ki..
Mlle. de L'SPINASSE -
Durun, durun..
Şu örümcekten söz ediyordunuz.
BORDEU -
Evet, evet.
Mlle. de L'SPINASSE -
Yaklaşın doktor.
Ağının içerisinde dolaşan bir örümceği tasarlayın.
Bu ağın ipliklerinden birini titretin,
hayvanın koşuştuğunu görürsünüz; güzel.
Şimdi şunu öğrenmek istiyor
..
Toparlama biraz uzun oldu.
Okuyucu dikkatini cümleler ve paragraflar süresince
sağlayamaya bilir.
Bu nedenle, konu ilginizi çekti ise, bu rally'i aralar
vererek okumanızı salık veririm.
Teşekkürler..
**
Nicolas Schoffer'e göre, içinde bulunduğumuz ve yaşam
sürdürmekte olduğumuz yüzyıl'da kişiler, eşzamanlı bir
"Hızlı Değişim Süreci" içindedir.
Teknoloji, çok hızlı bir "Bilgi Alış-Verişi" sağlamış
olduğundan, kişi'ler, bu akışa uygun olarak, kültür
ile de çevreleri ile
Büyük insanlar bir zamanlar büyük mucizelere
kadirdiler..
Prag varoşları basılmış ve kadınlara tecavüz
edilmek, çocuklar kızartılmak ve geri kalanlar
kıyımdan geçirilmek üzere iken ve artık sonuç
kesin olarak gelmiş gibi görünürken,
Yüce Haham Loeb Cemara'sını bir kenera bırakıp,
caddeye indi ve öğretmenin evinin önündeki bir
balçık yığınının başında durdu ve kilden bir figür
şekillendirdi.
Haham, yarattığı Golemin burnuna üfledi böylece
Golem kıpırdanmaya başladı; sonra kulağın
..
Vaktiyle İstanbul'da bi kambur adam yaşarmış.
Zavallı, fakir olduğu için uzun müddet hamama gidememiş.
Nihayet bi gün eline beş-on kuruş geçmiş.
Akşam hemen hamama giderek temizlenmeyi düşünmüş
ve düşündüğünü yapmış.
Oraya gidince görmüş ki kendisinden başka müşteri yok.
"Oh ne ala, rahat rahat yıkanırım"
diyerek kurnanın başına geçmiş, başlamış yıkanmaya.
Fakat biraz sonra içeriye bi takım mahluklar girmiş ve
orta yerde topluca:
"Çarşambadır Çarşamba.."
diyerek haykırıp
..
neden?
diye sorduğumda
cevap hiç beklemediğim
çok farklı bi yerden geldi
bi gün umursamadan
izinsiz bi elma koparmışım da dalından
belirsiz bi zaman sonra
ve farklı bi mekânda
karşılığı beni terk etmen olmuş işte!
nasıl bilebilirdim?
nasıl bilebilirdim?
http://youtu.be/8utNTwfMjJA
http://youtu.be/FFC8bdJv0PI
bi damlacık aklım kalmıştı
ta öte zamanlardan getirebildiğim
hani yaprak üzerinde sabah çiyi
bi damlacık
hani gözucunda yaş bi damlacık
..
"İntihar en yüksek ahlâki hedefe erişmekten
alıkoyar, çünkü o bu sefalet ve mutsuzluk
dünyasından asıl kurtuluşun yerine sadece
zahiren öyle görünen bir kurtuluşu koyar."
"İntihar bir tecrübe, insanın tabiat'a/kevn'e
sorduğu ve cevaplamaya zorladığı bir soru
olarak da görülebilir. Sorulan şudur: İnsanın
var oluşunda, şey/nesnelerin doğasına dair
kavrayışında ölüm ne tür değişiklik meydana
getirir? Fakat bu yapılacak beceriksizce bir
tecrübedir; çünkü cevabı bekleyen bilincin
..
nemesis'in bi ikizi var
bilir misiniz?
adı mimesis
mim'ciler iyi tanırlar he!
adı iyice kötüye çıkmış kızcağızın
zanî demişler lâkırdıcılar
her ne kadar antik demek olsa da
şakacı ya da espritüel de sayılabilir
bu antik ve acayip kılıklı sarışın kızımız
-fekat çakma-makma değil ha!
anadan dogma sarışın!-
ayrıcalıklı imtiyazlı bi yeteneğe sahipmiş
bi adı da ning!
nakliye işi yapan gemiler
ve gemicilerin huyunu-suyunu ve
geçmişlerini
hileli-etkili reklamlarının
özel s
..
pek sayın
fanatik boyut gizemci fantomlarım!
genel ve umumi istekler üzerine
sizlere bu gün bazı büyülerimizi
arzediceyiz
mahabbet(1) içün büyümüz;
kadının(7) tırnakı(8) alına
münasip bir mahalde kaba konup
yakıla (3)
toz haline getirile
emerging tozumuz
biberimiz ile(2) karıştırıla
ayrıcana başkası biyerdede
kırmızı bakıra(5) yedi sefer
sevilen kimsenin adı yazıla(4)
bu bakır ateşe bırakıla
o ööle durucak orda
bu işlem yapılısıyada
diğer mahlûl de
hiç ça
http://youtu.be/PmNWBNwDzGw
telâş, bi başlamaya görsün
itiraz saklandığı yerden çıkar;
ve o noktada sözler biter
böceklerin tanrısı konuşur..
of allahım of!
kendimi kaybettim saye-nizde..
..
..
"Nigâr-ı hûb-o şekker-bâr cûnest
Çerağ-ı dîde vu dîdâr çûnest"
Şekerler yağdıran o eşsiz güzel nicedir;
gözün, yüzün ışığı ne haldedir?
Nasıldır o gammaz bakış acaba;
ne âlemdedir o düzenbaz saçlar acaba?
Nasıldır o güzellik pazarının meşhuru;
ne haldedir o gül bahçesinin parlaklığı?
Gönlüm, sevgi yüzünden yaslara batmış, oturmuş;
sevgilinin gönlünde bize karşı bir sevgi var mı acaba?
Lûtfundan sevgilim dedi bana;
acaba o sevgili, sevgilisiz ne halde?
Görünüş
Defterdar'da semâ'î kahvesine gittik. Caddeden de-
nize giden büyük meydan, saz ve sesle dolu. Ağaçlardan
al al bayraklar sarkıyor. Semâ'î kahvesi bu muhitin gö-
beğinde. Kahvenin önünde, ağaçlar altında bir masanın
etrafına oturduk. Eski İstanbul'un lehçesinden şetâretine
kadar bütün vâris olan tâbîler sesleriyle ortalığı çınlatıyor
lar; çayı, kahveyi, nargileyi, ağaçlar altında kahve ocağına
sürekli bir nağme ile ısmarlıyorlar, bir tulumbacı çalâkliğiyle
etrafta dönüyorlar. Sekiz on ça
..
Bırak! Ölüler, kendi ölülerini gömsünler.
Let the dead bury their own dead.
İNCİL
Luka: 60
**
Kavramlar, hafızada kayıtlı resimlerin nominal
değerleridir.
Kişi, bu resimler ile muhayyilesi boyutunda
(imgelem/imagination/fancy) yaratma gücünü
kullanarak isteklerini oluşturur. (fantasia)
Ancak, bu enerjinin kullanımı anlarında kişinin
sosyal yapısı içindeki pozisyonu ve şart'ları
değerlendirişte/resmi oluştururken dayandığı
tanıt, değeri düşük ve olumsuz spekülas
..
Shevetaketu, Âruni'nin oğlu idi.
Babası ona şöyle dedi:
"Shevetaketu, Brahman'ı incelemek için
yolculuğa çık. Çünki sevgili oğlum ailemizden
biri bilgisiz ve Brahmancılığın sırf bir taraftarı
olarak kalmamalıdır."
Bunun üzerine on iki yaşında olduğu hâlde
çırak oldu. Yirmi dört yaşındayken bütün
Veda'ları incelemişti ve burnu havada ve
kendini bilge sanarak ve gururlu bir hâlde
geri döndü.
Bunun üzerine babası ona:
"Shevetaketu, sevgili oğlum, sen burnun
havada, kendini
Yönetmen :
Sidney Lumet
Senaryo:
Peter Shaffer
Oyuncular:
Richard Burton (Martin Dysart)
Peter Firth (Alan Strang)
Jenny Agutter (Jill Mason)
Eileen Atkins (Hesther Saloman
Joan Plowright (Dora Strang),
Colin Blakely (Frank Strang)
Kate Reid (Margaret Dysart)
Müzik
Richard Rodney Bennett
1977 USA
**
Onun acısını alacağım! Ya sonra?
Kendini makul biri olarak bulacak! Ya sonra?
Duyguların nesnelerin üzerine yapıştırılan
yara bantları gibi insan ruhuna kolayc