.
"Marangozun elinde testere görürsen, şüphesiz o,
Cemşid'in bedeni ve Zekeriyya'nın kafası içindir."
Edibu'l Memâlik-i Ferâhânî
Kaynak:
Prof. Ahmed Suphi Furat
Prof. Nimet Yıldırım
** **
kişisel yorum:
Cemşid'in Bedeni=
Extreme Parasite Dimension; Aşırı Parazit boyutu.
Zekeriyya'nın Kafası=
Atmospheric Simulation; Simülasyon Atmosfer/Aerial.
Zekeriyya'nın Eşi= İş'â=
Güneş; Yayılan Işınları.
İş'a'nın Annesi= Fâkûza=
Rotating Dial.
Devir halinde radyo dalga-b
http://youtu.be/PmNWBNwDzGw
telâş, bi başlamaya görsün
itiraz saklandığı yerden çıkar;
ve o noktada sözler biter
böceklerin tanrısı konuşur..
of allahım of!
kendimi kaybettim saye-nizde..
..
..
"İntihar en yüksek ahlâki hedefe erişmekten
alıkoyar, çünkü o bu sefalet ve mutsuzluk
dünyasından asıl kurtuluşun yerine sadece
zahiren öyle görünen bir kurtuluşu koyar."
"İntihar bir tecrübe, insanın tabiat'a/kevn'e
sorduğu ve cevaplamaya zorladığı bir soru
olarak da görülebilir. Sorulan şudur: İnsanın
var oluşunda, şey/nesnelerin doğasına dair
kavrayışında ölüm ne tür değişiklik meydana
getirir? Fakat bu yapılacak beceriksizce bir
tecrübedir; çünkü cevabı bekleyen bilincin
..
"Nigâr-ı hûb-o şekker-bâr cûnest
Çerağ-ı dîde vu dîdâr çûnest"
Şekerler yağdıran o eşsiz güzel nicedir;
gözün, yüzün ışığı ne haldedir?
Nasıldır o gammaz bakış acaba;
ne âlemdedir o düzenbaz saçlar acaba?
Nasıldır o güzellik pazarının meşhuru;
ne haldedir o gül bahçesinin parlaklığı?
Gönlüm, sevgi yüzünden yaslara batmış, oturmuş;
sevgilinin gönlünde bize karşı bir sevgi var mı acaba?
Lûtfundan sevgilim dedi bana;
acaba o sevgili, sevgilisiz ne halde?
Görünüş
..
nemesis'in bi ikizi var
bilir misiniz?
adı mimesis
mim'ciler iyi tanırlar he!
adı iyice kötüye çıkmış kızcağızın
zanî demişler lâkırdıcılar
her ne kadar antik demek olsa da
şakacı ya da espritüel de sayılabilir
bu antik ve acayip kılıklı sarışın kızımız
-fekat çakma-makma değil ha!
anadan dogma sarışın!-
ayrıcalıklı imtiyazlı bi yeteneğe sahipmiş
bi adı da ning!
nakliye işi yapan gemiler
ve gemicilerin huyunu-suyunu ve
geçmişlerini
hileli-etkili reklamlarının
özel s
..
Geldi mi? diye sordu adam.
Hayır, dedi çocuk.
Yolu iyi gözledin mi? diye sordu adam.
Kapının önündeydim, dedi çocuk. Hiç ayrılmadım.
Hiç kimse gelmedi mi? dedi adam.
İlk sen geliyorsun, dedi çocuk.
Adam içeri girdi. Ceketini çıkardı. Çevresine bakındı.
Değişen hiçbir şey yok, diye düşündü.
Ocağın kıyısındaki odunları gördü.
Yeniden kapının önüne çıktı. Çocuğa,
Madem gelmedi, odunları kim koydu? diye sordu.
Ben, dedi çocuk.
Peki, dedi adam. Artık burda bekleme.
Ben kimseyi b
..
Bahar Gelme Üstüme…
Bahar, yalvarırım çek git işine!..
Salma üstüme çiçeklerini...
Aklımı çelme!..
Her sabah çimenlerin çiyden ürpererek uyanıyor bahçemde;
sonra güneşle oynaşıp tütsülenmiş gibi buğulanıyor.
Ne zaman sokağa çıksam badem ağaçları salkım saçak çiçek...
Kavaklar kıpır kıpır, ıslık ıslığa meltem...
Kırda dayanılmaz bir kekik kokusu, toprakta türlü çeşit börtü böcek...
Yapma bunu bana bahar, böyle üstüme gelme...!
Zaten damarlarıma zor zaptediyorum kanımı
http://youtu.be/c93ApxeI28A
şamdanları donanınca eski zaman sevdalarının
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın
nemli yumuşaklığı tende denizden gelen mâhın
gizemli kanatları ruhta ölüm karanlığının
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı yegâhın
yansıyan yaslı gülüşmelerdir karasevdalı suda
bülbüller kırılır umutsuzluktan yalnızlık korusunda
eylem dağılmış gönül tenha çalgılar kış uykusunda
ölümün tartışılmazlığı nihayet anlaşılsa da
başlar ay doğarken saltanatı sultan-ı ye
..
agnia 23/07/2005 : 14:22:20
Gelecekte en popüler iş "yeni dünyalar" projeleri olacak.
Bir projede binlerce insandan oluşan bileşimler çalışacak.
Bileşimler yarışacak;
önce mekanlar, sonra koşullar, daha sonra
bilinç kazanması planlanan oyuncu prototipleri
hazırlanacak.
prototipler kendilerini hazır hissedene kadar
onların içinde konaklayacaklar.
Öngörülebilecek en yüksek olasılıkların hesaplanması için
onbinlerce alt kontratlar yapacaklar.
İnce ince dokuyacaklar.
Sonra sonuçta
MANTIK:
-geçerli olan ne, geçersiz olan nedir;
-neler işe yarar biçimde tartışılıp
kanıtlanabilir, neler kanıtlanamaz;
-kategorik bir kıyas nasıl sınanır;
-hep aptalca hatalar yapmaktan
nasıl kurtulunur?
*tersine, eğer öyle olduysa, olabilir;
-eğer öyle olmuş olsaydı, olabilirdi:
-ama olmadığına göre, değildir.
-mantık işte budur!
ETİK:
-hangi davranışlar doğrudur ve
hangi amaçlar iyidir?
-davranışların doğruluğu, sonuçlarının
iyiliğinden mi ileri gelir?
-bir niyeti
Defterdar'da semâ'î kahvesine gittik. Caddeden de-
nize giden büyük meydan, saz ve sesle dolu. Ağaçlardan
al al bayraklar sarkıyor. Semâ'î kahvesi bu muhitin gö-
beğinde. Kahvenin önünde, ağaçlar altında bir masanın
etrafına oturduk. Eski İstanbul'un lehçesinden şetâretine
kadar bütün vâris olan tâbîler sesleriyle ortalığı çınlatıyor
lar; çayı, kahveyi, nargileyi, ağaçlar altında kahve ocağına
sürekli bir nağme ile ısmarlıyorlar, bir tulumbacı çalâkliğiyle
etrafta dönüyorlar. Sekiz on ça
Günlerden bir gün, ünlü bilimci- ki söylentiye
göre Bertrand Russell'dır- gökbilimi üzerine
bir söylev vermektedir.
Dünyanın güneşin etrafında nasıl döndüğünü,
güneşin de galaksi denilen uçsuz bucaksız
yıldızlar kümesi etrafında ne şekilde devindiğini
anlatır.
Konuşmasının sonunda salonun en arkalarında
oturan ufak tefek yaşlı bir bayan ayağa kalkar;
"Bütün söyledikleriniz saçma sapan şeyler.
Aslında, dünya dev bir kaplumbağa'nın sırtında
bir tepsi gibi durmakta!" der.
bülbül'üm,
gel de dile söyle
benimle bile sesini duyur güle
çile bülbül'üm çile
müjde! ey güzel kuşum
bahara döndü kışım
gül oldu içim-dışım
çile bülbül'üm çile
..
..
..
Hoş bi rally idi..
Dün gece arşivimde ve bi konu üzerine
araştırıp.. dolanıyorken gözüme çarptı..
paylaşayım istedim..
BLOGCU
BANA, BAZEN GÜVENEBİLİRSİNİZ..
9/12/2006
Philadelphia Deneyi:
Lânetli Olaylar isimli kitabında George Langelaan,
çok esrarengiz ve inanılması çok güç bir olaydan
bahseder. Olay Amerikan sahil muhafaza gemisinin
1943 Kasım'ında başına gelenleri anlatır:
Askerî Gemi, Philadelphia Limanında ve bağlı iken,
aniden gözden kaybolur ve sonra şanslı se
..
Güncel Bellek, görüntülü, adı konulmuş,
deneyimsel birikimleden kurgulanmış ve
güneş temelkabul merkezli aktif-edilgen
sistemdir.
Öyle olduğunda; güncel bellek, dışarıdan
gelen her tür nesnel tesirlere karşılık
verirken ölçüsü "O KADAR" dır.
Ve bu anlamda güncel belleğin içeriği
"KİŞİ" nin "KENDİ" si olmaktadır.
Kişisel
**
Kim olduğumu ya da ne demek istediğimi
pek bilemeyeceksiniz ama yine de size
sağlık getireceğim.
Walt Whitman
Kendi Şarkım
**
İ
..
Limerick;
Mizah ögeleri içeren, genellikle saçma
çağrışımları olan kaba bir dille yazılmış
kısa ve popüler şiir biçimi.
18. yüzyılda İrlandalı askerlerin söylediği
bir şarkıda yer alan;
"Will You Come Up to Limerick?"
"Limerick'e Gelir misin?"
nakaratından geldiği sanılır.
Şarkıda doğaçlama söylenen, gerçekdışı
olaylar ve ince kinayeler ile dolu dizeler
bulunuyordu.
İngilizcedeki ilk Limerick derlemesi, yaklaşık
1820'den kalmadır.
Limercik'lerini resimleyerek,
..
Toparlama biraz uzun oldu.
Okuyucu dikkatini cümleler ve paragraflar süresince
sağlayamaya bilir.
Bu nedenle, konu ilginizi çekti ise, bu rally'i aralar
vererek okumanızı salık veririm.
Teşekkürler..
**
Nicolas Schoffer'e göre, içinde bulunduğumuz ve yaşam
sürdürmekte olduğumuz yüzyıl'da kişiler, eşzamanlı bir
"Hızlı Değişim Süreci" içindedir.
Teknoloji, çok hızlı bir "Bilgi Alış-Verişi" sağlamış
olduğundan, kişi'ler, bu akışa uygun olarak, kültür
ile de çevreleri ile
..
sıradan çizelgede
ikimiz vardık-çünkü sen-
benimle gelmeyi tercih etmiştin
süs almıştın kandırmıştın
gerekçelerini ben bilmiyordum
sormamıştım
aklım bi başka yerdeydi o sıra
sonra ve yoldaydık-epey yoldaydık-
araba sola döndü
alışılmadık bi yola döndü
ekseni çevresinde ve
aklından neler geçtiyse değiştirerek
önceki izlenimini
ağaçlara doğru
ağaçlık bi yöne doğru döndü
kırlangıç kuyruklarıyla
kendi içine ve silinebilirliğe döndü
sesimi çıkaramazdım
dilim tutulmuştu-ay
..
Tükeniş/Yıkılış/Ölüm olarak ifade edilen
"Çıkmaza Düşme/Dilemma" olayının nedeni
üzerine;
Death/Hicret/Göç/Tenasüh/Exodus/Trek/
Transmigration kelimelerinin çözümlenmesi
analizi/tahlili sonucu olarak ortaya çıkan bilgi;
Seykousas;
Yüce konsey'in desteğini inkâr ya da redd
etmenin karşılığı/bedeli olan, Psychosis yani,
Ruhsal Dengenin bozulması halidir..
**
KUR'AN:
Saffat: 37/8
"Lâ yessemmeûne ilel meleil a’lâ.
Ve yukzefûne minkulli cânib."
"Onlar ne kada
..
"Öyle insanlar vardır ki, duyularının/duygularının
onları öz'den ayırdığını duyumsarlar.
Bu duyumsama/Apprehend; Görüş ve endişeleri,
onların diğer duygularını zehirler, duygularından
nefret ettirir.
-Gördüğüm şey beni kör eder.
-İşittiğim şey; beni sağır kılar.
-Bildiğim şeyle ben; cahilleşirim.
-Ben eğer çok şey biliyorsam; cahilimdir.
-Önümdeki bu ışık; bir bağdır.
Çünki ya bir karanlığı örter ya da bir ışığı kapatır
ki, o daha çoğudur.
(Burada bir ters-yüz edişle dair
..
Shevetaketu, Âruni'nin oğlu idi.
Babası ona şöyle dedi:
"Shevetaketu, Brahman'ı incelemek için
yolculuğa çık. Çünki sevgili oğlum ailemizden
biri bilgisiz ve Brahmancılığın sırf bir taraftarı
olarak kalmamalıdır."
Bunun üzerine on iki yaşında olduğu hâlde
çırak oldu. Yirmi dört yaşındayken bütün
Veda'ları incelemişti ve burnu havada ve
kendini bilge sanarak ve gururlu bir hâlde
geri döndü.
Bunun üzerine babası ona:
"Shevetaketu, sevgili oğlum, sen burnun
havada, kendini
..
1600'lerde, Johannes Kepler diyor ki:
"Gökteki cisimlerin neden böyle bulunup da,
başka türlü bulunmadığını anlamak üzere
çok çalıştım ve bu cisimlere ait üç mühim
noktayı buldum;
Bunlar, bu cisimlerin adedi, cesametleri ve
hareketleridir."
1596'da ilk neşrettiği neticenin hulâsası şudur:
"Arz bir daire olup, diğerlerinin ölçüsüdür.
Bunun dışına on iki vecihli bir cisim çiziniz;
bu cismi ihtiva eden daire Merih'tir.
Merih'in dışına bir dört vecihli resmediniz;
..
*İspanyol asıllı bir İngiliz bayan.
-1800'lü yıllarda İstanbula geliyor.
-Gözlem yapıyor ve yorumluyor, kitaplar yazıyor.
-Türkiye de yayımlanan bir kaç kitabı var.
-Aşağıya bir bölüm aldığım kitabı; 18.yy. İstanbul.
-Kısalttım ama hiç değiştirmedim.
-Fikriniz olsun diye.
-Yorumsuzum.
**
-Türkiye'de ilk gördüğüm hamam İşkodralı Paşa'nın
hamamı oldu.
-Bu hamam, üstü kubbeli, yerleri mermer döşeli,
orta ölçüde sıcak bir yerdi. Hamamın içine, çok güzel
bir soyunma ve gi
..
seninle doğan güldür bu gönül
ah bu gönül şarkıları
dilimdeki bülbüldür bu gönül
ah bu gönül şarkıları
doldu sevgi tasında gönül
bir gençlik masasında
ikimiz arasında bu gönül
ah bu gönül şarkıları
kavuşmanın tadını ayrılık feryadını
taşır senin senin adını bu gönül
ah bu gönül şarkıları
doldu sevgi tasında gönül
bir gençlik masasında
ikimiz arasında bu gönül
ah bu gönül şarkıları
**
Gönül: Feza; Magnetik etkileşim alanı; Mesafe; Alâka
Masa: Sunu; Ekran
..
Sevinç;
Bir/dar anlamı ile personel'in integrali ya da
tümleyicisi olarak kompoze edilmiş olan eser;
içeriğinde bileşenleri kapsayan, doğa şartları
ile atmosferik güçleri barındıran bir muamma/
güneş temel motifli, ismi var ve fakat aslen
olmayan, varlığı sadece isimden ibâret olan
"Unknown Loop/Bilinmeyen Döngü'dür.
Sevinç ya da Sürur kelimesi, Türkçe'ye;
Sırr, Esrar, İnsan aklının almadığı şey;
Taht, Talan, Çapul, Serir, Keyif: Pleasure, Joy,
Evren, Ekran; Screen, Elek; Ka