çok sevdiğim iki mektup.....
ilk okuduğumuz zaman üniversitedeydik.
cezmi ersöz'ün leman'daki köşesinde yayınlanmıştı bu mektuplar....
geçen zaman sanki daha bi anlamlı kılmış sanki
Gittin...
Dudagima, çocuksu susuzlugumla asla doyamadigim öpücüklerinden birini kondurup gittin. "N'olur öyle bakma bana" dedin en son... Daha birkaç dakika önce, gözlerimde varliginla alevlenen yasam sevincinin yerine, boyun egmis, donuk ve daha simdiden hasretinle kavrulmus bir karanligi bira
Sen mi çok güzelsin,
hayat mı çok çirkin?
Ben mi çok yalnızım,
sen misin benim diğer yarım.
"Başını omzuma koyduğunda tek düşmanım olan"
zaman mı bizi yok ediyor, yoksa her şeyi yeniden başlatan zaman mı?
Ne kadar çok soru var aklımda ve ne kadar az cevabım...
"Bıçak saplasan bir damla kanımın akmayacağı" kalbimle
ve
"o kadar dolaştırıp da kimselere layık göremediğin"
kalbinle, yine yan yanayız.
"İmla kurallarına uymayan bir cümle gibi olsun" aşkımız dedik, imla kurallar
QdZNIU46BBo
Gecenin nemi mi düşmüş gözlerine
Ne olur ıslak ıslak bakma öyle
Saçını dök sineme derdin söyle
Yeter ki ıslak ıslak bakma öyle
Sürerim buluttan tarlaları
Yağmurlar ekerim göğün göğsüne
Güneşte demlerim senin çayını
Yüreğimden süzer öyle veririm
Ben feleğin şu çarkına çomak sokarım
Ben feleğin tekerine çomak sokarım
Yeter ki ıslak ıslak bakma öyle
öylesine farklıdır ki bu şarkının bendeki yeri...... ahhh !!! ahhh!!!! diyorum
Tarihçe
önce
hain bir uykunun sevimsiz sabahı
gibi sıradan mahmur,
aynı sabahın
ilk sıcak çayı gibi ferah
bir karşılaşma...
-merhaba!
sonra güzel
ve en sıcak gülüşmelerin ev sahibi
bir yüz..
-görüşürüz!
derken
sanki elin elimde
kem gözlere kedere
dünya güzeli sohbetler
-ara beni!
ardından
derimizin altına sızan
hani katiyen rakı içme mecburiyeti çağrıştıran
bir korku ki
-eyvah!
ve şimdi
kalbimi karanlıklarda hançerleyen
aklımı
Mevsimlerden sonbahardayım...
Resimde sapsarı yapraklar...
Kurumuş dallar...
Yılgın bir rüzgar...
Ve...
Ne yapacağını bilmeyen bir çocuk var.
Aslında sana söylemek istediğim çok şey vardı.
Mesela;
Keşke bu kadar büyük sevdirmeseydin kendini...
Neyin bedelini ödedim bilmiyorum.
Herşeye rağmen sana da kızmıyorum... Kızamıyorum...
Acım durulduğunda bir şarkı söylerim belki...
Belki o zaman anlarsın...
Bunca Hüzün Bizde İyi Durmadı
Ve Bu Ayrılık, Bu Aşka Hiç Yakışmadı !!!!
MUTLULUK, BİR KIZ ZARAFETİ ÖLÜM ve HERŞEY
Sevmek büyütüyorum senin için sabahlara kadar uyku taşlarımla, ola ki yarın yalnızlık çekmeyesin en köşesinde yoksul zamanın!
Çünkü ölüme söz verdim mutluluk getireceğime dair yaşamdan.
Sana sarsılıyorum her canlı katlinde hıçkırıklarımı ritimleyerek. Şarkılarım böyle çıkıyor ışıktan.
Çünkü ancak böyle sulanıyor çiçek ölümün çölünde.
Dalgın kuşlar pinekliyor omzumda göçlerden artakalmış, sahipleniyorum onları senin avuçlarına.
U5KGX63ZANs
All of these lines across my face
Tell you the story of who I am
So many stories of where I've been
And how I got to where I am
But these stories don't mean anything
When you've got no one to tell them to
It's trueI was made for you
I climbed across the mountain tops
Swam all across the ocean blue
I crossed all the lines and I broke all the rules
But baby I broke them all for you
Because even when I was flat broke
You made me feel like a million bucks
Yeah you do
HN0bMzi_Kq0
Her şey çok kolay oldu
Ne sızlandım ne de ağladım
Ani bir ölüm yada bir kalp krizi gibi kolay oldu
Bütün şehir üstüme gelicek
Dünyam yıkılacak sanırdım , ama olmadı bitti işte
Bir süre gelen gidenler oldu
Beni anlamaya çalıştılar
bir işe yaramadı ...
Sıkıcı ve kasvetliydim
Bazen bütün gün yorganı başımdan aşığı çekim uyudum
Bazende ucuz filmler seyrettim
Günler böyle geçip gitti
Şimdi iyiyim
Sen utanç gecelerinde,ben burda
Hepsi bu kadar,so
bugün youtube gezisi yaparken çoookkk eski ve benim için çok özel olan bir şarkı buldum.
2 yaşımdayken söylediğim ilk şarkıymış bu benim.
tabi bu klipteki gibi değil.
pir hoyana ,pir pu yana saçına güller takayım şeklindeymiş
VZFTMi6NNcY&mode
SESSİZ GEMİ
Artık demir alma günü gelmişse zamandan,
Meçhûle giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Rıhtımda kalanlar bu seyâhatten elemli,
Günlerce siyah ufka bakar gözleri nemli,
Bîçare gönüller! Ne giden son gemidir bu!
Hicranlı hayâtın ne de son mâtemidir bu!
Dünyâda sevilmiş ve seven nâfile bekler;
Bilmez ki giden sevgililer dönmiyecekler.
Bir çok giden
...İşte yaşamak maceramız bu.
Yaşarken beklemek, beklerken yaşamak
Ve yaşayıp beklerken ölmek!
Özleme bir diyeceğim yok.
O kömür kırıntıları arasında parlayan bir cam parçası.
O nefes alışı sevgimizin, kavuşmalarımızın anlamı.
O tek güzel yönü bekleyişlerimizin.
İnsanlığımız özleyişlerimizle alımlı,
Yaşantımız özlemlerle güzel.
Özlemin buruk bir tadı var, hele seni özlemenin.
Bir kokusu var bütün çiçeklere değişmem.
Bir ışığı var, bir rengi var seni özlemenin, anlatıl
Ya Sensizlik Ölmekse
Bir zamanlar sen vardin ya ben böyle yok degildim
Düsünürdüm neyi mi? Hep seni odalarda
Kimdi bana benziyen baktigim aynalarda
Senden baskasi miydi o sessiz bekledigim
Bir zamanlar sen vardin ya ben böyle degildim
Kim bilir aglamayi ölüp kendi kabrinde
Sensizligi bu türlü benim kadar kim bilir
Aksam karanliginda herkes gider o gelir
En sevdigim çiçekler çürümüs ellerinde
Kim bilir aglamayi ölüp kendi kabrinde
Ya sensizlik ölmekse her gün bir baska türlü
bitmemişim demekki .... aman ne güzellll
iHX5i8vexqs&mode
Bir rüyadan bu kadar etkilenir mi insan....
rüyasında başladığı ağlamayı gün boyu devam ettirir mi????
Tabi neden olmasın...
Baksanıza bunun adı bitmemekmiş.Öyle diyor şair.
O halde sevinmeliyim bu melankoliye... bu anlamsız özlemeye,olmadık zamanda sızlayan yarama sevinmeliyim o halde....
Oysaki konuşacak birşeyimiz kalmadı bizim, paylaşacak hiç birşeyimiz yok.Cümlelerimi kısalttım hayata karş
Dostum birden soruverdi: "Bir insanın mutlu olduğu nasıl anlaşılır?"
Şöyle düşünmüş olmalıyım:
"Bilmem, gözlerinin parlaklığından, neşesinden, belki yüzüne vuran iç aydınlığından."
Dostum hepsini kabul eden ama yeterli bulmayan bir el işareti yaptı:
"Bunlar doğrudur. Mutluluk saklanamaz. Mutluluk insanın içinden sızar, bir yerlere girer, orayı değiştirir. Bir de kokusu vardır. Bilir misin, mutluluk kokar."
"Mutluluğun kokusu mu? Doğrusu duymamıştım."
Dostum anlayışla baktı:
"Doğrudur, d
Juan, motosikleti ile Meksika sınırına gelir.
Arkasındaki iki büyük çantayı gören sınır polisi şüphelenir ve içinde ne olduğunu sorar ...
Juan, "Yalnızca kum" diye yanıt verince polis, "Aç bakalım çantaları" der.
Juan çantaları açar, polis didik didik kontrol etmesine rağmen kumdan başka birşey bulamaz çantada !
Bununla yetinmeyen polis, gece yarısına kadar kumu her tür tahlilden geçirtir ancak saf kumdan başka birşey yoktur !
polis, çantalarını Juan'a geri verir ve sınırdan geçmesine
VR_xGErWr0Q
Bir Sancı İçimde
Nefes Almak İstiyorum
Bana Ne Olur Gücenme
Bırak Beni Kendi Halime
Unut Beni Yakamoz Misali
Vururum Belki Denize
Kimin Aklına Gelirim Sence
Okudun Beni Gecelerce
Hiç Anlayamadın
Aşka Emir Verilmez Anlatamadım
Gün Doğdu Yıldızım Oldu
Onu Senle Paylaşamadım
Çok Yalnız Kaldım
DAĞITMA SAÇLARINI DENİZİN
bana hüznü getirip bu sonbaharda
dağıtma saçlarını denizin
yeni onardım dağılan yelkenlerini
şarapla sarhoş teknenin
teni ipek çarşaf gibiydi bir zaman kadırgaları durgun
ne zaman vursam kendimi koyaklarına
içimi yalardı yeşille şıvgına kalkmış dokunuşu suyunun
sonra tufandı
deliren dalgalarında yabancı korsanlar vardı
ne kısa sürdü ne uzun
bana hüznü getirip bu sonbaharda
dağıtma saçlarını denizin
kaybolduğum koyaklarında
korsan tuzaklar