Bir zaman var sende kısıtlı,
Hasretine hüküm geçiremediğim zamanlardan...
Ay ışığına saklanıp da yüzünü hatırlamaya çalıştığım,
Ansız zamanlardan biri işte...
Gökyüzüne sığdıramdığım sevdamı,
Yüreğimde ateşe verdiğim vefasız bir zamandır bu..
Yollara bakıp gelirsin diye,
Umut edipte gelmediğin zamanlardan biri işte...
Zamanımı çalan sana sesleniyorum,
Ama sesisimin boşlukta yankılandığı,
Anlamsız zamanlardan biri bu...
Gece Yağmuru
Bilinmezler diyarında yolculuk yaparken rastladım sana...Ve ey sen yüreği güzel insan!!! Sanadır geceler boyu bütün seslenişlerim..Sanadır bütün yollarımın sonu..Hasret kokan türkülerimin melodisi senin duyman içindir..Bitmek bilmiyorsa bu seslenişlerim duymadığından değildir...Seslenmelere doyamadığımdandır..Yıldızlar büyür gecelerimde sen varken...Sensiz gökyüzüm yok benim...Güneş daha bir anlamlı doğuyor sevda yüklü pencerelerime...Açan her çiçekde daha bir anlam kazanıyor sana olan sevgim...
Bugün yollanıyorken bir gurbete yeniden
Belki bir kişi bile gelmeyecektir bize
Bir kemiğin ardından saatlerce yol giden
İtler bile gülecek kimsesizliğimize
Gidiyorum gönlümde acısı yanıkların
Ordularla yenilmez bir gayız var kanımda
Dün benimle birlikte gülen tanıdıkların
Yalnız bir hatırası kaldı artık yanımda
Atilla YILMAZ
DEVLET MİLLET TEK BİR YÜREK
BAYRAK MİLLET KUTLU DİLEK
Başak başak çiçek çiçek
Umudumuz yeşerecek
Kan ter ile çıktık yola
Diz kırıp vermeyiz mola
AZAT AZAT BÜTÜN TÜRKLER AZAT
AZAP AZAP BU HAL BİZE AZAP
Soruların cevabıyız
Tarihlerin mirasıyız
Mazlumların hasretiyiz
Gönüllerin vuslatıyız
Atilla YILMAZ
Giderken bıraktığım asmalar üzüm olmuş
Yerlerde bütün kollar bütün bağlar bozulmuş
Ben mi geç kaldım yoksa mevsimler mi soğumuş?
Görmeyeli buralara olanlar olmuş, olanlar olmuş
Olanlar olmuş, olanlar olmuş
Giderken bıraktığım gökyüzü toprak olmuş
Yıldızlar çakıltaşı güneş bir yaprak olmuş
Ben mi yaşlandım yoksa dünya mı altüst olmuş?
Ben gideli buralara olanlar olmuş, olanlar olmuş
Olanlar olmuş, olanlar olmuş
Giderken bıraktığım gülüşler bakış olmuş
Kahkahalar burala
Sazlıklardan havalanan,Bir ördek gibi sesin
Ürkek,şaşkın karasız görüyorum
Ve sen bir gökkuşağı kadar,güzelsin,
Rengarenk ve az sonra gidecek,biliyorum.
Ve ben yağmurlar altında bir yolcu
Islak yorgun tutkulu yürüyorum
Bu ayrılık akşamında,sen sustuğuma bakma,
konuşmaya gücüm yok,beni anla.
Söyleyemediklerimi,bak gözlerime anla,
Herzaman yanımda kal hiç bırakma!!!
Sensiz.Ben Yolumu Bulamam,
Haykırmak istiyorum!
Konuşamıyorum,konuşamıyorum,konuşamıyorum..
Konuşu
Gittiğin gün, hayat bitti sanmıştım
Gittiğin gün, ölümü yaşamıştım
Gittiğin gün, zaman durdu sanmıştım
Meğerse ben yanılmışım
Öyle uzak, şimdi bana, yaşadığım hatıralar
Bir bulanık film / resim sanki, senle dolu dakikalar
Bak yinede zaman zaman, düşünürsem gözlerini
Her yanımı anlatılmaz yemyeşil bir sızı kaplar
Bence artık, sen sönmüş bir güneşsin
Bence artık, sen yankısız bir sessin
Bence artık, soluksuz bir nefessin
Bence artık, herkes gibisin
İşte hayat, yine
Yemyeşil bir deniz senin gözlerin
Ne bir sandal ne bir ada
Ne bir sahil var boğuluyorum, boğuluyorum
Gözlerinde menevişler denizde martılar gibi
Bakışların köpük köpük
Sonsuzluğu sonsuzluğu sonsuzluğu anlatır gibi
Sonsuzluğu anlatır gibi
Bu bakışlar bir gün beni öldürecek sevgilim
Bu bakışlar ne zaman beni güldürecek sevgilim
Güldürecek sevgilim, güldürecekmisin sevgilim?
Yemyeşlil gökyüzü senin gözlerin
Ne bir rüzgar ne bir bulut ne bir yağmur var
Boğuluyorum boğu
Buz gibi bir ekranda sıcak bir merhabaydın sen,
En gerçekten daha gerçektin.
Rotasını, klavyeye dokunan parmaklarımızın çizdiği yolculukta
aynı durakta karşılaştık biz.Sıcacık bir merhabaydın sen buz
bir ekranda.Yalnızdık ,yolu yok yalnızdık,bir şekilde yalnız.
Gerçek yaşam içindeki sanallığımızdan kaçıp,sanal yaşamdaki
gerçekliğe soyunmamışmıydık cebimizdeki yalnızlık ağırlaşınca.
Sonra çıplaklığımıza kelimelerimizi giyinmemişmiydik!
Açıp tüm gizlerimizin önünü,istediğimizce özgür,diled
Çocukluğumu hatırlatıyorsun bana,
Heyecanımı,ürkekliğimi bazende deli cesaretimi...
Seninleyken içim ürperiyor sebepsiz,
Dalıyorum uzaklara nedensiz....
Bazen senden uzaklaşmak istiyorum hemde çok uzaklara,
Bazende sensizliğe dayanamıyorum...
Daha önce hiç böyle olmamıştım,
Seninleyken sensizliği tatmamıştım..
Bir yanım sen diyorda,
İşte diğer yanımı susturamıyorum...
Rüyalarımdasın belli belirsiz,
Zamanı tam seçemiyorum ama her anımdasın...
Bu belirsizlik beni kahretsede,
Sensizliğ
Huzuru yakaladığım zaman,
Penceremden giren güneş ile birlikte,
Yeni bir sabaha merhaba diyebilirim,
O güne dek siyahların sonsuzluğunda boğuluyor olacağım...
Mutluluğa ulaştığım zaman,
Yağmurdan sonra açan gökkuşağı ile birlikte,
Her güne renkli uyanabilirim,
O güne dek mutluluk ulaşılmaz bir gökkuşağı benim için...
Yaşamaktan zevk aldığım zaman,
Özlemleri hasretin boynuna ip yapıp,
Dar ağacında sallandırdığım da,
Yaşamak adına ne varsa bende can bulacak,
O güne dek ruhum bedenimde
İnceden inceye bu vuryor bu deli rüzgar yüreğime,
Saçlarıma dokunmuyor da yüreğimde ne varsa dağıtıyor...
Sana geldiğim bütün yolar bana dar geliyor,
Yüreğim kabarıyor,boğazım düğümleniyor...
Elimde sıkı sıkıya tuttuğum gül fidelerinin dikenleri batıyor,
Batıyor batmasınada sensizliğin acısı kadar acıtmıyor canımı...
Oysa ne ilk gelişim sana ne de son...
Fakat her seferinde dizlerimin bağı çözülüyor,
Titriyorum...
Giriş kapısında oturup uzun uzun soluklanıyorum,
Bütün cesaretimi toplay
Hasret ağacının gölgesinde hüzün yatar şimdi,
Bir vakitler benim dizlerine yatıpta saçlarımı okşadığın,
O Hasret ağacı işte...
Çoğu zaman güneşin batışını izlerdik,
Gülüşlerimize ortak olan serçeler ile birlikte...
Bir hüzün sarardı bu gülüşlerin ardından beni,
Uzaklara dalardım,gözlerim dolardı da sana belli etmezdim,
Ama sen her seferinde bunu hisseder ve,
O gül kokulu ellerinle damlamaya hazır gözyaşlarımı silerdin...
İçim burkulurdu,bir sancı saplanırda nefesim kesilirdi bazen,
El
İstemekle olmuyormuş,
İstemek yetmiyormuş...
Tozu toprağa katıpta,
Deli yare doyulmuyormuş..
Göz görüyor ama gönül seviyormuş,
Bir dil yarasında kahroluyormuş,
İnsan acısıyla kavruluyor,yoğuruluyormuş...
Akşamlar bir tek sözle uykuya dalıyor,
Sabahları sessizlikle uyanıyormuş...
Aşı,ekmeği ve suyu vefasız yari oluyormuş..
Dil lal olunca gözler konuşuyormuş,
Olmasada yanında sevdiği ,
Yürek hiç durmadan deli gibi çarpıyormuş..
Söylemekle olmuyormuş,
Söylemek yetmiyormuş...
Ne s
Yaşlı,koca çınar ağacının gölgesinde,
Saatlerce bekledim seni...
Tam söylediğin saatte geldim,
Yani her zamanki gibi hiç geç kalmadım...
Güneş tam tepedeydi benim geldiğim vakit,
Ama şimdi hüzünlü bir şekilde boynunu bükmekte...
Yoksa gelmeyecek misin ?
Bu koca çınar ağacı taşıyamaz olmuş dallarını,
Yaprakları sararmış,gövdesi çürümüş...
Ilık ılık esen rüzgarlar yerini sert rüzgarlara bırakmış..
Kuşlar yuva yapmış, yavruları bile olmuş,
Seninle son buluşmamızdan sonra...
Yavrular
Her yaşamın kendine özgü hikayesi olduğu gibi her ölümünde mutlak bir hikayesi vardır...Erkek veya Kız çocuk hiç fark etmez, etkileri çok büyüktür...Sol yanınız hep boştur...Cümlede ismi geçince boğazınız düğümlenir...Gözleriniz dolar da ağlamamak için kendinizi varolan gücünüzle sıkarsınız...Ağlamanın güçsüzlüğünüze olan işaretidir diye düşünürsünüz...Sonra kendinizi kimsenin olmadığı bie yere kapar saatlerce ağlarsınız...Kendiniz tüm gücünüzle sıkarsınız yine..Sesinizi kimseler duymasın diye..
Bilseydim vaktinden önce gideceğini,
Açmazdım pencelerimi,
Doğan güneş misali ışığını ver diye...
Şimdi gözlerim yollarda,
Bir umutla gelmeni beklemekteyken,
Biliyorum ki sen hiç bir zaman gelemeyeceksin bana..
Tren raylarında uzayıp giden sevdamız,
Artık dönüşü olmayan bir yoldadır...
Vagonlar taşıyamaz bu ağır yükü,
Yürekten verilmiş sevda sözünü...
Biliyorum, birgün geleceksin yollarıma,
Sana geldim,seninle ölmeye geldim...
Sensizliğimde kanayan yüreğimi vermeye geldim,
Göz
Vakit tamam, seni terk ediyorum.
Bütün alışkanlıklardan öteye...
Yorumsuz bir hayatı seçiyorum.
Doymadım inan, kanmadım sevgine.
Korkulu geceleri sayar gibi,
Birden bire bir yıldız kayar gibi,
Ellerim kurtulacak ellerinden
Bir kuru dal ağaçtan kopar gibi.
Aşk sa bitti, gül se hiç dermedik
Bul kendini kuytularda hadi dal
Sen bir suydun, sen bir ilaçtın.
Hoşçakal iki gözüm hoşçakal.
Vakit tamam seni terk ediyorum
Bu incecik bir veda havasıdır
Parmak uçlarına değen sı