Karmaşık bir iş bu, hiç beklenmedik dönüşler, düşüşler, çıkışlar içeriyor. Neden öyle olduğunu anlamadığınız bir çok olayı yaşıyorsunuz, belki de anlamamak için çaba sarf ediyorsunuz kim bilebilir. Sonuçta birlikteliğiniz devam ediyor ve çok mutlu hissediyorsunuz.
Birden üstünüzdeki ilginin bıkkınlığını yaşıyorsunuz. Yaşadığınız bıkkınlık, anlatılmaz bir hal alıyor. Öyle ki baktığınız her yerde o ilgiyi görüyorsunuz.
O gün geliyor: yatağa yaklaşırken onun vücudunun çok kıvrak bir yılan
Güçlü kadın olmak güzel şey yahu...
Ama yalnız olmak ?
Ben mesela bundan 2 yıl öncesine kadar bazen yalnız olduğuma üzülürdüm artık üzülmüyorum ben öyle istiyorum çünkü... anne-babadan ayrı yaşıyorsan kardeş yoksa, ev arkadaşı, normal arkadaş etrafında barındırmıyor kısaca insan sevmiyorsan YALNIZ bir kadın olmuşsundur... ama bunu sen seçmişsindir... nedenleri çoktur ve gereksiz faydasız kalabalığa da gerek yoktur. Kıyıda köşede uzatmalı bir manitan varsa bazen işe yarayabilir. oda bazen
a
2016/20 ocak akşam 21:00 Son konuşmamız sen bu dünyadan gitmeden 5 gün önceymiş... bilemezdim öleceğini... bilseydim hiç kızarmıydım sana...hiç sesimi yükseltirmiydim ? Asla. Kızdım sana çünkü;sen kendini çok fazla üzüyordun sen kendini asıl kahredecek olan kişiden fazla kahroluyordun.evet o senin kardeşindi daha 26 yaşında biri 6 yaşında biri 3 aylık bebeğiyle eşini kaybetmeye dayanamazdı.ama dayandı senden çok daha fazla. Kardeşin o trafik kazası neden oldu, nereden geliyordu eşi yanında kim v
Bu yazımda sizlere İnternet'i sadece oyun üzerine kullanmanın negatif durumunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Çoğu ebeveyn fark etmiş olacaktır ki,İnternet ağı çoğu çocuklar ve gençler üzerinde sadece bir oyundan ibaret.Sadece ve sadece oyun dahilinde arkadaş ortamı kurmak,onlara bağlı bir şekilde hayatı şekillendirmesini hiç bir ebeveyn çocukları açısından istemez.Çoğu bilgisayar oyunlarının insanları eğitmesi,bedensel,ruhsal ve zihinsel olarak gelişim göstermesine yardımcı olmadığı kanaatindeyi
Hani yabancı filmlerde izleriz ya..Cenazelerde merhumun yakınları tek tek kürsüye çıkıp az da olsa, zor da olsa merhum hakkında konuşurlar. Benim her zaman hoşuma gitmiştir bu vedalaşma şekli. Ben şahsen kendi cenazemde bunun yapılmasını istiyorum. Hiç olmazsa bir veda defteri açılmalı. Yoksa insanın birşeyler kursağında kalıyor çünkü...(Bunları yazarken izlediğim bir film geldi aklıma ki mutlaka izlemenizi tavsiye ederim. Son veda(Departures)..Bir japon filmidir, izlediğim en en naif filmdir.)
Ergenliğin en belirgin özelliği İNATLAŞMAKTIR! Ergenliğe giren kişi, var olduğunu ve varlığının ”olanların içinde” bir değeri olduğunu ”hem kendisine hem de başkalarına” ispatlamak adına, KARŞI olunacak bir şeyler bulur. Karşı olunacak bir şey bulmak, ergenlik çağından hiç çıkamamış gibi davranan bireylerle dolu bir toplumda o kadar da güç değildir )) Zira en normal işler bile çatışmaya dönüştürülerek yürür… Az önce senin söylediğin bir fikir, beş dakika sonra sana ”senin kafan sanki buna basmı
Bir yaş daha gitti geriye kalan ömrümden... bu yıl benden çok şey götürdü can arkadaşımı götürdü... neler neler bekledik hayattan, sadece olmasi gerekenler oldu. Biz insancıklar çok garip şeylere kafa yorup, üzülüp dünyanin sonu gelmişçesine hayıflanıp durduk. Biz bu dünyaya bunun için mi geldik?" Üniversite mezunu olalım, iyi bir işe girelim, krediyle ev ve araba alalım, telefon şirketlerinin iki senelik sözleşmeli satışlarıyla en son çıkan telefonları kullanalım, evlenelim, çocuk yapalım, çocu
"Eğitim insanlara vakaları, kuram veya yasaları öğretip onları değiştirerek ve eğlendirerek birer uzman teknisyen yapmak değildir. Onun amacı insanların dimağlarını açmak, ufuklarını genişletmek, zekalarını ateşlemek, mümkünse doğru düşünmesini, fakat hiç olmazsa herşeye rağmen düşünmesini öğretmektir. " (Hutchins)
Konu eğitim olduğunda, en sevdiğim söz bu sözdür. İnsanları diğer canlılardan ayıran en önemli özelliğimiz düşünmek olduğuna göre, yeni nesillere bunu öğretmek temel amacımız olma
Yine mağdur oldular arkadaş. İnanılır gibi değil ama zeytin yağı gibi üste çıkıp yine mağdur oldular. Bu ülkede bir vakfa ait yatılı okullarda 10'u kesinleşmiş, iddialara göre muhtemel 45 çocuk istismarı vakası yaşandı. Bakın yazı ile "KIRKBEŞ". Sayının çokluğunu görünce, insanın aklına ister istemez organize işlenmiş bir vaka geliyor. Öyle ya, koskoca vakıfta yıllar boyunca 45 (yazı ile kırkbeş) çocuğa cinsel istismarda bulunulacak ama kimsenin haberi olmayacak. Organize olmasa bile bir göz yum
Anayasa Mahkemesi, Can Dündar ve Erdem Gül ilgili verdiği hak ihlali kararının gerekçesini dün (09.03.2016) resmi internet sitesinden yayınladı.
Tayyip Erdoğan gerekçeli karar hakkında "Gerekçeli kararı misafirlerim nedeniyle okuyamadım. 33 sayfalık bir gerekçeli karar açıklamış olduklarını duydum. Herhalde gerekçeyi izahta zorlandılar." demiş.
Erdoğan'ın bu açıklamasını görünce aklına "özet geç lan !" mottosu gelen bir ben miyim bilmiyorum; ancak kendisi ifade ettiği için kitap okumadı
(Not: Aşağıdaki yazıyı bir yıl önce hazırlamaya başlamış, fakat uzun bir yazı olduğundan, daha sonra tamamlamak üzere taslaklara kaydetmiştim. Biraz yoğunluk, biraz da üşengeçlikten öylece kaldı. Sonra da unutup gitmişim. Bugün taslaktaki yazıyı görünce tamamlamak istedim; çünkü hala güncelliğinden bir şey kaybetmiş değil)
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------- ..... zavallı b
Insanoglu turunun birinin, iki turlu yasam ve iliskisi vardir.
Kisisel
Toplumsal
Bu her iki yasam ve iliski cesidi de, sadece metafizik (varliksal, fiziksel, somut ve niceliksel), etik (degersel, zihinsel/davranissal, soyut, niteliksel) ve estetik (dissal, gorunussel, fiziksel, somut) uzerine dayanir.
Halbuki tum yasam ve iliskisi, aslinda zihinde bicimlendirdigi ve davranisa somuta tasidigi degerler uzerinedir.
Kisisel olarak bir kisinin her turlu yasam ve iliski degeri, ona
T.C. Anayasasinin ve bunun isleyisindeki devletin, hukumetin, meclisin ve iktidarin rolunu bir ulke ve toplumunda belirliyenin demokrasi mi yoksa otokrasi mi oldugudur.
Once bazi sorular soralim.
Anayasa mi devletin rejimin icerigini belirler, yoksa devlet ve rejim mi anayasayi belirler?
Anayasa devletin ve rejimin anayasasi midir, yoksa hukukun anayasasi mi?
Yani hukukun ve yarginin temeli hangisidir, anayasa mi, yoksa devlet mi?
Aslinmda burada "devlet" darken, hukumetten v
1 Kasim'dan sonar iyice siddetlenen ve hergun en az 3-5 cani katleden devlet ve PKK terorunun ulke ve topluma yasattigi sicak ve fiili durumda; Demokratik Toplum Kongresi'nin acikladigi deklarasyon sonucu, ulke ve toplumu yeni bir asamaya gecti.
Bilindigi gibi, dictator gudumlu AKP savas ve terror hukumeti, zaten su an topluma yasattigi Baskanlik sistemine, bir anayasalzemin ariyor.
Simdi hali hazirda olan onerilenlere bakalim.
AKP- Parlementosuz ve tek merci ve yetkisi olan otokrati
Devlet kavramininda ve devletin tarihinde, insanoglu kendi kurduğu devleti ile daima bir celiski yasamistir.
Bunun elbette cesitli nedenleri vardir. Yalniz ana neden insanoglunun dogal gelen zihniyetinde yatar.
Dogal zihniyet, erke, erklige, erksellige ve erkeksel karaktere (burada konu niteliktir, yani cins ya da fiziki ozellik degildir. Erkeksel nitelik zaten dogal zihniyet olarak, insanoglunun disisini de kapsar, yani tek zihniyet tir.) sahiptir, bu da gucu kuvveti, iktidar ve yonetim
Bugun yasanan fiili durumun gidisatina bakarak, gelecegi bugunden yasayalim.
Bu baslik gelecegi ele alacagi icin, her turlu yoruma ve tartismaya aciktir.
Bugun bilindigi gibi vahsi kapitalizmin askeri ve ordusu da resmen guneydogudaki kurd nufusunu ordan goc ettirmek icin terorunu ortaya koymustur.
Evet yore halki, guneydogudan ulkenin ic, dogu ve digger bolgelerine goc etmektedir.
Yani artik burasi "kurd bolgesi" denebilecek bir yore Ulke sinirlari icinde kalmamistir.
Empery
Yukaridaki basliktaki, tirnak icindeki cumle, ilk okuyusta, okuyana ne kadar "garip/anlasmsiz/sacma" v.s. geliyor degil mi?
Sonucta ilk akla gelen soru "nasil terorizme karsi olman terrorist olur?" sorusu.
Cunku terrorist, anlam ve algi olarak teroru uygulayanin kendisidir, dolayisi ile karsi gelenin de dogalolarak "terror karsiti" olmasi degil.
Maalesef basta vahsi kapitalizmin, yarattigi vahsi fiili durumda hic de oyle olmuyor.
Cunku elindeki her turlu gucu, devleti,hukumeti,
Yukaridaki atasozu ya da deyim, hem mecazi hem de maddi temelde ve fiiliolarak kullanilmistir.
Buradaki qua felsefesindeki bakis acisi, ne atesin bir ne de atesin digger tarafindan degil; sadece iki ates arasinda kalan acisindandir.
Cunku burada iki ates arasinda kalan, her zaman oldugu gibi halk ve yonetilenlerdir.
Qu felsefesinin bakis acisida bu temelde, yani insanlik, adalet, hak hukuk ve ozgurluk timeline gore ele alinmistir.
Bilindigi gibi 7 haziran'dan bu yana iktidar olam
Yukaridaki baslik ve konu:
Birincisi evrensel-insan Zihniyetinin Qua Felsefesi ile yazilacaktir.
Ikincisi, evrensel hukuk insanhaklari temelli hak ve ozgurlukler olarak yazilacaktir.
Yani ne Turkmen milli/dini bakis acisini ne de Turkmen kavramini kullanan bir politik, etnik/milli ve de dini/mezhepsel, cikar ve duygu somurusu bakis acisini icermeyecektir.
Turkmenler bilinen sekli ile Turkic halklarindan (Turklerin de icinde bulundugu turk boylarini ve dillerini iceren halklar gru
Yukarida basliktaki cumleyi daha net algilama Adina, konu ve kavramlar ile ilgili olarak, sitemizdeki asagida linki verilen basliklara bir goz atmakta yarar var.
http://www.turkish-media.com/forum/blog/1121/entry-7193-vahsi-kapitalizm/
http://www.turkish-media.com/forum/blog/1121/entry-7194-kapitalizmdeki-vahsilik-ve-kolelik-iliskisi/
Emperyalizmi terorizm ile ic ice gecmesinin direk emperyalist devlet saldirisi olarak degil de, baska bir ulkeye disaridan mudahele etmek olarak, tari
Yukaridaki baslikta iki onemli nokta vardir.
Birincisi, bir seyin farkindaligi onun olumsuzu ile mumkundur.
Ikincisi farkindalik tek basina bir seyi kazanmaya yetmez, yani;
Farkindaligi fiili hale getirecek olan ise bilinctir.
Burada bir onemli nokta da, serbestlik ile ozgurluk farkidir.
Iste bunun farkindaligi ancak bu farkli iki kavramin elde edilmesinin bilincine acilir.
Daha once sitemizde "ozgurluk ile serbestlik farki" ve "boyunduruk tutsakligi" basliklari ile bu ko
7 Haziran'dan sonar, sanki 7 Haziran hic yasanmamis gibi davranan, dictatorun (tum siyasi yetkiyi elinde bulunduran'a "dictator" denir) tek bir hedefi vardi, kendi yaratmis oldugu fiili durumu kullanarak, 1 Kasim secimlerinde, AKP'yi iktidara tasimak ve AKP eliyle de anayasa degisikligi ve Baskanlik sistemi.
Zaten 7 Haziran'dan sonar o cok agzindan dusurmedigi sandik demokrasisine kendisi uymamis, meclisi bekleme odasina almisti.
Kurulan savas ve terror hukumeti de ulke ve toplumu secime
YILLAR
Yıllar geçtikçe üstünden
Böylemi olacaktı
Sonuçta ki acı
Bunu başında
Hiç düşünüp
Hesaplamadık
Gençlik öyle güzeldi ki
Öylesine canlı
Öylesine heyecanlı
Yaşlılığı hiç hesaba katmadık...
serapertence(ELLERİN YANGIN)
7 Haziran ile 1 Kasim secimleri arasinda gecen 5 aylik sure icinde, AKP oylarini tam 5 milyon artirdi. Hem de her sandikta.
Dunyanin hic bir yerinde boyle kisa iki secim arasinda bu sayida bir artis yasanmaz.
Eger bu sonuclar resmilesirse, bu 5 milyon artisin o kadar ve her cesitsecim hilesi, baskisi, onlemesi v.s. olsa bile, bu miktarda ve her yerde artisinin tek bir aciklamasi vardir, o da bu surecte topluma yasatilan fiili catisma baski gozalti tutuklama ve katliamlarin ve her turlu i
AI (Yapay Zeka) Kendi Aklını Geliştirip İnsan Kontrolünden Kurtulabilir mi? İşte Bill Gates'in Cevabı
Microsoft'un kurucu ortağı Bill Gates, son zamanlarda OpenAI ve ChatGPT'nin öne çıkmasıyla dalgalanan yapay zeka devrimine daha fazla ışık tutuyor.
Ne Oldu: Gates, Financial Times'tan Gideon Rachman'ın bir noktada yapay zekanın kendi başına bir zihin geliştirebileceği, ne yapılacağı konusunda kendi fikirlerine sahip olabileceği ve insan kontrolünden kaçabileceği fikrinden endişe
Bu konuda bbcearth bir makale gördüm onu da buraya aktarıyorum
Doğuştan gelen bir ahlaki pusula ile mi doğuyoruz yoksa büyüdükçe geliştirdiğimiz bir şey mi?
İnsanların iyi mi yoksa kötü mü doğduğu yüzyıllardır filozoflar tarafından tartışılmıştır. Aristoteles, ahlakın öğrenildiğini ve “ahlak dışı yaratıklar” olarak doğduğumuzu, Sigmund Freud ise yeni doğanları ahlaki boş bir sayfa olarak kabul etti. “Sineklerin Tanrısı”nı okuyan herkes, çocukların bir tarikat başlatmak ve vahşice birbi
Ben admin'in yazısını okudum ve yazıyı bir erkek olarak yazdığını düşünmüyorum. Onu erkek olduğu için hemen yazıyı kadın-erkek ekseninde algılayarak yazısını kadın açısından sorgulamanız biraz garip olmuş. Yazıyı yazanın belirtmediği bir yönü sanki ona mal ederek konuyu başka bir yöne çekmişsiniz gibime geliyor.
Sevgimle