Karmaşık bir iş bu, hiç beklenmedik dönüşler, düşüşler, çıkışlar içeriyor. Neden öyle olduğunu anlamadığınız bir çok olayı yaşıyorsunuz, belki de anlamamak için çaba sarf ediyorsunuz kim bilebilir. Sonuçta birlikteliğiniz devam ediyor ve çok mutlu hissediyorsunuz.
Birden üstünüzdeki ilginin bıkkınlığını yaşıyorsunuz. Yaşadığınız bıkkınlık, anlatılmaz bir hal alıyor. Öyle ki baktığınız her yerde o ilgiyi görüyorsunuz.
O gün geliyor: yatağa yaklaşırken onun vücudunun çok kıvrak bir yılan
Kaşıntı bombası diye bir silah üretilip, kitleler çıldırtılabilir o bombayla..
kitlelerden ne istiyosam:))))
Benim gibi barışçıl bir insan bunu neden düşündü bilmem.Ama acı anında galiba bencilleşiyoruz.
Öyle ki az önce balkona çıkıp avazım çıktığı kadar bağırarak;
uyumayın ülennn kalkın kaşının hepiniz diyesim geldi.
Çıktım da..
İyi ki de çıkmışım.Sonbahar'ı seviyorum.
Gecenin o tatlı serinliği kollarına aldı beni.
Sonra gökyüzüne baktım.Yıldızları tek tek sayabileceğim b
Insanoglu, beyninin zihinsel yeti ve fonksiyonlari ile kendi kendini degersizlestiren/onemsemeyen/ ve ustelik kendisini degersizlestirecek ve onemsetmeyecek olan yarattigi degerleri ile bunu kendine saglayan bir turdur.
Bunun ilki, "sahte kendicilik" tir.
Yani, herseyin kendi icin var oldugunu, ve yaratildigini dusunmesi- Yani kendini bu sekilde yaratana yonelik duyulan kulluk ve teslimiyet
Bunun ikincisi de " bilisselsizliktir"
Yani kendisini mutlaka bir varlik ile ozdes gormesi
Algi her turlu dile gelen bilgi niteligi ve cesidi olarak insanoglu temelinin farklilik yaratan en onemli fenomenidir.
Once Alginin neler icerip neler icermedigini ve nasil sekillendigini ve yapilandirildigini ortaya koyalim.
Alginin fonksiyonu (sey ilistirilmis algilamasi, algilamak eylemidir.
Burada ilistirilen sey iki turludur.
Birincisi, ilk alginin yani daha once kavramsal olarak ortaya konmamis, gerek duyusal gerekse duyumsal alginin algilamasi
Ikincisi, birinci algilam
Insanoglu her turlu dusunce ve davranisini, algisi temelinde belirler. Daha dogrusu bu belirlemede bilinc yoksa, belirlenir.
Alginin akilsal/akilci ve gozlemsel/gozlemci farkini daha once aciklamistik.
Simdi de alginin bilinc ile olan iliskisine deginecegiz.
Algi genelde pozitiftir ve etkisi ya buna parallel, yani "memnun/mutlu edici, rahatlik verici ve sorunsuz" dur.
Ya da buna ters olarak bu pozitif algi "memnun/mutlu etmez, rahatsiz eder ve sorunludur.
Iste bilincin bilere
Tanri algisini, insanoglu 4 farkli nitelikte degerlendirir.
Varliksal, Inancsal, Kavramsal ve bilgisel
Tanrinin varligini, varliksal olarak degerlendirmek, ve ifade etmek; metafizigin, teolojik degerlendirmesidir.
Burada varliksal nitelikteki ifade sekli ucludur. Genelde temeli de ontolojik tabanlardan birine dayanir (madde/nesnel,dusunce/oznel ve yok, isimsel)
Vardir, yoktur ve varligi/yoklugu bilinemez,
Tanriya inancsal algi ise, genelde metafizik (fizik otesi, akilci, duyu
Farklara gecmeden once; her iki kavramin ve yasam/iliskinin ortak noktalarini ortaya koyalim.
Her ikisi de ulke butunlugu temelinde toplumsaldir.
Her ikisi de etigin konusudur.
Sosyal yasam ve iliski; bir kmisinin kendine has etik degerlerinin toplum bunyesinde, kendinin sahip oldugu degerlerin butunlugu bunyesinde, bu degerleri yasam ve iliskisinde dusunce ve davranista ifade edebilmek.
Sosyal yasam ve iliski, dokunulmaz olarak bir kisinin evrensel hukuk ve insan haklarindaki en
Turkce kokeni olmayan ve yabanci dilden turkceye tercume algi ve anlam olarak aktarilan evrim kavrami sorunludur.
Buradaki ilk sorun, ozne sorunudur
Ikinci sorun kelimenin kavramsal olarak verdigi algi/anlam sorunudur.
Turkiye toplumu bilinc ve algi olarak genelde, ozneli ve direk algi yapisina sahiptir.
Yani bir kavrama anlam ve icerikk verilirken, genelde sanki o kavramin insanoglu gibi bir beyinsel yetisi ve fonksiyonu algisi her bir fenomende varmis gibi verilir. Bu da anlam
" Mütevazı hakikatlerin peşindeydim o gece. Bilmem gerekmeyen şeyleri öğrenmek istemiyordum. Ufak ama kritik bir görev bekliyordum. Ajan olmak isteyen bir çocuk gibi. Bütün gün soğukta gezmiştim, duygularım donsun diye. Küçük dersler almak ...istiyordum. Tepeden bakmayan insanların vereceği mütevazı dersler. Çevir aç kapağı kim icat etmiştir? Hawaii’de yaşayan etobur tırtıllar nasıl beslenirler? Bla bla bla.
Yaşadıklarıma bir hikayeymiş gibi bakmak istiyordum ayrıca. Kendi yaşamıma bir hikay
Artik gunumuz ve cagimizda biyoloji evrim olarak gen uzerine okunmaktadir.
Kisaca bir fenomenin insanoglu turune ait bir bir olup olmadigini onun genetik ozelliklerine bakarak ortaya koyabiliriz.
Bu da insanoglunu genetik olarak evrimsel en yakin akrabalarindan da farkli kilar.
Yalniz gunumuzde hala bir insanogluna soruldugunda, "sen kimsin/nesin?" diye alinan yanitlar, cagdisidir.
Burada felsefi, metafizik bilincli ya da bilincsiz ve de etik alisilagelmis yanitlar halas soz konu
Asagida felsefi olarak yukarida adi gecen her iki kavram arasindaki "iliski/celiski" temelinde; tum felsefi algilar aciklanmistir.
Kombinasyon olarak, ozgur irade ile determinizm arasinda 4'lu iliski/celiski saglanabilir.
Bu iliskiler/celiskiler;
Determinizm, temelli olarak;
Fiziksel determinizm vardir
Fiziksel determinizm yoktur.
Ozgur irade olarak;
Ozgur irade mumkundur
Ozgur irade mumkun degildir.
Yukaridaki karsitlik temelinde felsefi olusumlar ve algilar;
Tarihe baktigimizda, insanoglu Sokrates oncesi; sadece bilimsel temelde bes duyusu ile algiladigini ortaya koyuyor, sorguluyor, irdeliyor ve buluyordu.
Bulgu olgu kurgu islemi; sadece bulgu ve olgu uzerinden bilimsel ortaya koyumdu.
Sokrates ile ilk defa, insanoglu; akilciliga yoneliyor, metafizik temelinde "gercegin ne oldugu" tartismasina giriyor ve bunu sadece akilciligin ideolojileri inanclari ve teorileri ile tartisiyordu.
Aristo ile hiz kazanan bu akilsal algi ve akilcilik maal
Aslinda herhangibir dine tanriya varliksal ya da inancsal olarak bagli oilmak, kendi icinde celiski tasir.
Birincisi, her teist, varliksal ve inancsal temelde kendi ozel inancinin celiskisini tasir.
Ikincisi, her teist ozel inancindan dolayi genel teizm celiskisi tasir.
Simdi bunlari soyle aciklayalim.
Mesela islam dini uygulayicisi ve onun Allah'ini varliyan ve inanan bir muslumanin; diger dinler ve tanrilar temelinde bir karsitligi olmasi nedeniyle, celiski tasir.
Orneklers
Bu uc kavram uzerine ciltlerce kitaplar yazilabilir ve en cetin tartismalara girilebilir.
Yalniz burada onemli olan, bu uc kavramin ayri ayri; biribirinden farkinin farkina varmak ve her bir kavramin bilisselligine kendi farkinda varmaktir.
Kisaca bu uc kavrama ....e gore temelinde ve hedefinde analojik ve mana turetme ve cikarma mantigi temelinde bakarsak;
Evrim; Herhangi bir seyin kendi kendine kendi ic dinamigi ile geldigi noktadir.
Bilim, Bu gelinen noktanin gelis surecini ge
Bireyin, cagin; bilgisel, bilimsel ve bilissel gelisimine, degisimine uygun olarak; evrensel hukuk, insan haklari hak ve ozgurlukleri temelindeki, adaletin, vicdan ve saygisini talep, savunu ve destegini dusunce ve davranisa; yasam ve iliskisinde tasimasi evrensel-insan zihniyetidir.
Evrensel-insan zihniyeti her turlu insanoglu yapilandirilmisliginin bilisselligi ile; bu yapilandirilmis gercekligin sorununun yapi ve isleyisini temelden ve kokten cozucu ve bozucu bilginin bilimsel ve bilissel ac
Zihinsel evrim, dunyanin herhangibir cografya ve toplumunda dogan bir bebegin sahip oldugudur.
Yani dogumda olan her turlu fiziki, sinirsel/kimyasal yapisi; beyin ve vucudunun algiya bilgiye ogrenime acik olmasi ve tamamen herhangibir kavram ya da bilgi ile dogmamis olmasi.
Iste bu zihinsel evrim, dogan bir bebegin bulundugu ortamda kendisine dogumdan itibaren verdikleri ile yetisir.
Burada onemli olan bu bebegin genelde tum dusunce ve davranislarinin sadece bir taklit ve ogrendigini te
Toplumumuzda her kavramda oildugu gibi, basliktaki iki kavramda da bir algi karmasasi mevcuttur.
Itaat genelde,"kucuklerin" "yeni" neslin, "buyuklere" "eski" neslie, " karsi ve yonelik dusunce ve davranista "uymasi" yani, onlarin dediklerini aynen dusunmesi ve davranmasi anlamindadir.
Kisaca itaat, buyuklerin kucuklerden otomatikman bilincalti olarak bekledigi davranistir.
Aslinda itaat cagdasligi onleyen en onemli faktorlerden biridir. Cunku gelisen dunyada ve cagda yenilerden eskil
Bir kisinin caga uygun olarak yasam ve iliski surebilmesi icin; once cagin bilisselligi gerekir.
Cagimiz bilgi ve bilisim cagidir.
Bir bireyin cagdas yasam ve iliskisi iki farkli faktore baglidir.
Birinci faktor, ozgur birey olabilme faktorudur.
Ozgur birey olabilmek, bireyin kendisinden ziyade; yasam ve iliski surdugu ulkesine toplumuna duzenine sistemine kisaca ozgur bir birey olarak yetisip yetismemesine baglidir.
Ne demektir ozgur birey?
Ozgur birey demek, birey olara
Genelde toplumumuzda bir fark algilanamamaktadir.
Eger bir kisi bir konu ya da bir kavram hakkinda birseyler dile getiriyorsa; bu otomatikman "onun kisisel fikri/tarafi" olarak algilanmaktadir.
Halbukmi bir bireyin iki farkli ikade cesidi vardir.
Birincisi kendine ait olan kendisi icin olan kendi ile ilgili olan fikrini ortaya koymak
Ikincisi ise, bir konu ve kavramda genel olarak ve kendi fikrini katmadan bilgi ve dusunce paylasmak.
Iste bir konu ve kavram ile ilgili yazilmi
Aslinda buradaki sorunun ana temeli, AKLIN NAKLETTIGININ, NAKLEDEN AKIL SAHIBI ile, Bu NAKLEDILENI BASKA BIR AKLIN DILE GETIRMESI sorunudur.
Buradaki sorunun temeli, AKLINDAKINI NAKLEDENIN NAKLETTIGINDE KENDI BEYIN DUZEYININ ALGISI BILGISI BILINCI VE NAKLETTIGINI NEYE DAYANARAK, NE AMACLA NAKLETMESININ, kisaca neyi naklettiginde vermek istediginin SADECE AKLI NAKLEDENE AIT OLDUGU SORUNUDUR.
Yani, diyelim baska bir akil; bir aklin naklettigini, kendi dili ile dile getirirken; BU DILE GETI
Insanoglu tarihine baktigimizda TUM NAKLI, YANI ORTAYA KOYDUGU KAVRAM VE ONUN KAVRAMSAL BILGISI; iki farkli alanda ve her iki alanin da iki farkli temelinde gelismistir.
Iste ana olarak insanoglunu zihinsel insallastirmayan bu dogal/fenomenal zihniyetin; temeli HEM AKILDAN ZIYADE NAKLEDENI MUTLAKLASSTIRMASI HEM DE GOZLEM YERINE AKIL NAKLINE YONELMESI sorunudur.
Simdi bunlari acalim;
Akil ile nakil iki turludur;
Birincisi, AKLI ILE NAKLEDENIN, AKLI ILE NAKLETTIGINI BELIRLI IDEOLOJ
Bilindigi gibi, icinde bulundugumuz gunler; Turkiye toplumunda ve ulkesinde yasanmis kitlesel olaylarin ilk yildonumudur.
Gecen sene adini Istanbul/Taksim/gezi Parkindan alan bir hareket ve sokaga cikis baslamis ve tum ulke beldelerine yayilarak surmus ve sadece Turkiye'nin degil; dunyanin da gundemi haline gelmistir.
Gecen sene sicak ve pratik olarak yasanan ve adini mekanindan alan bu gezi hareketi yasanmis ve her hareket gibi katilanlar katilmiyanlar olmus ve ana gundem haline gelmist
Vahsi kapilalizmin, ana ogeleri uygulamali ve sistemlestirmeli/duzenlestirmeli/kurumlastirmali olarak; MULKSUZLESTIRME, BORCLANDIRMA, ISSIZLESTIRME, ISCILESTIRME, HUKUKSUZLASTIRMA, OZELLESTIRME, KOLELESTIRME olarak sayabiliriz.
Bu uygulamalara DINI ETIK DEGERI OLAN TOPLUMLARDA, KULLASTIRMAYI DA ekleyebiliriz.
Simdi bu uygulamalara, kisaca deginelim.
Mulksuzlestirme- Tarimda ve hayvancilikta uretim yaparak gecimini saglayan kesimin, cikarilan kanunlar la ellerindeki tarim alanlarina D
Vahsi kapitalizmin ne oldugunu ya da normal gelisen kapitalizmden farkini ortaya koymadan once, "vahsi" sifati uzerinde bir aciklama gerekir.
"Vahsi" sifatinin ingilizcesi "feral" dir ve EVCILLESTIRILMEMIS HAYVANLAR" icin kullanilan bir sifattir.
Yani dogadaki vahsi bir hayvan, "tame-evcillestirme" ye tabi tutmadan once vahsidir. Sonra da insanoglu onu onun ile birlikte yasayabilecek/olabilecek sekilde evcillestirir.
Kisaca "vahsi evcillestirilmistir"
Iste vahsi kapitalizm, EVCIL
AI (Yapay Zeka) Kendi Aklını Geliştirip İnsan Kontrolünden Kurtulabilir mi? İşte Bill Gates'in Cevabı
Microsoft'un kurucu ortağı Bill Gates, son zamanlarda OpenAI ve ChatGPT'nin öne çıkmasıyla dalgalanan yapay zeka devrimine daha fazla ışık tutuyor.
Ne Oldu: Gates, Financial Times'tan Gideon Rachman'ın bir noktada yapay zekanın kendi başına bir zihin geliştirebileceği, ne yapılacağı konusunda kendi fikirlerine sahip olabileceği ve insan kontrolünden kaçabileceği fikrinden endişe
Bu konuda bbcearth bir makale gördüm onu da buraya aktarıyorum
Doğuştan gelen bir ahlaki pusula ile mi doğuyoruz yoksa büyüdükçe geliştirdiğimiz bir şey mi?
İnsanların iyi mi yoksa kötü mü doğduğu yüzyıllardır filozoflar tarafından tartışılmıştır. Aristoteles, ahlakın öğrenildiğini ve “ahlak dışı yaratıklar” olarak doğduğumuzu, Sigmund Freud ise yeni doğanları ahlaki boş bir sayfa olarak kabul etti. “Sineklerin Tanrısı”nı okuyan herkes, çocukların bir tarikat başlatmak ve vahşice birbi
Ben admin'in yazısını okudum ve yazıyı bir erkek olarak yazdığını düşünmüyorum. Onu erkek olduğu için hemen yazıyı kadın-erkek ekseninde algılayarak yazısını kadın açısından sorgulamanız biraz garip olmuş. Yazıyı yazanın belirtmediği bir yönü sanki ona mal ederek konuyu başka bir yöne çekmişsiniz gibime geliyor.
Sevgimle