Karmaşık bir iş bu, hiç beklenmedik dönüşler, düşüşler, çıkışlar içeriyor. Neden öyle olduğunu anlamadığınız bir çok olayı yaşıyorsunuz, belki de anlamamak için çaba sarf ediyorsunuz kim bilebilir. Sonuçta birlikteliğiniz devam ediyor ve çok mutlu hissediyorsunuz.
Birden üstünüzdeki ilginin bıkkınlığını yaşıyorsunuz. Yaşadığınız bıkkınlık, anlatılmaz bir hal alıyor. Öyle ki baktığınız her yerde o ilgiyi görüyorsunuz.
O gün geliyor: yatağa yaklaşırken onun vücudunun çok kıvrak bir yılan
İçmeden Sarhoş Olmak.
İçmeden Sarhoş Olmak.
Sarhoş olmak ne demektir, önce bunu konuşalım. Aslında insanların kendinden geçmesi, etrafında olup bitenden haberdar olmaması, bilinçsiz hareketler yapma potansiyelinin çok yüksek olması, diye özetlenebilir. Sağlıklı bir insan içmeden sarhoş olabilir mi? Aslında olabilir, ama tek akla gelen sanırım aşk sarhoşluğu olacaktır. Kimisinde ilahi aşk olur, kimisinde insan, kimisinde doğa, kimisinde hayvan. Yani çeşitli şeyler insanları aş
Bazı kişilerin hayatıma sadece iz bırakmak için katıldıklarını yıllar içinde öğrendim...
Ve ilginç olanı... bu kişilerin hayatımın içinde hiç yer almayışlarıydı...
''İz bırakma'' yeteneğinde olan bu kişiler...bir resimde...bir yazıda...bir etkinlikte.. rastgele bir yolculukta ya da bir ''ilan''da...hayatıma şöyle bir...ama yüreğimin ve beynimin içine dokunarak geçer ve giderlerdi...
Bir daha onlarla hiç karşılaşmazdım...Bazan onların sadece seçilmiş kimi insanların yüreğine dokunma
Bugün hiç tanımadığım bir genç adamın....Burak'ın doğum günüymüş...
Bunu... 15 ARALIK 2009 Tarihli Hürriyet gazetesinde ki bir yazıdan öğrendim...
Burak'ın ablası Gaye Ural'ın yazdığı o yazı...davetsiz bir konuk olarak o doğum gününe gitmem gerektiğini söylüyordu ...
Eminim...bu satırları okuduğunuzda siz de Burak'ın doğum gününe katılmak isteyeceksiniz....
BURAK'IM
Doğduğun zaman
seni kıskandığımı anlatırlar.
Ne kadar yalan bir duyguymuş ki;
şimdi hatırlamıyorum
Çocukluğumun en güzel hatıralarının çoğu anneannemin evinde geçti. Kış ayları geldiği zaman daha bir özlem duyarım o günlere. Okul yarıyıl tatiline girsin diye dört gözle beklerdim. O zamanlar bekar olan teyzelerim, dayım, anneannem, dedem, büyük dayım, yengem ve iki çocukları hep beraber aynı evde oturuyorlardı. Kocaman bir bahçesi olan, 2 katlı, ahşap bir ev... ve hala dimdik ayakta. Evde sadece dedem ve ananem kalıyor artık, herkes dağıldı bir taraflara. Evin kalabalık olması benim için tam b
Eskiden annemin yüklüğümüzdeki büyük sandığı açtığı günler benim için şölen havasında geçerdi...Annem yazlıklarla kışlıkların yerlerini değiştirirken ben sandığı eşeler, altlardan hiç çıkmayanları ortaya çıkarırdım...O çıkardıklarımda genellikle artık annemin sığamadığı ama birilerine vermeye kıyamadığı kıyafetleri olurdu...
-"aaa bu bluzda güzelmiş bak, bu benim üzerime ne zaman olur ki,ay bi dakka şunu bir deneyeyim ben"
-"dur kızım durrr elleme eşeleme artık, bak bana daha çok iş çıka
Yarindan Habersiz..
Uzaklara daldim yine..
Hüzünlerim var, yarina ait olmayan!
Kendime sakladigim dünlerde. biraktigim bir bir hayaller.
Yasamadigim koca bir hayat, üstelik imkansizliga inat..
Hep bir özlem var, icimde kalan.
Yoruldum..
Cok yorgunum!
Bu günü yasiyorum,yarindan habersiz..
Su an sadece hayallerimleyim ve kar taneleri yagdikca,
Her yerin,yeni bir sayfa misali..
Beyaza boyanmasi gibi simdi sessizligim..
Sicacik tutan bir el, sogu
Ve Güz Geldi Ömür Hanım. Ve güz geldi Ömür Hanım. Dünya aydınlık sabahlarını yitiriyor usul usul. İnsanın içini karartan bulutların seferi var göğün maviliğinde.
Yağmur ha yağdı ha yağacak. İncecik bir çisenti yokluyor boşluğunu insan yüreğinin. Hüznün bütün koşulları hazır. Nedenini bilmediğim bir keder akıyor damarlarımdan. Kalbimin üstünde binlerce bıçak ağzı, yüzüm ömrümün atlası, düzlükleri bunaltı, yükseklikleri korku, uçurumları yıkıntılarımla dolu bir engebeler atlası. Yaşamak bir can
yalan söyler tüm şairler
şairler yalan söyler güzelim
öyle bakma gözlerime
gözler de özenir şairliğe
şairler yalan söyler efendim
bahar çiçekleri gibi yalan
çiçekler de özenir şairliğe
şairler yalan söyler sultanım
sevda şiirleri gibi yalan
şiirler de özenir şairliğe
serap ertence
Hayatımızda bazı gerçekleri geç de olsa anlıyoruz..
Biliyorum okuyacaksın ve özellikle okunması için yazılan yazılardan olsun istiyorum..
Kendini tahlil edebilen kişilerdenmisin diye düşündüm..Umarım yanılmıyorumdur..
Tahlil edebilmek de ayrı bir meziyet..Ne derece doğru ve tarafsız tahlil olursa gerçekler de o derece doğru çıkar kanısındayım..
Elimizdeki değerleri fark edip geç de olsa pişmanlık göstergeleri, değerleri yerine koyar mı dersin?
Bazen kelimeler kifayetsiz kalıy
..........
Kitabımın öyküsü bir gül hakkında,anneciğim. Gülün adı Efes Gülü.İlahi kokuyla yaratılmış bir gül.Kokusunun kendine özgü bir sesi var.
Mutlu bir ses.Düşlerden ve meleklerden bahsediyor.Tanrı'ya bu dünyada kavuşmaktan bahsediyor.
Ama gül büyüdükce kendi sesi zannettiği başka bir ses duymaya başlıyor.Sürekli ben diyen, epeyce yüksek çıkan bir ses. O kadar yüksek ki,
gül artık kendi öz sesini duyamaz hale geliyor.
Kendi sesini tekrar duyabilmesi için kokusunu koruması gerekiyor gülü
HADİ SENDE GEL
YILDIZLARI TEK TEK TUTACAĞIM
KARANLIĞIMA AYDINLIK OLSUN DİYE
AYA İP TAKIP OYNATACAĞIM
GÖNLÜM SEVİNSİN DİYE
GÜNEŞEDE DOKUNACAĞİM
ELLERİM YANSIN DİYE
HADİ SENDE GEL
SERAP ERTENCE 1997
hep sana dönerim
nezaman bulutların üstünde olsam
seni düşünürüm
karanfiller tarlasn da
dans eden güvercinlerin sevincini yaşarım
seni içimde duyduğum an
lacıvertler mavilerden geçer
beyazlara kayar rahatlarım
pembelerin dünyasına kavuşurum
düşlerimin sonunda kara olsun gece olsun ölüm olsun
ne çıkar
ne zaman seni düşünsem
öfkem neşeye döner
savaşım barışa
ağlarken gülerim
serap ertence 1997
"...Her savaşta ilk ölen bir çocuk var.
O "başkasının" çocuğu olduğu zaman mı savaştan rahatça sözediliyor?
Siz bir insanın savaşta nasıl öldüğünü hiç düşündünüz mü?
Önce bir vınıltı duyulur, uğursuz, ürkütücü bir vınıltı, başını kaldırıp gökyüzüne bakarsın, o vınıltı ani bir homurtuya dönüşür sonra, bir karaltı süratle yaklaşır ve dehşetli bir patlamayla etrafındaki hava boşalır, kolların, bacakların patlamanın olduğu yerden uzaklaşan havanın korkunç çekim gücüyle yerlerinden koparı
ÜÇ GEMİ CAN
DOSTLUK
SEYREDEN BİR GEMİ YÜREKLERDE
O LİMAN SENİN
BU LİMAN BENİM
YANAŞTIĞI HER LİMANDA
SEVGİLER YÜKLENİR
İŞİL İŞİL
DUVAK DUVAK
BEYAZ MARTILARIN KANATLARINA
BARIŞ
YÜREKLER ARASI MAVİ BİR ŞÖLEN
BİLENMİŞ HANÇERLERİ TOPRAĞA GÖMÜP
KİRAZ ÇİÇEKLERİ SUNAR YORGUN ELLERE
SEVGİ
DOSTLUK
BARIŞ
ÜÇÜ YANYANA
SEYREDEN ÜÇ GEMİ CAN YÜREKLERDE
O LIMAN SENİN
BU LİMAN BENİM
SERAP ERTENCE 1997
ELLERİN YANGIN
Bugün ilk kez dinledim bu şarkıyı...Şarkıda klipte sıcacık geldi bana...
aşkım destan olur, arzum ferman olur,
nerden baksam, zaman, mekan, yalan olan.
derdin bende kalır, aklım sende kalır,
nerden baksam, zaman, mekan, yalan olan.
Aşk sahiden de destan olursa aşktır...diye düşündüm dinleyince...
Milli Gazete Aile Hayat bölümünde mayıs 2009 da yayınlanmış bir haber. Şimdi gözüme çarptı ve paylaşmadan edemedim. Aslında alıntıyı mizahi yazılar bölümüne de atsam olurdu ya neyse... Yazıda domuz mamüllerinde domuz gribinin mevcudiyetinden başlayıp, bu mamülleri halka yedirenlerin Allah tarafından nasıl cezalandırılacağına kadar eni konu bahsediyor araştırmacı yazar Mevlüt Özcan. Son derece bilimsel bir yazı yani Bu yazıyı saklayıp, lüzumu gelince çıkarıp çıkarıp okumak lazım. Hatta domuz gr
Kesin hüküm içeren saptamaların kim tarafından ve ne zaman söylendiğini çok önemserim...
Geçen günlerde Ertuğrul Özkök'ün ''Türkiye bir korku imparatorluğuna dönüşmüştür'' saptamasını dile getirmiş ve Özkök'ün ''çıkar zamanlaması'' nedeniyle ''kıvırma hareketlerini'' takip edeceğimizi yazmıştım...
Bugün de aynı şeyi CHP Lideri Deniz Baykal için yapacağım...
Baykal dün TBMM CHP Grubunda yaptığı konuşmada çok net bir saptama yaptı:
''Terör, yıllarca en yüksek can kayıplarına sebep
RENKLERLE ÇİÇEKLERLE
Eflatun akşamlardan sonra
Lacivert gecelere
Çağır beni
Pembe bir şafak vakti de olabilir
Bekletme yeterki
Uzak diyarlardan
Bir ses ver
Özlem yüklü
İstek dolu
Unutulmamış olsun
Bir karanfil kokusundan
Beyaz güvercin gagasından
Demet bekliyorum
Ara ne olursun
Serap Ertence/İstanbul 1997
AI (Yapay Zeka) Kendi Aklını Geliştirip İnsan Kontrolünden Kurtulabilir mi? İşte Bill Gates'in Cevabı
Microsoft'un kurucu ortağı Bill Gates, son zamanlarda OpenAI ve ChatGPT'nin öne çıkmasıyla dalgalanan yapay zeka devrimine daha fazla ışık tutuyor.
Ne Oldu: Gates, Financial Times'tan Gideon Rachman'ın bir noktada yapay zekanın kendi başına bir zihin geliştirebileceği, ne yapılacağı konusunda kendi fikirlerine sahip olabileceği ve insan kontrolünden kaçabileceği fikrinden endişe
Bu konuda bbcearth bir makale gördüm onu da buraya aktarıyorum
Doğuştan gelen bir ahlaki pusula ile mi doğuyoruz yoksa büyüdükçe geliştirdiğimiz bir şey mi?
İnsanların iyi mi yoksa kötü mü doğduğu yüzyıllardır filozoflar tarafından tartışılmıştır. Aristoteles, ahlakın öğrenildiğini ve “ahlak dışı yaratıklar” olarak doğduğumuzu, Sigmund Freud ise yeni doğanları ahlaki boş bir sayfa olarak kabul etti. “Sineklerin Tanrısı”nı okuyan herkes, çocukların bir tarikat başlatmak ve vahşice birbi
Ben admin'in yazısını okudum ve yazıyı bir erkek olarak yazdığını düşünmüyorum. Onu erkek olduğu için hemen yazıyı kadın-erkek ekseninde algılayarak yazısını kadın açısından sorgulamanız biraz garip olmuş. Yazıyı yazanın belirtmediği bir yönü sanki ona mal ederek konuyu başka bir yöne çekmişsiniz gibime geliyor.
Sevgimle