Karmaşık bir iş bu, hiç beklenmedik dönüşler, düşüşler, çıkışlar içeriyor. Neden öyle olduğunu anlamadığınız bir çok olayı yaşıyorsunuz, belki de anlamamak için çaba sarf ediyorsunuz kim bilebilir. Sonuçta birlikteliğiniz devam ediyor ve çok mutlu hissediyorsunuz.
Birden üstünüzdeki ilginin bıkkınlığını yaşıyorsunuz. Yaşadığınız bıkkınlık, anlatılmaz bir hal alıyor. Öyle ki baktığınız her yerde o ilgiyi görüyorsunuz.
O gün geliyor: yatağa yaklaşırken onun vücudunun çok kıvrak bir yılan
Dün gece uyumaya gidecektim ama biliyordum ki yine tek başıma korkacağım, nedensiz aklıma bir sürü şeyler getirip huzursuzluktan uykumu kaçıracaktım.O yüzden kapımı açık bıraktım ki annemle kardeşimin seslerini duyup kendimi rahatlatayım. Ben böyleyim kimi zamanlar öyle korkuyorum ki gidip nefes alıyorlar mı diye kontrol ediyorum hepsini.
Eğer babamın horlaması kesilirse içime bir kurt düşüyor, annemin bilgisayarından ses gelmiyorsa binbir türlü şey düşünüyorum. Artık bir saplantı haline gel
• Filler günde ortalama 2 saat uyurlar.
• Amerika 'da 58 milyondan fazla köpek vardır.
• Hastalanmayan tek hayvan köpek balıkları dır.
• Köpek balıklarının kansere karşı bağışıklığı vardır.
• Timsahlar derine batabilmek için taş yutarlar.
• Bir ıstakoz 7 senede ancak yarım kilo alabilirler.
• Büyükçe bir yunus günde 2 ton yiyecek tüketir.
• Sivrisinek insanların ölümüne en fazla sebep olan hayvandır.
• Bir inek hayatı boyunca yaklaşık 200.000 bardak süt üretir.
Osmanlı sarayında Padişah ile Veziri sohbet ediyorlarmış.
Padişah sormuş: Bir insanda önemli olan eğitim midir yoksa asalet mi.
Vezir biraz düşünmüş ve cevap vermiş: eğitim önemlidir Padişahîm.
Padişah: hayir demiş bir insanda önemli olan asalettir vezirim asalet.
Vezir itiraz etmiş hayır eğitimdir. Padişah asalet... Vezir eğitim... Tartışma uzayıp gitmiş. Padisah bakmış ki vezir inadından vazgeçmiyor, sinirlenmis vezirine dönüp söyle demiş: mademki çok ısrar ediyorsun sana 3 ay süre
Neden böyle oluyor diye düşünüyorsunuz? Acaba önceden farkına varsaydın ne değişir di sorusu geliyor aklına..!
Onu da bir çırpıda kendine uyduruveriyor ve uzun atlayarak bir çırpıda kendi haklılığında kayboluveriyorsun.
Nedendir bilinmez bu toplumumuzda yaygın bir olay gibi geliyor bana.
Ölmeden, gitmeden veya terk etmeden güzelliklerin, saygınlıkların veya başarıların farkına varmak istemiyoruz..!
Şımarık bir yapımız mı var! Yoksa kendimizi küçük düşürmekten mi korkuyoruz! y
düsünceler beynimizden gökyüzündeki bulutlar gibi gelip gecerler.bunlarin bazilarini farkederiz ,fakat cogunun farkinda
bile olmadan unutur gideriz.Peki düsünceler kontrol altinda tutulabilir mi?bizi rahatsiz edenleri ayirip bir kenara
koyar,begendiklerimizi günlük hayatimiza hakim kilabilir miyiz? bu soruya kesin olarak evet diye cevap vermek biraz zordur.cünkü beynimiz cogu zaman hic farkinda olmadan otomatik calisir.Onu kendi haline biraktigimizda gecmiste ve gelecek icinde bir sürü düsü
Geçtiğimiz hafta perşembe günü,teyzem neredeyse yaka-paça doktora götürdü beni...Sebep karnımın şişmesi... artık giydiğim bol kıyafetlerle bile karnımı saklamayı başaramamış olacağım ki,beni epeydir görmeyen bir arkadaşıma sokakta rastgeldiğim de;arkadaşım karnımı işaret ederek,"aaaa"diye bağırdı..."yok yok sandığın gibi değil,daha neler artık bu yaştan sonraaaa" diyerek itiraz ettim tabi...
Sorunum hazımsızlık ve aşırı şişkinlikten öte birşey değil ama,teyzem tutundu da tutundu,bi ilaç verir k
Çinli bekarlar eşini marketten seçiyor
Çin'in başkenti Pekin'de kendine uygun eş arayan bekarlar artık "eş marketi"ne giderek gönlüne göre bir eş seçebilecek.
Çin'in başkenti Pekin'de, bekarların kendilerine uygun eşi bulmaları için "eş marketi" açıldı. Çin Uluslararası Radyosunun "Pekin'de Zaman" gazetesine dayanarak verdiği habere göre, markette bekarlara, kendilerine uygun yaş ve özelliklerde karşı cins ile tanışma fırsatı sunuluyor. Adayların fotoğraflarının da yer aldığı markette, marketi
Merhabalar Arkadaşlar
Öncelikle bize bu olanağı sunduğu için Sayın Admin'e teşekkür ederim
Sizlere başlık açma, konu ekleme çalışmalarımı sunacağım.
Yeni konular eklemeden önce çeşitli yerlerden araştırmalarımla notlar alıyorum.Bu uzun bir araştırma oluyor.
Açacağım başlıkları derleyip arka arkaya eklemeler yapıyorum.Yani ilk gördüğüm yerden okuyup ekle yapıştır olmuyor.
Sizler oradan arka arkaya çıkan başlıkları bu şekilde algılasanız da, saatler alan araştırmalar, notlar sonrası
Bu taraf bir yönetim blogu:
Bütün yöneticilerin editör olarak görev aldığı ve kendilerine göre forumla ilgili gördükleri konularda veya diğer konularda olabilir yazı veya başlık açabilecekleri bir blog.
Bu ilk başlık ve sonrası gelecek diye düşünüyorum
İyi eğlenceler...
Saygılar
Iki sey Kalitesiz Insanin özelligidir:
1- Sikayetcilik
2- Dedikodu
Iki sey cözümsüz görünen problemleri bile cözer:
1- Bakis acisini degistirmek
2- Karsidakinin yerine kendini koyabilmek
Iki sey yanlis yapmani engeller:
1- Sahis ve olaylari akil ve kalp süzgecinden gecirme
2- Hak yememek
Iki sey kisiyi gözden düsürür:
1- Demagoji ( laf kalabaligi )
2- Kendini agira satmak ( övmek,vaz gecilmez göstermek )
Iki sey Insani *Nitelikli Insan* yapar
1- Iradeye hakim olmak
2- U
İnsanın hayatını değiştirmek istemesi, hayatında köklü değişiklikler yapmak istemesi ve bu isteklerin üzerine üzerine gitmesi ne kadar da yorucuymuş meğer. Sen istiyorsun fakat sadece senin istemen yetmiyor. Etrafında olan onca insan da dahil oluyor değişikliklerine, yapmak istemelerine.Bazen çok gözü kara, güçlü veya dik olman da yetmiyor şu hayata karşı.Hep güçlü görmüş herkes seni çünkü. Bir kere bile olsun pes etmeye başlamanı görmeleri sana yüklenmelerine neden oluyor. Boğulmak nedir, beyin
dünyaya geldigi icin .hayati yasamis olmak icin.yasamak ölmekten daha iyi oldugu
icin.her canlinin yaptigini yapmak icin.büyüyüp adam olmak icin.evlenip cocuk yetistirmek icin.yemek,icmek yasamin keyfini cikarmak icin.para kazanmak ve zengin olmak icin.asik olup o duyguyu yasamak icin.yeteneklerini gösterip ün sahibi olmak icin.ben dünyaya neden geldim sorusunu cevaplamak icin.birseyler ögrenmek yada ögretmek icin.kendini gelistirmek ,insanliga bir seyler katmak icin.karsilastigi her zorlugu y
başımdan geçen bir anıyı paylaşmak istiyorum.
Afyon Yolculuğu
Dershane yıllarından kalma arkadaşlarımla yollarımız üniversiteyi kazandığımızda ayrıldı. Oysaki ayrılmadan önce günün tamamına yakını hep beraberdik. Erhan, Kurtuluş , Kılkuyruk ve ben.. onlar yemin etmiş tüm tercihlerini aynı yapmıştı. Ben ise mezun olduğum bölüm muhalefetinden dolayı zoraki başka tercihler yapmıştım. Zaman ilerledikçe öss sonuçları belli olmuş ve hepimiz artık bir yerlere yerleşmiştik. Ben hariç üç arkadaşım A
*Degersiz olarak gördügünüz limon kabuklarini günesli bir yere koyup kurutursaniz,
özellikle isli ve yagli mutfak esyalarini ovarken sasirtici sonuclar alabilirsiniz.
*Buzdolabinizin iyi sogutmasi icin icine bir kücük torba tuz koyun.
Tuzun dolaptaki nemi aldigini göreceksiniz.
erkek dediğin..
Erkek dedigin yakisikli olacak.
Öyle karsidan yürüyüp gelirken
Endamina hayran kalacaksin,
Ruhun rüzgarina kayacak.
Omuzlarina, bacaklarina, düz karnina,
O sert hatli çene kemiginin,
Hokka gibi burnun seyrine doyamayacaksin.
Bakimli olacak erkek dedigin.
Saçlari temiz, çoraplari temiz,
kiyafetleri düzgün olacak. Bu kalibin içinde tam bir beyefendi barindiracak.
Kasi, gözü güzel olacak, disleri temiz ve
beyaz;ama bunlardan önce özü sözü dogru,sözünün eri
Bu öykü, çiftlikten çiftliğe, yarıştan yarışa koşarak atları terbiye etmeye çalışan gezgin bir at terbiyecisinin genç oğlunun öyküsüdür.
Orta ikideyken, büyüdüğü zaman ne olmak ve yapmak istediği konusunda bir kompozisyon yazmasını ister hocası. Çocuk, bütün gece oturup günün birinde at çiftliğine sahip olmayı hedeflediğini anlatan 7 sayfalık bir kompozisyon yazar. Hayalini en ince ayrıntılarıyla anlatır. Hatta hayalindeki 200 dönümlük çiftliğin krokisini de çizer. Binaların, ahırların ve koşu
Adam gibi adam oluyor da,'KADIN GİBİ KADIN' nasıl oluyor?
Kadın dediğin güzel olacak arkadaş. Şöyle savurdu mu eteğini, ruhun rüzgarına kayacak. Bacakların, ayakların, bilekten bağlı ayakkabıya tutunan parmakların, seyrine doyamayacaksın. Bakımlı olacak kadın dediğin.
Saçları ipek , topukları pembe, boynu ince, salındı mı kuğu gibi zarif olacak ve zarifliğinin ortasında bir hanımefendi barındıracak. Güzel olacak ama kaşı, gözü, bacağı, iki meme ucundan önce, sözü doğru, ruhu aydınlık ol
insan nasil düsünüyorsa öyledir.bazi insanlar bircok seylere sahip oldugu halde yine icinde bir eksiklik duyarlar.birtürlü mutlu olamazlar.buna bir cesit manevi fakirlik diyebiliriz.burada eksik olan dogru düsünmeyi ögrenmemis olmaktir peki dogru düsünmek nedir.dogru düsünmek aklin gösterdigi yolda yürümektir,aklini kullanarak sorunlarini cözmektir,aklini kullanarak bizi rahatsiz eden duygulara dur demektir,kendi kendimizi elestirebilmektir,kendimizin ne oldugu yada ne olmadigini analize etmekti
Başlayalım bakalım devamı neler getirecek.
Gece telefon trafiği yoğundu.
Cep telefonlarında gece konuşmak bedava kampanyası neden yapmazlar ki buluşma mekanımızı belirlemeyi bedavaya getirsek
Bu gece aramıza diğer arkadaşın katılımıyla üçlü muhabbetteydik
Sacayağı mı,üç silahşörler mi,bermuda şeytan üçgeni mi dersiniz ne dersiniz bilemem
Mekanımız olan okey sitesine yollandık,
masamız açıldı ve 4 üncü şahsı beklemeye başladık
şöyle gırgır,kafadengi biri tercihimiz.
Başımın tac
Uzun zamandır böyle fırlama gece geçirmedim Ne yapıp ettimse malum zatı siteye getiremedim.Bana inat yapacak ya
ya sabır dedik
Ama intikamım acı olacak bilesin
ortalık intikan kokuyor bak..madem girmiyorsun ben seni ele vereyim de hiç gireme iyimi (burada şaka kipi var)
muhabbetine katılanların tedarikli olması gerekir tüm kazalardan iki fırlama bir koltuğa ancak sığdık..
biz bir araya gelince nedense şeytan yamacımıza oturuyor
bir ara arkadaş kayboldu hayırdır d
Egemen Billur uluslararası tv kanallarında görev almıştır. Televizyon ve sinema üzerine çalışmaları vardır. Aynı zamanda yaratıcı bir tasarımcı olarak da dikkat çekmiştir. Profosyonel olarak film yapım yönetimi, fotoğraf çekimi ve tasarımcılık yapmaktadır. Kreatif danışmanlık ve tasarım faaliyetlerini sürdürmektedir. Uluslararası film festivallerine yaptığı ve yönettiği filmler beğeniyle izlenmektedir. Görüntü ve görütü tasarımıyla ilgili her alanda varlığını sürdürmektedir. Medya ve tasarım
Hani bazen boynu bükük,acı ile kıvranıyor hissi veririz.Kelimelerimizden bezginlik,umutsuzluk,çökkünlük akar..Üzgün,depresif,ruhuna gömülmüş dururuz..İsyankar,acılarımızı haykıran,yaralarımızı ince ince kanatan,hatta arabesk şarkılar dinleriz.Ne kapıya çıkasımız, ne telefona bakasımız gelir.Evet bazımız çok sık yaparız bunu..Bazımız ise her daim böyleyizdir.
En yaralı ''benim''dir,''kimse beni anlayamaz''dır,gitmek istiyoruzdur,ama fedakar olmak zorundayızdır,kendimizden vazgeçmeliyizdir,ah
AI (Yapay Zeka) Kendi Aklını Geliştirip İnsan Kontrolünden Kurtulabilir mi? İşte Bill Gates'in Cevabı
Microsoft'un kurucu ortağı Bill Gates, son zamanlarda OpenAI ve ChatGPT'nin öne çıkmasıyla dalgalanan yapay zeka devrimine daha fazla ışık tutuyor.
Ne Oldu: Gates, Financial Times'tan Gideon Rachman'ın bir noktada yapay zekanın kendi başına bir zihin geliştirebileceği, ne yapılacağı konusunda kendi fikirlerine sahip olabileceği ve insan kontrolünden kaçabileceği fikrinden endişe
Bu konuda bbcearth bir makale gördüm onu da buraya aktarıyorum
Doğuştan gelen bir ahlaki pusula ile mi doğuyoruz yoksa büyüdükçe geliştirdiğimiz bir şey mi?
İnsanların iyi mi yoksa kötü mü doğduğu yüzyıllardır filozoflar tarafından tartışılmıştır. Aristoteles, ahlakın öğrenildiğini ve “ahlak dışı yaratıklar” olarak doğduğumuzu, Sigmund Freud ise yeni doğanları ahlaki boş bir sayfa olarak kabul etti. “Sineklerin Tanrısı”nı okuyan herkes, çocukların bir tarikat başlatmak ve vahşice birbi
Ben admin'in yazısını okudum ve yazıyı bir erkek olarak yazdığını düşünmüyorum. Onu erkek olduğu için hemen yazıyı kadın-erkek ekseninde algılayarak yazısını kadın açısından sorgulamanız biraz garip olmuş. Yazıyı yazanın belirtmediği bir yönü sanki ona mal ederek konuyu başka bir yöne çekmişsiniz gibime geliyor.
Sevgimle
Kötü Doğmak Mümkün mü? Tabii ki, evet. Mümkün.
Bir cocugun "child prodigy" olarak doduguna kimse itiraz etmez, Her gün rast geldigimiz, bebeklerin üstün kabiliyetlerle dogdugunu kabul ediyoruz. Harika cocuklarin olağanüstü yeteneklerini goruyoruz. Ornek. Musical prodigy, müzik dehası. Bu yetenekler dogustan geliyor.
Peki, iyi olani kabul edip, neden kötü olanin mümkün olmadigini dusunelim? Mantikli dusunmek gerekir.