His
İnatçı gülüşlere sahibim
ama kendime kızmıyor da değilim
herşeye bir gülücük kondurmak
o kadar da doğru gelmiyor bana
özellikle içiniz kan ağlıyorsa..
ellerinizden tutacak kimseniz yoksa hemde..
fakat hissettikleriniz sizi hissizleştirir..
yaptıklarınız artık sizin günahlarınız değildir.
sizden çıkar herşey..başınızdan çıkar..
duyguları hissedememek ?
parmağımı bu soruna değdiriyorum..
maalesef,tık,ses,ürperti..yok
bir boşluk misali yayılıyor içime.
böyle bir çaresizlik
yeniden hissetme arzusu
ama onu bile hissedemiyorsunuz.
bir koku..
ve anımsıyorsunuz..
o anda işte o anda
kaynar sular dökülüyor başınızdan aşağı..
ama siz sadece döküldüğünü biliyorsunuz,hissedemiyorsunuz.
zaman geçiyor alışıyor ruhunuz buna..
ama kalp kabul edemiyor..
hergün daha da yorulan,
hergün biraz daha yavaş çarpan kalbiniz
isyan ediyor buna, ayaklanıyor..
içiniz uyuşuk aldırmıyorsunuz..
ne yapmalı şimdi ?
kendinizden vazgeçemiyeceğiniz kadar,bunları yaşamayı da kaldıramıyorsunuz
o vakit sizin hissettiklerinizi bilen birini buluveriyorsunuz
derdinize derman yaranıza ilaç oluyor o insan..
yinede buruk yanlarınız var ama iyileşiyorlar sanki..
izleri kalacak değil mi sadece ?..
farzı misal diyorsunuz içinizden
bırakıp giderse beni bu arkadaş..?
ben ortada kalmazmıyım..
boşluğumda kendimi yeniden bulmazmıyım..
tutunacak dallarınız elinizde çıtırdarsa naparsınız..
peki ya kırılıverirse.
bir parçası kayada sağlam diğeri elinizde
boşluğunuza uçurumunuza yeniden düşerseniz??
bunları düşünmeye daha erken değil mi ?
değil! eğer düşünmezsek geç olacak saat 12'yi vuracak
bir bakmışsınız elinizde dalınız camdan ayakkabılarınız elinizde tek kalan
balkabağıda arkanızdan geliveriyor..
ne çığlıklarınız ne de ağlamalarınız kurtarır sizi
sonra birden bir şimşek beyninizde, anımsıyorsunuz
siz hissizsiniz yere çakılsanızda hissetmezsiniz..
0 Yorum
Önerilen Yorumlar
Gösterilecek hiç bir yorum yok