Bakma öyle ıslak ıslak gözün gözümde kalacak...Gönül yaram,gözü karam,aşktan yana bahtı karam...Ateşe düşmüş kar gibi eriyorum gülüm eriyorum...Seher yellerini yüreğinde estir...Güneşi gönlünde doğur her şafak,dünya sensin,alem senin içinde..Sen hissederek yaşamaya bak...Bazen gülerek bazen ağlayarak ama tat alarak...Aşk kolaya itibar etmez...Gönül zora tutsak,onun için yalçın kayalara sür atını...Çile mayası ise aşkın,acıdan zevk al...Hasret seni yıldırmasın...Eğme başını bensiz oralarda...Efkarın cana yettiğinde kapat gözlerini vuslatı düşün...Ve öylece kal...Daha olmadı sök yüreğini yüreğime sal...

Bakma öyle ıslak ıslak gözün gözümde kalacak...Bir avuç ateş koydu gözlerin içime...Seni düşündükçe yüreğim yanıyor...Boğazım düğümleniyor...Dalıp gidiyorum uzaklara,sokaklara atıyorum,yanlızlıklara bırakıyorum kendimi,gözlerim puslanıyor,yanaklarım ıslanıyor...Sanki omzuma dağlar yaslanıyor...

Ey gözünü sevdiğim,gönül verdiğim,hayali ile murada erdiğim...Deli taylar gibi duruşuna yandığım,ceylan düşünüşünü,sinirini,gülüşünü,boyun büküşünü,sevinçle gelişini,hüzünle gidişini ve giderken yaprak gibi dökülüşünü...