Ve sen gidiyorsun
Yaşananları yok sayarak
Cami kapısına .... bırakırcasına
Ardına bile bakmadan gidiyorsun
Ve sen gidiyorsun
Dünümüzü silerek
Bugünümüzü kırıp dökerek
Yarınımızı yok ederek gidiyorsun
Ve sen gidiyorsun
Sensiz olamayacağımı
Yanımdayken bile seni özlediğimi
Saçının bir teline dahi kıyamadığımı
Bile bile gidiyorsun
Ben şimdi kimin gözlerinde öleceğim
Ben şimdi kimin dizlerine yatıp
Kimin ellerini tutacağım
Kabuslar gördüğüm
Karabasanlarla sarmaş dolaş olduğum
Kendine iyi bak” bir veda degil elveda cümlesidir çogu zaman. O üç kelimeden çok daha fazlasini gizler içinde...
"Kendine iyi bak." Çünkü bundan sonra ben yaninda olmayacagim. Olamayacagim. Istesem de istemesem de. Sevdim bir zamanlar seni, hala seviyorum ve benden sonra da mutlu olmani istiyorum. Olur da bir gün dönersem seni iyi bulmak istiyorum.“
“Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra kendinden baskasi olmayacak yaninda sana bakacak. Ben olmayacagim. Kendine iyi bak ve beni düsü
Her gece ansızın..
Gelirsin aklıma sen..
Demir kapıların ardında..
Birgün özgürlüğümü alıp geleceğim sana..
Sakın ola beni unutma..
Unutma beni unutma..
Sakın ola unutma..
Unutulunca ölürüm yar..
Hatırla beni hatırla..
Her nefes alışında..
Güzel günler inan yakında..
Ah gençliğim ah..
Çürüyüp gittin bu yerlerde..
Dolmuş hertarafım kederle..
Umudun bile tükenip gittiği bu yerlerde..
Sakın ola beni unutma..unutma beni unutma..
Sakın ola unutma..
Unutulunca ölürüm yar..
Bir sır perdesi var ardımda..Yarı aydınlık yarı karanlık…Kuytu bir ormanda çaresizce güneşi arıyor gözlerim..Sahil kenarındayım bir gece yarısı..Dalgalar her vuruşunda kıyıya , sanki yüreğime koca bir kaya oturuyor..Bir kıvılcım yetecek biliyorum yüreğimdeki koru alevlendirmeye..Gözlerim her daim ağlamaklı…Bu kadar çok yüklenmemeliydim beklide kendime..Kapalı kapılar ardına atmamalıydım yüreğimi,dipsiz kuyularda bırakmamalıydım kendimi..Belki o zaman her şey daha kolay olurdu,bu kadar çok zorlan
Vay be çeyrek asırlık yüreğim ne çabuk virane şehre dönmüş böyle..Yanmış,yıkılmış ve bitap düşmüş...Neresinden tutarsa tutsun hayatı hep elinde kalmış dalları... Yapraklar hazana varmadan sararmış... Bunca zamana bu kadar çile ne zaman yüklenmiş... Her geçen bir hançer saplamış yüreğime kan gölüne dönmüş... Kendi kanında boğulmak bu mudur ?
Doğan güneşi hiç görmemek,sıcaklığına yüz sürememek,karanlık bir gecenin koynunda ordan oraya savrulmak çaresizce...
Bahçemde güllerim,gökyüzünde yı
Çaresizlik öğrenilmiştir...
Başarılı olmak da öğrenilebilir...
Sende sandığından daha fazlası var...
Gelebileceğin en iyi yerde değilsin...
Yeni bir hayat için gereken,yeni bir akıldır...
Doğru şeyi yapmak için yanlış zaman yoktur...
Rüzgarı suçlamayı bırak yelkenleri kullanmayı öğren...
Seyirci koltuğundan sıkıldıysan sahneye çık...
Zirvede her zaman bir kişiye daha yer var...
Herşey Seninle başlar !
Başkaları yapabildiyse,sen de yaparsın...
Hayatta ya tozu dumana katarsın,
Ya da to
Hz. Davud vefat ettiği zaman on dokuz oğlu vardı. Hz. Süleyman'da bunlardan biri idi. Hz. Davud oğiu Süleyman'ı çok çok severdi. Çünkü o daha küçücükken bile, insanlar arasında hüküm verirken oldukça doğru ve olgun kararlar vererek babasının gözüne girmişti. Bu yüzden oniki yaşında olduğu halde babası Hz. Davud'un vefatından sonra hükümdar olup ülkesini yönetmeye başladı.
Tahta çıkarken Yüce Allah ona:
- "Arzu ettiğin herşeyi sana vereceğim" buyurmuştu. Hz. Süleyrnan'da
- Ya Rabbi şüphe
Nazlı Bebeğim Benim...
Gül yüzüne hüzün bulutları hiç uğramasın... Elimden gelse yeryüzündeki tüm acıları silerdim sırf sen hüzün nedir bilme diye...
Her gece sen güzel rüyalar gör diye anlattığım masallardaki prensesim aslında sendin Gül Yüzlüm...
Sensiz geçen her anımda yüreğimde tarifsiz bir sızı,acı,korku var...
Sen benim Nazlı Bebeğimsin Ela Gözlüm...
Rabbime şükürler olsun ki seni bize gönderdi...
Hani derdik; hayat yalan
Ölüm bize oyuncaktı
Dünya’da tek kalsak bile
Asla yılmak olmayacaktı
Biz ne günler gördük Reis
Ne kavgalar verdik Reis
Gelen vurdu, yıkılmadık
Bu da geçer hey koca Reis
Şehitleri düşün Reis
Eğilmesin başın Reis
Neler geldi, neler geçti
Bu da geçer hey koca Reis
Kaderimiz buymuş bizim
El yaşamış, biz ölmüşüz
Kimi susmuş, kimi yitmiş
Biz aşk içinde kalmışız
O emekler hiç mi Reis
Adam olmak suç mu Reis
Bilmesinler, Allah bilir
Bu da geçer hey
Yanıyor evlerin ışıkları... Gecenin en soğuk ayazında buğulu penceremden izliyorum...Gözlerimdeki umut ışığı ha söndü ha sönecek... Dalıp gidiyorum Hilalimin büyüsüne...Beni benden alıp götürüyor başka alemlere... Çakan şiddetli şimşekle birlikte kendime geliyorum... Sendeliyorum yankılanan boşlukta...Sakın , sakın akma diye sıkıyorum kendimi...Ağlamamaya yemin ettin unutma sakın diye haykırıyorum gözlerime... Peki ya yüreğime nasıl söz geçireceğim ?
Avucumun içerisinde bir cevabım olsayd
Ah ne hayatlar ümidiyle
Zamansız yollara düştük
İlk yenilen biz değildik elbet
Gün oldu dünyaya küstük
Ağlama anne benim için ağlama
Ben de herkes kadar aldım acılardan
Ağlama anne benim için ağlama
Ben de herkes kadar yarandım
Sen ne olur çocukluğumu sakla
Tek kalan bu elimde avucumda
Ağlama anne benim için ağlama
Her birimiz başka bir hikaye anne
Bu ayrılıklar niye
Sen yine bir ninni söyle bana
Yavrum uyusun da büyüsün diye
Az önce Sevgili Gönüldaşım Suheda'nın
BEN BU SEVDA ATEŞİNDE KAVRULDUM.
SAÇLARINI RÜZGAR SANDIM SAVRULDUM.
NE DEYİM....
FELEK YIKTI YİNE DOĞRULDUM.
SENDE BENİ BİLMEMİŞSİN
NE DEYİM.... EL BİLSİN
AĞUSTOSTA KAR İSTEDİN KIŞ OLDUM.
GEL DEDİN DE DAĞLAR AŞTIM KUŞ OLDUM.
NE DEYİM......
SEN AĞLADIN BEN GÖZÜNDE YAŞ OLDUM.
SEN DE BENİ BİLMEMİŞSİN
NE DEYİM..... EL BİLSİN
Yıldızdoğan
Yananı gör yananı gör
Gör halimi yananı gör
Ateş ne ki su söndürür
Gir içime yananı gör
Yana dursun yana dursun
Söylen Ona yana dursun
Belki bir gün uğrar yolum
Yönü yoldan yana dursun
O da yansın O da yansın
Ben yanmışken O'da yansın
Güvendiğim tüm dağlardan
Ben çekildim O dayansın
Yıldızdoğan
Artık olan oldu bize
Gelsen de bir gelmesen de
Gelemeyiz biz yüz yüze
Gelsen de bir gelmesen de
Hep kendini çektin naza
Yok bahara yahut yaza
Bıktım gayrı yaza yaza
Gelsen de bir gelmesen de
Bir candır bu bir andır bu
Giden gelmez bir handır bu
Dağ taş değil insandır bu
Gelsen de bir gelmesen de
Göreceğim bir boş kafes
Ceset kalmış çıkmış nefes
Nerde o can nerde o ses
Gelsen de bir gelmesen de
Yıldızdoğan
SÖYLEYİN YARİME ARTIK GELMESİN DEYİN.
BENİ DERTTEN DERDE SALDI GELMESİN.
O YAKTIĞI ATEŞ HALA SÖNMEMİŞ DEYİN.
BİR RÜZGARLIK ÖMRÜM KALDI GELMESİN.
SANMASIN DARGINIM ONDA BÖYLE FERYADIM,
MENZİLE YAKLAŞTI CAN ADIM ADIM
AHİRETE KALDI AHDIM BÜTÜN MURADIM.
ARTIK SU ÇUKURUNU BULDU GELMESİN
Yıldızdoğan
Bir beni anlarsın da
Ararsın da bulmazsın
Yokluğumla alevlenir
Yanarsın da bulmazsın
Gelir o an aklın başa
Yalın ayak koşa koşa
Dağa taşa uçan kuşa
Sorarsın da bulamazsın
Ölüm ömür ardı dersin
Koca dünya dardı dersin
Bir Elif vardı dersin
Ararsın da bulmazsın
Demdir,
Derya dibinde yangınlar,
Kan kesmiş ovalar üstünde Mayıs...
Uçmuş, bir kuştüyü hafifliğinde,
Çelik kadavrası korugan'ların.
Ölünmüş, canım,ölünmüş
Murad alınmış...
Gelgelelim,
Beter, bize kısmetmiş.
Ölüm, böyle altı okka koymaz adama,
Susmak ve beklemek, müthiş
Genciz, namlu gibi,
Ve çatal yürek,
Barışa, bayrama hasret
Uykulara, derin, kaygısız, rahat,
Otuziki dişimizle gülmeğe,
Kaç yol, ağlamaklı olmuşum geceleri,
Asıl, bizim aramızda güzeldir hasret
Ve asıl biz bil
Biz karanlık gecelerden
Şafaklara ermedik mi?
İnandık sevda yoluna
Yürekleri sermedik mi?
Zor günlere çetin yürek
Yüreklere heyecan gerek
Bu sevdaya bir kurban gerek diyerek
Karşılıksız sevmedik mi?
Yıldızdoğan
Gecenin karanlığında dünyamı aydınlatan sen,şimdi hangi alemlerin ışığındasın...
Dört duvar şimdi bana dünya alem...Dört duvar içerisinde yangın yeri bu yüreğim...
Baharı görmez artık gözlerim...Gözlerim buğulu bir camın arkasına esirdir artık...
İşitemem alemdeki hiç bir sesi... Hiç bir ses yüreğime eş değildir artık...
Yanar yüreğim... Söndüremez yağan yağmurlar içimdeki yangını...
Ağıtlar faydasız..Keşkeler çaresiz...Gözyaşları dermansız...Avuntular gereksiz...
Hasreti
Bu sabah bir kez daha sendeledim...Yürürken ince nakışlı hayat yolunda...
Neresinden tutsam elimde kalıyor zaten bu köhne yalnızlık... Çıldırasıya dönüyor bu dünya etrafımda...
Sorgu odasındayım...Sorguluyorum '' BEN '' i... Cevap verecek tek bir kelime çıkmıyor işte... Duvarlardan ses geliyorda bir '' BEN '' konuşamıyorum...
Konuşursam dünya üzerime yıkılacak biliyorum...Saltanatı sefa son bulacak gözlerimde... Bu ehli dünyanın sebebi olacağım biliyorum... Ya da öteden beri sürege
Geceye İsyandır Bu...
Uykusuz geçen her geceye isyandır bu...Sessizliğe sıkılmış kurşunlar arasındaki yüreğe demdir..Bu öyle bir isyan karası gecedir ki tarifi mümkün değil göz bebeklerinde...Şimşekler çakarcasına beynimi baltalayan katil gecelere isyandır...İsyanın en dibine vurmuş firar gecelerin sessiz çığlığıdır...
Yağmura İsyandır Bu...
Sensiz yere düşen her yağmur damlasına düşmanım...Kinim gök gürültüsüne..İsyanım sensizliğe...Çaresizliğim yokluğuna...
Uyanışlarım hep sana
Elif olmak zordur...
Çünkü elif olmak;
Yuvarlak bir dünyada dik durmanın,
Dik ve önde,
Belki acıyla
Ama, vazgeçmeden durmanın,
Dünya ne kadar dönerse dönsün
Olduğu yerde kalmanın adıdır elif olmak...
Kaç silah varsa elife çevrilir!
Elif hep olduğu yerdedir...
Silahlar patladığında ilk vurulan eliftir!
Zordur elif olmak...
Elif olmak hep vurulmaktır!
Elif olmak yalnızca elif olmaktır...
Ne B, ne T, ne S
Elif...
Yalnızca elif...
Elif demeden hiçbir şey denilemez.
Ben elif dedim