Editörden Aylık Yazılar / Yorumlar / Açıklamalar Ana Sayfa|Reklam|İletişim|Başlangıç|Bookmark|English   
Bu sayfayı arkadaşınıza tavsiye edin..!   



Hicri Köroğlu
Mesaj ve Tartışma Panosu

1962 yılında eğitim için Amerika’ya geldi. Minessota (ABD) Ünersitesinden makine mühendisliği diplomasını aldıktan sonra Californiya Üniversitesinde feza dinamiği üzerine ihtisas yaptı.

Otuzdört yıllık bir iş hayatından sonra, 2002 yılında bilgisayar teknoloji müdürlüğü yaptığı şirketinden emekli oldu.

Editöre yanıt vermek veya konu hakkında düşünce eklemek veya eksik olan bir bölümü tamamlamak için lütfen Mesaj Panosu'nu kullanın.

 

 

GENELLEMELER

Bir Avrupa fıkrasına göre Cennet’te polis İngiliz, aşçı Fransız, araba mekaniği Alman, organizatör İsviçreli, sevgili de İtalyan olurmuş. Cehennem’de ise aşçı İngiliz, polis Alman, araba mekaniği Fransız, organizatör İtalyan, sevgili de İsviçreli. Bu fıkra bu ülkelerle ilgili genellemelere dayanır. İngiliz mutfağının pek iyi olmadığı, Alman polisinin sertliği ve İsviçrelilerin aşk konusunda yeteneksiz oldukları, fıkranın genellemeleri arasındadır. Her nekadar fıkrayı anlattığım bir İsviçreli arkadaş “biliyorum, biliyorum biz aşkta iyi değiliz” diye rahatsızlığını illettiyse de, fıkranın içerdiği genellemeler sempatik ve iyi niyetli olarak algılanabilir. Öbür yandan bazı genellemeler ya gerçeği yansıtmaz ya da bir ülke veya etnik grubu küçük görmeye neden olur.

Türklerin örneğin, kırıcı, aşırı disiplinli ve merhametsiz oldukları özellikle Batı’da hala geçerli bir genellemedir. Kore savaşından sonra Amerika’da dolaşan “Bir Türk eri annesini bile öldürür, yeterki emir onbaşıdan gelsin” lafı, bu genellemeye dayanır. Zencilerin pis koktukları, Arapların fazla abarttıkları, Japonların gaddar, İskoçların cimri ve başka dine (veya dinsiz) inananların “kötü” oldukları bu genellemeler arasındadır. Değişik birçok amaç ve nedenlerle ortaya çıkan bu genellemeler, insanlara, kafayı fazla yormadan, başkalarını kolayca değerlendirmede yararlı olabilir ama, böyle değerlendirmeler birçok önyargıya da neden olur. Bulgarlar örneğin, kurtuluş savaşlarında binlerce masum Türkü katletmiştir. Bu katliamların belgelenmiş olmasına rağmen, Bulgarlar olayın tersini “başarıyla” Avrupalılara kabul ettirtmiştir. Türkler hakkındaki genellemeler bu “başarıda” önemli rol oynamıştır.

Türkçe’deki “insanın adı çıkacağına canı çıksın” deyimi, genellermelerden kurtulmanın ne kadar zor olduğunu anlatan bir izlenimdir. Zencilerin kötü koktuğuna, bütün Almanların ırkçı olduğuna ve Afrikalıların tembel olduğuna inanan bir çok insan vardır. Kötü kokmanın insan rengine değil de fakirliğine bağlı olduğu ve her yerde, Almanya’da olduğu gibi ırkçıların bulunduğu bu genellemeleri yavaş yavaş ortadan kaldırıyorsa da, Alman’a ilk önce insan, sonra Alman, veya Avrupa’lı veya Hiristiyan olarak bakmamız için daha çok zamana ihtiyacımız olduğu da bir gerçektir. Bu zamanı kısaltmanın çareleri var mıdır, eğer varsa nelerdir?

Uzun yıllar ülke dışında yaşayan bir olarak ben, eğer hakkımızdaki genellemeleri değiştirmek isttiyorsak, iki şıklı bir çözüm yolu görüyorum. İlki, dışarda yaşayanların kendi yaşamıyla ilgilidir ikincisi ise Türkiye’nin ülke olarak yaptıklarıyla.

Öğünmek gibi olmasın ama, bana verilen en büyük “iltifatlar” arasında başka türlü bir Türk olduğumdur. Bu iltifatı, Türklerle ilgili genellemelere uymadığımı algılarım ve benim gibi birkaç Türk’le tanışan bir yabancının, hakkımızdaki olumsuz ön yargıyı değiştireceğine inanıyorum. Sevinerek söyleyebilirimki, bulunduğum toplumdaki Türklerin çoğu çalışkınlıkları, iyi niyetleri ve yardımseverlikleriyle bilinirler, kırıcı, önyargılı ve tutucu olarak değil. Böylece bizimle ilgili yanlış genellermeleri birer birer zamanla gidereceğimize inanyorum ama bu yıllar, belki de yüzyıllar tutabilir. Dolayısıyla bireysel davranıştan daha önemli olan ülkenin davranışıdır.

Türkiye’nin Avrupa’daki şöhreti uzun yıllar Avrupa topraklarını işgal eden Osmanlılara duyulan anti-sempatiye dayanır. Amerika’da ise 20. yüzyılın başında Amerika’ya göç eden Yunan, Errmeni ve diğer Hiristiyanların söylediklerine. Cumhuriyet kurulduktan sonra, ülkenin modernleşme çabaları, “yurtta sulh, cihanda sulh” dış politikası ve tarihte örneği az görülen reformlarıyla Türkiye sempati toplamış ve sert imajımız yumuşamaya başlamıştı. İkinci Dünya savaşından sonra da dış ülkelere eğitim, ticaret veya turizm amacıyla gitmeye başlayan Türkler, bu imajın yumuşamasını bir hayli hızlandırmıştı. Fakat son yıllarda, belki de ülkenin etki çerçevesinin dışındaki olaylar, şöhretimizi değiştirme konusunda bir duraklama devri getirmiştir.

Hiristiyanlık ile İslamın birdenbire yükselen rekabeti, Amerika’nın dış politikası, ülke bölünecek korkusuyla gelişen aşırı milliyetçilik, Ermeni disyasporasının amansız mücadelesi ve bazı kanunlarımızın (301 gibi) demokrasiye ters düşmesi hem Türkiye’nin ve hem de dışarda yaşayan Türklerin işini zorlaştırmıştır. Ülkemizdeki gelişmeleri iftiharla yabancı arkadaşlara anlatan bizler, Hrat Dink cinayetinden ve Nobel ödülünü almış büyük bir yazarımızı dışladıktan sonra savunmaya geçmiş bulunuyoruz.

Düşündüğünü (ne kadar benimsemiyorsak) söylediği için birini öldürmek veya ülkeden çıkmaya zorlamak ne insanlığa ne de demokraiye yakışır. “Türkün Türkten başka dostu yoktur” diye düşünmek ne tarihimize ne de bize yakışır. Batı bizi bölmek isteseydi çoktan bölmüştü, dolayısıyla o korkuyu üstümüzden atıp kuşkusuz yaşamak ve aşırı milliyetçiliğin hiç kimseye yaramadığını (bakın Yugoslavya’ya) görmek zamanı gelmiştir. Ülkemizde yaşayan bir Ermeni’nin cinayetinden sonra biz diasporada yaşayan Türkler Ermeni lobisiyle nasıl yarışırız? Tarihimizin en büyük kültür başarısını alan yazarı ölümle tehdit etmemizi yabancı arkadaşlara nasıl anlatırız? Ülkelerine ters düşen (Pintar gibi) kaç Nobel ödüllü yazar, korkudan ülkesini terk etmiştir?

Hoş olmayan bir şöhreti yok etmek herkesin çabasıyla başarılır. Biz dışarda yaşayanlar çabalarımıza devam edeceğiz, fakat anavatanda oturanların işi bu kadar yokuşa sürmelerinin mantığı ne anlamak güç.
          

Yorum eklemek istiyorsanız, lütfen buraya tıklayınız...
 

Hicri Köroğlu

Bu sayfayı arkadaşınıza tavsiye edin..!  

Diğer Yazılar: Ana Sayfaya Dön

Bütün hakları saklıdır. izinsiz kopya edilemez ve kullanılamaz..! Yasal Uyarı (Disclaimer)
Copyright © 2000-2008 Stork Corporation-Turkish-Media.Com bir Stork Corporation Kuruluşudur...
Hicri Koroglu HİCRİ KOROGLU hicri koroğlu Hicri KÖROĞLU HICRI